|
12-12-2009, 09:39 | #1 |
Mahir KAYNAK "Operasyon sürüyor "
Yedi erimizi şehit eden eylemin arkasından şu yorumu yaptım: “Eylem bir gizli servis operasyonudur ve medya ikiye bölünecek, yarısı PKK’yı diğer yarısı da Ergenekon’u suçlayacaktır” dedim. Operasyonu yapan odak tartışmalara son noktayı koydu ve eylemi PKK’nın yaptığını ilan etti. Adeta “Gevezelik etmeyin. Kimin yaptığına ben karar veririm” dedi. Biz ancak söylenenleri tekrarlayabilir ve kendi başımıza analiz yapamazdık. Zaten, uzun süreden beri, olayları izin verilenin dışında yorumlayan, soru soran herkes komplocu olarak ilan edilmişti. Yani bir yorum yaparsanız nerede hata yaptığınız tartışılmıyor kısa yoldan komplocu ilan ediliyordunuz. Bu tavır ülkemizi en kolay operasyon yapılan bir alana dönüştürdü. Çünkü analiz yapanları komplocu ilan etmekle görevli, medyanın güçlü kalelerinde yer almış kişilerle ortak hareket ediyorlardı. Bizi dar kalıplar içine hapsettiler. Bir terör örgütü, karşısındaki kim olursa olsun, eylemlerini sürdürebilirdi. Tıpkı, bugün olduğu gibi, dünyanın en büyük gücü olan ABD ile bölgesinin büyük gücü Türkiye PKK’nın tasfiyesine karar vermiş olabilirlerdi, üstelik örgütün gövdesi ABD’nin işgali altındaki topraklarda bulunabilirdi ama bu örgütün gücünü etkilemezdi. Onlar istedikleri zaman ve istedikleri yerde eylem yapabilirdi. Mesela son eylemlerini bir tek örgüt üyesinin barınamayacağı, görüş mesafesinin iki metre olduğu bir yerde gerçekleştirmişlerdi ama izlerine ancak bir internet sitesinde, üstelik kendi itiraflarıyla, rastlanmıştı. Kim ne derse desin yoluma devam edeceğim ve bir terör örgütünü ya da pek az desteği olan siyasi bir hareketi siyaset belirleyicisi olarak kabul etmeyeceğim ve siyasi gelişmeleri büyük güçler açısından değerlendireceğim. Türkiye, ABD’nin siyasi geleceği açısından önemli rol oynayacak konumdadır üstelik bu durum ülkemize de yeni imkanlar sunmaktadır. Bu açıdan ülkemizin ABD’nin direktifleriyle hareket ettiği söylenemez. Çünkü önümüzde farklı seçenekler vardır ve bunlardan en önemlisi AB ile bütünleşmek, olmazsa yakınlaşmaktır. Bu alternatifin getirileri ABD ile ortak hareket etmek kadar çok değildir. Türkiye’nin ABD ortaklığına yöneldiği söylenebilir. Ancak bu kolay olmayacaktır. Bölgemizi ve çevresini ABD-Türkiye ortaklığına bırakan diğer güçlerin tamamı sınırlanacak ve etkinliklerini kaybedecektir. Ayrıca devam eden ekonomik krizin Avrupa ve Uzakdoğu’daki etkileri henüz sonuçlanmamıştır. Eğer ABD ile yakınlaşmamız ekonomik alanda da gerçekleşirse yeni yatırım alanları arayan sermaye ile ABD’nin teknolojisi ülkemize gelebilir ve bu eski ekonomik güçlere rakip olmamızla sonuçlanır. Bu nedenle ülkemizdeki eylemler PKK gibi bir örgütün hayali hevesleriyle açıklanmamalı, dünyadaki yeni yapılanma sürecindeki çatışmaların bir sonucu olarak algılanmalıdır. Son olarak bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim. AB ile bütünleşmeyi savunanlar eylemi PKK’nın yaptığı görüşünü hemen kabul ettiler ve farklı görüşleri komplo teorisi saydılar. ABD ile ittifakı savunanlar Ergenekon imasında bulundular, yani yorumlar da kişisel değil bulunulan cepheye göre belirleniyordu: Neden?
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|