|
09-04-2009, 12:43 | #1 |
PKK’ya rağmen Kürt Sarkisyan’a rağmen Ermeni meselesini çözebiliriz...
Sorun sadece CHP ve MHP’den kaynaklanmıyor..
Aslında bu iki liderin öfkeli açıklamalarının, sorunun çözümü konusunda olumlu katkılarının olduğunu söylemek bile mümkün.. Seslerini o kadar yükseltiyorlar ki; başka kimsenin sesi çıkmıyor.. Bu kadar bağıran birilerinin harekete geçmesi de mümkün değil.. Belli bir kesimin gazını alıyorlar.. DTP de Kürt halkı ile PKK arasında sıkışmış vaziyette.. Zaten PKK da artık kendi içinde birkaç parça. Sarkisyan’dan olumlu bir mesaj beklemeyin. Bana kalırsa, o da kendisine rağmen bu konunun çözümünü isteyecektir. Ama bunu kendisi seslendirmeyecek, aksine, karşı çıkacak ve hatta sesini yükseltecektir. Maksat, dostlar alışverişte görsün. Kim kimle inatlaşıyor. Boşversenize Ermenistan ya da Kıbrıs Rum Kesimi’yle Türkiye’yi karşı karşıya getirmek, Fille Tavşanı / Kirpiyi karşı karşıya getirmek gibi bir şey.. Birileri bu bölge halkını birbirine kırdırarak bölgede kendi de iktidar ve servet üretme hesabı yapıyor.. DTP’yi de köşeye sıkıştırmaya çalışmayın.. Onların yapabilecekleri, yapamayacakları şeyler var.. Sarkisyan da aynı durumda.. Mesela barajı kaldırın MHP buharlaşır. Ama bunu yaparsanız sizin aldığınız oy ve temsil ettiğiniz milletvekili sayısı da azalır.. Kürtler kendi içlerinde birkaç gruba ayrılır.. İnsanlar kendi istedikleri partiye oy verir, kazanmasını istemedikleri partiye değil, yani umutları ile hareket ederler, korkuları ile değil. Denge bu şekilde de kurulabilir. Baykal ve Bahçeli, aslında AK Parti’nin değirmenine su taşıyorlar. İnsanlar bunlara bakıp AK Parti’ye sığınıyor. Çok sinir bozucu olsalar da, aslında önemli bir misyonları var.. Bu kadar sert açıklamalar yaparak bütün radikal muhalefeti kanatlarının altında toplayıp bekletiyorlar.. Bu kadar yüksek sesle konuşuyorlar da, bundan sonra ne diyecekler başka.. Kitleleri harekete geçirme şansları yok bunların. Hemen dağılır ve çökerler.. Öfkeli bir kalabalığın öfkesini temsil ediyorlar sadece. Hiçbir çözüm önerileri yok. Ne yapacaklarını da bilmiyorlar.. Baykal ne yapıyor? Tabanda ne solcu, ne sosyalist bıraktı. Ne Kürt, ne Alevi kaldı. Demokrat kesim de aldı başına gitti.. Lâikçi, Kemalist, beyaz Türklerden oluşan, sürekli kaybeden bir kesimin çığlığı oldu sadece.. Bahçeli ne yapıyor.. Sesini kıssa da dağılacaklar, bağırırsa da.. Korku ittifakı.. İçi boş, çağı geçmiş sloganlarla bir kitleyi oyalıyorlar.. Terör ve irtica biterse söyleyecek sözleri, yapacak bir şeyleri var mı bu insanların.. Lâik-Kemalist bir dünya görüşü ile daha fazla gidecekleri bir yer yok.. Türkiye halklarının taleplerine ve dünyanın gidişatına yabancılaştılar.. Keşke Erdoğan bunlara cevap yetiştireceğim diye vakit harcamasa.. Aslında Baykal ve Bahçeli, “sinir bozucu” olmalarının yanında Erdoğan için bir şans! Bana kalırsa sabretmeye de değer.. Neden mesela bu tartışma sürecine, Kürtleri ve Ermenileri katıyor da, hâlâ Müslüman kesimin taleplerini öncelemiyor.. Ya da neden hep kriz odaklı bir politika izliyor. Tamam “def-i mazarrat, celbi menafiden evladır” ama paralel programlar farklı politik aktörler tarafından gündeme taşınabilir.. Geç kaldığımız bilişim çağının altyapısını önceleyen ufuk açıcı yeni bir gündem maddesi oluşturmuyor. Neden Anayasa değişikliği talepleri erteleniyor? Neden mesela Erdoğan ve İçişleri Bakanı’nın aktif olduğu açılım sürecine daha sonra Dışişleri de katıldığı halde, örgüt, grup süreçte aktif değil.. Bu tartışmanın sadece politik platformda değil, akademik ve sivil platformlarda da etkin bir şekilde tartışılması gerek. Vatan kurtaran aslanlarla bu iş olmayacak. “Kan dursun” diyeni ihanetle suçlayan taraflar var.. Bunlar olacak.. Ama Ankara’nın yüzünü halka dönerek girişimlerini sürdürmesi gerek.. Ne yaptığı kadar, yaptıklarının nasıl anlaşıldığı ya da anlatılmaya çalışıldığını da görmesi gerek. “Efradına cami, ağyarına mani” bir maslahat izlenmesi gerekiyor.. Derin devletin onlarca internet sitesi varmış, psikolojik harekât için.. Toplumun farklı kesimine yönelik farklı siteler.. Kimi dindar görünümlü, kimi milliyetçi, kimi liberal.. Hepsi Atatürkçü ve Ergenekoncu değil doğrudan.. Ama hepsinin gayesi bir.. Her şey söyleyecekler. Bu psikolojik bir harp taktiği. Bunların STK’ları da var, Mediaları da. Yalan haber de yayıyorlar, sahte belge de üretiyorlar.. Dikkatli olmak gerek.. Birçok gerçek de var elbette. Hiç kimse, olması gereken kadar temiz değil.. Ne yazık ki, yeteri kadar dürüst ve cesur da değiliz.. İhtiraslarımız da var.. Bunlar da elimizi-ayağımızı bağlıyor aslında.. Sonuçta hayat devam ediyor.. Ve herkes için bu süreçte yaptığının karşılığını görecektir. Hüküm Allah’ındır! “İyya kenağbüdü ve iyya kenestaiyn..” “İhdinessıratel müstagıym..” Unutmayalım ki; Allah cahil ve zalim bir kavme hidayet nasib etmez.. Ve biz kendi hakkımızdaki hükmümüzü değiştirmedikçe, Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.. Selam ve dua ile... Abdurrahman Dilipak
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
09-04-2009, 13:08 | #2 |
ermenıstan karabagdan cekılmedıkce soykırım ıddasından vazgecmedıkce sınır kapısını açmak vatana ıhanetttır ve yuce dıvanlık konudur buna sessız kalınamaz
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|