|
09-23-2009, 21:19 | #1 |
Sabih kanatoğlu,kendini ele verdi
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin telefon kayıtlarını istediği eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Zaman'ın sorularını cevapladı. Mahkemenin her şeyi araştıracağını ifade eden Kanadoğlu, Ergenekon soruşturması kapsamında 'şüpheli' olup olmadığına ilişkin kendisine bilgi verilmediğini söyledi. Kanadoğlu, evinde madalyaları ve beratları ele geçirilen Ergenekon davası tutuklu sanığı emekli Albay Mustafa Levent Göktaş'ı ise tanımadığını savundu. Ancak daha sonra, Göktaş'ın madalya ve beratlarının kendisine 2002 yılında, başsavcılık yaptığı dönemde geldiğini kaydetti. "O zaman kahraman bir asker olarak biliniyordu. Demek ki yırtıp atmamışım, kalmış bende." diyen eski savcı, evinde ruhatsız silah bulunduğu iddiasını da kabul etmedi: "O silah ruhsatlı. Ancak Kalaşnikof bulunsa bile tek başına bir silah kanununa muhalefet suçunu oluşturur. Ergenekon kapsamında sayılması için başka deliller gerekir." İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ikinci Ergenekon davasının 7. duruşmasında tutuklu sanık Mustafa Levent Göktaş'ın talebi üzerine Sabih Kanadoğlu'nun soruşturma kapsamındaki hukuki durumunun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan sorulmasına karar vermişti. Mahkeme bunun yanında Kanadoğlu'nun telefon görüşme dökümlerinin de Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan istenmesine hükmetti. Sabih Kanadoğlu, katıldığı İstanbul'daki 18. Uluslararası Ceza Hukuku Konferansı'nda mahkemenin son kararını Zaman'a değerlendirdi. Kanadoğlu, Ergenekon iddianamesinde bağlantılı olduğu iddia edilen Levent Göktaş'la ilgili olarak şunları söyledi: "Levent Göktaş'ı tanımıyorum, ancak savunması kapsamında böyle bir talepte bulunmuş olabilir. Cevap mahkemeye gelince hukuki durumum ortaya çıkar. Öğreniriz, bana bu konuda bir bilgi verilmedi." Levent Göktaş'ın 60 beratı ve madalyasının Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan aramalarda evinde çıktığı ve bu durumun 3. Ergenekon iddianamesinde yer aldığının hatırlatılması üzerine, "Bunlar ben daha görevdeyken 2002 yılında bana geldi. O zaman kahraman bir asker olarak biliniyordu. Demek ki yırtıp atmamışım, kalmış bende." dedi. Kanadoğlu, yine aynı aramada evinde ruhsatsız silah bulunduğu iddiasına ilişkin ise, "Ruhsatsız silah bulunduğu iddiası doğru değil, bende bulunan silah ruhsatlı. Ancak Kalaşnikof bulunsa bile tek başına bir silah Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet suçunu oluşturur. Ergenekon kapsamında sayılması için başka deliller gerekir." diye konuştu. CİHAN
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|