|
07-13-2010, 10:22 | #1 |
Nuh GÖNÜLTAŞ "12 Eylül, sifonu çekme zamanı..."
12 Eylül tarihi bizim nesil için bir nevi terörden kurtuluş tarihiydi. Ama ne pahasına? 12 Eylül terörü bitirdi, rahmetli büyükannem o yıl doğan torununun adını Kenan koydu ama 12 Eylül'ün maliyeti henüz ortaya çıkmamıştı. 12 Eylül'ün Türkiye'ye en büyük maliyeti PKK terörünün 12 Eylül ortamında neşvünema bulmasıdır. İlk PKK saldırısı tarihi 1984'tür! Türkiye hâlâ bu bela ile uğraşmakta. Türkiye'nin milyar dolarları ırkçı PKK terörü ile mücadeleye harcanmakta. Evet 12 Eylül anarşiyi önledi ama 12 Eylül idaresinin yanlış uygulamaları karşımıza başka ve ırkçı bir terör örgütü olan PKK'yı çıkardı. "11 Eylül günü akan kan 12 Eylül günü nasıl birden durdu, ülkenin bütününde sıkıyönetim varken ve asker her şekilde emniyetten sorumlu iken" sorusunu sormuyorum artık. Sorulması gereken soru: 12 Eylül'ün o baskıcı ortamında nasıl oldu da bir başka ırkçı terör örgütü belirdi? Tabloya bakalım, bu beş paşanın Türkiye'yi kurtarma hamlesi nelere mal olmuş... 12 Eylül darbesinden sonra... 650 bin kişi gözaltına alındı. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi. Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1'i ASALA militanı.) İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi. 71 bin kişi TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı. 98 bin 404 kişi "örgüt üyesi olmak" suçundan yargılandı. 388 bin kişiye pasaport verilmedi. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi. 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. 14 kişi açlık grevinde öldü. 16 kişi "kaçarken" vuruldu. 95 kişi "çatışmada" öldü. 73 kişiye "doğal ölüm raporu" verildi. 43 kişinin "intihar ettiği" bildirildi. 30 bin kişi "sakıncalı" olduğu için işten atıldı. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. 30 bin kişi "siyasi mülteci" olarak yurtdışına gitti. 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. 171 kişinin "işkenceden öldüğü" belgelendi. 937 film "sakıncalı" bulunduğu için yasaklandı. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu. 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 31 gazeteci cezaevine girdi. 300 gazeteci saldırıya uğradı. 3 gazeteci silahla öldürüldü. Gazeteler 300 gün yayın yapamadı. 13 büyük gazete için 303 dava açıldı. 39 ton gazete ve dergi imha edildi. İşte 12 Eylül'ün Türkiye'ye görünen mirası bu. Bir de görünmeyeni var tabi. Belki o yüzü daha kanlı bir yüzdür. Zaman yazarı Nedim Hazar'ın deyimiyle bu 12 Eylül'de yapılacak referandum tam da sifonu çekme işlemi olmalı: "Mevcut durumun ne olduğunu son birkaç yıldır tüm çıplaklığıyla görüyoruz zaten... Yıllardır kurgulanan karanlık yapının değişmesi, ülke bağırsaklarında gezinen tufeylilerin temizlenmesi, hasılı sifonun çekilip çekilmemesiyle ilgili bir oylama bu." O halde "evet" diyeceğiz. Sifonu çekeceğiz! Hani nerede 12 Eylül'den hesap sormak isteyen solcular?.. Bugün gelinen noktada nasıl da "hayır"cı oldunuz? Ülkücüler... Siz, gece karanlığından sabah ezanından önce asılan ülkücülerin yakınları... Devlet Bahçeli'nin kararına mı uyacaksınız? Eğer öyleyse kendinize yanlış bir kılavuz seçmişsiniz! 12 Eylül'ün zulmünü yaşayan solcular sizin kılavuzunuzda CHP olamaz. Eğer öyleyse "Siz bütün bu yaşadıklarınızı hak etmişsiniz" demektir. Ve siz ey Kürtler... Kürtçe konuşmayı dahi yasaklayan ve PKK terörünü hem siz Kürtler'e hem biz Türkler'e musallat edenlerden hesap sorulmasını istemez misiniz! Gelin 12 Eylül günü sifonu hep birlikte güçlü bir şekilde çekelim...
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
07-13-2010, 15:16 | #2 | |
Alıntı:
Bu kelimeyi sevdim, çok güzel bir benzetme olmuş.... Bencede Gelin sifonu çekip 12 Eylülü hakettiği yere gönderelim... |
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|