|
![]() |
#1 |
![]() TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında 23. Dönem 4. Yasama Yılını değerlendirdi.
Şahin, terör konusunda başta siyaset kurumu olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin ortak bir anlayışla hareket etmesinin büyük önem taşıdığını söyledi. Şahin, bu yıl, Meclisin açılışının 90. yılının büyük bir coşkuyla kutlandığını anımsattı. 90 yıllık parlamentonun, birçok ülkeye göre büyük bir gelişme kaydettiğini anlatan Şahin, dünyada kurtuluş mücadelesini başlatan ve yöneten, ardından da Cumhuriyeti ilan eden tek Meclisin TBMM olduğunu ifade etti. Şahin, yokluklar içerisinde var edilen Meclisin, 90 yıldır halkı temsil etmeye ve ülkenin sorunlarını çözmeye devam ettiğini söyledi. Meclisin bu yıl terörle mücadele konusunda da önemli yasal düzenlemeleri hayata geçirdiğini ifade eden Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Terör konusunda başta siyaset kurumu olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin ortak bir anlayışla hareket etmesi büyük önem taşımaktadır. Terörle mücadele konusunda geçmişten beri her türlü desteği veren Meclisimiz, bundan sonra da üzerine düşen her türlü katkıyı kararlılıkla sürdürecektir. Bu vesileyle, vatanımızın bölünmez bütünlüğü uğruna aziz canlarını veren şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum. Ailelerine ve yakınlarına da başsağlığı dileklerimi iletiyorum.'' 12 Eylül'de Anayasa değişiklikleriyle ilgili referanduma gidileceğini anımsatan Şahin, ''Referandum sürecinin demokrasimize ve milletimize yakışır bir şekilde sonuçlanacağına yürekten inanıyorum. Vatandaşlarımızın özgür iradeleriyle verecekleri kararın, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum' dedi. Bir yasama yılının daha geride kaldığını, Meclisin, ülkenin kaderine bundan sonra da yön vermeye devam edeceğini belirten Şahin, konuşmasını şöyle tamamladı: ''Parlamentomuzun önümüzdeki yasama yılında sağduyu, hoşgörü, karşılıklı saygı ve uzlaşma anlayışı içerisinde çalışarak faaliyetlerini sürdüreceğinden kuşku duymuyorum. Bu yasama yılını başarıyla tamamlayan, özveriyle çalışan milletvekillerimizi tebrik ediyorum. Başkanlık Divanı üyelerimizi, grup başkanı ve vekillerini, komisyon başkanları ve tüm personelimizi çalışmalarından dolayı kutluyor, teşekkür ediyorum. Siz değerli basın mensupları da yoğun çalışarak Meclisimizin faaliyetlerini halkımıza duyurmak için çaba gösterdiniz. Meclisimizle halkımız arasında köprü olan sizlere de katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.'' -''İNEGÖL VE HATAY'DAKİ OLAYLARA BAKARAK GELECEKLE İLGİLİ ENDİŞE DUYMAMAMIZ GEREKİYOR''- İnegöl ve Hatay'da meydana gelen olaylardan endişe duyup duymadığı yönündeki soruya, Şahin, ''İnegöl ve Hatay'da hepimizi üzen birtakım olaylar meydana geldi. Bu olaylardan dolayı hepimiz üzüntü duyuyoruz'' karşılığını verdi. Şahin, ancak bu olaylara bakarak gelecekle ilgili endişe duymamaları gerektiğini belirterek, ''Çünkü milletimizin mayası sağlamdır'' dedi. Kimlerin, hangi nedenlerle bu olayı çıkardığının, yargı organlarınca ortaya çıkarılacağını, yasaların uygulanacağını ifade eden Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ancak, herkesin bu süreçte sorumlu davranma görevi vardır. Öncelikle siyaset kurumunun ve siyaset kurumunun değerli mensuplarının, sorumlu davranmakta daha titiz olmaları gerektiği kanaatindeyim. Siyaset kurumunun mensupları derken kendimi de kast ediyorum. Toplumda gerginliklere yol açacak, siyasi görüşleri farklı da olsa vatandaşlarımız arasında zıtlaşma ve ayrışmaya yol açacak söz ve beyanlardan şiddetle kaçınmak zorundayız. Birbirimize hitap ederken kullandığımız kelimeler ve seçtiğimiz üslubun, kendi tabanlarımızda ne gibi yansımaları olduğunu konuşurken düşünmek zorundayız. Siyasiler, halkımızın oylarıyla ülkemizi yönetmeye talip olan kişilerdir. Kimi yönetme görevine gelmiş, kimi gelmek için mücadele etmektedir. Ama mutlaka ülkemizde birliğin, bütünlüğün, karşılıklı sevgi, dayanışma ve huzurun devamı için hepimiz ayrıca sözlerimize, davranışlarımıza, beyanlarımıza özel bir itina göstermemiz gerekiyor. Bir atasözümüz var. Kimse kusura bakmasın, kimseyi kast etmiyorum... 'İmam hata yaparsa, cemaat ne yapmaz' derler. O nedenle halkın önderleri durumunda olan kişiler olarak, halkımızın olumsuz etkileneceği söz ve tavırlar içerisinde olmamalıyız. Sadece siyaset kurumunun değerli mensupları değil, tüm halkımız bir takım provokasyonlara karşı da uyanık olmalı, birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyen birtakım kişilerin ve kuruluşların oyunlarına alet olmamalıyız diye temenni ediyorum. Milletimizin mayası sağlamdır; bu tür bir takım olaylar çıkararak Türkiye'de iç huzuru bozmaya çalışanlar amaçlarına ulaşamazlar.'' -''BİR TARAFTAN YARGISAL FAALİYETLER YÜRÜRKEN, KUŞKUSUZ Kİ TERÖRLE MÜCADELE DE YÜRÜYECEKTİR''- Şahin, bir gazetecinin, ''102 subay hakkında tutuklama kararı çıktı. Hatay'daki 4 polisin cenazesinde bir vatandaş, 'Hepsini içeri attınız, Amanosları nasıl temizleyeceksiniz?' dedi. Bu sözü nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna, ''Türkiye bir hukuk devletidir. Kurumlar, Anayasa ve yasalar çerçevesinde görevlerini yerine getirir'' karşılığını verdi. ''Ergenekon Davası'' ve ''Balyoz Soruşturması''nın tamamen yargısal bir faaliyet olduğunu dile getiren Şahin, Türkiye'de kuvvetler ayrılığı ilkesi olduğunu, erklerin birbirine müdahale edemeyeceğini söyledi. TBMM Başkanı Şahin, şöyle konuştu: ''TSK'da önemli görevlerde bulunmuş ve bulunmakta devam eden komutanlarımızla ilgili bu yargısal süreçleri biz de takip ediyoruz ama yargının kararları herkesi bağlamaktadır. Yargıya 'niye böyle bir karar verdiniz?' diye soru sorma yetkisi yasama organının başkanı olarak benim görevlerim arasında değil. Yargı organlarımıza da bu tür soruları kimse Anayasal çerçevede soramaz. Ancak bütün bu gelişmeler halkımızın gözü önünde cereyan etmektedir. Bir taraftan yargısal faaliyetler yürürken, kuşkusuz ki terörle mücadele de yürüyecektir. O da devletimizin, güvenlik güçlerimizin görevidir. Bunları birbirine karıştırmamak gerekir. 'Terörle mücadeleye yargı organları, verdiğiniz kararlarla zarar veriyorsunuz' denilebilir mi? Her kurum, kişi görevini Anayasal sınırlar içerisinde yapacaktır.'' -''BUNLARI GÖRECEĞİZ''- Şahin, ''CHP'nin, 'TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi'ne ilişkin yasa teklifinin, Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin mutabakatı ile geçmesi için bir komisyon kurulup kurulamayacağı'' yönündeki soru üzerine, henüz Meclis Başkanlığına verilmiş bir teklif bulunmadığını ifade etti. Meclisin çalışmalarına ara verdiğini anımsatan Şahin, Meclisin 1 Ekimden önce toplantıya çağrılması yönünde bir başvuru olursa, bu tekliflerin ancak o zaman işleme alınabileceğini ifade etti. Şahin, ''Önümüzdeki süreçte bunları göreceğiz. Meclis Başkanlığı olarak gelişmelere göre hareket ederiz'' dedi. Mehmet Ali Şahin, ''İnegöl ve Hatay'da meydana gelen olayların, muhalefet tarafından, ''açılımda başarısızlığa bağlandığı'' yönündeki bir soru üzerine, muhalefetin iktidara yönelik bu itirazlarına cevap vermesinin uygun olmayacağını, bu eleştirilere iktidar partisi mensuplarının cevap verebileceğini söyledi. -SORU ÖNERGELERİ- Şahin, ''Yazılı ve sözlü soru önergelerinin cevaplanma oranının az olduğu, bunu bir sorun olarak görüp görmediği''nin sorulması üzerine, yazılı soru önergelerinin cevaplandırılmasının belli bir zamanı gerektirdiğini dile getirdi. Şahin, zaman zaman süresinde cevaplandırılmayan soru önergeleri olduğunu, bunun üzerine yeniden uyarıda bulunduklarını, yine cevaplandırılmaz ise gelen kağıtlarda bunların yayımlandığını anımsattı. Soru önergelerine verilen yanıtlarda yüzde 38'lik bir oranın şu anda işlemleri devam edenlerin de katılması halinde yüzde 50'nin üzerine çıkacağını belirten Şahin, 4. Yasama Yılı'nın bu açıdan başarılı olup olmadığını değerlendirmesi için geçmişle ilgili bir kıyaslama yapması gerektiğini söyledi. Sözlü soru önergelerine cevap açısından oranı oldukça düşük göründüğünü ifade eden Şahin, ''Salı günleri sayın bakanlar bu sorulara cevap vermeye gayret ediyorlar. Ama çokça soru olunca, sadece salı günü 1 saatlik süre içinde bu soruların cevaplandırılması yetmeyebilir. Ben, tabii ki denetim günlerinin mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini ve bu sözlü soru önergelerinin de o gün bakanlarımızca cevaplandırılmasının Meclisin denetim yapması açısında önemli olduğunu düşünüyorum'' dedi. -ANAYASA MAHKEMESİ KARARI- ''Anayasa Mahkemesinin, Anayasa değişikliği ile ilgili bazı cümlelerini iptal etmesinin ardından, Anayasa Mahkemesinin bazı yetkilerinin kısıtlanabileceğini ifade ettiniz. Bunu açar mısınız?'' sorusu üzerine Şahin, şunları kaydetti. ''Benim Anayasa değişikliği paketi ile ilgili Anayasa Mahkemesince verilen karar üzerine yapmış olduğum değerlendirme tamamen TBMM'nin hukukunu koruma düşüncesiyle sarf ettiğim sözlerdir. Çünkü, madem ki kuvvetler ayrılığı ilkesi vardır, her erk diğerine saygı gösterecektir ve birbirlerinin alanına müdahale etmeyeceklerdir. Ben Anayasa Mahkemesinin, Anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından inceleme yapabileceğini, esasa giremeyeceğini, bunun Anayasada açıkça yazılı olduğunu ama bütün bunlara rağmen geçmişte bir kez, şimdi yeni olarak, Meclisin Anayasa yapmayla ilgili yetki alanına bir müdahale olduğunu söyledim. TBMM olarak bunu benim söylemem de görevimdi. Çünkü, TBMM'nin hukukunu öncelikle koruma görevi Meclis Başkanlığına aittir. Ben de bu görevi yerine getirdim. İleride bu tür kararların tahakkuk etmemesi ile ilgili birtakım tedbirler alınması gerekiyorsa, bunlar da alınmalı dedim. Anayasa değişikliği şeklinde de olabilir. Anayasanın 148. maddeye bu konuda farklı bir yaklaşım getirilebilir. O bakımdan benim açıklamamda, bir daha bunların yaşanamaması ile ilgili alınması gereken tedbirler varsa bunları alalım, düşüncesinden ibaret.'' AA
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|