|
![]() |
#1 |
![]() Öyle bir süreçten geçiyoruz ki; tünelin ucundaki ışıktan rahatsız olanlar son kozlarını oynuyor. İç ve dış güçler elele verip bu ülkeyi tünelin karanlığına geri döndürmek için çırpınıyorlar.
Her şeyini kaybeden karanlık güçler yine teröre sarıldı, Türkiye’nin yumuşak karnına atışlar yapmaya başladı. 22 Temmuz süreciyle devlet millet kaynaşmasının belirgin bir şekilde yükselişe geçmesinin önünü almak için çalışıyorlar. Etnik milliyetçiliğin ivme kaybetmesi, Doğu ve Güneydoğu halkının, ‘genelin bir parçası’ olmayı seçmesi planlarını alt üst etti. 13 askerimizin şehit edildiği hain saldırıyı bu ülkenin Türk’ü de Kürt’ü de lanetledi. Zaten şehitlerimizin yarıdan fazlası Doğu ve Güneydoğu’nun, muhtemelen büyük kısmı Kürt kökenli evlatları. Bölge halkı PKK’lı olmadığını, terörü asla hoş görmediklerini ifade edebilmek için belki de ellerine en iyi fırsatı bu dönemde geçirdi. Ama bir güç hala PKK ile Kürt’ün aynı olduğunu Kürt ile terörün birlikte anılması gerektiğini dayatmak için elinden geleni yapıyor. Başta BBC ve El Cezire olmak üzere batının ve İslam dünyasının iki önemli uluslararası haber kanalı hala askerlerimizi şehit eden teröristleri “kürt ayrılıkçılar” olarak tanımlamaya devam ediyor. Bölge halkı bu gömlekten kurtulmaya çalıştıkça birileri zorla kışkırtıp Kürt-PKK ilişkisini sıcak tutmaya çalışıyor. Türkiye Türk’ü ve Kürt’ü ile bu oyunu birlikte bozmak zorunda. Kürt-pkk ilişkisini dillendirenlerin en büyük amacı ise Türk-Kürt çatışmasını çıkarmak ülkede kaosun hakim olmasını sağlamak. Oysa tam da bu süreçte tartışması tekrar hararetlenen 1915 olayları ve sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla “baskın hırsız” oyunu oynanıyor. Kürt-pkk yaftalaması yapan lobi aslında pkk-ermeni ilişkisinin ve işbirliğinin üzerini perdelemeye çalışıyor. Pkk’nın ilk eylemlerini Ermeni terör örgütlerinin elinden tutup yaptırdığını bütün dünya biliyor. Pkk’ya antrenman yaptırıp hazırlayan sonra sahaya süren ASALA bir ermeni terör örgütü değil mi ? Özellikle yurtdışındaki Türk diplomatlara yönelik suikastlarla gündemimize giren Asala, 1984’de yerini PKK’ya bu kez yurt içinde vatandaşlara karşı katliamlara bırakmadı mı ? Şimdi ABD meclisinden sözde Ermeni tasarısını geçirip Türkiye’yi zor durumda bırakmaya çalışanların sizce katledildiğini iddia ettikleri Ermeniler çok mu umurlarında ? Bütün amaç Türkiye’yi hep boynu önde kabahatli psikolojisine mahkum etmek. ABD kongresinden sözde Ermeni soykırımı geçse de tek atımlık barutları tükense. 100 yıl önce yapıldığı iddia edilen katliamı bırakıp daha geçen haftaya Şırnak Gabar’a bakmak daha akıllıca ve gerçekçi olur. Askerlerimizi şehit eden PKK’nin Ermeniler ile arasındaki bağlantıyı ortaya koyan sayısız örnek var. Üstelik Ermeni tasarısının ABD’de kabul edilmesi için oy veren 8 üyeden 7’sinin Yahudi olması da bu bağlantıya ayrı ve önemli bir boyut katıyor. İşte bu bağlantıların ispatları. -Terör örgütü PKK, 21-28 Nisan 1980 tarihini "Kızıl Hafta" olarak ilan edip 24 Nisan tarihini sözde Ermenilerin katledilme günü olarak anmadı mı ? -8 Nisan 1980 tarihinde Lübnan'ın Sidon kentinde PKK ve ASALA terör örgütleri ortak basın toplantısı düzenleyip ortak deklarasyon yayınlamadılar mı ? Sonra da bu olayın tepki çekmesi üzerine ilişkilerin illegal alanda gizli olarak sürdürülmesini kararlaştırmadılar mı ? -9 Kasım 1980 tarihinde Strazburg Başkonsolosluğumuza, 19 Kasım 1980 tarihinde Roma Türk Hava Yolları büromuza düzenlenen saldırılar, PKK ve ASALA terör örgütleri tarafından ortaklaşa üstlenilmedi mi ? -Bölücübaşı Öcalan, Ermeni Yazarlar Birliği tarafından "Büyük Ermenistan hayali” fikrine olan katkılarından dolayı onur üyeliğine seçilmedi mi ? -4 Haziran 1993 tarihinde; Ermeni Hınçak Partisi, ASALA ve PKK terör örgütü mensuplarının katılımıyla Batı Beyrut'ta bulunan PKK terör örgütü merkezinde bir toplantı yapmadı mı ? -Türkiye’de iç karışıklığa zemin hazırlamak ve ileride Kürt vatandaşların PKK ile bir anılmasını sağlamak için Ermeni Halk Hareketi'nin bünyesinde, bir çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi bir Kürdistan Komitesi oluşturulmadı mı ? -Ocak 1993’te Beyrut'ta düzenlenen, Lübnan Ermeni Ortodoks Başpiskoposu ve Ermeni Parti yetkilileriyle 150 gencin katıldığı toplantılarda alınan kararlarda; “Şimdilik Türkiye'ye karşı sakin tutum gösterilmelidir. Geliştirilen propaganda faaliyetleri sayesinde, bütün dünyada soykırım daha iyi bilinmeye başlanmıştır. ABD’de bu yönde bulduğumuz destek artırılmalıdır.” “Türkiye'de PKK ile iç savaşın devam etmesi desteklenip vatandaşların devlete baş kaldırmaları sağlanmalıdır.” “Ermeniler Kürtlerle olan ilişkilerini iyi yürütmeli ve Kürtlerin mücadelesini desteklemelidir.” “Bugün Türklerin elinde olan topraklar, yarın Ermenilerin olacaktır. Bunun için Türkiye bölünüp bir Kürt devleti kurulmalıdır” denilmedi mi ? Ya şimdi; Ermenilerin kurup, büyütüp bu topraklara saldıkları PKK 23 yıldır Türk-Kürt çatışmasını topluma yaymak için çalışmıyor mu ? Şimdi Kürtmüş gibi gösterilen PKK’nın aslında altında Ermeni parmağı yok mu ? Türk Tarih Kurumu Başkanının açıklamaları PKK’lı teröristlerin kimlikleri ve soyları konusunda yeterli fikri verdi. Ortadoğu’da Müslüman ülkeler tarafından abi rolü üstlenmesi hasretle beklenen Türkiye’ye karşı Ermeni tasarısına Yahudilerin destek vermesi boşuna mı ? Türkiye kabuğunu kırmaması için adeta kıskaca alınmış durumda. PKK-Ermeni ilişkisi ve Yahudi desteği böyle açık ortadayken şimdi Türkiye’nin bölgesinde yeniden Osmanlı ruhunu yakalamaması için 100 yıl öncesine dayandırılan hayali sözde soykırıma sarılıyorlar. Onların sözde iddiası 100 yıl öncesinden ama Türkiye’nin gerçeği geçen hafta Gabar’dan. Bütün bunlar bilinirken kafasını kuma gömüp Ermeni tasarısını kabul edenler aslında bal gibi PKK’yı destekliyor. a.abdulkadiroğlu
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() mukemmel bir yazi idi keyifle okudum
zeynep cok tesekkurler +1 bence kose yazilari degil belgelendirme bolumune almaliyiz bu yaziyi |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|