|
10-22-2009, 20:50 | #1 |
D.Mehmet Doğan "Karadeniz çırpınmaktan vazgeçer mi?"
Çırpınırdın Karadeniz Bakıp Türk’ün bayrağına… Bir zamanlar marş olarak söylenen, dillerden düşmeyen bu mısralar ne Samsun’da, ne Trabzon’da veya Rize’de yazıldı. Bu mısraların şairi “Azerbaycanlı”dır ve şiir Azerbaycan’ın önemli şehirlerinden Gence’de yazılmıştır. Ahmet Cevad 1892 de doğmuş, 45 yaşında, Stalin’in Türk dünyasının aydınlarına, şairlerine, yazarlarına karşı uyguladığı kıtal sırasında 1937’de şehid olmuştur. Şiirin 15 Aralık 1914’de yazıldığı biliniyor. Birinci Dünya Harbi başlamıştır. Sonradan Yavuz ve Midilli ismi verilen Alman zırhlıları Karadeniz’e geçmiş, 29 Ekim 1914’te Rus donanmasının bulunduğu limanları bombalamıştır. Ruslar 1 Kasım’da Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiş ve Rus ordusu Osmanlı sınırlarını geçmeye başlamıştır. 7 Kasım’da Osmanlı Devleti Birinci Dünya Harbi’ne girmiştir… Bu hareketliliğin şairin ruhundaki yansıması “Çırpınırdın Karadeniz” şiiridir. Azerbaycan, yaklaşık iki asırdır Rus pençesi altındadır. Dünya savaşı statükoyu değiştirecek filizler verebilir. Bu sırada İstanbul’da Başkumandan vekili Enver Paşa da böyle düşünmektedir. O yüzden, Türk dünyasına doğru bir hamle olarak Sarıkamış harekatını planlamış ve bizzat yönetmek için Doğu Anadolu’ya gitmiştir. Sarıkamış harekatı ağır kış şartlarında felaketle sonuçlanır (Aralık 1914). Burada dökülen kanın semeresi sonraki yıllarda görülecektir. Ayrı düşmüş, dost elinden, Yıllar var ki, çarpar sinem. Vefalıdır geldi, giden, Yol ver Türk’ün bayrağına! Türklerin ve müslümanların o zamanlar tek müstakil devletinin bayrağı, genç Ahmed Cevad’ın ruhunda (şiir yazıldığında 22 yaşındadır) fırtınalar koparmaktadır. Ay yıldızlı bayrağı taşıyan askerler gelecek ve Azerbaycan kurtulacaktır. O geldiğinde yoluna inciler dökülecek, sağına soluna sırmalar düzülecektir… Şair, bu lirik şiiri şöyle bitirir: Dost elinden esen yeller, Bana şiir…selâm söyler. Olsun bütün bizim eller Kurban Türk’ün bayrağına! Sanatkâr bugünü değil, geleceği görür. Bu şiirin günü, dört yıl sonra gelir. 1917 Mart’ında Rusya’da ihtilal olur, Çar tahtı bırakmak zorunda kalır. Eylül’de cumhuriyet ilan edilir. Ekim ayında bolşevik devrimi olur. Aralık ayında bolşevikler, müttefiklerle mütareke yapar. Bu karışık dönemde, Kafkaslar’da Ermeniler büyük güç kazanır. 1918 yılında Azerbaycan’ın birçok şehri ele geçirilir. Bakü’de, müslümanlara karşı 18 Mart-1 Nisan 1918 tarihleri arasında büyük katliam yapılır. 12.000 kişi şehid edilir. Halkın büyük bölümü Bakü’yü terk etmek zorunda kalır. Azerbaycan’ın zor durumda olduğu haberleri İstanbul’a ulaşır. Enver Paşa, üvey kardeşi Nuri Paşa’yı Kafkas İslâm Ordusunu kurmak için Azerbaycan’a gönderir. Kafkas İslâm Ordusu Azerbaycan’a geldiğinde halk yollara dökülür, işte Ahmed Cevad’ın şiirinin zamanı gelmiştir. 25 Mayıs 1918’de Gence’ye gelen Nuri Paşa buradan harekatı yönetir, Salyan, Ağsu, Kürdemir ve Şamahı’yı kurtarır. Bakü’nün kurtuluşu gecikir. Halk, Nuri Paşa’ya, Bakü’deki vahim durumu anlatan bir mektup gönderir. Bu mektupta: "Ey Türk Askeri! Eğer sen Bakü’yü alamazsan, Bakü’de, senin için hazırlanan sofralar konaksız kalacak, senin için kesilen kurbanlar düşmana kalacak. Eğer sen bu şehri alamazsan, müslüman gelinlerin duvaklarını düşman yırtacak, senin muzaffer olman için kalkan elleri zalimler kesecek" denilmektedir. İkinci hücumda düşman bozguna uğratılır, şehir işgalcilerin elinden kurtarılır. Halk, Nuri ve Halil Paşaları kurtarıcı olarak karşılar. Azerbaycan halkı, kurtuluş günü Kurban bayramına rastladığı için çifte bayram yapar… Kafkas İslâm ordusu, bu harekat sırasında binden fazla şehid verir. Türkiye dışında Kudüs’ten, Kerkük’ten, Bağdat’dan, Beyrut’dan, Halep’ten, Kosova’dan, Bosna’dan… şehidleri vardır Kafkas İslâm Ordusu’nun… 20. Yüzyıldaki müstakillik mirası üzerine kurulan bugünkü Azerbaycan Devleti’nin temelinde, Osmanlı coğrafyasını temsil eden bir asker kitlesinin kanı vardır… Türkiye’de bu tarih fazla bilinmez. Azerbaycan’ın ise unutmadığını umarız. Bu askerin taşıdığı bayrak Azerbaycan semalarında görünmezse, bilin ki Azerbaycan Devleti’nin istiklâli sona ermiştir! 1920’de öyle olmadı mı? Ne zaman Karadeniz çırpınmaz, dalgalanmaz; Hazar’ın suyu çekilir, işte o zaman o bayrak Azerbaycan semalarında görünmez olur. Azerbaycan’a gideceğim ve o bayrağın orada dalgalanmaya devam ettiğini göreceğim. Bundan eminim!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|