|
10-09-2009, 20:17 | #1 |
Başbakan Erdoğan, CNBC'ye konuştu
Erdoğan, Uluslararası haber kanalı CNBC'ye konuştu. IMF olmazsa Türkiye ekonomisinin sonu değil diyen Başbakan, Doğan Grubu cezasına yönelik eleştiriler böyle cevap verdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'daki seçim sonucunun, Türiye-Almanya ilişkilerinde bir değişikliğe yol açmayacağını söyledi. Uluslararası haber kanalı CNBC televizyonuna verdiği ve bu sabah yayımlanan mülakatta Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin AB üyelik sürecine ve Fransa ile Almanya'nın, bu süreçteki etkileri ile İran'ın nükleer programı hakkında ortaya çıkan ihtilafta Türkiye'nin tavrına ilişkin sorulara cevap verdi. Almanya'daki seçimin galibi Başbakan Angela Merkel'in kurmayı planladığı koalisyon hükümetinin, Türkiye-Almanya ilişkilerinde bir değişikliğe yol açmayacağını ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sürecin daha önce olduğu gibi devam edeceğine inandığını belirtti. Erdoğan, "Merkel'in yeni koalisyon hükümeti, Türkiye-Almanya ilişkilerinde bir değişikliğe yol açmayacak. Ülkeler ve liderler birbirlerini tanıyor. İlişkiler aynı şekilde yürüyecek. Farklılık olacağını sanmıyorum" diye konuştu. Almanya'da 3 milyon Türk vatandaşının, 700 bin Alman vatandaşı Türkün bulunduğunu, ayrıca Alman Federal parlamentosunda 5 Türkün yeraldığını hatırlatan Erdoğan, bütün bunların iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinde çok önemli olacağı görüşünü dile getirdi. Fransa'nın, Türkiye'nin AB üyeliği konusuna yaklaşımıyla ilgili görüşlerini de aktaran Erdoğan, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda daha önce de zorluklar yaşandığını hatırlatarak, Fransa'nın yaklaşımında, özellikle bu ülkedeki seçimden sonra farklılıklar olabileceğine işaret etti. Türkiye'nin AB ile üyelik sürecine başladığı 1959 yılından beri 50 yıl içinde pek çok ertelemelerin ardından sonunda katılım müzakerelerine başladığını hatırlatan Erdoğan, Türkiye'nin AB üyelik hedefinden vazgeçmek gibi bir düşüncesinin bulunmadığını belirtti. AB ülkelerinin ve bu ülkelerin liderlerinin Türkiye'yi almak istememeleri ve katılım müzakerelerini sona erdirmek istemelerinin ise ayrı bir konu olduğunu kaydeden Erdoğan, "Eğer böyle bir şey olursa o zaman bu konudaki tavrımızı düşünürüz. Ancak şu an AB üyeliği üzerindeki yolumuza devam ediyoruz" dedi. "BÖLGEMİZDE NÜKLEER SİLAH İSTEMİYORUZ" Uluslararası toplumla İran arasında, nükleer silahlar ve kitle imha silahları konusunda yaşanan ihtilaf hakkındaki bir soru üzerine Türkiye ile İran arasında yüzlerce yıla dayanan dostluk, ortak sınırlar ve paylaşılan ortak değerler bulunduğunu belirten Erdoğan, "Ancak İran'ın nükleer silahları ve kitle imha silahları konusunda yürütülen görüşmelere gelince biz ister İran, ister İsrail ister başka bir ülke olsun bölgemizde nükleer silahlar istemiyoruz" dedi. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: "Sadece İran'a odaklanmamalıyız. ABD'ye yaptığım son gezide 'Niçin İsrail'den de söz etmiyoruz. Onların da nükleer silahları var ve Gazze'deki çatışmalarda fosfor bombaları kullandılar. Gazze'de 1500 kişi öldü, 5000 kişi yaralandı. Kitle imha silahlarıyla ölenler Gazzeliyse göz yummalı, başka bir yerdeyse, bunu da ön plana mı çıkarmalıyız?' dedim. Bizim için Filistinliler de İsrail ve İsrail'in çıkarları kadar önemli. Biz adil, hakkaniyetli, dürüst ve samimi olunması gerektiğine inanıyoruz". ''DOĞAN MEDYA GRUBU'NA KESİLEN CEZA KESİNLİKLE SİYASİ DEĞİL, MALİYE BAKANLIĞI'NIN RUTİN BİR KONTROLÜ'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu anda IMF ile bir anlaşma olmamasının Türk ekonomisinin sonu olmadığını söyledi. Uluslararası haber kanalı CNBC televizyonuna verdiği ve bu sabah yayımlanan mülakatta Başbakan Erdoğan, uluslararası ilişkiler ve ekonomide IMF ile ilişkilerden yarar sağlanılmadığının söylenemeyeceğini ifade etti. Ülkelerin, denetimde uluslararası bir kurumun yardımına ihtiyacının olduğunu ve IMF'nin de bu rolü oynadığını belirten Erdoğan, başka bir kuruluşun da bu amacı yerine getirebileceğine işaret etti. Bu noktada IMF ile bir anlaşmaya varmanın toparlanma sürecini hızlandırabileceğini dile getiren Erdoğan, ''Şu anda IMF ile bir anlaşma olmaması Türk ekonomisinin sonu değil, çünkü 1990'lı yıllarla 2000-2001 yıllarında Türkiye, krizlerden tecrübe kazandı. Şu an yaşanılan krize baktığınızda, Türkiye'de tek bir banka bile iflas etmedi'' dedi. MERKEZ BANKASININ BAĞIMSIZLIĞI ''Birçok kişi Merkez Bankası'nın bağımsızlığının kritik bir önemi olduğunu düşünüyor. Siz de böyle düşünüyor musunuz?'' şeklindeki soruya Başbakan Erdoğan, ''Buna katılmak da mümkün, katılmamak da mümkün'' yanıtını verdi. Merkez Bankası'nın bağımsızlığından ne anlaşıldığını düşünmek gerektiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Enflasyon düzenlemeleri Merkez Bankasınca yapılıyor. Eğer bunlar yanlış olursa, Merkez Bankası ne yapacak? Bu çok önemli, çünkü Merkez Bankasının yapacağı çok fazla bir şey yok. Merkez Bankası (Hükümet şu kararları alırsa enflasyon düzelir) diyor. Kararları aldık düzelmedi, o zaman ne olacak?'' Nihayetinde sorumluluğun hükümette olduğunu belirten Erdoğan, insanların enflasyon kötü çıkarsa Merkez Bankasından değil hükümetten hesap soracağını söyledi. DOĞAN GRUBU'NA KESİLEN VERGİ CEZASI ''Avrupa'da bazılarının, Doğan Medya grubuna kesilen vergi cezasının siyasi bir hareket olduğu, vergiyle alakasının olmadığı, medyayı bir çizgiye getirmek için tasarlandığından bahsettiğinin'' belirtilerek, bu konuda ne düşündüğünün sorulması üzerine Erdoğan, cezanın kesinlikle siyasi olmadığını, Maliye Bakanlığı'nın rutin bir kontrolünün sonucu olduğunu bildirdi. Doğan Holding'in sadece medyada değil, başka alanlarda da işlerinin bulunduğunu, geçmişte bu alanlardan birinde de vergi sorunu yaşandığını ifade eden Erdoğan, ''Şimdi böyle bir durumla karşı karşıyayız. Böyle bir durumun olmasını istemezdim ancak, bu Maliye Bakanlığı'nın yaptığı bir şey. Bu denetlemeleri hiçbir zaman medya üzerinde baskı yaratmak için kullanmadık. Açıklıkla söyleyebilirim ki, Türkiye'de basın özgürdür, insanlar özgürce yazıp konuşabilirler'' dedi. AA
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|