AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-01-2009, 23:48   #1
Kullanıcı Adı
ilim-irfan
Standart Mutluluk kaynaklarımız
Yavuz Bahadıroğlu - Vakit
01/11/2009


Fazla televizyon seyrettiğimiz ve televizyonlar da olumsuzu abarttıkları için “her yer karanlık” gibimize geliyor…
Oysa her yer karanlık değil…
Aydınlık alanlar da var…
Keşfetmek ve tutunmak gerekiyor.
Hayatın aydınlık yönlerini keşfedip tutunarak yaşayanlar daha mutlu bence…
Şöyle düşünün: Hava çok bulutlandığı zamanlarda bile güneş bir yerlerdedir. Bulutlar dağıldığında yeniden bize gülümsemeye başlayacaktır.
Dertler, sıkıntılar, olumsuzluklar, terslikler hayatın bulutlanmasıdır. Böyle durumlarda bile umuda tutunmak lazım. Çünkü ancak umutlarımızı diri tutabilirsek problemlerin üstesinden gelebilecek dinamizmi koruyabiliriz.
Aksi takdirde olumsuzlukların altında ezilir, tükenip gideriz.
Demek istediğim tam olarak şu: Olumsuzluklar havanın bulutlanmasına benzer; güneşin kıymetini anlamak için havanın zaman zaman bulutlanması gerekiyor.
Kış yazla, gece gündüzle dengelenir… İyi ve kötü, doğru ve yanlış birlikte yaşanır. Önemli olan doğrunun ve iyinin sayısını artırmaktır. Bunun için bakış açımızı değiştirmeliyiz. Olumsuzlukları aşıp mutluluk kaynaklarımızla buluşmalıyız…
Bir bakıma mutluluk kaynaklarımızı yeniden keşfetmeliyiz…
Bir çırpıda size bir dizi mutluluk kaynağı sayabilirim…
- İnanmak mutluluktur…
- Sevmek-sevilmek mutluluktur...
- Başkasına yardım etmek, ya da başkasından yardım almak mutluluktur...
- Komşuluk-paylaşmak mutluluktur...
- Okumak ve yazmak mutluluktur...
- Dinlemek, ya da dinletmek mutluluktur...
- Üretmek ve ürettiğini satmak mutluluktur...
- İşe gitmek, işten eve dönmek mutluluktur...
- Sevdiğimiz insana yemek hazırlamak, ya da sevdiğimiz insanın hazırladığı yemeği yemek mutluluktur...
- Ana, baba, çocuk, dede, nine, hala, teyze, dayı, amca olmak mutluluktur...
- Bunlara sahip olmak mutluluktur…
- Çocuk bakmak mutluluktur...
- Takdir etmek, takdir edilmek mutluluktur.
- Gezmek, seyahate çıkmak mutluluktur...
- Yeni bir şeye sahip olmak mutluluktur...
- İnanılan konularda hizmet üstlenmek mutluluktur...
- Dua ve ibadet mutluluktur...
- Her gün 147 milyon kez patlayan fırtınalarda savrulmamak mutluluktur…
- Her gün, dünyanın muhtelif yerlerine düşen 4 ilâ 8 milyon arası yıldırımdan birine çarpılmamak mutluluktur…
- Her gün gerçekleşen 1370-2740 arası depremlerden birine çarpılıp enkaz altında kalmamak mutluluktur…
- Her gün tepemize yağan 548 ton kum, çakıl ve göktaşının tepemize düşmemesi mutluluktur…
- Dünyada her gün ölen 150 bin civarında insandan biri olmamamız mutluluktur…
- Ailenin savrulduğu çağda bir aileye sahip bulunmamız mutluluktur…
-
Domuz gribi, deprem, kuş gribi, deli dana hastalığı, trafik kazaları vesaire…
Elbette bunlardan biri başımıza gelebilir. Ama “başımıza gelebilir” diye her anı tedirgin yaşayarak hayatı kendimize zehir etmenin anlamı yok.
Hayatın da, bizim de bir sahibimiz var.
Dünya bir “sefine-i Rabbanî=Allah’ın gemisi” (Bediüzzaman’ın ifadesidir) olduğuna göre, bunun bir kaptanının olması doğal. Ona güvenmeyip kaptanlık taslamak karamsarlık, Ona güvenmek ise huzur ve mutluluktur.
-
Demiştim ya, rahmetli anacığım aynaya her bakışında şükrederdi. Bir gün dayanamayıp sordum:
“Küçük bir köyde yaşıyoruz. Çok bir şeyimiz yok. Sen hâlâ ne diye şükrediyorsun?” (Demek ki ben, o yaşlarda, şükrün büyük servet sahiplerine mahsus olduğunu düşünürmüşüm).
Bana döndü, biraz şaşkın ve buğulu gözlerle bir süre baktıktan sonra, içine dünyalar sığan kısa bir cevap verdi:
“İnsanız ya, daha ne olsun?”
Hiç yaratılmayacakken ve başka bir şey olarak (hayvan, bitki, taş) yaratılabilecekken, insan olarak yaratılmış olmanın büyük bir mazhariyet, büyük bir ikram olduğunu, her insanın sadece bunun için hadsiz şükretmesi gerektiğini çok sonra öğrendim.
Demek ki, benim Lâtince okuma yazma bile bilmeyen (Kur’an okumasını bilirdi) anacığım, aynada kendini, kendi insanlığını okuyordu.
Ne diyor Mevlâna: “Kendini okumasını bilmeyen insanın başka kitaplar okuması bir şey ifade etmez.”
Öyleyse son söz şu olabilir: Kendini okumayı bilmek mutluluktur!

 

ilim-irfan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi