|
10-01-2009, 13:05 | #1 |
Bu gece sokak kapımız açık uyuyalım
Evimizde belki de en dikkat ettiğimiz şey kapımızdır. Her giriş çıkış yaptığımızda kapatır, güvenliği arttırmak için iki kere kilitler, üstüne de bir sorun var mı diye kontrol ederiz. Bu gece bu alışkanlığımızdan hak için özgürlük için adalet için vazgeçelim. Haydi gelin bu gece sokak kapılarımızı açalım! Kapımız açık uyuyalım.
Sakın Eşref delirdi demeyin. Çok şükür aklım başımda. Biliyorum hiç kimse kapısını açıp yatmaz. Malum, devir kötü. Binbir türlü insan var; hırsızlar, katiller, sapıklar.. Kapıyı açık bırakmak bir yana, imkan olsa eve alarm, bahçeye de özel güvenlik dikeriz. Peki evimizin güvenliğine bu kadar özen gösterirken, acaba gerçek evimizin yani vatanımızın güvenliğine ne kadar önem veriyoruz? Ya da gerçek evimiz ne kadar korunaklı? Hiç düşünüyor muyuz? Geçen sene Antalya'da iki yaşlı bayanla tanıştım. Türkçe'yi aksanlı konuştukları için merak edip nereli olduklarını sordum. Boşnakmış. İkisi de kardeşti. Huyum kurusun, meraklıyım ya, bırakmadım onları, sohbete başladık. İki kardeş yaklaşık 15 yıl önce kaçak yollarla Türkiye'ye gelmiş. Birisi hemşire. Çalıştığı klinikte bir doktorla evlenmiş. Bosna'da ev fiyatlar çok pahalı olduğu için kimse kolay kolay ev alamazmış. Karı koca dişinden tırnağından arttırdıkları para ile yıllar sonra bir ev alabilmiş. Kadıncağız "bir görsen evladım, evimizi bir süsledik bir süsledik, sanki cennetten bir parça oldu" diyor. Ama ne acıdır ki o cennetten bir parça dedikleri eve doyamadan Sırpların o korkunç saldırıları başlamış. Yakın arkadaşlarının evine zorla giren Sırplar, bayana kocasının yanında (çok afedersiniz) tecavüz edip sonrada ikisini birden kurşuna dizmişler. Şehirde kan gövdeyi götürürken doktor koca eşini, eşinin kardeşiyle birlikte Türkiye'ye göndermeye karar vermiş. Birikimleri neyse, altınını, küpesini, parasını kadıncağız çantasına doldurmuş, eşinin de yardımıyla ülkeden kaçmış. Ne yazık ki iki kardeş, eşi/enişteyi en son o zaman görebilmiş. Bunlar Türkiye'ye gelirken Sırplar, o cennetten parça olan eve de girip adamı öldürmüş, binayı da delik deşik etmişler. Yani o Cennet'i adamın başına yıkmışlar. "O gün anladık ki ev, para, mal, mülk meğer br hiçmiş. Vatan denen o koca ev eğer güvende değilse, sen kendi evinin kapısını kapatsan da birileri gelir, silahla o kapıyı da açar, karına da tecavüz eder seni de kurşuna dizer. Önce vatan evladım. Parana, malına, mülküne, namusuna güvenme, Hepsini gelir zorla da olsa alırlar" Hayatımda canımın bu kadar yandığını pek hatırlamam. Keşke bir kayıt cihazım olsaydı da, o etkili sesi kaydedip tekrar tekrar dinleyebilseydim. Belki bunu yapamadım ama o Boşnak bayanın verdiği mesajı da çok iyi aldım. "Önce vatan" Ne gariptir ki bugün bakıyorum, havadaki F-16'ıma, dağdaki askerime, şehirdeki polisime laf ediliyor. Vatanı bekleyen askere, "operasyon yapma" deniyor. Ama dağda ne idüğü belirsiz eli silahlı kişilere laf edilmiyor. Çünkü onlar hak arıyor! Onlar ezilmiş! Şehirdeki polisime de laf ediliyor. Müdahele etme deniyor. Ama polise taş atan, evlerimize arabalarımıza molotof kokteyli ile saldıran kişilerden bahsedilmiyor. Çünkü onlar da hak arıyor. Onlar da ezilmiş. Kısacası Dtp diyor ki bu gece kapınız açık uyuyun. Kapınızı açın ki dağdaki eli silahlı terörist dağdan insin diyor. Haklılarda. Fakat biz bilmeliyiz ki dtp'nin istediği gibi bu ülkenin kilidi gevşetilen kapılara değil; demokratik açılımla işini düzgün yapan askerlere, işini iyi yapan polislere, işini iyi yapan hakimlere ihtiyacı var. Başta yaşama hakkımız için, özgürlük için, demokrasi için, adalet için.. Şimdi yazımı okuyup da demokratik açılımı, işini iyi yapan daha güçlü askerden, polisten, hakimden geçirdiğimi göünce, sonu "ist" le biten binbir türlü lakap takmak isteyenler olabilir. Olsun. Kim ne derse desin, ben kapımı kapatır uyurum. Sorunlar bitsin diye sokaktaki katili, caniyi evime, meclisime alamam. Zaten yeterince kapımı gevşetmişim ki girenler olmuş. Ama onların yeri polisin, askerin, hakimin yanıdır. Yani onların yeri hesap verme yeridir. Benim kapım sadece fakire, yoksula, gerçekten ezilmişe ve insanlığını koruyabilenlere açıktır.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-01-2009, 13:14 | #2 |
Güzel ve anlamlı bir yazı olmuş elinize sağlık +
|
|
10-01-2009, 14:10 | #3 |
Çok anlamlı bir yazıydı teşekkürler..
|
|
10-01-2009, 17:21 | #4 |
Vatan denen o koca evde yaşayan kardeşlerin hangisi adaletli hangisi birbirine haksızlık yapıyor...bun bir evin içerisinde yaşayanların evlerini korumaları ve sahiplenmeleri açısından önemli..ben bu evde oturmam diyip kendini o evin parçası saymayana evin düzenini hatırlatır, önlemini alırsın...ancak bir bireyin yanlışı evde bulunan tüm kardeşlere kesmezsin....düzeni bozan terötiste de kimse gelde bu vatan senin dememiştir...silahını bırak silahsız ordunun silahsız bir eri olarak mücadele et dememiştir..
Bu ülkeyi bölmek isteyen kim olursa olsun hangi görüşte olursa olsun her zaman kaybetmeye mahkumdur inşallah...ancak ortada dolaşıp ülke elden gidiyor söylemlerine karşıyım...eğer ben karşımdakini kardeşim olarak görüyorsam kardeşler arasında yapılan adaletsizliği kabul eder bundan sonrada bu değerlere dikkat ederim.. Birlikte yaşadığın kardeşine yaşam ve kültürel haklarını verdikten sonra vicdanı rahat bir şekilde ülkemini bölmek isteyene F-16'ınla silahınla askerinle tabiki mücadele edersin...etmek zorundasın...biz bu vatanı kolay kazanmadık, kolay kolayda kimseye böldürmeyiz.. Yazın için teşekkürler hemşom nacizane fikrimi yazdım...teşekkürler |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|