12-14-2009, 07:39 | #1 |
Habervaktim Editör "Kaos, kaos, kaos "
Geçtiğimiz hafta Tokat’ın Reşadiye ilçesinde gizli bir elin kurduğu hain pusu sonucu 7 askerimiz şehit oldu. “İrtica ile mücadele” cuntasının deşifre olduğu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika’da olduğu bir dönemde meydana gelen bu menfur saldırı, karanlık odakların on yıllardır Türkiye’yi kaosla yönetme çabasının bir ürünüydü.
Ülkeyi kaosa sürüklemek isteyen Ergenekon ahtapotunun medya ve siyasetteki paravan NGO’larının, saldırının gerçekleştiği günün ertesinde ‘Başbakan geri dönsün’ korosunu seslendirmeleri, ülkenin kimler ve neden kaosa sürüklenmek istediğinin de açık bir göstergesiydi. Kan üzerinden beslenen karanlık güruh bin yıldır beraber yaşadığımız bu topraklarda hegemonyalarını sürdürmek için ne kadar kin ve nefret tohumları ekerse ne kadar sabote ederlerse etsinler Hazreti Adem’den beri kardeş olan ve İslam’a geçtikten sonra bu kardeşliklerini anlamlandıran; Türkler, Kürtler, Acemler, Araplar ya da başka kavimden halklar, bu tuzağın farkında olmaları çok önemli.. Biz onları çok iyi tanıyoruz. Onlar bir otobüsü, bir işyerini, bir caddeyi, bir köyü, bir askeri aracı ya da tarlasına giden bir çiftçiyi bombaladıklarında kimin hangi kavimden olduğunu sormazlar, çünkü onlar için tek önemli olan kan dökülmesidir. Onların isimlerinin farklı olması ya da başındakilerin hangi ırktan ya da soydan gelmesi de önemli değil, çünkü nihayetinde hepsinin bağlı olduğu tek bir merkez var ve bugün o merkez can çekişiyor. Can çekişen bu kanlı merkez can havliyle sağa sola saldırtıyor, ancak etrafa ne kadar zarar verirse versinler bir daha iki ayak üstünde yürüyemeyecekler. Karanlık güruh Reşadiye’de sahneye koyduğu filmle kaos çıkarmak amacı taşırken, saldırının nasıl ve kimler tarafından gerçekleştirildiği bile başlı başına bir olay. Saldırının meydana geldiği yerin karakola olan mesafesi (1 kilometre) düşünüldüğünde faillerin ellerini kollarını sallayıp olay yerinden uzaklaşması anlaşılabilir bir durum (değil.) Yine aynı şekilde İslam ve dindar halkla savaşmak için ‘irtica ile mücadele planları’ hazırlayan Dursun Çiçek’in, suikast timleri ile kime nerede suikast yapılacağının son şeklini vermek üzereyken tutuklanan Susurluk’un derin adamı İbrahim Şahin’in Reşadiyeli olması bir tesadüf mü? Kimileri belki buna tesadüf diyebilir ama Reşadiye’de gün ortasında karakola bir kilometre uzaklıkta yaşanan bir saldırıyı önlemek için kafa yorması gerekenler acaba üzerlerine vazife olmayan şeyler üzerinde neden kafa patlatıyorlar. Öyle ya bu halk Çiçeklere kendisini korusun diye maaş veriyor, yoksa kendisiyle savaşsın diye değil. Biz yine de duamızı eksik etmeyelim! Karanlığın en koyu olduğu dönemin aydınlığa en yakın dönem olduğunu unutmayalım. Onlar ne kadar tuzak hazırlarsa hazırlasın, hiç şüphesiz ilahi adaletin ve hakikatin tuzağında yok olup gideceklerdir. Hayırlı bir hafta dileğiyle..
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|