|
07-28-2009, 00:02 | #1 |
~ Binbir Gece Masalları ~
Binbir Gece Masalları (Arapça: كتاب ألف ليلة و ليلة Kitāb 'Alf Layla wa-Layla, Farsça: هزار و یک شب Hazâr-o Yak Šab) Orta Çağ'da kaleme alınmış Orta Doğu kökenli bir edebi eserdir. Şehrazad tarafından hükümdar kocasına anlatılan hikayelerden oluşur.
Kraliçe Şehrazad eşi Kral Şehriyar'a hikaye anlatırken TARİHÇE 8. yüzyılda Arap Abbasi Halifesi Harun Reşid zamanında Bağdat önemli bir kozmopolit şehirdi. Şehir İran, Çin, Hindistan, Afrika ve Avrupa'dan gelen tüccarlar ile dolup taşmaktaydı. Bu sıralarda, şehrin kültürel yapısı da gelişti, Arap kültürü özellikle diğer Doğu kültürleriyle harmanlanmaktaydı. Binbir Gece Masalları'nda bulunan hikayeler işte bu dönemde, halk hikayeleri olarak ortaya çıkmıştır. Sözle aktarılan bu hikayeler sonunda tek bir eserde derlenmiştir. Hikayelerin çekirdeğini eski bir Fars (İran) kitabı olan Hazâr Afsâna ('Bin Efsane', Farsça: هزارافسانه) oluşturmuştur. 9. yüzyıl dolaylarında hikayeleri derleyen ve Arapça'ya çevirenin masalcı Ebu abdullah Muhammed el-Gahşigar olduğu söylenir. Eserdeki hikayelerin çerçevesini oluşturan Şehrazad öyküsününse esere 14. yüzyıl dolaylarında katıldığı düşünülmektedir. Eser Fransızcaya 1704'te çevrilmiş ilk modern Arapça derlemesi ise 1835'te Kahire'de yapılmıştır. Her ne kadar eser Fransızca'ya 1704'te çevrilmişse de, eserin ve ihtiva ettiği hikayelerin bir kısmının daha önceden Batı'ya geldiği düşünülmektedir. KONUSU Hikayeye göre Fars kralı Şehriyar "Hindistan ile Çin" arasındaki bir adada hüküm sürer (eserin daha sonraki biçimlerinde bunun yerine Şehriyar'ın Hint ve Çin'de egemenlik sürdüğü yazar). Şehriyar karısının kendisini aldattığını öğrenir ve öfkelenir, tüm kadınların sadakatsiz, nankör olduğuna inanmaya başlar. Önce karısını öldürtür, sonra da vezirine her gece kendisine yeni bir hanım bulmasını emreder. Her gece yeni bir gelin alan Şehriyar, geceyi hanımıyla geçirdikten sonra tan vakti hanımını idam ettirir. Bir süre bu böyle devam eder, daha sonra vezirin akıllı kızı Şehrazad bu kötü gidişata son vermek için bir plan kurar ve Şehriyar'ın bir sonraki eşi olmaya aday olur. Evlendikleri geceden başlayarak, kardeşi Dünyazad'ın da yardımıyla Şehrazad her gece Şehriyar'a çok güzel ve heyecanlı hikayeler anlatır. Tam şafak vakti geldiğinde, hikayenin en heyecanlı yerinde, hikayeyi anlatmayı keser. Hikayenin sonunu merak eden Şehriyar, Şehrazad'ın hikayeye ertesi gece devam edebilmesi için, o gecelik Şehrazad'ın idamını erteler. Kitabın sonuna kadar yer alan hikayeler, Şehrazad'ın Şehriyar'a anlattığı hikayelerdir. Sona gelindiğinde, Şehrazad üç erkek çocuğu doğurmuştur ve evliliklerinden uzunca bir süre geçmiştir. Kralın kadınlara olan öfkesi ve kötü düşünceleri dinmiş, Şehrazad'ın sadakatine inanmıştır. Böylece önceki emrini de kaldırır. "The Sultan Pardons Scherazade", by Arthur Boyd Houghton (1836-1875). Engraving on wood, "Sultan Şehrazad'ı Affederken", Arthur Boyd Houghton.Eserde bulunan hikayeler çeşitlidir; şiir, komedi, trajedi ve alaycı hikayelerin yanında, aşk hikayeleri, tarihi ve dini öyküler de mevcuttur. Eserdeki bir önemli noktada hikayelerin bazılarında bulunan erotik motiflerdir ki bu eserin bazı baskılarının çeşitli yerlerinin sansürlenmesine neden olmuştur. Eserde bulunan hikayelerde hayali veya mitik yer ve karakterlerin yanı sıra gerçek yer ve karakterler de yer alır, çoğu zaman hayali ve gerçek kişi, olay veya yerler birbiriyle harmanlanmıştır. Örneğin, eserdeki birçok hikayede göze çarpan baş karakter Abbasi Halifesi Harun Reşid'dir. Bazen Şehrazad'ın anlattığı bir hikayede geçen bir kahramanın kendine has bir hikayesi ve o hikayenin de içinde farklı bir hikaye olabilir. Böylece eserdeki hikayeler zengin biçimde farklı tabakalardan oluşur. Popüler kültürü de etkileyen eser, hem bir bütün olarak hem de içerdiği hikayeler tekil olarak filme alınmış, benzer edebi eserlerin yazılmasına ilham kaynağı olmuştur. FARKLI BASIMLARI Eserin ilk Avrupa sürümü, bir Avrupa dilindeki ilk baskısı, Antoine Galland tarafından yapılmış Fransızca çevirisidir (1704-1717). Bu çeviri eserin daha önce derlenmiş bir Arapça sürümünden yapılmıştır. 12 ciltten oluşan bu ilk çeviri, Les Mille et une nuits, contes arabes traduits en français , büyük bir ihtimalle çevirinin yapıldığı Arapça nüshada bulunmayan fakat çevirmen tarafından bilinen bazı Arapça hikayeleri de içermekteydi. 850 yılı civarında ortaya çıkan Arapça derleme, Alf Layla (Bin Gece) ise büyük bir ihtimalle, daha önce yazılmış olan, Hazar Afsanah (Bin Efsane) isimli Fars eserinin özetlenmiş bir tercümesiydi. Eserin bugünki ismi olan Alf Layla wa-Layla (Binbir Gece) ise Orta Çağ'da ortaya çıkmıştır. Bu isim büyük ihtimalle sonsuzluk ötesi sayı düşüncesini sembolize etmekteydi, zira o zamanlarda Arap matematik çevrelerinde 1000 sayısı kavram olarak sonsuzluğu sembolize ederdi. Belki de buradan yola çıkarak, eserdeki tüm hikayeleri okuyan kişinin delireceğine dair bir efsane ortaya çıkmıştır. Eser geleneksel Fars, Arap ve Hint hikayelerinin bir derlemesi olarak görülür. Fakat, eserde bulunan ünlü hikayelerden, Alaaddin'in Lambası ve Ali Baba ve Kırk Haramiler eserin Avrupa baskısına Antoine Galland tarafından eklenmiştir. Galland bu hikayeleri Halep'li, Marunî bir masalcıdan duyduğunu yazmıştır. İngilizce'ye çevirisi Sir Richard Burton tarafından The Arabian Nights olarak yapılmıştır. Kendinden evvelkilerden farklı olarak bu çeviri özgün malzemeyi sansürlememiştir. İngiltere tarihinin muhafazakar Victoria döneminde yayımlanmasına rağmen bu çeviri kaynağında bulunan erotik incelikleri ve cinsel tasvirleri içermektedir. Bu çevirinin yanı sıra, daha yakın zamanlarda Fransız doktoru J.C. Mardrus'un çevirisi vardır. Mevcut çevirilerin en doğru ve güzeli, Fransa'daki Bibliothèque Nationale'de bulunan 14. yüzyıldan kalma bir Suriye el yazmasından Hüssain Haddawy'nin yaptığı Arapça derlemedir.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
07-28-2009, 00:10 | #2 |
evet dizidende görüldüğü gibi bence güzel bi kiştap paylaşımınız için tskler
|
|
07-28-2009, 00:20 | #3 | |
Alıntı:
Bahsettiğiniz diziyi aslında tasvip etmiyorum.. Binbirgece masallarının aslını yansıtmayan,çok zıt ve ters bir diziydi.. Oysa binbirgece masalları dizide anlatıldığından daha farklıdır.. Bahsedilen masal zalim bir kralın zeki ve sadık bir kadınla nasıl yumuşadığını ve merhametli olduğunu anlatır.. Günümüzde sahip olunan bir çok kültür ve sanat eserleri bu şekilde yozlaştırılıp farklılaştırılıyor.. Ve dikkat edilirse dizi ile hiçte alakası yok.. Yorum için teşekkürler.. Selametle.. |
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|