|
08-11-2010, 12:45 | #1 |
İslam kadını aşağılamadı, siz anneliği aşağıladınız!
Tesadüf mü? Biri çıkıp İslam’ın kadını aşağıladığını iddia ediyor. Söz bir biçimde anneliğe geliyor. O da ne? İslam’ın kadını aşağıladığını iddia eden ‘modern’ bay veya bayanların aklının dibini kazıdığınızda, anneliği fena halde aşağıladığını görüyorsunuz. Ortak noktaları bu. Anneliği aşağılamanın teknikleri çok. Bunun başında dünyanın en şerefli işini yapan annelere “boş kadın” muamelesi yapmak geliyor. Onlara göre çalışıyor olmak için evden çıkmak lazım. Caddeyi görmek, caddeye görünmek lazım. Bir kadının “çalışıyor” sayılması için kamuya kendisini göstermesi şart. Sabah sekiz akşam dokuz (çünkü kadın ucuz işgücü) mesai yapması şart. Bunlar için de başka şeyler lazım: Modern görünürlüğün vacibatından olan şeyler. Her gün aynı kıyafetle, aynı saç rengiyle, aynı ayakkabıyla, aynı çantayla gidilmez ki işe! Yenilemek lazım, rengini uydurmak lazım. Saça uygun elbise, elbiseye uygun ayakkabı, ayakkabıya uygun çanta, çantaya uygun cüzdan, ona uygun cep telefonu lazım… Modası geçenleri değiştirmek lazım. Bunun için de modayı takip etmek lazım. Özetle üretim-tüketim çarkında yağ, değirmeninde un olmak lazım. Bütün bunlar için çalışmak lazım. Çalışmadan bu masraflar nasıl kazanılacak? Daha iyi görünmek için daha çok kazanmak lazım. O da yetmiyorsa, daha daha çok kazanmak lazım. Daha çok kazanmak için harcamadan olmuyorsa, daha çok harcamak lazım. Görünmeden daha daha çok kazanılamıyorsa, daha çok görünmek lazım. Daha çok görünmek için daha çok dikkat çekmek lazımsa, onu yapmak lazım. Onu yapmak için herkesten çok harcama yapmak lazımsa, onu yapmak lazım. Herkesten çok harcamak için, herkesten çok kazanmak lazım. Hangisi hangisine lazımdı? Kafam karıştı… Evden çıkıp mesai yapmayan kadının yaptığı “çalışmak” değildir. O tepeden bakılan, “Ev kadınıymış” yollu dudak bükülen bir “acizdir”. Evinin kadını olmak modernlere göre dudak bükülecek bir iştir. İş kadını daha hoş geliyor. Hatta sokak kadını bile ötekinden hoş geliyor. Modernin gözünde o koca parası(!) yiyor. Patron parası mı? Amir fırçası mı? Onun bunun erkeklerinin ağız kokusu mu? Her işe gidiş gelişte yaşadığı tıkış tıkış otobüsler ve minibüslerdeki onur kırıcı durum mu? Onlar işin parçası ayol. Koca kârı yeme de, ne yersen ye! Koca fırçası yeme de, ister amir, ister ustabaşı, ister patron fırçası ye! Hatta sokak magandası ve çarşı maçosunun attığı laf bile ehven… Ev kadını, üüü! Bir kere özgür(!) değil ayol. Yarım saat işten erken ayrıldığı için amirinden duyduğu lafı kargalar yemese de kendisi özgür. İşyerinde uygulanan sıkı denetime rağmen özgür. “Yarın müsait misin”lere verdiği “Mesaide olacağım, işten yorgun dönüyorum”lara rağmen özgür. Ama ev kadını handiyse esir canım… Ama o anne. Çocukları var. Yani dünyanın en değerli, en asil, en soylu, en görkemli işini yapıyor. Yani insan yetiştiriyor. Çocuk sokakta yetişmez ki? Çocuk evde yetişir. Olsun, o yine de “çalışmayan” kadındır. Annelik çalışmak sayılmıyor. Modernlere göre annelik işsizlik sayılıyor. Annelik angarya sayılıyor. Komedi de ne biliyor musunuz: Başkalarının doğurduğu çocuklara bakmak için kurulan sektörlerde çalışmak “iş”, orada çalışanlar da “çalışıp üreten kadın” sayılıyor da, kendi doğurduğu çocuğa bakmak “iş” sayılmıyor. Modernler kazara anne olduklarında durum şu oluyor: baba işe, anne işe, çocuk kreşe, ev pansiyon, aile pansiyoner… Ondan sonra “bebek mi-köpek mi?” ikilemi geliyor: tıpkı Fransa’da, Almanya’da, Hollanda’da olduğu gibi. Köpek bebekten daha sevimli oluyor modern kadın için. Bir, vücudu deforme etmiyor… Öyle ya: tenperest modernliğin gerçeği bunlar, görmek lazım. Ama küçük bir sorun: Köpeğin ille de küçük olması lazım; kucağa alınıp sevilecek kadar küçük. Ne de olsa kadın o. Bir canlıyı kucağına alıp sevme güdüsü yaratılıştan verilmiş. Çaresi yok, sevecek. Peki, köpek yerine bebek sevse olmaz mı? Bu soruya Avrupa’nın bebek-köpek (yan yana iyi durmadığını biliyorum, ama anlayın) rakamlarını karşılaştırdığımızda, şu zımni cevabı alıyoruz: Yok, zinhar olmaz! (Almanya’da kayıtlı köpek sayısı nüfus ile neredeyse eşit). İyi de, köpek de en az bebek kadar masraflı. Olsun! O kadar kusur kadı kızında da bulunur. Kazara doğursa bile anneliği sevmemiş ve severek annelik yapmamış (Bunun yanında doğum yapamadığı halde harika annelik yapanlar da var). Annelik yapmadığı için duyguları gelişmemiş, ufku gelişmemiş, hayat tecrübesi gelişmemiş, bilgelik dersen sıfır. Ama olsun; onun köpeği ve bir de mesaili işi var. O kendini tüm annelere hava atma makamında görüyor. İşte buraya yazıyorum: Cenneti annelerin ayakları altına seren İslam kadını aşağılamadı. Fakat cenneti dünyada arayan tek dünyalı modernler gözümüzün içine baka baka anneliği aşağılıyorlar. Üstelik her birini bir ana doğurduğu halde. Ne kadar ayıp! Ne kadar küstah! Ne kadar saçma! Mustafa İslamoğlu __________________
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
08-11-2010, 12:49 | #2 |
Bu materyalist sistem bu sıkıntıyı işte ta burdan itibaren başlatıyor.. Artık anneler erkek çocuklarına kız bakarken kızınızın maaşı varmı? çift maaş olmassa bu çocuklar nasıl geçinecekÇalışan gelin isterimde başka bişey istemem ...Kız tarafıda oğlunuz ne iş yapar? Jeepi varmı??Hatta öyle olaylar duyuyoruz ki ,erkek tarafı bir kızı görmek için gidiyor binanın giriş kapısındaki zile baskıyor ve diyorlar ki -Kızınızı görmeye geldik karşı taraf: -Üç anahtarınız varmı? (erkek tarafı düşünmeye başlıyor ne ki lan bu üç anahtar) -Iııı Kem küm şeyy meyy o ne ki bacım üç anahtar -Ev,araba, iş yeri Erkek tarafı kadınları: -Varsa öyle bir yer biz varalım gibi sürüp gidiyor.. Tabi bir de evlilik süreci var ki.. Anne baba çalışıyor.. Güya çocuklarına gelecek hazırlıyorlar... Anne babanın kendine hayrı yok Akşam işten ağızları bir karış havada açık geliyorlar.. Yatağın yerini bulmak için nerdeyse eve hizmetçi tutacaklar.. Çocuk akşama kadar zaten anne babayı görmemiş anne baba uyuya kalıyor...Sonra bu genç bireyler bakıyorlar çocuk böyle bakılmıyor bir kreşe veriyorlar.. (Bir karikatür vardı.. Anne baba çocuğu kreşe bırakıyor küçük çocukta aklından geçiyor "Ulan bende büyüyünce sizi huzur evine bırakmazsam") Anne baba sevgisinden ,ilgisinden ve güveninden yoksun bu çocuk ilerde toplumda bomba etkisi yapacak bir çok gayri ahlaki ve nahoş duruma imza atmaya tam teşeküllü bir er nidasıyla ilerliyor.. O yüzden evet börtü böceklere bakarak Allah tanıtılabilir..Yaratıcının varlığı kabullendirilebilir ama ondan önce Yaratıcıyı bilen tanıyan iman eden(güvenen) bireylerin birbiriyle evlenmesi lazım diye düşünüyorum |
|