07-21-2010, 11:27 | #1 |
Harem:Osmanlı'da önemli bir eğitim kurumu
HAREM CİDDİ BİR EĞİTİM KURUMUYDU Padişah sarayda aile efradıyla birlikte kaldığı bölüme “harem” denmekteydi.harem aynı zamanda ciddi bir eğitim kurumu ve bir okuldu. Haremdeki hanımların sayısı bazı tahminlerle hesaplanarak,bazı kişiler tarafından,padişahın hanımı olarak gösterilmek istenmiştir.halbuki bu sayının içinde,padişahın valideleri,kız kardeşleri,kendi kızları,yeğenleri,teyze,amca,hala,dayı kızları,şehzadelerin eşleri,hizmetçi kadınlar ve eğitim gören kızlar vardı. Osmanlı ülkesine gelen batılılar geri döndüklerinde hatıralarını anlatırken daha fazla ilgi çekebilmek için Harem’i de anlatmaya kalkışmışlardır.bu insanlar bırakın Harem’i görmeyi,sarayın bahçesine dahi girememişlerdi.sarayın içindeki insanların çoğu bile Harem’e giremezken dışarıdan gelen birinin Harem’e kadar girebilmesi kesinlikle mümkün değildi.İstanbul’a hiç gelmediği halde Harem’i görmüş gibi kitap yazanlar vardır. Batılı yazarlar Harem’i anlatırken ya kendi düşünceleri doğrultusunda resimler çizdirmiş veya kendi ülkelerindeki bazı ahlaksız durumların fotoğraflarını kullanmışlardı. Bu konuda Ahmet Akgündüz’ün Topkapı Sarayında başından geçen bir olay ibret vericidir; Hünkar sofası denilen salonu anlatırken misafirler duvardaki,aile hayatı ve terbiye ile alakalı bazı ayetleri ve hadisleri gösterdim. Buradaki görevlilerden birisi: _Hocam biz bu yazıları padişahın cariyeler ve güzel kadınlar için yazdığı tahrik edici aşk şiirleri olduğunu söylüyorduk.gerçekten bunlar ayet ve hadis midir? Diye sordu. Benden,evet,cevabını alınca da ağlamaya başladı. Halbuki Osmanlı padişahlarından bazıları Harem dairesinde,altı gümüş çivili ayakkabılarla gezinirdi.ayakkabılarının çıkardığı ses padişahın varlığını haber verdiğinden o anda yolu üzerinde kadınlar çıkmazdı. Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşanan şu olay da gerçekten hayret vericidir; Sultan Mehmet Reşad’ın padişahlığı sıkıntılı bir döneme gelmişti.devletin içine düştüğü onca badire yetmezmiş gibi bir yandan da saray halkından gelen şikayetler yarasına tuz basıyordu. Hele bir gün Harem’de yaşayan ve burada eğitim gören kızların namazlarında ve oruçlarında gevşek davrandıkları hünkarın kulağına geldi.birden hiddetlendi.o günlerde Harem’e ders vermeye gelen Safiye Ünivar’a haber gönderdi: “namaz kılmayanlara ve oruç tutmayanlara verdiğim tuz ve ekmeyi haram ediyorum.bu iradem hoca hanım tarafından talebelere söylensin.” Bunu duyan Safiye Hanım,Harem’deki dersliğin kapısına büyükçe harflerle bir yazı astı: “namaz kılmayan ve oruç tutmayan dershaneden içeri giremez.” İşte Osmanlı son dönemlerinde bile hassasiyetinden hiçbir şey kaybetmemişti. Ve son olarak “Harem,esas itibarıyla,devlet adamlarının eşlerini yetiştiren bir okuldu.”diyebiliriz. Kaynak:Osmanlı’yı cihan devleti yapan 150 sır-ALİ KARAÇAM Osmanlı’nın gözyaşları-SALİH GÜLEN
Konu hüma tarafından (07-21-2010 Saat 13:00 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
08-10-2010, 00:03 | #2 |
vay be
|
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|