İsrail’e lanet mi? Yoksa bilinçli olmak mı? - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Beritan** · 01-12-2009, 00:24

A. Raif ÖZTÜRK

Sivil halkın üzerine vahşice saldıran İsrail’e lânetler yağıyor.

Yüz bin kişilik protesto mitingleri yapılıyor. Elliye yakın Müslüman ülkeden ise sadece 3-4 tanesi resmi girişimlerle bu vahşetin durdurulması için çağrılar yapıyor, diplomatik girişimlerde bulunuyor.

Diğer yandan İsrail ise tüm çağrılara, lanetlere ve protestolara kulak tıkayarak, ‘bağ budama rahatlığı’ içinde, çoluk, çocuk, kadın demeden, insan kıyımına vahşice devam ediyor.

Peki, bu acı ve acıklı tablonun mimarları sadece onlar mı?
Acaba; bir buçuk MİLYAR Müslüman ve Filistin’liler bu konuda çok mu masum?
Geçici menfaatler uğruna, Yahudilere arazi satma gafletlerine ve El-Fetih-Hamas bölünmeleri ve düşmanlıkları nedeniyle, iç savaşlara da girmeden ‘özeleştiri’ yapacağım.

Evet, Yahudilerin eğitimleri ve yetişme tarzları malûm.

İsrail okullarında, "Araplara ne yapmak gerek?" sorusu sorulduğunda, tüm çocuklar hiç duraksamadan, "öldürülmeli" diye bağıracak şekilde yetiştiriliyor.

Eğitim dini kıyafetlerle yapılıyor. Okullarda Tevrat, Talmud ve Kabbala eğitimi matematik ve fen derslerinden fazladır. (!) Yahudi, kendisinin Tanrı tarafından seçilmiş, yeryüzünün gerçek sahibi olduğu telkinleriyle büyüyor.

Muharref Tevratta: “Ancak Tanrınız Rabbin miras olarak size vereceği bu halkların şehirlerinde, soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız” (Tesniye; 20/16) inancıyla dolduruluyor.

Müslüman’lar ise hâlâ, onları tanıyamama gafleti içindedirler…

Çamlıca Kız Lisesi Müdür Muavini Sabahat Egemen Hanım'ın, yine bir lise hocası olan arkadaşının başından geçen şu olay, değişik ülkelerde yıllarca azınlık psikolojisi içinde yaşayan Yahudi cemaatinin, millet olma şuurunu nasıl kazandıklarını göstermesi açısından oldukça önemlidir ve ibret vericidir:

-“Çocuklardan not tutmaları için birer defter getirmelerini istedim. Sınıfın tek Musevi talebesi hariç, iki gün içinde hepsi isteğimi yerine getirdiler. Her derste Yahudi kızına defter getirmesi gerektiğini tekrarladımsa da, hali vakti yerinde olduğu halde, kız deftersiz gelmekte devam ediyordu.
Nihayet aradan bir hafta geçtikten sonra, dediğimi yapmadığı takdirde kendisini sınıfa almayacağımı söyleyince ağlamaya başladı.

Ailesinin çok geniş imkânı olduğunu bildiğim için bu direnmenin sebebini öğrenmem lazımdı ve kendisine sordum. Kızdan aldığım cevap, bir Siyonist prensibin genç bir Yahudi kızında ifade bulmasından ibaretti.
Kız ağlamaya devam ederken; ‘NE YAPAYIM ÖĞRETMENİM, Mr. YAKO ON GÜNDÜR DÜKKÂNINI AÇMADI, HERHALDE HASTA OLMALI’ dedi.”

Yako'dan başkasından alış veriş etmeyi ‘prensibine ihanet’ addedecek ırkî bir taassupla, Yahudiliğine gösterdiği bu sadakatin kaçta kaçı bizlerde bulunmaktadır? Lütfen biraz düşünelim…
Çamlıca’nın Müslüman sakinlerinin, el birliği ile zengin ettikleri parçacı Mişon’un, kumaş tüccarı olduğunu duyduktan sonra, Yahudi kızının Yako'su da herhalde günün birinde kırtasiye toptancısı olacaktır. (M. Tarihi: 08-06-2008 23:55)

Bu tabloyu çok iyi tahlil ederek, çok bilinçli hareket etmek ve yapılan yanlışlardan tek tek dönmek şarttır…
Böylesine bir eğitimden geçen ve çocuk yaşta ırkî bir taassup ve prensip sahibi olan Yahudi milletinden bir sağduyu beklemek, ahmaklığın zirve noktasıdır.

O halde bizlere düşen sadece lanetlemek değil, onların kan damarını, can damarını besleyen kurum ve markalara, kararlı bir şekilde BOYKOT etmektir.
En azından yukarıdaki Yahudi kız kadar!...

İsrail ile yakın bağları olan ve kazançlarının önemli bir bölümünü İsrail’e aktardıklarını övünerek açıklayan Amerikan şirketlerini, çok iyi tespit ederek onlardan şuurlu ve kararlı bir şekilde alış-verişleri tamamen kesmek şarttır.

Maalesef bu konuda; çok saf, vurdumduymaz ve körü körüne hareket eder hale getirildik. Bir seyahat sırasında, bir Yahudi markası olan mc. Donalds.’ın bir şubesine göz attık. Çevresinde mis gibi İnegöl köftecisi vs. varken, maalesef bu mekân Türk ve Müslüman halkımız tarafından dolup taşıyordu. Hem de dışarıda dakikalarca sıra bekleyerek.

Ne yazık ki oradan çıkan bir gurup, Mc. Donalds’a para kazandırmanın huzuru (!) içinde, namaz kılmak için (!) mescid arıyorlardı. Yazık, çok yazık çok…

B. M.’de, aleyhine en çok karar çıkartılan, ama bu kararların hemen hemen hiç birini tanımayan bu Yahudi Devletine en büyük desteği, maalesef biz saf Müslümanlar veriyoruz.
Tıbbi zararları defalarca tescil ve ilan edildiği halde, Coca Colayı en çok bizler tüketiyoruz. Sonra da; sadece “KAHROLSUN KATİL İSRAİL” diye slogan atınca, görev yaptığımızı sanıyoruz. Vaah benim Müslüman kardeşim vah!…

Yahu onlara bu parayı, zenginliği ve cesareti sen veriyorsun, biz veriyoruz!...

Yıllardan beri bu konu, aklı selim usta yazarlar tarafından yazılıyor, çiziliyor, haykırılıyor. Tüm camilerde imam ve vaizler tarafından uyarılıyor. İsrail’e destek veren Yahudi markaları ‘SATMA’, ‘ALMA’, ‘KULLANMA’ diyerek çeşitli listeler yayınlanıyor.

Allah aşkına, bu çağrıları ve uyarıları kaç kişi uyguluyor acaba?

Ayrıca; onların markalarından daha iyilerini üretebilme çalışmaları ve buluşları yapması gereken bilim adamlarımız, maalesef hâlâ ‘başörtüsü’ avcılıklarıyla meşgul…

Eğer Müslüman ŞUURLU ve BİLİNÇLİ olmaz ise tarih tekerrür etmeye ve bu Yahudi mezalimi, Müslümanları ezmeye devam edecek, haberimiz olsun…
Bu son olayların, bizleri ve tüm Müslümanları gafletten uyandırması dileğiyle.

http://www.moralhaber.net/yazidetay....0065&yazar=142

**tsira35** · 01-12-2009, 00:45

Sadece benim boykot etmemden ne olur diyenlere ithaf olsun bu yazı

**Gökmen** · 01-12-2009, 01:10

ÜMMÜ _SELEME kardeşim çok güzel bir konu, ben günlerdir bu yapılan mitingler ve protestolar ile sadece bir yere varılmayacağını anlatmaya çalışıyorum, insanlar miting,e katılıyor dağılırken mc donalds,lara kafelre gidiyor yemek yiyor, kimiside coca cola alıp evine götürüyor, kimide nike dan alış veriş yapıyor ,bu ne lahana turşusu bu ne perhiz. (+) Umarım daha duyarlı oluruz bundan sonra.

01-12-2009, 00:24	#1
Kullanıcı Adı Beritan	İsrail’e lanet mi? Yoksa bilinçli olmak mı? A. Raif ÖZTÜRK Sivil halkın üzerine vahşice saldıran İsrail’e lânetler yağıyor. Yüz bin kişilik protesto mitingleri yapılıyor. Elliye yakın Müslüman ülkeden ise sadece 3-4 tanesi resmi girişimlerle bu vahşetin durdurulması için çağrılar yapıyor, diplomatik girişimlerde bulunuyor. Diğer yandan İsrail ise tüm çağrılara, lanetlere ve protestolara kulak tıkayarak, ‘bağ budama rahatlığı’ içinde, çoluk, çocuk, kadın demeden, insan kıyımına vahşice devam ediyor. Peki, bu acı ve acıklı tablonun mimarları sadece onlar mı? Acaba; bir buçuk MİLYAR Müslüman ve Filistin’liler bu konuda çok mu masum? Geçici menfaatler uğruna, Yahudilere arazi satma gafletlerine ve El-Fetih-Hamas bölünmeleri ve düşmanlıkları nedeniyle, iç savaşlara da girmeden ‘özeleştiri’ yapacağım. Evet, Yahudilerin eğitimleri ve yetişme tarzları malûm. İsrail okullarında, "Araplara ne yapmak gerek?" sorusu sorulduğunda, tüm çocuklar hiç duraksamadan, "öldürülmeli" diye bağıracak şekilde yetiştiriliyor. Eğitim dini kıyafetlerle yapılıyor. Okullarda Tevrat, Talmud ve Kabbala eğitimi matematik ve fen derslerinden fazladır. (!) Yahudi, kendisinin Tanrı tarafından seçilmiş, yeryüzünün gerçek sahibi olduğu telkinleriyle büyüyor. Muharref Tevratta: “Ancak Tanrınız Rabbin miras olarak size vereceği bu halkların şehirlerinde, soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız” (Tesniye; 20/16) inancıyla dolduruluyor. Müslüman’lar ise hâlâ, onları tanıyamama gafleti içindedirler… Çamlıca Kız Lisesi Müdür Muavini Sabahat Egemen Hanım'ın, yine bir lise hocası olan arkadaşının başından geçen şu olay, değişik ülkelerde yıllarca azınlık psikolojisi içinde yaşayan Yahudi cemaatinin, millet olma şuurunu nasıl kazandıklarını göstermesi açısından oldukça önemlidir ve ibret vericidir: -“Çocuklardan not tutmaları için birer defter getirmelerini istedim. Sınıfın tek Musevi talebesi hariç, iki gün içinde hepsi isteğimi yerine getirdiler. Her derste Yahudi kızına defter getirmesi gerektiğini tekrarladımsa da, hali vakti yerinde olduğu halde, kız deftersiz gelmekte devam ediyordu. Nihayet aradan bir hafta geçtikten sonra, dediğimi yapmadığı takdirde kendisini sınıfa almayacağımı söyleyince ağlamaya başladı. Ailesinin çok geniş imkânı olduğunu bildiğim için bu direnmenin sebebini öğrenmem lazımdı ve kendisine sordum. Kızdan aldığım cevap, bir Siyonist prensibin genç bir Yahudi kızında ifade bulmasından ibaretti. Kız ağlamaya devam ederken; ‘NE YAPAYIM ÖĞRETMENİM, Mr. YAKO ON GÜNDÜR DÜKKÂNINI AÇMADI, HERHALDE HASTA OLMALI’ dedi.” Yako'dan başkasından alış veriş etmeyi ‘prensibine ihanet’ addedecek ırkî bir taassupla, Yahudiliğine gösterdiği bu sadakatin kaçta kaçı bizlerde bulunmaktadır? Lütfen biraz düşünelim… Çamlıca’nın Müslüman sakinlerinin, el birliği ile zengin ettikleri parçacı Mişon’un, kumaş tüccarı olduğunu duyduktan sonra, Yahudi kızının Yako'su da herhalde günün birinde kırtasiye toptancısı olacaktır. (M. Tarihi: 08-06-2008 23:55) Bu tabloyu çok iyi tahlil ederek, çok bilinçli hareket etmek ve yapılan yanlışlardan tek tek dönmek şarttır… Böylesine bir eğitimden geçen ve çocuk yaşta ırkî bir taassup ve prensip sahibi olan Yahudi milletinden bir sağduyu beklemek, ahmaklığın zirve noktasıdır. O halde bizlere düşen sadece lanetlemek değil, onların kan damarını, can damarını besleyen kurum ve markalara, kararlı bir şekilde BOYKOT etmektir. En azından yukarıdaki Yahudi kız kadar!... İsrail ile yakın bağları olan ve kazançlarının önemli bir bölümünü İsrail’e aktardıklarını övünerek açıklayan Amerikan şirketlerini, çok iyi tespit ederek onlardan şuurlu ve kararlı bir şekilde alış-verişleri tamamen kesmek şarttır. Maalesef bu konuda; çok saf, vurdumduymaz ve körü körüne hareket eder hale getirildik. Bir seyahat sırasında, bir Yahudi markası olan mc. Donalds.’ın bir şubesine göz attık. Çevresinde mis gibi İnegöl köftecisi vs. varken, maalesef bu mekân Türk ve Müslüman halkımız tarafından dolup taşıyordu. Hem de dışarıda dakikalarca sıra bekleyerek. Ne yazık ki oradan çıkan bir gurup, Mc. Donalds’a para kazandırmanın huzuru (!) içinde, namaz kılmak için (!) mescid arıyorlardı. Yazık, çok yazık çok… B. M.’de, aleyhine en çok karar çıkartılan, ama bu kararların hemen hemen hiç birini tanımayan bu Yahudi Devletine en büyük desteği, maalesef biz saf Müslümanlar veriyoruz. Tıbbi zararları defalarca tescil ve ilan edildiği halde, Coca Colayı en çok bizler tüketiyoruz. Sonra da; sadece “KAHROLSUN KATİL İSRAİL” diye slogan atınca, görev yaptığımızı sanıyoruz. Vaah benim Müslüman kardeşim vah!… Yahu onlara bu parayı, zenginliği ve cesareti sen veriyorsun, biz veriyoruz!... Yıllardan beri bu konu, aklı selim usta yazarlar tarafından yazılıyor, çiziliyor, haykırılıyor. Tüm camilerde imam ve vaizler tarafından uyarılıyor. İsrail’e destek veren Yahudi markaları ‘SATMA’, ‘ALMA’, ‘KULLANMA’ diyerek çeşitli listeler yayınlanıyor. Allah aşkına, bu çağrıları ve uyarıları kaç kişi uyguluyor acaba? Ayrıca; onların markalarından daha iyilerini üretebilme çalışmaları ve buluşları yapması gereken bilim adamlarımız, maalesef hâlâ ‘başörtüsü’ avcılıklarıyla meşgul… Eğer Müslüman ŞUURLU ve BİLİNÇLİ olmaz ise tarih tekerrür etmeye ve bu Yahudi mezalimi, Müslümanları ezmeye devam edecek, haberimiz olsun… Bu son olayların, bizleri ve tüm Müslümanları gafletten uyandırması dileğiyle. http://www.moralhaber.net/yazidetay....0065&yazar=142

01-12-2009, 00:45	#2
Kullanıcı Adı tsira35	Sadece benim boykot etmemden ne olur diyenlere ithaf olsun bu yazı

01-12-2009, 01:10	#3
Kullanıcı Adı Gökmen	ÜMMÜ _SELEME kardeşim çok güzel bir konu, ben günlerdir bu yapılan mitingler ve protestolar ile sadece bir yere varılmayacağını anlatmaya çalışıyorum, insanlar miting,e katılıyor dağılırken mc donalds,lara kafelre gidiyor yemek yiyor, kimiside coca cola alıp evine götürüyor, kimide nike dan alış veriş yapıyor ,bu ne lahana turşusu bu ne perhiz. (+) Umarım daha duyarlı oluruz bundan sonra.

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)