06-19-2009, 20:35 | #1 |
Mehmet ALTAN "Askeriye hukuktan korkar mı? "
Yayınlanmasından bu yana bir hafta geçti ve askeriye ‘irtica eylem planı’ konusunu hala aydınlatamadı... Sizce, bir belgenin sahte olup olmadığını anlamak bu kadar uzun sürer mi?
Ve ardından insanın aklını kurcalayan bir soru daha; o belge sahte olsa, askeriye haklı olarak ilk andan itibaren yeri göğü birbirine katmaz mıydı? Ve belki bir üçüncüsü, askerler çok emin olsalar, el-ayak freni yaparak, imzacı albayı doğal yargının elinden alırlar mıydı? * * * Türkiye’de askeri-sivili, yöneteni-yönetileni, siyasetçisi, niye kimse hukuka güvenmiyor? Çünkü başta darbelerle rejimi tanzim eden ve kendini ‘kurucu unsur’ olarak gören asker hukuka güvenmiyor... Asker hukuka güvense, ‘emirle’ çalışan, tamamen ‘emir-komuta’ zincirinin parçası olan ve evrensel hukukla hiçbir bağlantısı olmayan bir sistemi zorla dayatır mı? Dünyanın çoğu ülkesinde askeri mahkeme yok... Olanlar ise sadece ve sadece ‘disiplin suçlarına’ bakıyor. Bizde ise maşallah... Sivilleri yargılamaktan tutun da, askeri Yargıtay ve Danıştay’a kadar, askere ait ve askeri emirlere göre çalışan koca bir sistem var... Dünyanın neredeyse hiçbir ülkesinde olmayan ‘çift başlı yargı’ bizde neden var? * * * Askerin hukuk dışı eylemleri cezalanamasın diye... Niye bir haftadır durmaksızın Taraf Gazetesi’nin ortaya çıkardığı ‘irtica eylem planını’ tartışıyoruz? Çünkü askeriye bunun gibi hukuksuz onca eyleme, ‘kendi emrinde mahkemeleri’ olduğu için hiçbir ceza biçmedi... Doğal yargı olsa, bu skandal, orman kanunu geçerli olur muydu? * * * Askeriyenin neden doğal hukuk istemediğinin en taze örneği ‘Şemdinli Davası’dır... Bir önceki Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Van savcısı Ferhat Sarıkaya’yı mesleğinden men ettirdiğini, ‘hırsız içerideyse kilit tutmaz’ diyen dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’u da görevden aldırdığını 32. Gün’de anlattı... Sonra ne oldu? ‘İyi çocuklara’ sivil mahkemenin verdiği 39 yıllık ceza, ‘askeri mahkeme’de anında tahliyeye dönüştü. Tabii davanın sivilden askeriyeye geçişini sağlayan adli mekanizmanın detaylarına girmeye hiç gerek yok... Siz buna hukuk devleti mi diyordunuz? * * * Üstelik gene hukuk devletinin en önemli ilkelerinden biri ‘idarenin’ tüm kararlarının yargıya açık olmasıdır... Askerlerin hukuk fobisi orada da devreye girmiş, darbeyle yapılan anayasa vasıtasıyla Askeri Yüksek Şura kararları yargı denetimine kapatılmış... * * * El hak... Askeriye böyle de, siyaset ya da toplum farklı mı? ‘Cüzdan ile vicdan arasında sıkışıp kaldık’ diyen Yargıtay eski başkanını anımsayın... Siyaset de gerçek bir hukuk devletinin alt yapısını kurmak yerine, hala eski düzeni sürdürme sevdasında... Kısacası hukuk çürüyor ve dolayısıyla Türkiye’nin varoluşunun zeminini yok ediyor... ‘İrtica Eylem Planı’, ‘Deniz Feneri’, ‘RTÜK Başkanı’ gibi karşıtların birbirine salladıkları örnekler aslında kimsenin hukuk istemediğinin ispatı... * * * Kısa erimli... Kurnaz, ilkel ve çıkarcı bir anlayışın bu tür uyarılara hiç mi hiç aldırmayacağını biliyorum... Müthiş bir vahşetle herkes hukuku bıçaklamayı çok daha fazla yeğleyecek... ‘İrtica Eylem Planı’ herhalde uyutulacak, ‘Deniz Feneri’ alerji yaratacak, RTÜK Başkanı inanılmaz bir pişkinlikle korunacak... Boşa dememişler ‘her toplum layığıyla yönetilir’ diye... * * * Cumhuriyet’in kurucu unsuru olan askerin hukuk istemediği bir ülkede, diğerlerinin aynı kurnazlıktan medet ummamasına imkán var mı? Ama artık kurnazlığın yetmediği yerdeyiz. Bu ülke değişecek. Yaşadığımız her olay, bu ülkeyi yönetenlere zamanın geri döndürülemez emrini hatırlatıyor: ‘Değişmek zorundasınız.’ star
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|