|
01-26-2010, 11:00 | #1 |
Hüseyin Öztürk "Fatih Camii Allah Allah Allah Diye mi Bombalanacaktı"
Bizde Mehmetçik düşmana karşı savaşırken “Allah Allah Allah” nidalarıyla koşar; ya “Şehit” olacaktır ya “Gazi.” Sırf bu iki “şerefli” payeden birine kavuşabilmek için “vatanı,” “dini,” “milleti” ve “namusu” adına savaşır ve askere de bu dört kutsal için gider. Şimdiye kadar böyle bildik ve böyle gördük. En son Kıbrıs Savaşı’nda yine “Allah Allah Allah” nidalarıyla düşmanın üzerine yürünmüş ve zafer elde edilmişti. Her ne kadar yüzlerce şehit vererek kazandığımız savaşı, masa başında kaybettiysek de şehitlerimiz ve gazilerimizle bugün hâlâ övünmekteyiz. Peki, Fatih Camii’ni, Beyazıt Camii’ni bombalayacak, halkı futbol sahalarına dolduracak olanlar, bu işi yaparken nasıl bir eda ve nidayla yapacaklardı? Mesela Fatih Camii’ni bombalayan pilot, hangi savaş narasıyla bombayı atacak ve insanları öldürecekti? Geçelim. Bizim toplumumuzda çocuklarımız askere giderken şanlı bayrağımız eşliğinde “tekbirler” ve “dualarla” uğurlanır. Duayı da ya müftü ya vaiz ya da imam yapar. Anne babalar her işlerinde mutlaka dua ederler. Yani, bizde askerlik dua ibadetiyle beraber yürür. Askere gidenlere, “Allah kavuştursun,” gelenlere de “Gözünüz aydın” denilir. “Ordu milletin malıdır, aman milletin malına ihanet etme oğlum, yoksa sütümü helal etmem” diye nasihat edilerek evlatlar askere uğurlanır. Askerden dönerken de yine şanlı bayrağımız eşliğinde “tekbirler,” “dualar” ve “kurbanlar” kesilerek karşılanır. Böyle bir millete karşı; darbeler, ihtilaller, komplolar, suikastlar yapılmak isteniyorsa, kim neyle ve hangi mantıkla bunu izah edebilir ve eder. Bu kadar darbe ve suikast meraklısı kişi ya da kişiler, nasıl olur da milletin ordusunda görev yapabilir? Allah’a şükür bütün oyunları bozuldu ve bozulacak. Haydi diyelim “Harp oyunu (!)” ya da “Tatbikat (!)” denilen şey uygulamaya geçildi ve camileri bombaladılar, iki yüz bin kişi imha edildi, kargaşaya getirerek bir o kadar da insan öldürüldü. Peki, o sırada silâh altında olan Mehmetçiklerin babaları, anaları, ağabeyleri, amcaları, kardeşleri, eşi ve çocukları, bu harp oyunu veya tatbikata kurban gitmeyecek miydi? Ne diyeceklerdi Mehmetçiklere; “Kusura bakmayın çocuklar oldu bir kere” mi diyeceklerdi. Oysa bombalanacak camilerde yüz yıllardır, her hafta Cuma namazları başta olmak üzere çoğu zaman vakit namazlarında, Bayram namazlarında, bütün bir cemaatle; “Allah’ım devletimize ve milletimize zeval verme” diye dua edilir. Bütün şehitlerin ruhuna Fatiha okunup, gazilerimize sabırlar dilenir. Bu nasıl bir anlayış ve zihniyettir ki, ordusunu hem maddi hem manevi olarak besleyen ve destekleyen millete karşı komplolar, darbeler, muhtıralar, ihtilaller, suikastlar planlansın ve ortaya çıkınca da inkâr edilsin, karşı savunmaya geçilsin. Doğrusu sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunmuş hiçbir insan, böyle bir harp oyununu, tatbikat planını anlamış ve bir yere koymuş değil. CHP’liler dışındaki toplumun bütün kesimleri, çok şaşkın ve kimse ne söyleyeceğini bilmiyor. Yine CHP’liler dışındaki hiçbir kesim, bu kadarını tahmin etmiyormuş. İnsanlar birbirlerine “geçmiş olsun” dileklerinde bulunuyor. “Allah korumuş ve kollamış, şükürler olsun Allah’a” diye dua ediliyor. Dünyanın hiçbir yerinde millet olmadan devlet olunmaz. Bizim devletimiz de millet olarak var olduğumuz için devlettir ve milletin sayesinde yaşamaktadır. Ordumuz da devletin bir kurumudur ve milletin malıdır. Orduda sadece bu ülkenin çocukları askerlik yapar. Hiçbir devletin ordusunda, başka milletlerin çocukları askerlik yapmaz. Ordu o devletin fertlerinden müteşekkil ise ne diye bir kısım subaylar, millete karşı; darbe, ihtilal, muhtıra, komplo, suikast ve benzeri harp şekilleri icat edip uygulamaya niyetlenirler?
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|