AK Gençliğin Buluşma Noktası
Kitaplar ve Dergiler Kitaplar ve Dergi içerikleri, değerlendirme ve tavsiyeler.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-02-2009, 15:25   #1
Kullanıcı Adı
LeyaL
Arrow Dönüşüm.. ( tavsiye ederim..)
"İnsanlar, analarından babalarından çok zamanlarına benzerler.” (Hadis-i Şerif)

Dönüşüm…

“Biz pilav yiyen ve Mesnevi okuyan bir milletiz.” (Yahya Kemal)

“Osmanlı’da roman yoktur, çünkü Osmanlı’da trajedi yoktur.” (Cemil Meriç)

“Fransız kadınını Fransız romanı yarattı.” (Bir Fransız yazarı)

“Gençlerin aynada göremediğini ihtiyarlar tuğlada görür.” (Hz. Mevlâna)

“Ben gençliği gördüm evlat, sen ihtiyarlığı görmedin.” (Dedem)

“Dedem haklı…” (Ben)

Dönüşüm…

Televizyon ilk çıktığında “şeytan icadı” dedik eve almadık. Sonra, haberleri izlemek gerekli, denildi. Haber izlemek için bir şeytan edindik. Sonra yayınlanan diziler dikkatimizi çekti, arkası yarınlar, yurttan sesler korosu…
Sonra bayağı bayağı alıştık bu sevimli şeytancığa. Bir evde televizyon olmadan olur muydu? Bunca zaman televizyonsuz nasıl vakit geçirmiş insanoğlu. Çocukken komşuya giderdik: “Eğer müsaitseniz annemler bu akşam size gelecek.” Zamanla annem komşularını çağırır oldu: “Akşam bize gelin de hep beraber falanca diziyi izleyelim.”

Dönüşüm…

Babaannem hasta, hastaneye gidiyoruz. Yürüyorum, yanımda babaannem yok. Durmuş bekliyor. Ne bekliyorsun babaanne? “Görmüyor musun bir erkek geliyor, erkeğin önünden geçilir mi?” Eyvah sen böyle yaparsan sabaha da varamayız biz.

Babam annesine kırmızı çiçekli bir basma alıp çinti yaptırmış. Bir heves getirdi, gösteriyor. Babaannem şöyle bir göz ucuyla bakıp yüzü asık başını çevirdi. Ne var, ne oldu?! “A oğlum, ben kırmızılı çiçekli giyecek yaşı çoktan geçtim.” Babaanne, sen hiç kırmızılı çiçekli giydin mi ki?

Dedem sinir hastası, elleri titriyor, kızıyor, bağırıyor. Babaannemde tek karşılık yok, işiyle ilgileniyor. Bazı bazı, gizli gizli ağladığını görürdüm.

Ömrüme kast ettin babaanne, ya sen öyle olmayaydın ya zamane kızları böyle olmayaydı. Ömrüme kast ettin…

Dönüşüm…

Eskiden evlenenlere bir yastıkta kocamaları temenni edilirdi. Çiftler bir yastıkta kocardı. Evde evin erkeği çalışır, bütün aileye bakardı. Evin reisi evden çıkarken kalben Allah’a yakarırdı: “Allahım sen rızka kefilsin, Rezzak’sın, bana bu dünyada rızık vermeyi vaadetmiş çalışmayı da üzerime vacip kılmışsın. Bu vacipliğin yerine gelmesi için, senin rızan için çoluğumun çocuğumun rızkının peşine düşüyorum. Senin rızan için çalışmayı, helalinden kazanmayı niyet ediyorum.” Bu niyetin kendini akşama kadar ibadet sevabı vereceğini düşünürdü.

Dükkanını besmelelerle, salâvatlarla açardı. Dükkan ekmek kapısı, rızık kapısıydı ama asla “kazanç” kapısı değil. Çünkü bilirlerdi ki çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz. Şu köhne dünyada namerde muhtaç olmamak yeterdi onlar için. Nereden bilsinler, değil namerde, merde bile muhtaç olmamanın gerektiği bir devrin geleceğini. Çünkü o devrin mertleri bile namert.

Sonra tatlı bir yorgunlukla evlerine gelirlerdi. Biraz soluklandıktan sonra sevgili zevcelerinin yine salâvatlarla besmelelerle karıştırılmış, dualarla pişmiş yemeklerini hep beraber yerlerdi. Kevser suresiyle demlenen çayları içerlerdi. Evde sohbetler edilir, insanlar birbirini dinlerdi. Kimsenin anlaşılmak gibi bir derdi yoktu. Çünkü herkes birbirini anlardı.

Dönüşüm…

Çocuklar oyunlarını kendileri icat eder ya da babalarından dedelerinden kalma oyunları oynarlardı. Oyuncak sıkıntısı asla yaşanmaz, bir çocuğun canı asla sıkılmazdı. Eve dönme zamanı akşam ezanıydı. Akşam ezanı okunduğunda evli evine, köylü köyüne gitmek durumundaydı.

Ayağımın altında çağla/Herkes evine dağıla!

Anneler çocuklarının sokaktan eve girmediğinden şikayet ederlerdi. Ne bilsinler, gün gelecek; “Bu çocuk dışarı çıkmıyor, varsa yoksa internet… Bilgisayarın başından kaldıramıyoruz!” diyeceklerini. Şimdi çocuk psikolojisi, gelişim psikolojisi, çocuk eğitimi gibi onlarca dal, yüzlerce kitap var. Acaba neden? Halbuki bizim annelerimiz okuma yazma bile bilmiyordu.

Dönüşüm…

Hayat çok pratikleşti. Artık her şey çok daha basit, çok daha kolay. Artık dudağına, alnından süzülen teri değmeden kendi terinin tadını bilmeden ölen insanlar var. Üç ayrı telefonla geziyoruz. İnternet her evin içinde. Su ısıtarak leğenlerde yıkanılan zamanlar hayal gibi geliyor. Herkesin kolunda bir saat, modern zamanların kelepçesi. İnsanların her şeyleri var, zamanlarından başka. Halbuki sevgiyi yaşatmak için sadece zaman gerekli. Peki biz neyi kaybettik zamanımızdan başka?!

Dönüşüm…

Hayat bir düşüncenin ekseninde döner. Evvelce din hayat demekti. Fikirler, kavramlar, konuştuğumuz kelimeler hep bu hayat çizgisiyle belirlenirdi. Şimdi teknoloji ve şahsi fayda. Dün Arapça, Farsça kelimeler baskındı dilimizde, bugün İngilizce, Fransızca… “Garbın teknolojisi ve ilmini almalıyız.” diyor Mehmet Akif amca, o kadar basit değil Akif amca… Meydana getirilen, üretilen her şey kendi ahlâkını içinde barındırır. Hadi sök sökebilirsen. Dün bacımın peçesini indirdiler diye silah kuşanan, kurşun atan, bugün arabamı çizdiler diye yedi düvele dümdüz gidiyor da, karısıyla kucak kucağa dans eden adama tebessüm ediyor.

Dönüşüm…

Biz hep pilav yiyen ve Mesnevi okuyan bir millet olarak kalmalıydık. Trajedi hayatımızda hiç olmamalıydı. Kadınlarımız bir sinema filminden ya da televizyon dizisinden fırlamış gibi çıkmamalıydı karşımıza. Tuğlayı kafamıza yemeden, toprağın toprağı cezalandırdığını, görünmese de acının var olduğunu anlayabilmeliydik.

Doğru söylersin dede, biz yaşlılığı görmedik ama gençliğimiz böyledir.


Semerkand Dergisi_ Nisan 2009
Murat Çeri

 


Konu LeyaL tarafından (09-02-2009 Saat 15:30 ) değiştirilmiştir..
LeyaL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 09-02-2009, 15:37   #2
Kullanıcı Adı
AY IŞIĞI
Standart
Nasıl güzel anlatmış acınacak halimizi.
Paylaştığına değdi Leyalim...
Teşekkür ederim..
AY IŞIĞI isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2009, 15:44   #3
Kullanıcı Adı
Al@@tt!n
Standart
değişimi gerektiği gibi gerçekleştiremeyip her zaman yitirme şeklinde vücuda getirdik maalesef.
emeğinize sağlık...
Al@@tt!n isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2009, 17:34   #4
Kullanıcı Adı
Leyl-i hüzün
Standart
Emeğine yüreğine sağlık çok güzel bir paylaşım
Leyl-i hüzün isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2009, 18:32   #5
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Standart
Hayat sürekli inkılab edip suruyor, hakikat..

Ve her değişim bizlerden de çok şey getiriyor-götürüyor..

Amaa değişen şeylerle beraber, değişmeyen, kadim kalan bir şeyler olmalı.. Değerlerimiz gibi..

Allah insanı yaratmış ve ilk insandan beri nice şeyler değişmiş değil mi? Ama en huzurlu ortamın, değişimin olmadığı değil, büyük değişimlerin yaşandığı, "değer"lerin insanda güzel bir inkılaba yol açtığı zamanlarda olduğu görülür..

Bunun içindir ki; değişime değil, değişimin köleleştirdiği sinelere eyvah etmeli.. Eğer "değer" sahibi isek, "kök"lerimiz yere sağlam basıyorsa, inşaallah, her rüzgarda üzerimizde yine çiçeklerin açtığını görürüz..


Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, son paragrafta yazarın Kıymetli bir değerimize, büyüğümüze,"Akif amca" şeklinde hitap, "değişime karşı çıkan bir sineden" nasıl sadır olmuştur, bu da tartışılır!..

selamlar..
Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2009, 22:16   #6
Kullanıcı Adı
ak sevda
Standart
teşekkürler allah razı olsun
ak sevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2009, 22:29   #7
Kullanıcı Adı
hope20
Standart
Halkımız vasat olmaya meyilli zaten, üstüne medyanın körüklemesi de eklenince bu hallere gelmemiz çok zor olmadı maalesef.

Öbür yandan bunların farkında olan bir gençlik olması ne kadarda hoş
hope20 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-03-2009, 12:31   #8
Kullanıcı Adı
BlueMoon
Standart
Alıntı:
hope20 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Halkımız vasat olmaya meyilli zaten, üstüne medyanın körüklemesi de eklenince bu hallere gelmemiz çok zor olmadı maalesef.

Öbür yandan bunların farkında olan bir gençlik olması ne kadarda hoş
halen bizim gibi geleceği gören veyahut yapılanları sorgulayabilen bir gençlik var. halen bu dönemde de hakikat sahibi insanlar var

tuğlayı kafasına yemeden toprağın toprağa nasıl zarar verdiğini anlayabilecek insanlar var

cehenneme gitmeden cehennemin ne kadar ızdırap verici olduğunu anlayabilen insanlar var

Halen daha Hz.Muhammed (S.A.V.) efendimizin cemalini rüyasında gören (Ben) var.

yani her dönemde bunlar olacaktır ta ki kıyamet kopmasına yakın
BlueMoon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-03-2009, 11:22   #9
Kullanıcı Adı
LeyaL
Standart
Sevgili diriliş.f yüreğinize sağlık sağolasınız..

Okumaya değer bulup yorumladığınız için;
Herbirinize teşekkür ederim..
LeyaL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-08-2009, 13:21   #10
Kullanıcı Adı
dilemma
Standart
"Biz hep pilav yiyen ve Mesnevi okuyan bir millet olarak kalmalıydık. Trajedi hayatımızda hiç olmamalıydı."

Bu cümle içimde kaldı.. Sürekli tekrarlıyorum..
dilemma isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi