|
![]() |
#1 |
![]() Şöyle 50–60 yıl geriye gidelim. Üstad Necip Fazıl sancılı, şehirlerarası bir tren yolculuğunda, bir cezaevinden bir başkasına...
" Gece yarısına doğru Adana. Jandarmalarım o kadar nezaket gösterdiler ki, gar lokantasında yalnız başıma yemek yemem ve serbest bir yolcu gibi hareket etmem için adeta bana yalvardılar. Bu çocuklar anlamışlar ki, muhafızlarım kaçsa benim onları kovalamam icap edecek kadar nazik ve emin şartlarda bir insandım ben. Gar lokantasında, ilaç alır gibi, mahzun yemeğimi yedim, zevceme bir mektup yazıp postaya verdim ve kompartımanıma döndüm. Tam vagonun basamaklarına ayağımı atarken yanıma birkaç kişi sokuldu. Benimle görüşmek istediklerini söylediler ve kompartımana girdiler. Gûya şimendifer ve Büyük Doğucu imişler. Bir ikisi, aydınlık yüzlü ve temiz halliydi ama biri gayet şüpheli, neredeyse yere yıkılacak kadar sarhoş ve biri gayet şüpheli, neredeyse yere yıkılacak kadar sarhoş ve son derece musallat tavırlı... Temiz halliler, âdeta gözlerinin kuyruğuyla bu adamı bana ihtar etmek istiyorlar, fakat alelusul bizim Müslümanlarımızda ki yersiz çekingenlik ve utangaçlık yüzünden açılamıyorlar, mahud şahıs da onlara tek kelime söyletmeden yalnız kendisini ileri sürüyordu. Mahud şahıs ki, bir timsah kadar çirkindi- bir sürü "malayani"den sonra, benden kendisini tekrar arayacağıma dair söz istedi ve bunu bir "büyük laf"a bağlamak ihtiyacını duydu: -Namus ve şeref sözü veriyor musunuz? Diye fatihane haykırdı. Sarhoşun bu halinden o kadar sıkıldım ki, şu cevabı verdim: -Bırakın bu namus ve şeref tekerlemelerini! Bana Allah'tan ve ahlaktan bahsedin! Sahiden iyi niyetli ve iyi halli insanların arasına karışan, kendisini başlangıçta onlardan gibi gösteren, buna rağmen taraflarından tezkibe uğramayan, üstelik tezkibe uğramayacağını evvelden bilmişçesine küstahlıkla ileriye giden sarhoş, meğer bir gazeteciymiş! Nitekim ertesi günü, gazetesinde benim için şunları çırpıştırmış: "Süper Mürşitle trende görüştüm. Etrafını Büyük Doğucu müritleri sarmıştı. Ben namus ve şeref diye bir şey kabul etmem dedi bana..." Ne buyrulur? Bu entipüften vak'ayı, etrafımdaki ve memleketimizdeki gazetecilik sanat ve iffetine bir örnek diye kaydediyorum. Yoksa değer miydi hiç? Bakın biz neyiz ve nasıl gösteriliyoruz; ne diyoruz ve ne demiş oluyoruz? " Cahil cesurdur... Cesur cahil medyanın köşelik yazarları riya sinmiş köşelerinden "entipüften", iffetsiz, mesnetsiz iddialar savurmaya 50 yıl sonra hala devam ediyor... Utanıp sıkılmadan... Saldıran ve saldırılansa yine aynı... "Ben koskoca hukukçu olmuşum, kaç yıldır saygın (sanılan) bir gazetede yazıyorum, bu yazdıklarım yakışık alır mı? İnsanlar gülmez mi?" sorusunu kendine soramayacak kadar gözü dönmüş bir halde... Hani bir zamanlar memleketin başbakanına "insanları kıyma yapıyor" yaftası vuranlar... Hani "resmi kaynaklardan" aldığı "belgelerle" "rapor"lar hazırlayıp postal parlatanlar... Örnekleri çoğaltmak çok mümkün. **Birisi çıkıp "Neden terörü lanet mitinglerinde başörtülü yok?" diyebiliyor. Allah'a havale.. **Birisi çıkıp dindar kesimin başörtüsü konusundaki hassasiyetini faiz artışlarında göstermediğinden yola çıkıp dindar kesimi "samimiyetsizlikle" suçluyor. "Kimse bizim dindarlığımızı sorgulayamaz" diyen "laikçi yaşam tarzını" benimsemiş insanların klasik yöntemlerinden biri: insanların dindarlığını ölçmek... Dini felsefeden yola çıkarak faize karşı yapılacak herhangi bir müdahaleye karşı yerinden fırlayıp, bağırıp, çağıracak ilk kişi kendisi değilmiş gibi. Yazısında bilerek, bilmeyerek "biz dindarların dinini yaşamasına engeliz" in itirafını yaparak... Çaktırmadan "Madem faize bir şey demiyorsunuz, artık başörtüsünü takmaya hakkınız yok" kararını verebilerek... Tepesine kadar günaha batmış bir müslümanın bile bu duruma hiç bakmaksızın Allah'ın rahmetine sığınarak İslam’ın her desturunu en büyük hassasiyetle uyması gerektiğini bilmeyerek. "Faizin fazla olmasının müsebbibi hükümet midir?" konusunda; bahsettiği "kamu hukuku "alanıyla ilgili olan faize fıkıhın yasak hükmünü koyup koymadığı konusunda; diyelim ki fıkıha Uygun değildir "böyle bir durumda Müslüman samimi olabilmek için laik devlet düzenine karşı mı durmalı mıdır?" konusunda arkasında kocaman soru işaretleri bırakarak. Yani yine sorun çıkararak. **Başka birisi bir futbolcunun, " Evet altyapıdan gelen futbolculara geceleri gezmeyin, içki ve sigara içmeyin, kötü alışkanlıklar edinmeyin diye tembihte bulunduk... Bunların da dışında bir insanın dinini yaşaması gerektiğini, bunun bir emir olduğunu söyledik... Namaz kılmanın gerekliliğinden bahsediyorduk... Ama kimseyi zorlamadık." Sözlerine "itiraf" diyerekten bunu bir nevi suç saymış "bir örgütlenmenin işareti" olarak nitelendirmiş. Evet, yanlış okumuyorsunuz. Keşke bahsettiğimiz durum hangi ceza kanununun hangi suç tipine uygunluk gösteriyor nasıl bir örgütten ve kusurdan bahsediyoruz daha fazla bilgi edinebilseydik. Çok mu şey istiyorum? "Bırakın artık şu örgütperver dini" diyecek kadar cesarete, "tebliğ, İrşad, fikir ve kanaat hürriyeti nedir?" ve en önemlisi "nasıl mantıklı olunur?" sorusuna cevap verecek kadar bilgi ve pratiğe, "inandığı şeyi anlatmak" heyecanını duyan bir inananı hoş görebilecek kadar saygıya sahip olmayarak... Sanal âlemdeki forumların "komik yazılar" bölümünden dışarı taşmama yönünde zorlu bir irade göstererek... Dine ve dindarlara karşı olan ön yargı, patavatsızlık, hoşgörüsüzlüğü apaçık ortaya çıkararak... Bizim "tebliğ, İrşad" dediğimiz şeye "örgütlenme" yaftası yapıştırıp tebliğirşad'ın birinci kaynağı olan RESULULLAH'ı da örgüt liderliği koltuğuna oturduğunun farkında olamayarak... Üzerine biraz gitsen yine "ben de Müslümanım, ben de dindarım, içim de tertemiz" diyeceği intibasını bırakarak... Yazılarımı "Hem yüzleri dost, özleri düşmandan usandım" mısralarıyla; unutmadan "bu tip yazılarınıza karşı muhafazakâr gençliği her daim karşınızda kayalar gibi sem sert bulacaksınız" mesajıyla bitirmeme vesile olarak. Selametle. LüGaT
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Ben teşekkür ederim ;)
|
|
![]() |
![]() |
#3 |
![]() cok guzel olmus kardesim +1
oyle bir tane gonderip tadini damagimiz da birakmazsin umarim ;) |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
![]() Alıntı:
|
||
![]() |
![]() |
#5 |
![]() tebrikler +1
o bahsettiğin yazarlardan(!) çok daha mükemmelsin...seni de görmek nasip olur belki gazete sütunlarında..ama bu görmeyen gözler işitmeyen kulaklar gene de bilemezler demi ne demek istediğimizi ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|