|
07-18-2011, 21:07 | #1 |
Fenerbahçe küme düşürülüyor!
Fenerbahçe küme düşürülüyor!
Federasyon savcıdan aldıkları bilgilerle planlarını netleştiriyor. Fenerbahçe'nin küme düşmesi kesin gibi! Bank Asya’ya düşmenin yanı sıra puanı da silinecek. Beşiktaş-Trabzon ise daha hafif sıyrıklarla atlatabilir. TFF’ye yakın kaynaklardan sızanlar hiç iç açıcı değil Bugünlerde nereye gitsem aynı sorulara muhatap oluyorum: - Lig ne zaman başlayacak? - F.Bahçe küme düşer mi? - Beşiktaş ne olacak? - Başka takım var mı? - Avrupa’ya kimler gidecek? Sersemletİcİ bir kafa karışıklığı var. Bunun da belgeler ortaya çıkmadan giderilmesi zor. Federasyon kaynaklarından araştırdım. Henüz herhangi bir belge görmediklerini ve sadece savcıdan aldıkları bilgilerle hareket ettiklerini bir kenara koyarsak eylem planları netleşmeye başlamış. Durum şu: - F.Bahçe’nİn küme düşmesi kesin gözüküyor. Ve adı geçen takımların içinde en ağır cezayı onlar alacak. Sadece Bank Asya’ya düşmekle kalmayıp, puanları da silinecek. F.Bahçe’yi kâbus gibi bir dönem bekliyor maalesef. DÜŞENLERE MÜJDE! - Beşİktaş ve Trabzon da potada. Küme düşme ihtimalleri var. Ancak onlarla ilgili suçlamalar daha hafif olduğu için bu krizi birkaç sıyrıkla atlatabilirler. - Süper Lig’in yeni takımı Mersin de Bank Asya’ya geri dönecek gibi gözüküyor. Soruşturma Bank Asya’ya inince orada da ortalık karışacak. - SÜPER Lig kesin olarak 5 Ağustos’ta başlayacak. Soruşturmanın seyrine göre ağustosun son haftasını bile bulabilir ilk düdüğün çalınması. - 3 takım küme düşerse öncelikle geçen sezon Bank Asya’nın yolunu tutan Bucaspor, Konyaspor ve Kasımpaşa Süper Lig’e dönecek. iLK BOMBA UEFA’DAN Federasyon, ligi erteleyip süre kazanacak. Avrupa’da ise ön elemeler başlıyor. UEFA yetkilerini kullanarak sırf ‘şüphe’den takımlarımızı men edebilir 4Kara haberci gibi oldum ama söylediklerim gerçekleşirse yeni bir soru gündeme geliyor. - Türkİye’yİ Avrupa Kupaları’nda kimler temsil edecek? F.Bahçe ve Trabzon ceza alırlarsa, Avrupa Şampiyonlar Ligi hakkını kaybedecekler. - Onların yerine ya Bursa ile G.Antep Şampiyonlar Ligi’ne gidecek. - Ya da UEFA bu sezon Türkiye’nin Şampiyonlar Ligi temsil hakkını donduracak. Ki bu ihtimal oldukça düşük gözüküyor. - Federasyon Başkanı Mehmet Ali Aydınlar’ın bugün Cenevre’de UEFA ile yapacağı toplantının ana gündem maddesi de bu. KESİN KARAR VERİLECEK TFF ligin başlamasını erteleyip soruşturmanın netleşmesini bekleyecek kadar zaman kazanacak. Ama UEFA’da ön elemeler başlıyor. Dolayısıyla Türk takımlarıyla ilgili kesin kararı UEFA verecek. İsterse “şüphe” üzerine istediği kadar takımı yarışmalardan men edebilme yetkisi var UEFA’nın. Ve Mehmet Ali Aydınlar’ın vereceği bilgiler doğrultusunda zurnanın zırt dediği noktaya gelinecek. İlk bombayı UEFA patlatabilir, hazırlıklı olun. 11 hafta kurgulanmış Bİr belge geçti elime. Şike soruşturması sanıklarından birinin 150 sayfalık ifadesi. Telefon kayıtları ile bezenmiş ifadeyi acı içinde okudum. Ve F.Bahçe’nin 24. haftadaki Bursa-İstanbul BŞ maçından itibaren Süper Lig’i nasıl nakış gibi işlediğini, dizayn ettiğini gözlerim fal taşı gibi açılarak gördüm. Bursa’nın yarıştan kopması için İstanbul BŞ’li 4 oyuncuya 60 bin lira teşvik primi verilmesiyle başlayan hikâye Sivas-F.Bahçe maçıyla sona eriyor. Emniyet de uyumuyor. Ve birkaç kişinin hırsı yüzünden koskoca F.Bahçe camiası şike gibi büyük bir lekeyle karşı karşıya kalıyor. Yazık ki, 7 puanlık fark doğal sebeplerle kapanmamış. Öylesine şuursuzca kurgulanmış ve uygulanmış ki her şey, o telefon konuşmalarını görünce 18. şampiyonluğa sevindiğine utanıyor insan. “O da şike yapmış, bu da şike yapmış” safsataları şu noktada ilgilendirmiyor beni. F.Bahçe camiasının, hangi değerlerin toplamı olduğuna artık karar vermesi gerekiyor. Eğer İslam Çupi’nin dediği gibi bu büyüklük başarıyla ölçülemeyecek, uhrevi bir büyüklük ise her F.Bahçeli’nin de öncelikle işlenen ayıbı kabul etmesi, kulübün alacağı cezaya razı olması, kenetlenmesi ve “Şikeyle gelen şampiyonluk yerin dibine batsın” demesi gerekir. Bu işin failleri hem yargı önünde hem de F.Bahçeliler’in vicdanlarında hesap versin. Bu satırları yazarken içim kanıyor. Ama gün “Bize bunu niye yapıyorlar?” diye sızlanıp komplo teorisi üretme günü değil. Gün aynaya bakıp yüzleşme günü. Maalesef! Sıra G.Saray’a gelir mi? Azİz Yıldırım geçen ay Mehmet Ali Yalçındağ’ın evinde düzenlenen yemekte Hasan Cemal’e 2006 yılındaki Denizli-F.Bahçe maçında şike yapıldığını iddia etmişti. Hani “Louis Vuitton” çantaların elden ele gezdiği, G.Saray’ın Denizli’ye teşvik primi yolladığı öne sürülen, F.Bahçe’nin son maçta şampiyonluğu kaybetmesine ve Adnan Polat’a başkanlık yolunun açılmasına sebep olan maç. Şimdi her F.Bahçeli “Tamam bizimle ilgili iddialar var. İyi de o maç ve o sezon ne olacak?” diye soruyor. Araştırdım: - Mehmet Ali Aydınlar federasyonu herhangi bir başvuru yapılması halinde sözü geçen sezona yönelik soruşturma başlatmaya ve ortada herhangi bir ayıplı durum var ise gözler önüne sermeye hazır gözüküyor. Hatta bu soruşturmanın son 10 yılı kapsaması bile düşünülüyor. Bakalım yapabilecekler mi? İstifalar peş peşe gelecek F.Bahçe 104 yıllık tarihinin en ağır bunalımını yaşıyor. Şike cezası alınırsa yaşanacak utanç ve gelir kaybının yanı sıra kapıya dayanan borçlar var. F.Bahçe’nin toplam borcu yaklaşık 300 milyon dolar. Çoğu bankalardan alınan kredilerden oluşuyor. Ağustos ayıyla beraber bu kredilerin taksitleri geliyor. Yani iflas kapıda. Güçlü, güvenilir, gözü kara ve zengin bir F.Bahçeli başkan olmadan bu krizden çıkmanın imkânı yok. Ali Koç ve Nihat Özdemir gibi isimlerden de hayır beklemeyin. Çünkü Aziz Bey’le birlikte bütün yönetim kurulunun da hak mahrumiyeti alması söz konusu. Yani isteseler bile elleri kolları bağlı kalacak. Bana gelen bilgi şöyle: - Bugünkü tahliye başvurusu reddedilirse Aziz Yıldırım, F.Bahçe Başkanlığı’ndan istifa edecek. - Onu yönetim kurulunun istifası takip edecek. - Olağanüstü genel kurul tarihi belirlenecek ve seçime gidilecek. - Böylelİkle F.Bahçe’nin başkan adayları sahneye çıkabilecek. Geç bile kalındı zaten VATAN
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
07-18-2011, 21:20 | #2 |
Şike yasasını hazırlayan o isim konuştu TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili Hakkı Köylü, ''Eğer bir kulüp yöneticisi tutuklanıyorsa bu suç işlediğine dair kuvvetli şüphe olduğunu gösterir'' dedi. Yazı Boyutu 10 12 14 16 Kastamonu'da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Köylü, bir süre önce 6222 sayılı ''Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi''ne dair kanunun hazırlanmasında görev aldığını hatırlatarak, söz konusu yasayla şike ve teşvik priminin suç olarak kabul edildiğini hatırlattı. Şike iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında bazı kulüp yöneticilerinin kuvvetli şüphe ile tutuklandığını belirten Köylü, Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) deliller çerçevesinde gerekeni yapacağını söyledi. İddiaların adli ve disiplin cezası olmak üzere iki ayrı boyutu olduğunu dile getiren Köylü, soruşturmanın adli ceza boyutuna mahkemelerin karar vereceğini, disiplin cezasının ise TFF'nin sorumluluğunda olduğunu bildirdi. Sporda şike iddialarının yıllardır dikkate alınmadığını ifade eden TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili Köylü, sözlerine şöyle devam etti: ''Şike ve teşvik iddialarını yıllardır önemsiz ve ciddiyetsiz bir konu olarak algılandı. Bunun karşısında bir ceza uygulanmadı. Tabi ne yapılabilirdi diye soracak olursanız, önceden de disiplin cezaları uygulanabilirdi. Türkiye'de ikisi de fazla işlemedi. Günümüzde şikeyle ilgili bir mevzuat var. Futbolda şiddet ve düzensizliğin önlenmesi için bu yasayı yaptık. Bu düzenlemeler yapılırken başından sonuna kadar ben konunun içindeydim. Şike nasıl meydana geliyor diye soracak olursanız; şikenin meydana gelebilmesi için iki kişi arasında anlaşma olması gerekli. Para olur veya başka bir menfaat olur bu fark etmez. Taraflar arasında bir anlaşma bu yönde varsa şike tamamlanmıştır. Hatta o müsabaka oynanmamışsa bile şike yapılmıştır. Müsabaka oynanmıştır fakat şike anlaşmasına uygun sonuçlanmasa dahi şike yine tamamlanmıştır. Şike anlaşma ile tamamlanır aynı rüşvet gibi. Anlaşma olduğu andan itibaren parayı vermen bile önemli değildir.'' -''FUTBOLCULARA 5 YILDAN 12 YILA KADAR HAPİS''- Şike teklifinde bulunulan kişinin ''ben bu işte yokum'' demesi durumunda, teklifte bulunan kişinin ''şikeye teşebbüs''ten yargılanabileceğini vurgulayan Meclis Adalet Komisyonu Başkanvekili Hakkı Köylü, ''Şike teklif eden kişi kulübün yöneticisiyse bu kesinlikle kulübü bağlar'' dedi. Ancak futbolcuların karıştığı şike olaylarında kulübün zarar görmeyeceğini savunan Köylü, ''Bundan futbolcu zarar görür. 5 ila 12 yıla kadar cezası var şikenin. Eğer şike suç örgütüyle yapıldıysa bu cezalar artar'' diye konuştu. Sporda şike iddialarına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında yaşanan tutuklamaların kuvvetli suç şüphesiyle gerçekleştiğinin altını çizen Köylü, ''Çünkü birinin tutuklanabilmesi için suç işlediğine dair kuvvetli bir şüphe olması gereklidir. Bu en önemli ve birinci şartıdır. Demek ki tutuklanan kulüp yöneticilerinde kuvvetli suç şüphesi görüldü ve mahkeme de tutukladı'' görüşünü dile getirdi. Soruşturma kapsamında bazı telefonların dinlendiğini ve bu konuda bazı tartışmalar yaşandığını hatırlatan Köylü, şöyle devam etti: ''Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 135'inci maddesinde bazı suçlarla ilgili savcıdan izin alınarak telefon dinleme yetkisi vermişiz kolluk kuvvetine. İşte bu şike suçu da telefon dinlenebilecek suçlar arasında yer alıyor. Şike soruşturmasında kolluk kuvveti telefon dinleme yetkisini kullanabilir.'' -''UEFA ŞÜPHE VARSA GEREĞİNİ YAP DİYOR''- Türkiye'deki şike iddiaları üzerine UEFA'nın da konunun üzerinde hassasiyetle durduğunu ve ''en ufak bir şüphe varsa gereğini yap'' dediğini belirten Köylü, şöyle konuştu: ''Bu konuda TFF'nin de kendi yetki ve kuralları var. Disiplin cezası dediğimiz bu. Şimdi buradan ne anlaşılıyor diye sorarsanız, bu kulüplerin cezasını federasyon verecek. Tutuklamalara bakılırsa kuvvetli suç şüphesine dayanarak yapıldı. Eğer UEFA'nın 'en ufak şüphede gereğini yap' sözü doğru ise burada da kuvvetli şüphe göz önüne alınırsa, TFF'nin bir şey yapması gerekir. Ancak ne yapacağını ben bilmem ona TFF yöneticileri karar verecektir.'' -''BDP TERÖR ÖRGÜTÜYLE ARASINA SET ÇEKMELİ''- TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili Hakkı Köylü, Meclis'te ant içmeyen BDP'li milletvekilleri ile BDP'nin desteklediği bağımsız milletvekillerinin durumunu da değerlendirdi. Silvan'da 13 askerin şehit olduğu saldırı ve terör örgütünün durumuna dikkati çeken Köylü, ''Burada birkaç başlı bir terör örgütünden bahsediyoruz. Eylemsizlik kararı aldıklarını açıklıyorlar ancak eylemleri sürüyor. Bu da PKK'yı kimin yönettiğinin belli olmadığının bir göstergesi. Konuyla ilgili soruşturma da sürüyor. Umarım bu soruşturma sonunda yanlış şeyler çıkmaz'' dedi. BDP'nin tutumuna da değinen Köylü, bu partinin demokrasi içinde siyaset yapabilmesi için terör örgütüyle arasına set çekmesi gerektiğini söyledi. Köylü, ''BDP A'dan Z'ye kadar terör örgütünün yandaşı değilse, örgütle arasına set çeksin. Bu seti çekemiyorsa bunun sorgulanması gerekir. Demokrasi içerisinde siyaset yapıyoruz diyorsan terör örgütüyle birlikte hareket edemezsin. Terör örgütünden kendisini soyutlayacaksın, terör örgütü temsilcisi gibi davranmayacaksın'' diye konuştu. Bağımsız milletvekili seçilen Hatip Dicle'nin durumuyla da ilgili görüşlerini de açıklayan Hakkı Köylü, olası bir mevzuat değişikliğinin imkansız olduğuna işaret ederek, böyle bir şey yapıldığı takdirde ''dağdaki teröristin meclise girebileceğini ve bu nedenle hiç kimsenin yasada bir değişiklik yapamayacağını'' belirtti. BDP'li milletvekilleri ile BDP'nin desteklediği bağımsız milletvekillerinin yemin edip etmemekte özgür olduklarını kaydeden Köylü, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sırf yemin etmiyorlar diye mevzuatta bazı değişiklikler yapılamaz. Kolay yapılabilecek şeyler değil bunlar. Bugün tutuklu kişilerin meclise gelmesini sağlayabilecek bir düzenlemeyi kimse yapamaz. Arkasından şu gelir. Dağdaki terör örgüt lideri 3 ay sonra meclise gelir. Bu yol açılır. Eğer siz bir düzenleme yapıp (milletvekili seçilen cezaevinden çıkarılır, tutukluluğu sona erdirilir) derseniz, işte o zaman dağdaki adam kalkar gelir, bir ili boşaltırlar, ara seçimle gelir meclise oturur, hiçbir şey de yapamazsınız. Bu yolun açılmasına kimse müsaade etmez. Tutukluların tahliye edilip edilmemesi takdiri tamamen mahkemeye aittir. Bu konunun mahkemenin elinden alınmasına kimse cesaret edemez. Doğrusu da zaten bu yetkilerin mahkemeden alınmamasıdır.'' Köylü, ''demokratik özerklik'' ilanı konusunda ise, ''Nasıl bir şey istediklerini biz anlamadık. Açıkçası kendileri de ne olduğunu bilmiyorlar. Savcılarımız aldıkları kararın ne olduğunu incelemeye aldı. Bunun suç olup olmadığına bakacaklar ve ona göre işlem yapacaklar. BDP için işin sonunun iyi olacağını sanmıyorum'' dedi. |
|
07-18-2011, 21:55 | #3 |
İnşALLAH...
|
|
07-18-2011, 23:54 | #4 |
ne bileyim ben hala daha hükümet düser, enflosyan düser, fener düsmez diyordum
|
|
07-19-2011, 00:05 | #5 |
cari açık bile düşer fener düşmez :r
|
|
07-19-2011, 01:59 | #6 |
o kadar yani :D
|
|
07-19-2011, 02:01 | #7 |
abi o degilde su yildirimin avukati ve daha öncede basbakanimizin avukatligini yapan faik isik adami ipten alir..
adam beyaz tv de bir konustu görmeyin, bir adam nefes almadan nasil bu kadar konusur, hukuda iyi bilyior yani yarin yildirim serbest kalirsa sasirmayin.. adam savciya, hakime, hsyk ya her yere giydirdi |
|
07-19-2011, 02:03 | #8 |
Düşürülmesi yetmez. Bence Bank Asya ligine de eksi puanla başlamalı. Tıpkı Juventus gibi. Beşiktaş da ağır şekilde cezalandırılmalı.
|
|
07-19-2011, 02:05 | #9 |
valla düşermi düşmezmi bilinmez ama şunu açık bir şekilde söyleyebilirimki fenerbahçe bank asyaya düşerse bank asya süper lig muamelesi görür
|
|
07-19-2011, 02:08 | #10 |
Bank Asya'nın yayın hakkını elinde bulunduran TRT yaşar. Süper lig için rekor para ödeyen digiturk ise bol bol soğuk su içer.
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|