|
07-20-2010, 10:28 | #1 |
Camilere Sandalye Dolduruyorlar!
Bu konu benim de gerçekten çok dikkatimi çekiyor, camilerde son zamanlarda baya bir sandalye bölümü eklendi. Bir çok kişi sandalyede, arkaya yaslanarak namaz kılıyor. Camilelerin bir bölümü buna ayrıldı.
Dinen bu konu mühim bir konu. Bir iki tane yazı gördüm bu konuyla ilgili. Müslümanların dikkatine sunuyorum. selamlarımla. ******** ********************* Diyanet’ten açıklama bekliyoruz-Duran Kömürcü - Vakit Cumhuriyet devrinde din sorun olarak görüldü. Bu sorun da Diyanet görevlendirilerek giderilmeye çalışıldı. Dini yok saymadı. Dinin ana kuralları değiştirilmeye, aslından uzaklaştırılıp, pozitivizme uyarlamaya çalışıldı. Uhrevilikten dünyeviliğe doğru adımlar atıldı. Kendi sistemlerinin oturtulmasında din kullanıldı. Rifat Börekçi vasıtası ile laiklik desteklendi. Diyanet kurtuluş reçetesi olarak görüldü. Modern ve laik olmayan müftü-vaiz atanmadı. Dinde reform sloganları ile dine, din adamına ve camilere yön verilmeye çalışıldı. İlk iş olarak da: “Mabedlerimiz, temiz ve muntazam, kabili iskân (oturmaya elverişli) hale getirilmeli. Mabedlere sıralar, elbiselikler tesis edilmeli, temiz ayakkabılarla mabedlere girilmesi desteklenmelidir. Bu, dini ıslahatın ibadete layık olan sıhhi şartıdır.” (Türkiye’de İslamlık - İ.Kara) Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar süren bu akım, namazla ilgisi olmayan, abdest suyunu bilmeyenlerin reform adı altında kilise kültürünü dayatma sloganlarıdır. Bir başka deyişle İslamiyeti Hıristiyanlıkla özleştirme hareketidir. Başladığı gibi devam ediyor. Allah Resulünün; “Kim kime benzerse o da onlardandır” hadisinin içeriği olan fikre benzetmek, Müslümanları Hıristiyanlara benzetmek istemektedirler. Günbegün de mesafe kazanmaktadırlar. Dinin haram kıldıklarını helalmiş gibi sunmaktalar. Bunu da dindenmiş gibi göstermektedirler. Bunlardan: “Başı örtülü kadının aşikare mevlit okuması, Hutbe okuyup Cuma kıldırması.” “Yapılan tesbihat, dua, ilahilerin enstrümantal eşliğinde icra edilmesi.” Peygamber ve Ashabında örneği olmayan hasta olanların sandalyede namaz kılmaları. Dinde reform yapıp camiye sıralar konmadı. Ama, kafaları reformize oldu. İmamlar hassasiyetini kaybetti. Diyanet’in emirlerini icra merkezi oldu. “Bunu neden söyledin” denilirse; Sandalyede namaz kılınma meselesini, kılanlarla da, imamlarla da konuştum. Sandalyede namaz kılanlar hiç ses çıkarmıyorlar, sözünün bittiği cemaatin hazır hale geldiğinde de sandalyesini eline alıp cemaate koşuyor. Cami görevlilerine söylenince de, Hocam, herkesin namazına karışamayız. İster sandalyede isterse yerde kılar. Sandalyade namaz meselesine Enver Baytan Hoca el attı, gündeme taşıdı. İddiası şudur: Ben araştırmalarımda sandalyede namaz kılanın fetvasını bulamadım, fıkıh kitaplarında göremedim. Ben yanılıyorsam, bilen varsa delilleri ile bize bildirsin diyor. Şu bilinmeli ki; Hz. Peygamber zamanında da, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Ali devrinde de sandalye vardı, Kur’an’da da vardır. Ve o zaman zarfında da hiçbir hastaya sandalyede namazını eda et denmemiştir. Bugün camilerde mantar gibi sandalyeler çoğalmıştır. Gizli bir el mi bunu desteklemekte, yoksa Diyanet fetvası ile mi çoğalmaktadır? Bu durumu, bütün Müslümanlar isteme hakkına haizdir. Görülüyor ve biliniyor ki, camiler Diyanet’in kontrolü altındadır. Hutbe ve vaazlar tek kişi tarafından icra edilmektedir. Müftülükler yazıp hatipler okumaktadır. Bazı yerlerdeki ezanlar da merkezi sistemle okunmaktadır. Görünüşte iyisini, daha iyisini sunmak gösterilse de, dini kontrol, din adamını kontrol altına almaktır. Sisteme aykırı sesleri kesmektir, sandalyede hasta namazı da bunların içinde mi? Diyanet’ten açıklama bekliyoruz. *********************************** Camilere Sandalye Dolduruyorlar 1400 yıllık İslam tarihinde görülmemiş bir hadise ile karşı karşıyayız. Konu şudur: Camilerin arka tarafına haddinden fazla sandalyalar konulmuştur ve yaşlı kimselerin bir kısmının sandalyada oturarak namaz kılması istenmektedir. Bu sandalya işi kendi kendine oluşmamıştır. Bazı imamlara baskı yapılmış, sandalya sayısını çoğaltmaları istenmiştir.Ne lüzumu var efendim diyenler, üstü kapalı bir şekilde tehdit edilmiştir. Müslüman 80 yaşında... Yaş icabı dizlerinde biraz kireçlenme var ama rükua, secdeye varabiliyor. Bu zat namaz kılarken secde etmelidir. Etmezse namazı sahih olmaz. Dizlerindeki romatizma secde etmesine imkan vermeyecek derecededir. Bu taktirde yere oturarak namaz kılar. Birileri, bir zihniyet camilerimizi kiliselere benzetmek istiyor! Bir başka zihniyet, Cuma namazından sonra sünnet ve âhir zuhur namazının kılınmasını istemiyor. Bunlar BOP'çu mudur? Dinimizde reform yapılmak isteniyor. Camilerde eskiden olduğu gibi bir iki tabure olabilir. Kasıtlı olarak koydurulan fazla tabureler ve sandalyeler kaldırılmalıdır. Ehl-i Kitab da cennetliktir diyenler camilerimize karışmasınlar. Fıkıh kitaplarımızda, camilere sandalye konulmaz diye bir hüküm yoktur diyen çok bilmişlere kanmayınız. Resulullahı, Kur'anı, İslam'ı inkar ve tekzib eden Yahudiler ve Hıristiyanlar da ehl-i necat ve ehl-i Cennettir diyenlerin imamlık yapması caiz olamaz. Böyle kişilerin kıldıkları namaz, itikatlarındaki büyük bozukluk dolayısıyla sahih değildir.Böyle kimselerin ardında namaz kılınmaz. Kılındıysa, o namazların iadesi gerekir. Fiziken secde edemeyecek derecede hasta ve mâlül kişiler dışındakiler secde ederek namaz kılmalıdır. İslam dini tek hak dindir, onda reform, yenilik, değişiklik yapılamaz. Fazlurrahman'ın tâtiliye mezhebi sapık bir mezheptir. Genç Kur'an kursu kadın öğretmenlerinden ve vâizelerinden müteşekkil bir koro kurup bunun erkeklere konser vermesi haramdır.Böyle şeylerŞeriat-ı Garra-i Ahmediyyeye aykırıdır. Mardin'in Kasımiyye medresesinde papazlarla bir müftünün toplanıp diyalog yapmaları, çan ve ezan sesleri içinde havuz üzerindeki (sözde Sıratmış!) köprüden geçmeler hep bâtıldır, sapıklıktır. Ehl-i Sünnet dünyasının büyük müftülerine, ulema ve fukahasına soralım: Böyle tiyatrolar İslam dinine uygun mudur, yoksa küfre kadar giden hokkabazlıklar mıdır? Bütün dindar ve şuurlu Müslümanların dikkatini, bu anlattığım konulara çekmek istiyorum. Dinî kültürü, ilmihal ve fıkıh bilgisi yetersiz olan kimselerin sandalyede namaz kılmalarını teşvik etmek bir zulümdür, bir aldatmacadır. Cuma namazlarından sonra zuhr-i âhir namazının kılınmasına engel olmak zulümdür. Çünkü, cumanın şartlarının hepsi bu devirde var mıdır konusunda ihtilaf vardır, dindar halkın zuhr-i âhir kılması nur üzerine nurdur. Ey zalimler!.. Halkın namaz kılmasına niçin mani oluyorsunuz? Vaktiyle Mısır'da Fâtımîler zamanında teravih namazını cemaatle kılmak yasak edilmişti diye okumuştum. Bugünün Türkiyesinde cumanın sünnetinin ve âhir zuhur namazının kılınmasının engellenmesi de böyle bir zulüm ve aşırılıktır. Zaten kılmayan kılmıyor, kılanlardan ne istiyorsunuz? Camilerdeki sandalyeler konusunda bir kitapçık yazan muhterem Enver Baytan hocaefendiyi, bu kitapçığı yayınlayan Vakit gazetesini tekrar tekrar tebrik ediyorum. Sinsi metotlarla camileri kiliselere benzetmek isteyenlere teessüf ediyorum. Müslümanlar uyumayınız. Mehmet Şevket Eygi, 19.07.2010
Konu redyellow tarafından (07-20-2010 Saat 10:30 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
07-20-2010, 14:36 | #2 |
kesinlikle caiz değildir....
asıl olanı ayakları uzatarak kılmaktır... bizim insanımıza söylediğimiz zaman, kıbleye ayak mı uzatılır diyor.... kaç kere vaazlarda imamın söylemisine rağmen, hala bu tutum devam etmekte... |
|
07-20-2010, 15:01 | #3 |
Birde dedeler gelip camide sandalye için kavga ediyorlar ya en çok o kızdırıyor insanı ...
|
|
07-20-2010, 15:04 | #4 |
|
|
07-20-2010, 16:05 | #5 |
Konuyla ilgili Vakitte Ali Erenin bir yazısını okumuştum, sabah ekleyecektim ama bulamamıştım.
Şimdi buldum. Buyrun: **************************** Sandalyede namaz... İnsan, diz kapaklarını kırıp bükmeden yürüyemez. Ama son birkaç senedir; yürüye-yürüye câmiye gelebilen, câmi ve apartmanlarda merdivenleri çıkabilen, pikniğe gidip bağdaş kurup oturabilen, evinde bir bacağını altına alıp koltukta ve sandalyede oturabilen nice kimseler câmide namazlarını sandalyede kılıyorlar. Onları gören bazıları da “Demek ki böyle de olabiliyormuş. Benim ağrım-sızım var” diyerek bir sandalye ediniveriyor. Gün geçtikçe de böyle namaz kılanlar da câmilerdeki sandalye ve tabure sayısı da artıyor. Bazı câmilerde namaz kılmak için sâbit oturma yerleri bile yapılıyor. Hatta bazı yerlerde sıralar konulmaya başlanmış. Birkaç sene önce, bulunduğum semtteki bir câmide sandalyelerin birer ikişer arttığını görüp rahatsız olmuş ve bunu imama söylemiştim. O da sandalyeleri kaldırıverdi… Namazlarını sandalyede kılanlar, sandalyeleri göremeyince namazlarını zorlanmadan sandalyesiz kıldılar… Sonra kendileri portatif sandalye getirip onların üzerinde kılmaya başladılar. Ama birkaç gün sandalyesiz kılmakta hiç zorlanmadılar. Secdesiz namaz câiz olmadığından, işte sandalyede kılınan o namazlar câiz olmaz. Bu yazı, sandalyede namaz kılanları suçlamaya yönelik değil bir yanlışa işaret için kaleme alınmaktadır. Onlar tabii ki bunu ibâdetlerini yerine getirmek niyetiyle yapıyorlar. Herkes fıkıh âlimi olmadığı için bu şekilde kılınan namazın câiz olup olmadığını birçoğu bilmez, bu da gayet normaldir. Ama vazifelilerin söylemeleri lâzım. Bacaklarım ağrıyor deyip, altına hemen bir sandalye çekerek namaz kılan bazı dostlarımız vardı. Onlara bunun câiz olmadığını söyledim, şimdi namazlarını basbayağı sandalyesiz kılabiliyorlar… Demek ki kılınabiliyormuş. Kılınabiliyormuş da önceleri sandalyede namaz kılan bu dostlarımızın sandalyede kıldıkları namazları kaza etmeleri farz. Çünkü, İslam fıkhına göre, “Secde etmesi mümkün olan bir kimsenin, secde etmeden kıldığı namaz câiz olmaz.” Hatırımıza, “Peygamberimiz’in zamanında sandalye, koltuk, kanepe mi vardı? Olsaydı belki onların üzerinde namaza izin verilirdi” gibi bir düşünce gelmesin. Çünkü, Kur’an-ı Kerim’de, koltuk, kanepe ve sandalye mânâsına gelen “Erâik” ve “Kürsî” kelimeleri geçiyor. Peygamberimiz’in namaz dışında sandalyede oturduğu da vâkidir. Ama onun üzerinde namaz kıldığına, kılınmasının câiz olduğuna dair bir rivâyet yok. Fıkıh kitaplarımızda da hiçbir kayıt bulunmuyor. İslamın ilk yılları; müşrik, Yahudi ve Hıristiyanlarla yapılan harplerle geçti. Bu harplerde, nice sahâbe ve tâbiîn bacaklarından kılıç yarası aldı. Ama hiç birine sandalyede namaz kılma izni ve cevazı verildiğine dair bir kayıt göremiyoruz. Soru: Hastalar ve böyle yaralı kimseler namazlarını nasıl kılacaklar? Cevap: Bu sorunun cevabı, açık açık kitaplarımızda mevcut. Zaten âyet-i kerimede şöyle buyuruluyor: “O (akıl sahipleri) ayaktayken, otururken, yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar…” (Âl-i İmran sûresi, âyet: 191) Tefsir âlimleri bu âyetin tefsirinde, “İbâdet, eldeki imkana göre olacağından, hastanın namazı kendi durumuna göre olur” demişlerdir. Fıkıh âlimleri de, namazın nasıl kılınacağını bu âyetteki sıralamaya göre şöyle tarif etmişlerdir: Sıhhatli kimseler namazlarını ayakta durarak, rükû ve secdelerini tam yaparak kılarlar. Ayakta kılamayacak kadar hasta olanlar oturarak kılarlar. Normal oturabiliyorlarsa öyle kılarlar. Normal oturamıyorlarsa bağdaş kurarak veya ayaklarını uzatarak kılarlar. Yan üstü rahat ediyorlarsa yan üstü yatarak kılarlar. Hastalıkları daha ileri ise îmâ ile (kafa işaretiyle, yani kafalarını rükûda biraz eğerek, secdede daha fazla eğerek) kılarlar. İleri derecede hasta olup îmâ ile de namaz kılamayacak durumda olanlara namaz kılma emri yoktur. Onlar namaz kılmaz, günahkâr da olmazlar. Değerli okuyucular, gördüğünüz gibi bu sıralamada sandalyede namaz kılma şekli yok. İçerisinde sandalyede namaz kılma izni bulunmayan bu sıralamayı da ben yapmıyorum, fıkıh kitapları yapıyor. İnsanın hatırına, “Secde edemeyecek bir hastalığı olan müslüman ne yapacak? Bu kimsenin sandalye üzerinde namaz kılmasına ne mâni var?” gibi bir soru gelebilir. Buna, “O kimse namazını yukarıdaki sıralamaya göre kılar. Bu sıralamanın dışında insanı sandalyede namaz kılmaya zorlayan bir hastalık yoktu. Yeni bir “Sandalye hastalığı” mı ortaya çıktı?” diye cevap verilebilir. Köyümüzde tavuklarımız vardı, keneyi hayvanlardan elimizle koparıp attığımız olurdu, ama ne öldüren “Kene ısırması” vardı ne de “Tavuk gribi”. Bu hastalıklar nasıl çıkmıştı? Ve şimdi neredeler? Tavuk sahipleri tavuklarını bile bile tavuk gribi yapmadı, ama tavukları tavuk gribine yakalandı. Sandalyede namaz kılanlar da öyle. Onların da niyetleri tabii ki kötü değil ve gayeleri ibâdetlerini yerine getirmek… Tamam da, câmilerde sandalye ve sandalyeyle namaz kılanlar niye habire çoğalıyor? Sebebi sandalye hastalığı(!)nın çoğalması mıdır, yoksa câmi cemaati olarak bir oyuna mı geliyoruz? İnsanın hareketine engel olan romatizma, bel ağrısı, baş dönmesi gibi hastalıklar yeni değil eskiden beri var. (Bu durumda nasıl namaz kılacaklarının cevabı da yukarıdaki sıralamanın içinde) Sandalye de eskiden beri var. Ama sandalyede namaz eskiden beri yok; yeni bir şey… Yeni bir şeyse de câmilere sandalye konulma arzusu, 70-80 senedir malum çevrelerin üzerinde durduğu bir konudur. Kulakları çınlasın, sevgili Abdurrahman Dilipak’ın çok iyi bildiği biri var: Osman Nuri Çerman… Bu şahıs, dinde reform yolunda ve câmilere masa ve sandalye konulması için ölene kadar uğraştı. Ama göremeden öldü. O istediği için değilse de nedense bugün câmilerde sandalye sayısı ha bire artıyor… Bir arkadaşım geçen ay Lübnan’a gidip geldi. Diyor ki, “Bir câmiye girdim, cemaatın üçte biri namazını sandalyede kılıyor.” Türkiye buna doğru mu gidiyor veya götürülüyor? Oyuna mı geliyoruz? Ve bu neyin nesi?.. http://www.habervaktim.com/yazar/258...ede_namaz.html Müslümanlar bu konuda dikkatli olmalılar. Namaz kılıyoruz derken Allah korusun yanlış yapmayalım. Eşimize dostumuza duyuralım lütfen. |
|
07-20-2010, 16:57 | #6 |
camileri kiliseye cevirme niyetindeler..
|
|
07-20-2010, 21:03 | #7 |
Namaz kılan, sandalyede oturarak, yaslanarak namaz kılan saf müslümanların bilinçlenmesi lazım.
Diyanete de bu konuda iş düşüyor, dediğiniz gibi camilerin kilise gibi olmaması için bu konunun üzerine gitmeliler. Diyanet isterse iki günde tüm sandalyeler kalkar. |
|
07-20-2010, 21:22 | #8 |
Kübra kardeş, harika açıklanmış,teşekkür ederim. Allah razı olsun.
|
|
07-20-2010, 21:33 | #9 |
ASIRLARDIR ,Zaten öyle bir hedefi varki misyonerlerin.
HRİSTİYAN TİPİ BİR MÜSLÜMAN KİLİSE TİPİ BİR CAMİ İNCİLE BENZETİLMEK İSTENEN BİR KURAN İLK İKİSİ YAVAŞ YAVAŞ BENZETİLMEYE BAŞLANDI, ALLAH CC KURANI İNSANLARIN KORUMASINA BIRAKMADIĞI İÇİN ONU BAŞARAMAZLAR. |
|
07-20-2010, 21:40 | #10 |
Hasta,çok yaşlı,ameliyatlı insanlar varsa yapacak bir şey yok.Onun dışında asla kabul edilemez elbet.Soba ihtiyacını karşılar artık camilerde sobada yok
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|