|
08-25-2010, 22:21 | #1 |
Yavuz Sultan Selim'den Cumhuriyet'e Dersim Sorunu
DERSİM TARİHİ
Dersim'in Selçuklulardan önceki tarihi hakkında pek fazla bir bilgi yoktur. Ancak tarihin en eski dönemlerinden beri bölgenin bir iskân merkezi olduğu şüphesizdir. Dağlık ve sarp bir bölge olan ve adeta doğal bir kale görünümündeki Dersim'e tam anlamıyla nüfuz etme hemen hemen hiçbir güç tarafından gerçekleştirilememiştir. YAVUZ SULTAN SELİM DÖNEMİNDE DERSİM İran'da yeni bir güç olarak ortaya çıkan ve Anadolu'yu mezhep yoluyla ele geçirmeye çalışan Şah ismail, 1502 tarihinde tahta geçti. Bu durum Osmanlılar için büyük bir tehdit unsuru oldu. Şah İsmail özellikle doğu illerindeki Alevîleri ve Dersim'deki kabileleri kendisine çekmeye çalıştı. Birçok Alevî ve aşiret Şah İsmail'in tarafını tuttu. Osmanlılar için büyük bir tehlike olan Şah İsmail ve Safevi meselesi Yavuz Sultan Selim'in 1514 tarihinde Çaldıran zaferiyle son buldu. Yavuz Sultan Selim'in Şah İsmail'e yardım eden birçok aşiret ve Alevî gruplarını da cezalandı. Canlarını kurtaranlardan birçoğu Dersim dağlarına sığındılar. O günden beri Dersim bölgesi merkezi otoriteye karşı potansiyel, birçok defa da aktif tehdit merkezi oldu. Dersimliler, Yavuz-Safevî mücadelesinden bu yana hükümet otoritesine başkaldırır bir vaziyetteydiler. Sadece yaşadıklan bölgelerde değil, yakın şehirleri de tehdit eder hale geldiler. Özellikle Bayburt, Eğin, Kangal hattâ Sivas'a kadar olan bölge Dersim aşiretlerinin hareket sahasına giriyordu. ALINAN TEDBİRLER Osmanlılar öncelikle Dersimlileri askere almak istediler. Fakat bunda çoğu kez başarısız oldular. Erzurum Müşir'i Samih Paşa'nın bayındırlık ve bir takım tedbirleri içeren girişimleri de sonuçsuz kaldı. Dersim'in merkezî otoriteye karşı mücadelesi devam etti. DERSİM'İN RUSLARLA İŞBİRLİĞİ YAPMASI 1860 ile 1877 yılları arasında geçen zaman içinde Osmanlı yönetimi Hozat ve Mazgirt'te birer kışla yaptırmış; bu kışlalarla Dersim'e nüfuz etmek istemiştir. Ama buna en büyük tepkiyi yine Osmanlı yönetiminin bu bölgeye memur olarak atadığı "kaymakam" ünvanını taşıyan kişiler gösterecektir. Bu Dersim ağalan nüfuz ve güçlerinin zayıflayacağı endişesiyle sadece Osmanlının girişimlerini engellemekle kalmazlar, 1877-1878 Osmanlı-Rus harbi başlayınca Ruslara yardım vaat ederler. Hozat ve Mazgirt kışlalanndaki asker cepheye alınınca aşiret ağalan, bu merkezlere hücum ederek kışlaları yakıp, kasabaları talan ederler. 1893-1905 yıllan arasında Dersim'de kanşıklıklar devam etti. Dersim'in civarındaki birçok kasaba ve şehirlerden, Osmanlı hükümetine tecavüze uğradıkları gerekçesiyle şikâyetler oldu. Bunun üzerine 1896'da Müşir Zeki Paşa olayları bastırmak için hükümetçe görevlendirildi. Zeki Paşa bir takım köklü tedbirler aldı ve durumu bir raporla hükümete bildirdi. 1908 yılı ortalarında Dersimli birtakım aşiret reisleri ve ileri gelenleri toplanarak isyana karar verip nasıl hareket edeceklerini tespit ettiler. Bu şekilde yeni ve büyük bir isyan başladı. Galatalı Şevket Bey komutasındaki Osmanlı birlikleri Dersimliler'in tekrar Ruslar tarafına meyletmelerini önleyerek aşiretleri etkisiz hale getirdi. Böylece bu önemli ve çok ciddi boyutlara ulaşan isyanın önüne geçilmiş oldu. 1. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİNDE DERSİM 1.Dünya Savaşının Osmanlı Devletinin yenilgisiyle sonuçlanması üzerine 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi, Osmanlı topraklarını İtilaf devletlerinin paylaşımına açık bir duruma getirmişti. İngilizlerin desteğini alarak İstanbul'da kurulan ve temelinde ayrılıkçılık-Kürtçülük unsurları taşıyan Kürdistan Tealî Cemiyeti, faaliyetlerini Dersim ve yöresinde de yürütmekteydi. Gerek, Kürt Tealî Cemiyeti'nin üyeleri, gerek İngiliz gizli servisinin görevlileri, yöre aşiretleri arasında propaganda ve örgütlenme çalışması yürütüyor, ayrılıkçı bir ayaklanmanın hazırlıklarını yapıyorlardı. İNGİLİZ SUBAY NOEL'İN KIŞKIRTMASI İLE BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN İngilizler tarafından görevlendirilen Binbaşı E.W.C. Noel de Dersim ve civarına sık sık gidip gelmeye, bölge aşiretleriyle çeşitli görüşmeler yapmaya başladı. Bnb. Noel Kürtlerin Lawrance'i halini aldı. 1919 yılı sonlarında Ermeni ve Kürt Liderleri arasında bir uzlaşma sağlandı. Bu uzlaşmaya göre Paris Barış Konferansı'na ortak bir bildiri sunarak "Birleşik Bağımsız Ermenistan ve Bağımsız bir Kürdistan" teklif ettiler. Kangal İlçesi'nin Yellice Nahiyesinde Hüseyin Abdal Tekkesi'nde yapılan bir toplantıda başta Canbegan ve Kurmeşan olmak üzere birtakım aşiretler çeşitli kararlar aldılar. Sevr Anlaşması'nın uygulanmasını, bağımsız bir Kürdistan kurulmasını ve bu uğurda savaşılmasını istemekteydiler. Bu anlaşmada, Batı Dersim'de 45 bin kişilik bir ordunun hazır bulunduğu buna Doğu Dersim'den de katılanlar olacağı bildirilerek aşiretler galeyana getiriliyordu. Bu çalışmalarla hazır bir kıvama gelen bölge aşiretlerinin isyanı, ilk olarak, Zara'da Çulfa Ali Karakolu'nun basılmasıyla başladı. Bunun üzerine birçok yerde karakollar basılarak ve cephanelerine el konuldu. Bölgeye mühimmat sevkiyatı da engellendi. Alişan Bey de beraberindeki yüze yakın bir kuvvetle Ovacık'a gitti. Buradan da bir kısım aşiret reislerini yanına alarak Hozat'a geçti. Alişan Bey, geleneksel bir yemin töreniyle "Kürdistan'ın bağımsızlığı için mücadele etme" kararını aldı. OSMANLI ARŞİVLERİNDEKİ BAZI DERSİM RAPORLARI Osmanlı tarafından bölgeye gönderilen Şakir Paşa, 11 Ağustos 1899 tarihli bir rapor yayınlar. Bu rapora göre Şakir Paşa; "Dersim ahalisi öteden beri haydutluk yolunu tutmuştur. Şimdiye kadar üzerlerine üç defa askeri harekât yapılmış ve fesat çıkaran aşiret reisleri ya idam ya da sürgün edilmişken çok geçmeden yeni reisler türemiş ve şekavet daha da artmıştır. Sadece sert tedbirler ve birçok adamın öldürülmesi gibi usullere başvurularak, bölgede askeri harekât yapılacak olursa bu da bir netice vermeyecektir. Bölgedeki asayişsizliğin başlıca sebebi fakirliktir. Suçluların cezasız kalması, halkta eşkıyalığın sıradan bir olay olduğu fikrini doğurmuştur. Dolayısıyla kanunların tatbik edilmesine engel yerleri ortadan kaldırmak gerekmektedir. İkinci aşamada ise cehaletin önlenmesi, batıl inançların düzeltilmesi, okullar açılması ayrıca Nakşibendî tekkelerin açılması lazımdır. Ayrıca yollar yapılarak şekavede yol açan sebepleri ortadan kaldırmak gerekir." Dersim bölgesinin aşiretlerin toplandığı bir yer olması ve Osmanlı'nın da yok oluş sürecinde olması sebebiyle Dersim'de otorite bir türlü sağlanamadı. Osmanlı 1. Dünya savaşına girdiğinde Dersim bölgesinde görev yapan bazı subayların tuttuğu tutanaklar ise şu şekildedir; Zorunlu göç nedeniyle Erzurum'dan Osmanlı askerleri eşliğinde yola çıkan Ermeni kafilesi Dersim bölgesinde saldırıya uğramış, Ermeniler öldürülürken, Osmanlı askerinin Dersimli eşkiyalara müdahalesi mümkün olmamıştır. Olayla ilgili tutulan rapor şu şekildedir; Bâb-ı Âlî Mahrem ve Müsta‘celdir Dâhiliye Nezâreti Emniyyet-i Umûmiyye Müdîriyyeti Ma‘mûretü’l-azîz Vilâyeti'ne Muhâfaza tahtında Erzurum'dan sevk olunan Ermeni kâfilelerinin Dersim eşkiyâsı tarafından yolları kesilerek katl edildikleri ve bunların ellerinden Ermeni kâfilelerini kurtarmak kâbil olmadığı Erzurum Vilâyeti'nden iş‘âr olunuyor. Dersimlilerin bu sûretle tevâlî-i cinâyetleri kat‘iyyen câ’iz olamayacağından gelen kâfilelerin te’mîn-i masûniyyetlerine â’id tedâbîrin serî‘an istikmâli. Fî 13 Haziran sene 1331 Nâzır BOA. DH. ŞFR, nr. 54/162 Belgenin aslını indirmek için tıklayınız ----------------------------------------------------------------- İhtilalci Ermeniler, Dersim Kürtleri ile yakın münasebet kurarak Osmanlı'ya karşı büyük bir ihtilale cüret edeceklerdir. Bu olayın engellenmesine yönelik merkez komutanlığından yardım talep edilir. Talep şu şekildedir; Merkez Kumandanlığı Dâhiliye şifresiyle Ma‘mûretü'l-aziz Vâliliğine Ahvâl‑i hâzıranın tevlîd ettiği fırsatdan istifâde ile ihtilâle cür’et eden Ermenilerin Dersim ekrâdının ma‘lûm olan ahvâl‑i rûhiyesine bi'l-istinâd gerek ta‘kîb müfrezelerinden firâr ve gerekse maksad‑ı mahsûs‑ı ihtilâlkârâne ile Dersim'e dühûle çalışarak Kürdlerin mine'l-kadîm meşhûd olan çapulculuk ve ihtilâlciliklerinden istifâdeye şitâb ile ahâlinin ve ordunun ihtiyâcâtını tehvîn edecek olan mezrû‘at ve mevâşîyi gasba teşebbüs sûretiyle fenâlık îkâ‘ına çalışacakları vârid‑i hâtır olmakta ve mevsimin de buna müsâ‘id olması işbu zannı takviye edecek husûsâtdan görülmekte bulunmasıyla berâber eski Ermeni ihtilâlinde de Derevanki vesâ’ir bugibi mevâki‘de binlerce Ermeniyi saklamak ve i‘âşe eylemek gibi ahvâl ma‘lûm ve hattâ bunların birbirine karşı karâbet derecesinde bir münâsebet gösterecek kadar laubâliyâne hareketleri meşhûd‑ı âcizî olması hasebiyle keyfiyeti nazar‑ı dikkat‑i âlîlerine arz ve re’y‑i âlîleri dâhilinde olmak üzre Teşkîlât‑ı Mahsûsaca da lede'l-hâce ittihâz‑ı tedâbîre tevessül edilmek üzre bu bâbdaki mütâla‘a‑i âlîlerinin inbâ buyurulmasını temenni eylerim. Fî 19 Mayıs sene [1]331 Belgenin aslını indirmek için tıklayınız ----------------------------------------------------------------
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
08-25-2010, 22:39 | #2 |
Yazı çok ağır ama yüzeysel olarak Dersim mimlimidir kara eşref kardeş anladığım bu yönde o zaman dersime cumhuriyet tarihinden sonra yapılan müdahale haklı bir müdahalemiydi kafam karıştı.
|
|
08-25-2010, 22:45 | #3 | |
Alıntı:
Fakat bu saldırı tamamen orantısız bir şekilde yapıldı. Bugün K.Irak'taki bölücü unsurlara yönelik hava saldırısı düzenlenirken, tüm K.Irak'ın yıkılması tasvip edilemez. |
||
08-25-2010, 23:01 | #4 |
Fakat bu saldırı tamamen orantısız bir şekilde yapıldı. Bugün K.Irak'taki bölücü unsurlara yönelik hava saldırısı düzenlenirken, tüm K.Irak'ın yıkılması tasvip edilemez.
Bu kısımda devlet kusur işlemiştir o hlade. Dersim isyanından kaçan bir çok kişiler var etrafımızda, onlardan dinlediğimize göre devlet bu müdahalede yalnış yapmıştır diye bir çok hatıratları var. |
|
02-26-2011, 16:36 | #5 |
Birçok Alevî ve aşiret Şah İsmail'in tarafını tuttu.
Tanıdığım bazı alevilerin Osmanlıyı bilakis Yavuz Sultan Selimi bu yüzden sevmediğini yeni anladım.Şah ismail tarafına gecen alevilere müdahale eden Yavuz Sultan Selim alevi aşiretlerini dersime sıkıştırmasını anladım ama şimdiki alevilerin irana karşı fevkelade düşmanlığı var ecdatı ise iran şahı olan İsmailin tarafında olmasıda ilginç. Hadi Cumhuriyet öncesi bunlar yaşandı Cumhuriyet sonrası neden Rusların oyununa gelip azgınlık östermişler ki bu arada bir çok dersim alevisi şimdi Cumhuriyewtci gözükmeleri hatta kendilerini temsil ettiğini düşündükleri CHP içinde olmaları çok enteresan dersim deki ayaklanmaların bu şekilde sonuçlanmasına olumlu bakanlarda var demek. |
|
02-26-2011, 16:45 | #6 | |
Alıntı:
Tunceli halkı neden Chp'yi tutuyor? |
||
02-26-2011, 16:51 | #7 |
. Zira bugünkü adıyla Tunceli olan Dersim halkının katı bir şekilde CHP'yi desteklediğini seçim sonuçlarından biliyoruz. Normal şartlarda halkın, 1937-38 katliamını yaptıran CHP iktidarından nefret etmesi ve tek bir oy dahi vermemesi gerekmez miydi? Yani Dersimlilik kimliği ile CHP'lilik kimliğinin aynı kapta yer alması çok tuhaf. Ama mevcut durum tam tersini gösteriyor. Üstelik bugün CHP Genel Başkanlığı koltuğunda bir Dersimli oturuyor (her ne kadar 'Akşehirliyim' diyorsa da).
Bunun sebebi ne olabilir? "Kurbanlık psikolojisi" mi? Yoksa 'Düşmanımın düşmanı dostumdur" ilkesi mi? Bu pek açık değil. Açık olan, 1936'dan itibaren Dersim'de bir "sömürge yönetimi"nin kurulmuş olmasıdır. Şaşırdınız belki ama dönemin basınını taradığınız zaman yöre insanının sık sık "haydut", "vahşi" ve "sergerde" olarak nitelendirildiğini görürsünüz. Cumhuriyet'in bölgeyi yeniden fetih stratejisi, orayı medenileştirmeyi amaçlamıştır. (Resmî dilde "ıslah" veya "reform" projesi denilir.) Yakalanan Dersimli aşiret liderleri (önde sağdan 2. ve 3.) Kamer ve Cebrail Ağalara Elazığ'daki Atatürk heykeli önünde böyle poz verdirilmişti (Altan, Sayı: 27, 22.6.1937). 1937'den önce Türkiye'nin en az okulu olan ili, 1940'lı yılların sonlarında kişi başına en fazla okul düşen ili haline gelir. Bu yatırımların amacı, bölgeyi eğitim yoluyla ıslah etmek, Cumhuriyet değerlerine sahip yeni bir nesil yetiştirmek ve Dersimli kimliklerini unutturmak, hatta ondan utanmalarını sağlamaktır. Böylece Dersim/Tunceli'de eskisiyle münasebeti bulunmayan yeni bir neslin yetişmesi amaçlanır. Dersimli kalmak, geriliği kabul etmektir çünkü. Aşağılanmamak için bütün acı hatıralar unutulur ve yeni ve ileri bir kimlik edinilir. Bu geçmişi örten kimlik, o zamandan başlayarak CHP'li kimliği olmuştur. Çok iyi geldi. |
|
03-09-2011, 14:29 | #8 |
chp her müdahalesi için bahane üretir
|
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
dersim, osmanlı, yavuz sultan selim, şah ismail |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|