Orhan Çeker Hoca ve "Bu da Geçer Ya Hu" - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

02-26-2011, 11:57

Kızılca kıyamet oyuncuları, bu sefer de aslında olmayan bir kelimeyi cımbızladılar ve ortalığa bir feveran saldılar. Her seferinde bunu bilenler bilir nasılsa diyoruz ancak uzattıkça uzatıyor boş laflarına müşteri arıyorlar. Mikrofon uzatılanların da haddi hesabı yok. Uzmanlar ne diyor? dan tutun da “hemen özür dilesin” isteğine kadar geniş spektrumlu bir kıyamet bu.

Orhan Çeker hoca, fıkıh alanında dünyada saygın bir yeri olan nadir hocalarımızdan birisi. Gerek üniversitede gerekse mahalli televizyonlarda halkın müşkilini halletmek için gece gündüz çalışan bir adam. Doğrusu böylesine kısır çekişmelerden epeyce uzakta duran bir âlim. Onun hakkında konuşmak için galiba biraz cahil olmak ve edep bilmemek gerekiyor.

Cahillerin dilinde kemik olmaz. Neyin nereye gideceğini de kestiremezler. Haliyle Orhan hocanın kıymetini de anlayacak değiller. Eskiler derlerdi:”Sarraf bilir altın kıymetini” diye… Hem de nasıl doğruymuş. Sen kalk kendi halinde ilmiyle uğraşan bir adamı yok demiştin dememiştin diye rahatsız et. Bu haddi aşmak değil de nedir?

Orhan hoca; dedim demişse demiştir, demedim demişse de dememiştir. Fakat Orhan hoca söylemlerini bir takım insanların beğenisine sunmak için söylemez ki. Kendi fikrini söyler. Ve mutlaka bir temele oturtur. Adil olduğu için adaletle hükmetmeye öyle ehildir ki haksız ile haklıyı ayırırken kimsenin kılığına kıyafetine bakmaz. İnsanların paylaşamadıkları tarladan tutun da karı koca arasındaki geçimsizliği bile Orhan hoca bilir ve çareler üretir. Bu yönüyle bir batman yük “Çeker”.

Türkiye’de; neyin, nerede ne kadar söyleneceğine ayar veren bir azınlık bulunmaktadır. Yerli yersiz özgürlüklerden dem vuranlar kendi menfaatlerine ters bir unsur gördüler mi hemen “vurun abalıya” pozisyonuna geçerler. Hani düşünce özgürlüğü vardı? Bizler de kendimize sanmıştık. Ne yazık “öz yurdunda parya” olmaya tam alışamamışız demek ki.

Hadi huylu huyundan vazgeçmez diyelim. Beni hayretler içerisinde bırakan ise Diyanetin tutumu. Aslında farklı bir şey söyleseler belki o vakit daha bir hayretten ölürdüm. Diyanetin bu ağır aksak koroya iştiraki insanı çileden çıkarıyor. Yahu ben bile biliyorum. “Siyak ve sibak” diye bir bahis var. Sonuna önüne bakmadan veryansın edilemez. Diyanet keşke bir kere de yürek soğutacak bir “kadın” fetvası verseydi. Usanmadı da bu saklambaç oyunundan. Her yön sobelenmiş siz hala duvarın arkasına sinmiş oyun oynuyorsunuz. Çıksanıza mertçe, Nur suresini açsanıza, Ahzap suresini okusanıza millete. Yaldızlı Kuran dağıtmakla olmuyor artık.

Doğruyu işaret etmek yürek ister. Hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler aynı satırda yer alır. Onlar müstesna tutulmuşlardır. Kurtuluşun adresi burasıdır. Yani zordur ama görüldüğü gibi de imkânsız değildir.

Bu vesile ile Orhan Çeker hocayı tebrik ediyor çalışmalarında başarılar diliyorum. Ne ki burası imtihan yeridir. Sınanacağız. Zor soruları Allah’ın yardımı ile çözüp varış çizgisine alnımızın akı ile ulaşacağız inşallah.

Sakine Akça
Cemaat.com

**Ukbâ** · 02-26-2011, 16:22

Diyanet başörtü konusunda yalnış bilgimi verdi .

02-26-2011, 18:31

Alıntı:

Ukbâ Nickli Üyeden Alıntı

Diyanet başörtü konusunda yalnış bilgimi verdi .

Hayir. Daha çok, dogrulari yansitmasina ragmen, Orhan hocanin dediklerini örtbas etmeye çalisti.

**Beritan** · 02-26-2011, 18:44

Diyanet nedir diye bir soru sorsam en cahilinden en zekisine herkes aynı cevabı verir:Dini bir kuruluştur diye.

Peki diyanet amacına ulaşabiliyormu?
bence hayır. Çünkü din demek kişilerin görüşleri değildir. Bu tartışılmaz.
Nasılki Hakimlerin anayasa kitabı vardır.Dininde Kur'anı kerimi vardır ona bakmak ve anlamak yeterlidir aslın.
fakat diyanet her tepkide ayrı fetva veriyor.

Bir ilahiyatçı birşey dedi adamı nerede ise sapık ilan ettiler çıkıp adam onlara ulan cahiller beni sapık ilan edeceğinize bi savunduğunuz şeye bakın dese ne olacak.

Geçen 32.gün de Kadının islamda yeri tartışılıyor...birantın konuşması kadar migde bulandırıcı konuşma kılıçdar oğlunda bile yoktu uzun zamandır.
ilahiyatçı bir hocayı getirmiş.
Adam hadislerle, ayetlerle açıklıyor o halen kendini tatmin aşamasında fakat adam çok zekiydi onun oyunlarına gelmedi...

bu zamanda din kişilerin insiyatifine kalmış..
Dine göre zaman değil , zamana göre din ayarlanıyor...

02-26-2011, 11:57	#1
Kullanıcı Adı Kur'ânTalebesi	Orhan Çeker Hoca ve "Bu da Geçer Ya Hu" Kızılca kıyamet oyuncuları, bu sefer de aslında olmayan bir kelimeyi cımbızladılar ve ortalığa bir feveran saldılar. Her seferinde bunu bilenler bilir nasılsa diyoruz ancak uzattıkça uzatıyor boş laflarına müşteri arıyorlar. Mikrofon uzatılanların da haddi hesabı yok. Uzmanlar ne diyor? dan tutun da “hemen özür dilesin” isteğine kadar geniş spektrumlu bir kıyamet bu. Orhan Çeker hoca, fıkıh alanında dünyada saygın bir yeri olan nadir hocalarımızdan birisi. Gerek üniversitede gerekse mahalli televizyonlarda halkın müşkilini halletmek için gece gündüz çalışan bir adam. Doğrusu böylesine kısır çekişmelerden epeyce uzakta duran bir âlim. Onun hakkında konuşmak için galiba biraz cahil olmak ve edep bilmemek gerekiyor. Cahillerin dilinde kemik olmaz. Neyin nereye gideceğini de kestiremezler. Haliyle Orhan hocanın kıymetini de anlayacak değiller. Eskiler derlerdi:”Sarraf bilir altın kıymetini” diye… Hem de nasıl doğruymuş. Sen kalk kendi halinde ilmiyle uğraşan bir adamı yok demiştin dememiştin diye rahatsız et. Bu haddi aşmak değil de nedir? Orhan hoca; dedim demişse demiştir, demedim demişse de dememiştir. Fakat Orhan hoca söylemlerini bir takım insanların beğenisine sunmak için söylemez ki. Kendi fikrini söyler. Ve mutlaka bir temele oturtur. Adil olduğu için adaletle hükmetmeye öyle ehildir ki haksız ile haklıyı ayırırken kimsenin kılığına kıyafetine bakmaz. İnsanların paylaşamadıkları tarladan tutun da karı koca arasındaki geçimsizliği bile Orhan hoca bilir ve çareler üretir. Bu yönüyle bir batman yük “Çeker”. Türkiye’de; neyin, nerede ne kadar söyleneceğine ayar veren bir azınlık bulunmaktadır. Yerli yersiz özgürlüklerden dem vuranlar kendi menfaatlerine ters bir unsur gördüler mi hemen “vurun abalıya” pozisyonuna geçerler. Hani düşünce özgürlüğü vardı? Bizler de kendimize sanmıştık. Ne yazık “öz yurdunda parya” olmaya tam alışamamışız demek ki. Hadi huylu huyundan vazgeçmez diyelim. Beni hayretler içerisinde bırakan ise Diyanetin tutumu. Aslında farklı bir şey söyleseler belki o vakit daha bir hayretten ölürdüm. Diyanetin bu ağır aksak koroya iştiraki insanı çileden çıkarıyor. Yahu ben bile biliyorum. “Siyak ve sibak” diye bir bahis var. Sonuna önüne bakmadan veryansın edilemez. Diyanet keşke bir kere de yürek soğutacak bir “kadın” fetvası verseydi. Usanmadı da bu saklambaç oyunundan. Her yön sobelenmiş siz hala duvarın arkasına sinmiş oyun oynuyorsunuz. Çıksanıza mertçe, Nur suresini açsanıza, Ahzap suresini okusanıza millete. Yaldızlı Kuran dağıtmakla olmuyor artık. Doğruyu işaret etmek yürek ister. Hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler aynı satırda yer alır. Onlar müstesna tutulmuşlardır. Kurtuluşun adresi burasıdır. Yani zordur ama görüldüğü gibi de imkânsız değildir. Bu vesile ile Orhan Çeker hocayı tebrik ediyor çalışmalarında başarılar diliyorum. Ne ki burası imtihan yeridir. Sınanacağız. Zor soruları Allah’ın yardımı ile çözüp varış çizgisine alnımızın akı ile ulaşacağız inşallah. Sakine Akça Cemaat.com

02-26-2011, 16:22	#2
Kullanıcı Adı Ukbâ	Diyanet başörtü konusunda yalnış bilgimi verdi .

02-26-2011, 18:44	#4
Kullanıcı Adı Beritan	Diyanet nedir diye bir soru sorsam en cahilinden en zekisine herkes aynı cevabı verir:Dini bir kuruluştur diye. Peki diyanet amacına ulaşabiliyormu? bence hayır. Çünkü din demek kişilerin görüşleri değildir. Bu tartışılmaz. Nasılki Hakimlerin anayasa kitabı vardır.Dininde Kur'anı kerimi vardır ona bakmak ve anlamak yeterlidir aslın. fakat diyanet her tepkide ayrı fetva veriyor. Bir ilahiyatçı birşey dedi adamı nerede ise sapık ilan ettiler çıkıp adam onlara ulan cahiller beni sapık ilan edeceğinize bi savunduğunuz şeye bakın dese ne olacak. Geçen 32.gün de Kadının islamda yeri tartışılıyor...birantın konuşması kadar migde bulandırıcı konuşma kılıçdar oğlunda bile yoktu uzun zamandır. ilahiyatçı bir hocayı getirmiş. Adam hadislerle, ayetlerle açıklıyor o halen kendini tatmin aşamasında fakat adam çok zekiydi onun oyunlarına gelmedi... bu zamanda din kişilerin insiyatifine kalmış.. Dine göre zaman değil , zamana göre din ayarlanıyor...

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)