|
![]() |
#1 |
![]() Murat Karayılan'dan irtica uyarısı: Biz varız diye onlar gelemiyorlar, yoksa Güneydoğu irticaya ve İran'a teslim olur!
PKK'nın en önemli ismi Murat Karayılan bir yandan devletle uzlaşma mesajları veririken diğer taraftan da kendisini ve örgütünü adeta yeni misyonuna hazırlıyor. Karayılan, Hasan Cemal'e yaptığı açıklamalarda, Güneydoğu'da irtica tehlikesinden bahsederek, PKK nın irticanın önündeki en büyük engel olduğunu iddia etti. Bir anda bölücü terör örgütü olmaktan çıkıp, Ulusalcı-laikçi örgüt konumuna geçen PKK liderinin sözleri ile zinde güçlerin söylem birliği dikkat çekici. Fethullah Gülen ve Hizbullah hareketleri üzerinden irtica kampanyasına katılan Karayılan'ın JİTEM'i de savunma anlamına gelen sözleri ise hayli manidar: "Fethullahçılar devlet sistemine yerleşmek istiyorlar. AKP ile bunun için yakınlaştılar. Güç kazandılar. Amerika'dan da destek alıyorlar. Fethullahçıları İslam dünyasına sürüyor Amerika'... 'Biz de PKK'ya karşıyız; biz de devletçiyiz!' diyerek devlete yerleşiyorlar. Güneydoğu'da varlar ama yoğun değiller. AKP içinden geliyorlar. Poliste, öğretmende yaygınlar. Dine sıcak bakan kesimlerde yaygınlar. Varsayalım PKK bastırıldı, bitirildi. O zaman ne olur bölge biliyor musunuz, gericiliğin merkezi olur Güneydoğu… İran'ın çabaları var. İslamcı hareketi alternatif olarak geliştirmek istiyorlar. Hizbullah'ı asıl geliştiren JİTEM değil, İran'dır." Daha önce de buna benzer söylemler, PKK ve organik bağlantı içinde olduğu çevrelerde dile getirilmişti. Diyarbakır'ın HADEP'li eski belediye başkanı Feridun Çelik, mürteci olarak yaftaladığı Fazilet Partilileri, MGK'ya şikayet ederken şu ifadeleri kullanmıştı: "Millî Güvenlik Kurulu'nun irticayla ilgili kararları ortadayken devletin bir valisinin Fazilet Partisi'ne bu denli yakınlığı ne kadar doğru?" DTP'nin eşbaşkanı Aysel Tuğluk da, dolambaçlı yollardan değil, direkt bir mesajla Ulusalcılara meramını anlatmıştı: "Toplumsal yaşamımızı, geleceğimizi ve yönetme-yönetilme biçimimizi ilgilendiren ortak sorundan hareketle sol çevreler, laik, aydın ve (güncelleştirilmiş sol-demokrat karakteriyle) Kemalist güçlerle demokratik Kürt siyasetine karşılıklı tanıma ve tanışma çağrısı yapmak gerekmiyor mu? Kemalistler, sol, muhalif ve aydın çevreler Kürtlerle uzlaşmanın kaçınılmazlığına inanıyorsa, ılımlı İslam denilen ve aslında ne olduğu, nasıl tanımlanacağı çok da belli olmayan ve tamamen "imparatorluk" güçlerinin imalatı bu projeye karşı modern aklın ve demokratik kültürün birbirini kabul eden zemininde buluşabilmelidir. Taktiksel bir ilişkiyi kastetmiyorum; Cumhuriyet'in kuruluş sürecindeki tarihsel deneyimden de yararlanarak, yeniden bir ortaklık kurulması gerektiğinden söz ediyorum. Cumhuriyet'in savunucuları olduklarını iddia edenler gerçekten samimilerse Kürtlerle hesaplaşmaktan vazgeçip, kendileriyle hesaplaşacağı aşikâr gerici güçlere karşı Kürtlerin desteğini aramalıdır." Kamuoyu, şimdi, yeni süreçte, PKK'nın hangi siyasi ihale karşılığı silahlarını bırakacağını merak ediyor. Dünya Bülteni/ Haber Merkezi
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|