12-15-2009, 14:10 | #1 |
2010'DA DARBEYE ÜLKE BÖYLE GİDECEK[Zihni Çakır]
Düğmeye basılmış gibi Türkiye, sokak eylemlerinin içine sürükleniyor. Önünü açmaya çalışan Türkiye'nin başına örülmek istenen çorabın ne olduğunu Cafesiyaset yazarı Zihni Çakır yazdı.
DEHŞETE DÜŞÜREN DARBE SENARYOSU Tokat Reşadiye’deki hain ve alçakça saldırı ile Anayasa Mahkemesi’nin -bence bu saldırının asıl faili olan- DTP’yi kapatma kararı, Ergenekon Davası’ndaki tarihi sayılacak bir gelişmeyi perdeledi. Perdelenen bu gelişmeyi okuyamadan, ortalıklarda gezen bazı “darbe mahiyetli” felaket senaryolarını çözümlemek neredeyse imkansız. Bu nedenle, tutuklu sanıklardan Doç Dr. Ümit Sayın’ın mahkemede kendi talebiyle gerçekleşen gizli oturumda verdiği ifadeleri oldukça mühim. Üstelik bu ifadelerle beraber Sayın’ın deşifre olan “gizli tanık Anadolu” koduyla verdiği ifadeler de tekrar hatırlanmalı. Şahsın her iki ifadesi harmanlandığında, onu, Ergenekon davasında sanık sandalyesine oturtan sürecin, şimdi birçoğu emekli olan dönemin muvazzaf subay ve generalleriyle olan ilişkisine dayandığı anlaşılıyor. Ayrıca bugün daha çok “ulusalcı” tanımlamasıyla anılan sivil toplum örgütleri ve emekli generallerle sınırlandırılmak istenen, iddia olunan Ergenekon yapılanmasının organizasyonunda, TSK içerisinden bazı üst düzey isimlerin de aktif rol aldığı anlaşılıyor. Tabii ki bu bir sanığın itiraf sayılan iddiaları! Dava ve soruşturmanın bundan sonraki safhalarında, bu iddiaların doğruluğu ya da yanlışlığı bağımsız yargı tarafından ortaya konulacak ve verilecek hüküm de ona göre tesis edilecektir. Ancak Ümit Sayın’ın daha ilk sorgusu sırasında yaşanan bir olaya tanık olduğum için, onun iddialarındaki doğruluk payı daha bir güç kazanıyor bende. Ve onun bu “itiraf” sayılan ifadelerini önemsiyorum, önemsenmesi gerektiğine de inanıyorum. SAVCI ÖZ’E ‘SORGULAYAMAZSIN’ TELEFONU Ümit Sayın’ın 2008 yılı Şubat ayında gözaltına alınıp savcılıkta sorgulandığı sıralar (25 Şubat 2008), ben de savcılığın daveti üzerine, tanık beyanında bulunmak maksadıyla Beşiktaş Adliyesi’ndeydim. Ergenekon soruşturma savcılarından Zekeriya Öz, Ümit Sayın’ı sorgularken, bir diğer savcı Mehmet Ali Pekgüzel de bana sorular yöneltip beyanlarımı alıyordu. Sayın’ın sorgusuna ara veren Öz, benim yaklaşık 5 saat süren ifademin alındığı odaya da gelerek, beyanlarımı dinliyordu ara ara. Zekeriya Öz, bu gelişlerden birinde, öfkesini dışa vurarak, kendisine gelen “üst düzey bir telefona” tepkisini haykırıyordu adeta! İddiasına göre; kendisini arayan ‘odaklar’, “Ümit Sayın’ı sorgulamasının mümkün olmadığını ve hemen bırakmasını istemiş”, gerekçe olarak da Sayın’ın “deli raporu bulunduğu” iddiasını göstermişti. Öz, öfkeyle verdiği cevabı Pekgüzel’e aktarıyordu: “Madem bu adam deli öyleyse Adli Tıp’ta nasıl çalıştırıyorsunuz?” Daha başka hangi sanıklar için savcıları çıldırtan üstü kapalı tehdit ve tavsiye telefonları gelmiş midir bilemiyorum; ama Ümit Sayın için böyle bir telefonun geldiğini bugün tekrar anımsayınca, Sayın’ın itiraflarındaki ilişkiler yumağının, ‘bu telefon diplomasisinin gizli kalan ucuna dair bir fotoğraf olabileceğini’ düşünüyorum. Üzeyir Garih cinayetine dair bazı delillerin ve cinayetin arka planını aydınlatabilecek verilerin Doç. Dr. Ümit Sayın’ın adreslerinde ele geçirildiğini de hatırlayınca, onun itiraf ettiği ve Ergenekon davasının sanık sandalyesine oturmasına neden olan derin bağlantılarının mutlaka tüm yönleriyle aydınlatılması gerektiğine inanıyorum. 2010 BAHARINDA “DARBE OLUR” İDDİALARI Bu yapılmadığı sürece her geçen gün biraz daha yüksek sesle dillendirilen ve 2010 ilkbaharında darbe olabileceği iddiaları ciddi tehdit halini alacaktır. Kapalı kapılar arakasında ortaya atılan iddiaya göre; - AK Parti’nin şiddetle savunduğu “barış ve kardeşlik” açılımı sabote edilmeye devam edilecek, - DTP’nin kapatılması gerekçe gösterilerek tırmanan sokak anarşi daha da körüklenecek, - MHP’nin parlamenter muhalefeti reddederek başlattığı sokak muhalefeti, lokalden genele yayılacak çatışmalarla provoke edilecek, - Dağ kadrolarının bile inancını yitirip terk ettiği bir dönemde PKK’ya, DHKP-C, TİKKO ve diğer bazı sol terör örgütleri üzerinden, özellikle MHP’nin taban olarak güçlü sayıldığı kentlerde destek verilip, bombalı saldırılar ve hain pusular düzenlettirilecek, - Bu saldırılar sonrasında gerçekleşecek şehit cenaze törenleri provoke edilerek, iktidara yönelik halk desteği en aza indirgenecek, - Bugün, darbelere ve antidemokratik arayışlara karşı en bilinçli kesim olan Fethullah Gülen Cemaati’nin ‘laik devlet yapısını değiştirerek, yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla, yasadışı örgüt kurup, bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğuna’, bu faaliyetlerini de AK Parti iktidarından aldığı güçle devlet kademelerini ele geçirerek sürdürdüğüne dair kamuoyu oluşturulacak… Bütün bu aşamalar gerçekleştikten sonra da; “ülkenin iktidar tarafından etnik çatışmaya sürüklendiği ve dini temellerde bir devlet düzenine taşındığı” iddiasına dayanılarak, AK Parti iktidardan uzaklaştırılacak… Kapalı kapılar arakasında konuşulan bu darbe senaryosu, yine aynı kesimlerin iddiasına göre; öncekilerden farklı olarak, parlamenter rejim yerine bir nevi “tek partili totaliter rejim” tesis etme planı içeriyor. Bu plan çerçevesinde de, darbeciler, kendilerine yakın bir ‘sivili’, ‘devlet başkanı yetkileriyle’ donatacak. Başından beri Ergenekon ideolojisinin “BAASÇILIK” olduğunu iddia eden biriyim. Bu darbe senaryosuyla planlanan yönetim şeklinin, 1960’larda İlhan Selçuk’un da içinde olduğu darbeseverlerce savunulan BAASÇI ideolojiden farkı var mı? Kesinlikle yok! Öyleyse, bu darbe iddiasının temeline oturtulacağı öne sürülen etnik temele dayalı kentsel terör ve sokak anarşisi için vazgeçilmez bir fırsat sayılabilecek kış aylarına dikkat! Bu tehlikeye odaklanmak için de, Ümit Sayın’ın itiraflarında yer alan ve Ergenekon organizasyonunun fotoğrafı sayılabilecek ilişkiler yumağının bugünkü resmini çözümlemek kaçınılmaz. Zihni ÇAKIR / Cafesiyaset [email protected]
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
12-15-2009, 14:17 | #2 |
Bu AKP severler medyası da var ya. Hani bir şeyi kırk kere söyleyince olurmuş ya bunlar böyle darbe falan diye diye darbe yaptıracaklar yani en sonunda o olacak.
|
|
12-15-2009, 14:19 | #3 |
''Birileri doğruları ne zaman içlerine sindirecek çok merak ediyorum.''
|
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
cunta, darbe, etö, tsk, türkiye |
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|