|
09-09-2009, 20:29 | #1 |
Şehit haberlerine ARINÇ yorumu
Yüreğimize taş basmalıyız.. Bülent Arınç, CNN TÜRK'te yayınlanan 'Gündemin Rengi' programında CNN TÜRK Haber Müdürü Rıdvan Akar'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı R. A: Bu şehit haberleri sizce bu açılım sürecine nasıl bir zarar verir ya da verdi mi? B. A: Biz de katılıyoruz o cenazelere. Ancak babalar 'Benim çocuğum öldü, başkalarının ki de ölsün' demiyor. 'Başka çocuklarımız ölmesin. Akan kan dursun' diyor.. YÜREĞİMİZE TAŞ BASMALIYIZ Askerlerimiz şehitliği ve gaziliği göze alarak bu görevleri yapıyorlar. Dün, bugün 5 ya da 7 tanesi şehit oluyor bence bu sürece en kötü etki yapacak şeylerden birisi bu olay. Ama bu olay 25 yıldan beri var. Bu olaylara bakıp duygusal hareket ederek bu süreç bitmeli noktasına gelmemeliyiz, bundan sonra olmamalı noktasından hareketle süreci devam ettirmeliyiz, yüreğimize taş basmalıyız. Akan kan dursun diyenler bunu söylemek istiyorlarsa buna kimsenin hayır dememesi gerek. Sağduyuya güveniyoruz, aklı selime güveniyoruz. 'Şehit cenazesi gelsin, biz de burda bağıralım çağıralım, biz de bundan bir propaganda çıkaralım' diyenler olabilir A partisinde B'de de C'de de... İnsanlar bundan iktidar partisini sorumlu tutarlarsa seçim sonuçlarının bundan olumlu veya olumsuz etkilenmesi mümkün. Zorluklar karşısında kalsak bile halkın bizi cezalandırmayacağına , biz bunun olumlu sonuç vereceğine inanıyoruz, bunu istismar edenlere inanmayacak halk. HALKIN DESTEĞİ AKP'NİN ARKASINDA R . A: Seçim sonuçlarını olumlu olumsuz etkilemesi söz konusu olabilir mi? 2011'de seçimler var. Seçimleri kazanamama riskini tartıştınız mı? B. A: Ben kendi içimde tartışıyorum. Hiçbir kurumun yapmaya cesaret edemediğini yapmaya kalkışmanın faturası ne olur? Eğer sorunları çözmezseniz sizden sonrakiler onu içinden çıkılamaz halde buluyorlar... Hangi seçim hangi şartlarda kazanıldı, kaybedildi biliyorum. halkın desteği var AK Parti'nin arkasında. Zorluklar karşısında kalsak bile halk bizim arkamızda olacak. Bunu istismar edenler ne kadar güçlü olursa halk bizim samimiyetimizi görecektir. Neye değerse değsin biz bu işi yapacağız. Olumlu bir tavırla bu süreci devam ettirmeliyiz. VATAN HAİNLİĞİ DOĞRU DEĞİL R. A: Takvim verebilir misiniz? Çok kafa karışıklığı var. Birileri vatan hainliğini ortaya atıyor. Bir genel başkana yakışmayacak ifadeler söyleniyor. Biz de kızıp ona yakın cevaplar veriyoruz. Birbirimize hitap ederken, 'bu doğrudur, yanlıştır' diyebiliriz. Ancak bizi vatan haini olarak göstermek doğru değil. Birliği beraberliği bu ülkeye getirmek istiyoruz. Tarihte olduğu gibi birlikte yaşamayı sağlamak... Sayın Baykal aklımıza gelemeyen pek çok ithamla bizi suçladı. Uniter devlete karşı olmak, Kürtçe'yi resmi dil yapmakla... Böyle birşey yok. Biz buna karşı tavsiyeniz nedir, eleştiriniz nedir diye sormak istedik. Biz onları dinlemeye gittik. Bu bitmedi daha... Bu konuda birikimi olan herkesle görüşülecek. TBMM'de hükümet olarak geldiğimiz noktayı siyasi gruplara da açıklamak istiyoruz. Kapalı oturum denenler budur. Ocak ayına kadar bu çalışmaların tamamlanacağını umuyorum. R. A: MGK'da nasıl karşılandı? Ben 2 defadır katılıyorum. Bu bile tartışma konusu olmuştu. MGK bildirilerine bakılırsa, oradan ipuçları çıkarılabilir. R. A: Özel televizyonlarda Kürtçe yayın konusu.... B. A: TRT Kanunu değişirken Türkçe'den başka dilde yayın yapma olanağı geldi. Arapça, Farsça ve İngilizce yayın kanalı açmayı da düşünüyoruz. Kürtçe yayın yapmak isteyen özel TV'lere süre kısıtlaması olmadan yayın yapmak için RTÜK benden önce başlamış çalışmaya, onu revize dereek kürtçe ya da başka dilde yayın yapma şansı getirilecek.. AA KÜRTÇE SÖZLERİNİZE HABERDE NEDEN YER VERMEDİ R. A: Manisa'da konuşmanız sırasında Kürtçe sözcükle kullandınız ancak size bağlı çalışan Anadolu Ajansı bu sözcüklere haberinde yer vermedi. Neden? "Ben orada 'Hudeşti razibe' diyorum. Ben annemden duydum. Rahmetli babam benim Şemdinli'de, Beytüşşebap'ta jandarma komutanlığı yapmış astsubay olarak, 1950 öncesi... Annem herhalde 6,5 yıl o bölgede kalmış. Türkçe hiç konuşulmayan bir yerde. Yani, 'Başüstüne, keyfeti hoşe, nasılsın' bunları bize söylerdi. Ben de o gece lafı geldi, 'Hudeşti razibe' ne demek diye birisine sordum. 'Allah razı olsun demek' dedi. 'Bak bunu öğrendimiz zaman kötü bir şey demek değil' dedim. Şimdi ben 'Hudeşti razibe' diyorum ama gazete bunu Kürt alfabesiyle yazıyor. Onu o da bilmez. Ertesi gün baktı, nasılsa buldu. Anadolu Ajansı muhabiri nereden bilecek onu? Nasıl yazıldığını, vesaire... Bunlar çok dikkat çekici şeyler değil ama. ÖCALAN'IN NE DEDİĞİNE BAKMAYIZ R. A: Öcalan'ın yol haritası size ulaştı mı? B. A: Bize ulaşmadı. Hükümet olarak Öcalan ne dedi, demedi bakmayız. R. A: DTP ile ikili görüşmede ne konuşuldu? Ben yoktum o görüşmede. Ama DTP ile Başbakanımızın görüşmesi gerektiğini çok önceden ifade ettim. Yasal bir parti olarak görüyorum. Anayasa bunu gerektiriyor. Konuşulmalı, görüşülmelidir. Gelmem, konuşmam tavrını yanlış buluyorum. İki partinin yanyana gelmesini faydalı buluyorum. Bizim Türkiye'de huzur ve barış projesini gerçekleştirmemiz lazım diyoruz. Ahmet Türk destek veriyor, Emine Ayna tam tersini söylüyor. Uçlara bakarak bir iş yapamazsınız. Halka bakmalısınız. Halk, 'huzur gelsin' diyor. YANDAŞ YARGI TARTIŞMALARI R. A: Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker adli yılın açılış töreninde bir konuşma yaptı, yandaş yargıdan sözetti. Nasıl değerlendiriyorsunuz konuşmayı? B. A: Açılışta bulunamadım ama konuşmanın metnini inceledim. Geçmiş yıllaradaki konuşmalar da buna benzer. Son yıllarda siyasi içerikli konuşmalar yapılıyor. İlk defa duydum yandaş yargı ifadesini. Ne amaçla kullanıldığını bilmiyorum. Merak da etmiyorum. Yargının sorunları var bunlar da ancak reformla çözülebilir. R. A: Yargı reformuyla HSYK üzerinde hükümetin siyasi baskısının artacağı yönünde iddialar var? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? B. A: O nitelendirmeyi yapanlar objektif bakmıyorlar. Bugun 7 kişi bunlar (HSYK). Karar onların elinde. Bakan ne kadar katılmıyorum dese de, müsteşar ne kadar katılmıyorum dese de böyle bir kurumun bağımsız olmadığını söylemek akıl karı değil. Adalet Bakanı, 'Cumhurbaşkanımız da üye seçebilsin' diyor. Yargıtay ve Danıştay da kendi üyelerini doğrudan seçebilecek. HSYK kararları yargıya gidemiyor. Yeni getirilen reform denilen çalışmada bunlara yapılan itirazları kurumlar bir araya gelmek suretiyle değerlendirebilecek. R. A: HSYK üyelerinin siyasiler tarafından seçilmesi bağımsızlığa gölge düşürmez mi? B. A: Düşürmez. Millet siyasi iradeleri seçiyor. Türk milletinin iradesinin yansıması nasıl görünecek? R. A: Deniz Feneri davası? Zahid Akman'la ilgili söyleyeceklerimizi söyledim. O mesele orada kaldı. Ben soru önergesine cevap verdim. CNN TÜRK olarak ve gazetelerde yayınlanan iddialar yargıda değerlendirilir. ensonhaber
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|