IMF... (Atilla ÖZDİL ) - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

03-15-2010, 01:38

Hükümet, ülkemizde yerleşik IMF Colony’sinin, kendi anavatanından beklediği 50 milyar dolarlık borç desteğini ‘elinin tersiyle geriye çevirdi’ ...
Hükümetin bu bağlamda bir soğutma politikasına girişmesi gerekiyordu. Bu amaca matuf başladığı deneme spekülasyonlarına karşı Colony de sessiz kalamazdı ve sermayenin görüşlerini yansıtan bir deklerasyon yayınladı...
‘50 milyar dolarlık bir desteğini elimizin tersiyle geri çevirme lüksümüz yoktur, olmamalıdır’...
Bu deklerasyon tarrakalarının sersemletici anaforu karşısında haylice sarsılmış ‘ayağına yatan’ hükümet, Colony’nin dümen suyuna meylediyormuş havasına girince, Colony, bayağı da umutlandı...
Hükümetin, Colony üzerine doğru estirdiği umud rüzgarlarına sahiciymiş görüntüsünü vermek de, IMF’ye düşmüştü. Anavatandan kalkıp gelen IMF heyetleri birbirleri ardınca ülkemizi ziyaret ettiler... Konuşmalar, tavsiyeler ve direktiflerle bir süre zihinlerimiz meşgul edildi... Colony, Anavatandan gönderileceği hemen hemen kesinlik kazanan elli milyar dolarlık sepetin üyeleri arasında nasıl paylaşılacağının hesabına yattı...
Sonra hükümet, elli milyar dolarlık buyük lokmanın sabırsız beklentisi içindekilerin heveslerini gursaklarında bırakırcasına, ‘Niyet mektubu yok, IMF ile yollarımızı ayırıyoruz’ açıklamasına yaptı.
Colony, damdan düşmüş gibi sersemleşiverdi...
•
Bu sersemlemenin etkisiyle Colony sözcüleri, başlayıverdiler ‘Hükümetin ekonominin dış finansman ihtiyacını karşılayacak kaynak bulma sıkıntısına düşeceği’ kehanetini savurmaya...
Colony’e göre, IMF’nin dışında da istikraz kaynakları bulunmaktaydı... Eli dara düşenlerin taleplerini karşılamak için her daim hazır ve nazır iseler de bunlar, hem kısa vade çalışırlar hem de, talepkar hükümetlerin kendi ülkelerindeki yapısal reform politikalarına karşı seçkinci davranır idiler...
Oysa Türkiye, yapısal reform bakımından daha henüz yolun başında idi...
•
Ağır ve tehlikeli işler sınıflandırılması bakımından hükümet, en sonunda yapısal reform hareketinde istenen ve arzu edilen adımını atmış bulunuyor...
Atılan bu adımla, ‘kadın erkek eşitliği’ birkaç oktav daha yerine oturtulmuş olacak... Müzik kulağı keskin olan ihtisas sahipleri, bunu böyle yorumluyorlar...
Artık kadınlarımız da erkekleri gibi tersanelerde, maden ocaklarında da, konfeksiyon atölyelerinde çalıştıkları gibi rahatça çalışabilecekler...
Daha önceleri de çalışabiliyor idiyseler de kadınların, kendilerine has biyoloyjik, endokrinal ve fıtri özelliklerinden ötürü, normal hafta tatilinden ayrı ayda beş güne kadar ekstradan ücretli izin tahsisatları var idi...
Şimdi bu ayrıcalığa son verilecek... Bundan böyle erkekler de kadınlar gibi olacaklar veya kadınlara da erkeklere verilmediği gibi, özel aybaşı haftabaşı tatili matili yok...
Pantolon giyenler, pantalonun hakkını vermeli demek isteniliyor, ellalem...
Bundan daha sağlam, bundan daha gerçekçi, bundan daha şabloncu kadın erkek eşitliği olur mu, düşünülebilir mi...
Eşitlikçi sendikalar, yapısal reformun bu ayağına karşı şiddetle direniyorlar... DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin, ağır ve tehlikeli işler tüzüğündeki yeni düzenlemeye karşı itirazları anlamlı, tutarlı ve hiç de mantıklı değil...
Kadınlara, kadın oldukları için otobüslerde, bekleme salonlarında, yemek ve hak tevzi kuyruklarında yer verip öncelik tanımak, kadınlara karşı küstahça bir ayırımcılık sayıldığı bir Turkish equality zemininde; kadın işçileri, kullanılıyor olsun olmasın, ayda beş günlük aybaşı yılbaşı izini ile erkeklerden ayırmak, hangi demokrasi çetelesinde yer bulabilir...
•
Valla, onu bunu bilmem amma, hükümetçilik kolay iş değil... Gerçi parası bol, birikim imkan ve fırsatları tükenmez bir meslektir politika amma, gayri memnunculara karşı herkesin harcı olmasa gerek, tahammül...
IMF’siz bir Türkiye projesine karşı ‘Master colony’ ayağa kalkarken, emek piyasasında da kadınların erkeklerle eşitlenmesi, tutsak pazarının altını üstüne getiriyor...
Kolay gelsin demekten öte elimizden bir şey gelmiyor... Ne diyebiliriz başka, hükümete...

Atilla ÖZDİR / VAKİT 15/03/2010

03-15-2010, 01:38	#1
Kullanıcı Adı CeVHeR	IMF... (Atilla ÖZDİL ) Hükümet, ülkemizde yerleşik IMF Colony’sinin, kendi anavatanından beklediği 50 milyar dolarlık borç desteğini ‘elinin tersiyle geriye çevirdi’ ... Hükümetin bu bağlamda bir soğutma politikasına girişmesi gerekiyordu. Bu amaca matuf başladığı deneme spekülasyonlarına karşı Colony de sessiz kalamazdı ve sermayenin görüşlerini yansıtan bir deklerasyon yayınladı... ‘50 milyar dolarlık bir desteğini elimizin tersiyle geri çevirme lüksümüz yoktur, olmamalıdır’... Bu deklerasyon tarrakalarının sersemletici anaforu karşısında haylice sarsılmış ‘ayağına yatan’ hükümet, Colony’nin dümen suyuna meylediyormuş havasına girince, Colony, bayağı da umutlandı... Hükümetin, Colony üzerine doğru estirdiği umud rüzgarlarına sahiciymiş görüntüsünü vermek de, IMF’ye düşmüştü. Anavatandan kalkıp gelen IMF heyetleri birbirleri ardınca ülkemizi ziyaret ettiler... Konuşmalar, tavsiyeler ve direktiflerle bir süre zihinlerimiz meşgul edildi... Colony, Anavatandan gönderileceği hemen hemen kesinlik kazanan elli milyar dolarlık sepetin üyeleri arasında nasıl paylaşılacağının hesabına yattı... Sonra hükümet, elli milyar dolarlık buyük lokmanın sabırsız beklentisi içindekilerin heveslerini gursaklarında bırakırcasına, ‘Niyet mektubu yok, IMF ile yollarımızı ayırıyoruz’ açıklamasına yaptı. Colony, damdan düşmüş gibi sersemleşiverdi... • Bu sersemlemenin etkisiyle Colony sözcüleri, başlayıverdiler ‘Hükümetin ekonominin dış finansman ihtiyacını karşılayacak kaynak bulma sıkıntısına düşeceği’ kehanetini savurmaya... Colony’e göre, IMF’nin dışında da istikraz kaynakları bulunmaktaydı... Eli dara düşenlerin taleplerini karşılamak için her daim hazır ve nazır iseler de bunlar, hem kısa vade çalışırlar hem de, talepkar hükümetlerin kendi ülkelerindeki yapısal reform politikalarına karşı seçkinci davranır idiler... Oysa Türkiye, yapısal reform bakımından daha henüz yolun başında idi... • Ağır ve tehlikeli işler sınıflandırılması bakımından hükümet, en sonunda yapısal reform hareketinde istenen ve arzu edilen adımını atmış bulunuyor... Atılan bu adımla, ‘kadın erkek eşitliği’ birkaç oktav daha yerine oturtulmuş olacak... Müzik kulağı keskin olan ihtisas sahipleri, bunu böyle yorumluyorlar... Artık kadınlarımız da erkekleri gibi tersanelerde, maden ocaklarında da, konfeksiyon atölyelerinde çalıştıkları gibi rahatça çalışabilecekler... Daha önceleri de çalışabiliyor idiyseler de kadınların, kendilerine has biyoloyjik, endokrinal ve fıtri özelliklerinden ötürü, normal hafta tatilinden ayrı ayda beş güne kadar ekstradan ücretli izin tahsisatları var idi... Şimdi bu ayrıcalığa son verilecek... Bundan böyle erkekler de kadınlar gibi olacaklar veya kadınlara da erkeklere verilmediği gibi, özel aybaşı haftabaşı tatili matili yok... Pantolon giyenler, pantalonun hakkını vermeli demek isteniliyor, ellalem... Bundan daha sağlam, bundan daha gerçekçi, bundan daha şabloncu kadın erkek eşitliği olur mu, düşünülebilir mi... Eşitlikçi sendikalar, yapısal reformun bu ayağına karşı şiddetle direniyorlar... DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin, ağır ve tehlikeli işler tüzüğündeki yeni düzenlemeye karşı itirazları anlamlı, tutarlı ve hiç de mantıklı değil... Kadınlara, kadın oldukları için otobüslerde, bekleme salonlarında, yemek ve hak tevzi kuyruklarında yer verip öncelik tanımak, kadınlara karşı küstahça bir ayırımcılık sayıldığı bir Turkish equality zemininde; kadın işçileri, kullanılıyor olsun olmasın, ayda beş günlük aybaşı yılbaşı izini ile erkeklerden ayırmak, hangi demokrasi çetelesinde yer bulabilir... • Valla, onu bunu bilmem amma, hükümetçilik kolay iş değil... Gerçi parası bol, birikim imkan ve fırsatları tükenmez bir meslektir politika amma, gayri memnunculara karşı herkesin harcı olmasa gerek, tahammül... IMF’siz bir Türkiye projesine karşı ‘Master colony’ ayağa kalkarken, emek piyasasında da kadınların erkeklerle eşitlenmesi, tutsak pazarının altını üstüne getiriyor... Kolay gelsin demekten öte elimizden bir şey gelmiyor... Ne diyebiliriz başka, hükümete... *Atilla ÖZDİR / VAKİT 15/03/2010*

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)