11-05-2009, 08:01 | #1 |
Ahmet KEKEÇ "Çakma Başbakanımızı tanıyalım! "
Encümen-i Daniş adlı “emekliler topluluğu”, Prof. Süheyl Batum’u Başbakanlığa hazırlıyormuş. Bunu, bir vakitler, Batum’u elinden tutup, Sayın Süleyman Demirel’in Güniz Sokak’taki evine el öpmeye götüren Sayın Hüsamettin Cindoruk da itiraf etmişti: “Türkiye bir arayış içinde. Halktan da bu tür arayışlara cevap gelmeye başladı. Böyle olması halinde siyasi sonuç alınacaktır.” İnşaallah... İnşaallah “arayışlar” hayırla neticelenir... Biraz da Süheyl’e güleriz... Söylemesi ayıptır, Süheyl Batum’lu projeksiyonu, bundan tam 1 yıl öne istihbar etmiş ve müjdeyi bu köşede vermiştim. Madem Encümen-i Daniş’in emri, Süleyman Demirel’in kavliyle yeni Başbakanımız Süheyl Batum olacaktır, geçen yıl kendisi hakkında yazdığım portreyi “aynen” iktibas edeyim ki, halkımız kime oy vereceğini bellesin. Evet, müstakbel Başbakanımız ünlü “anayasa hukuku” profesörü, Ruhat Mengi hanımefendinin değişmez konuğu, aynı anda ustalıkla hem demokratmış hem statükocuymuş gibi yapan değerli insan Süheyl Batum... Süheyl Batum, bir “PİAR harikası”dır. Lügatında “hayır” sözcüğüne rastlayamazsınız. Her fikri sabırla dinler gibi yapar, her fikre açıktır, her fikre onay verir. Yanında en karşıt düşünceyi bile seslendirebilirsiniz, sizi anlıyormuş ayaklarına yatar. Böylece, üzerinizde sarsılmaz bir güven oluşturur. Fakat, konuşmaya başlayınca, verdiklerini tek tek geri alır. Süheyl Batum kimdir, esasında neyi savunmaktadır, anlayamazsınız. Solcu mudur, sağcı mıdır bilemezsiz. Özgürlüklerden yana mıdır, değil midir, çözemezsiniz. Sıradan bir kişi olsa, yapıştıracağınız yafta hazırdır: “Eyyamcı.” Fakat ondaki, eyyamcılığı mündemiç asil bir tavır gibi duruyor. Kızmak istersiniz, kızamazsınız. Sevmek istersiniz, sevemezsiniz... Kızsanız, mutlaka sizi “pişmanlıkla” karşı karşıya bırakacak bir jest yapacaktır. Sevseniz, sevdiğinize pişman edecektir. İyi midir, kötü müdür? Hasbi midir, değil midir? Çözemezsiniz. Hem iyidir, hem kötüdür. Hem hasbidir, hem değildir. Bazen de, nasıl derler, tuhaf... Evet, tuhaftır... Mesela, söylediklerinize hak verir görünürken, sizi ustalıkla mevzu dışına iter... Söylediklerinizi eleştirirken de, kendinizi bir anda paylaşmadığınız bir düşünceyi savunurken bulursunuz. Biraz Demirel’dir, biraz Ruhat Mengi’dir, entelektüel kapasite olarak biraz Ergun Poyraz’dır, biraz Emin Çölaşan’dır, mahçup olacağı durumlarla karşılaştığında biraz Murat Belge’dir... Hem öyledir, hem böyledir... Böylece, hangi Süheyl Batum’la konuştuğunuzu şaşırır, tamamen “iptal” konumuna düşersiniz. Hulasa, ben bu arkadaşı çözemedim. Böyleleri için, “Tam politikacı olacak adam” derler. İnşaallah öyle olacak. Bulunmaz bir lider adayı olarak Batum, hem DYP ve Anavatan kalıntılarını partiye katacak, hem de olmayan merkez sağı “oldurarak”, DP’yi iktidarın tek alternatifi haline getirecek. İnşaallah... İnşaallah da... Siyasetin kendine özgü gerçekliğiyle, “gerçeklik” dediğimiz şey pek örtüşmüyor bu ülkede. Dolayısıyla, mühendis cetveliyle siyaset olmuyor. Bence Süheyl Batum bıraksın “ölünün menfezine pamuk tıkamayı”, bize özgürlüklerle ilgili bir cümle söylesin. Bir tek cümle... Biz de düşünelim... Geleceğimizi bu adama mı teslim edelim? Yoksa, mühendis cetveli değmemiş birini mi arayalım?
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|