|
07-21-2009, 20:41 | #1 |
fatma k.barbarosoğlu(aysun kaptan,kurtlar vadisi ve geleceğinöncüsü olarak hırsızlar
Aşağıda okuyacağınız satırlara şaşıracaksınız. Bu kadarı da yazarın tasvir gücü olsa gerek diyeceksiniz. Ama değil.
Bir grup genç İstanbul'u “solumak” üzere Haliç'e doğru yola çıkıyor.Trafik kilitlenip oldukları yerde kalınca en yakın nokta olarak Süleymaniye ye gidiyorlar. Maksat gecenin feyzinden istifade etmek. Hiç de yabancısı olmadıkları mekana girerken garson tarafından uyarılıyorlar. Aman gençler sakın gürültü yapmayın. Sohbet filan. Sakın.Bu gece Kurtlar Vadisi gecesi. Nasıl yani diye şaşırıyor gençler. Kurtlar Vadisi gecesi de ne demek. Seyreden seyreder. Burasıyla alakası ne. Alakasının pek çok olduğu beş dakika içinde anlaşılıyor. Ard arda cipler geliyor bizim gençlerin Süleymaniye'yi solumak için oturdukları mekana. Ciplerin içinden parlak takım elbiseli adamlar iniyor. Bir örnek yürüyüşler içinde yerlerini alıyorlar. Yerleri mi ? Yerleri dev TV ekranının tam karşısı. Bizim gençlerin durumun ciddiyetini yeterince idrak edemediklerini düşünen garson bir defa daha geliyor uyarmaya. Aman sakın. Çoğunluk ne yapıyorsa onu yapın. Gözünüz kesmiyorsa hadi gidin çocuklar. Çoğunluk ne yapabilir ki! Dizi başlıyor. Büyük bir ciddiyet. Garsonun uyardığı gençler ne olup bittiğini anlamadan bir alkış kopuyor. Garsona söz verdiler ya. Alkışlıyor bunlar da.Aradan biraz daha vakit geçiyor.Oyunculardan birinin esprisine parlak takım elbiselilerden biri kalkıyor ben bu adamın alnından öpmez miyim diyor.Herkes ayağa kalkıyor temsili olarak adamın alnından öpülüyor. Okurken komik geliyor değil mi? Hatta insanda biraz da yok canım inanmazlığı oluşturuyor. II İngiliz Sosyal tarihçsi ve Felsefecisi Edward Carpenter (1844-1929) İngiletere'de dindar ve mistik bir sosyalizm anlayışının geliştirilmesine öncülük etmiş bir isim.Uygarlık karşıtı özellikle de Batı Uygarlığına karşı olmasıyla tanınan bir isim. Carpenter “Batı uygarlığının krizi” adlı eserinde “Suçluların Savunması:Bir Ahlak eleştirisi” adlı bölümde hırsızlığın toplumsal ve tarihi olarak değişen anlamları üzerinde durur. “Spartalılar toplumdaki hırsızlık alışkanlığının askeri beceriyi pekiştirip şahsi servet biriktirmeyi kösteklediği için hırsızlığa izin vermişlerdi.Zira şahsi servet biriktirmeyi büyük bir kötülük sayıyorlardı.Fakat günümüzde şahsi servet bizim büyük hedeflerimizden,hırsızlık ise kötü sayılıyor.” “Öte yandan ,günümüzün tarihçilerinin bize söyledikleri gibi ,toplum geçmişteki bir komünal “toplum” safhasından geçip ,özel mülkiyet ara safhasına girdi ve şimdi,bu safhadan da geçip daha gelişmiş bir “komünal toplum” safhasına gidecekse ,hırsızın geçici idealin münhasıran hükümran olmasına karşı çıkan kişi olduğu açıklık kazanır.Onsuz biz ne yaparız?Hinton'un da belirttiği gibi o toplumu yeniden oluşturmanın yolunu açar ve bu uğurda bir söylevciden daha faydalıdır.” “Büyük hırsız grupları kendi aralarında oldukça paylaşımcıdır ve eğer onlar bir çağın yaşadığını temsil ediyorlarsa ,gelecekte daha iyi bir çağın müjdecileridir.Onların her şehirde dostları var ,her zaman göç edebilirler ve başka yerlere sınanabilirler.Kendi aralarında eli açık ve cömerttirler.Eğer zenginleri doğal düşmanları ve avları olarak görüyorlarsa ,çoğunun büyük ölçüde Robin Hood ruhuyla haraket ettiğini ve yoksullara gerçekten yardımcı olduğunu inkar etmek zordur.” III- Aysun Kaptan Sudanlı korsanlara esir düştü biliyorsunuz.Belki de bilmiyorsunuz.Yaz rehaveti,yaz gündemi.Öyle ya ateş düştüğü yeri yakıyor.Ve medya sadece bazı ateşleri düşürüyor ocağımıza.Bir an önce sağ salim dönmesi için dua ederken,korsanların, değişen hırsızlık ve çetecilik işlerinin yaslandığı zihniyet dönüşümlerini düşündüm günlerdir. Korsanların eylemi bütün dünyayı bir şekilde etkileyecek bir mayaya sahip.Sudan'lı korsanları Carperter alıntıları eşliğinde yeniden düşünmenizi tavsiye ediyorum. Kurtlar Vadisi'nin neden bu kadar çok sevildiğini, seyredilmesine neden bu kadar törensel bir önem atfedilmesini de düşününüz lütfen. “Vadi” yi ya seyredenler var ya da seyretmeyenler.Seyredip de sevmeyene pek rastlanmıyor. Ne oluyor bize sorusunu “Vadi”yi neden bu kadar çok “sevdiğiniz” üzerinden de cevaplamaya çalışın diyorum acizane. Fatma K. Barbarosoğlu - Yeni Şafak
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|