AK Gençliğin Buluşma Noktası
Siyaset Siyaset haberleri bu bölümde paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-08-2009, 18:08   #1
Kullanıcı Adı
Yıldırım
Standart Türkiye’nin hesabı tuttu


Türkiye’nin hesabı tuttu

ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama’nın Ankara ziyareti sırasında tartışmaya açtığı ‘model ortaklık’, yıllardır ne anlama geldiğini bilmeye çalıştığımız ‘stratejik ortaklık’ kavramının yerine ikame edilecek gibi gözüküyor.

Düne kadar ABD’nin Avrupa ve Ortadoğu’da iki önemli stratejik ortağı vardı: İngiltere ve İsrail. Sayılırsa bir de Türkiye... 1 Mart 2003 tezkeresinden sonra testi çatladı ve bu ortaklık sadece fantastik bir ifade olarak lafta kaldı.

Türkiye, bu gruptan ayrıldı.

Çok derin dış politika bilgisine sahip olmadan bile bu ülke isimlerine (İngiltere ve İsrail) bakarak ABD açısından stratejik ortaklığın ne anlama geldiğini kaba hatlarıyla tarif etmek mümkündür.

Bu çerçevede, küçük ortaklar açısından ABD’nin küresel veya bölgesel politikalarına kayıtsız şartsız biatını esas alan emir komuta zincirinden söz edilebilir. Küçük ortakların şımarıklıklarına katlanmak ise ABD için tek ciddi fedakarlıktır.

1 Mart sonrası süreçte kırılan bu emir komuta zinciri, Obama yönetimi tarafından ‘model’ halkayla tutturulmaya çalışılıyor.

Türkiye’nin hesabı tuttu

Kuşkusuz, yeni süreci doğuran temel nedenlerden biri, Türkiye’nin yenidünya denklemindeki pozisyonudur. Bölgesel bir güç ve küresel bir oyuncu olarak, Obama’ya dünyayı Bush’tan farklı algılama motivasyonunu kazandıran dinamikleri tetiklemiştir.

Şunu da kabul etmek lazım; Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun ‘Ritmik Diplomasi’, ‘Stratejik Derinlik’, ‘Komşularla Sıfır Problem’ ve ‘Domino Teorisi’ gibi açılımları yeni Türk diplomasisinin odak noktasıdır.

Türkiye, Suriye ile problemlerini büyük ölçüde çözdü. İran’la sıcak bir diyalog kurdu. Irak’a tüm yardım kapılarını açtı. İsrail’in Suriye ve diğer bölge ülkeleriyle diyalog kurabilmesine yardımcı olmaya çalıştı. Filistin’in yanında oldu. Lübnan’da cumhurbaşkanlığı krizinin çözülmesine katkıda bulundu.

Rusya’nın Güney Osetya’ya saldırısı sonrası Kafkasya’da patlayan savaşın sona erdirilmesi için NATO ile Rusya arasında arabulucu oldu. Neredeyse her kıtada boy gösterip BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğini söke söke kopardı.

Özellikle Davos’tan sonra Tayyip Erdoğan’ın şahsında Türkiye, neredeyse tüm dünyada ezilmiş halkların sembolü haline geldi. Erdoğan da halinden memnundu, misyonunu şöyle tarif etti: ‘Kimsesizlerin kimsesi, sessizlerin sesiyim.’

Artık Türkiye, Kanada, İngiltere ve İsrail değildi. Tarih ona yeni bir rol biçiyordu. Anlaşılıyor ki, Türkiye’nin bu yeni rolünü en iyi okuyanlardan biri Obama oldu. Hurafeye dönüşen geleneksel politikalarla geleceği yakalamanın imkansızlığını gördü.

Böylece stratejik ortaklığın küllerinden model ortaklık doğdu.

Barack üstü az Hüseyin

Obama’nın tarihi sözü aynen şöyle: ‘Başarı Türkiye ve ABD’nin model ortaklık oluşturmasıyla mümkün olabilir. Baskın bir Hıristiyan ulusla Müslüman ulus bir araya gelecek ve iki kıtayı birleştirecek.’

Şifre bu cümlede gizliyse, Obama’nın ‘model ortaklık’ sözüyle medeniyetler arası ittifaka gönderme yaparak, dünya barışının iki büyük toplum arasındaki işbirliğinden geçtiğini söylemek istediği anlatılabilir.

Obama öncü rolü ise ABD ve Türkiye’ye birlikte veriyor. Ama rolün tarifi, tebliğden ziyade örnek alınacak modelin oluşturulması prensibine dayandırılıyor.

Sonraki cümlede bu niyeti açıkça görüyoruz: ‘Büyük bir Hıristiyan nüfusa sahip olmamıza rağmen biz kendimizi vatandaşların oluşturduğu, ideallerin birbirine bağladığı bir ulus olarak görüyoruz. Laik bir ülke vaadinin ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterme vaadinin sürdürülmesinin Batı ve Doğu olarak birlikte hareket edecek olursak son derece sıra dışı bir etkisi olacaktır.’

Burada üç temel kavrama vurgu var: 1-Laiklik, 2-Hukukun üstünlüğü, 3-Demokrasi.

Anlıyoruz ki, Obama, İslam alemine hukukun egemen olduğu laik ve demokrat bir Türkiye modelini işaret ediyor. En sağlam zemin olarak AB üyeliğini görüyor. ‘Türkiye AB’ye mutlaka üye olmalıdır’ sözünün bir jestten ziyade yeni projenin parçası olarak ortaya çıktığı anlaşılıyor.

Çünkü, model ortaklığın, Doğu’da Hıristiyan kulübü olarak görülen AB zemininde daha güçlü sinyale dönüşeceği kanaati hakim durumda.

Türkiye açısından baktığımızda ortada yeni bir durum yok aslında. Yıllardır hançeresi yırtılırcasına ‘Ben farklıyım, İslam alemindeki tek laik ve en güçlü demokrasiye sahip ülkeyim’ diye haykırıyordu. Başbakan Erdoğan’ın İspanya ile birlikte medeniyetler arası ittifak projesi için koşturmasının gerisinde yatan hedef de budur.

Nitekim Erdoğan, Obama ile baş başa görüşürken dile getirdiği şu ifade bunu daha açık şekilde ortaya koyuyor: ‘Sizin adınız bile sentez. Hüseyin ve Barack iki farklı kültürü bir arada temsil ediyor.’

Ama bu yeni proje, asla Türkiye’yi Ortadoğu’da İsrail’in yerini alacağı şeklindeki ileri yorumlara sürüklemez. Zaten ABD, Türkiye’yi İsrail’e benzeştiremediği için stratejik ortaklıktan model ortaklığa geçmek istiyor.

Çünkü birinde emir komuta, diğerinde işbirliği vardır. İki ülke arasındaki ilişkinin düzeyini işbirliği şartları belirler, bazen İsrail’den öte kankalık hali doğabilir bazen yollar ayrılır.

Derin analize girmeden şöyle özetleyelim; Barack üstü az Hüseyin. Ya da arkamdan koşma beraber yürüyelim...

 

Yıldırım isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 04-08-2009, 18:33   #2
Kullanıcı Adı
ALPEREN4425
Standart
Arkamdan koşma beraber ağlatalım dünyanın anasını...

Bu mazlum millet hep birilerinin vaatleriyle karnını doyurmaya alışmış. Yok sizi AB ye alacağız , yok siz bizim stratejik ortağımızsınız, yok Müslüman aleminden özür dileyeceğim diye söz verip , ardından dalgası geçilen bir millet olduk hep. Milleti anlarım anlamasına da , Bizim bu AB ve ABD yalakalarına ne demeli. Danimarka geldi ağızlarına bir parmak bal çaldı, ne özür var ortada ne de vaatleri için bir Adım. Obama geldi senin meclisinde sana ahkam kesti Ermeni sorunu çöz diye, alkış tufanı. Bu nasıl siyaset , bu nasıl politika, bu nasıl devlet adamlığı, bu nasıl yüzsüzlük, bu nasıl ahmaklık. Bu ne gurursuz siyaset.

Obaama aday olduğundan beri bir kısım medya (ZAMAN, SAMANYOLU VS.) Obamayı şirin göstermek için canhıraş bir uğraş içindeler. Babalarını bu kadar sevdiklerini sanmıyorum bunların. Neymiş efendim Müslüman bir aileden geliyormuş. Neymiş efendim Medeniyetler İttifakını destekliyormuş. Tabi Dinler arası diyaloğa verdiği desteği unutmamak lazım.
Hal böyle olunca SAMAN grubu Obamaya toz konduramıyor.

Yahu millet uyanın. Bize bizden başka dost yok. Onu bunu bize dost göstermeye çalışan ahmaklar uyanın.
ALPEREN4425 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi