08-13-2011, 21:13 | #1 |
Bediüzzaman'dan kalma belgeler!..
Dünyaya gözlerini açtığı 1878 yılından vefat tarihi olan 1960'da kadar 82 ağır yılın yoğurduğu bir istikamet kalesi Bediüzzaman Said Nursi. Her insan gibi o da, kendi çağının kendi şartlarının içinden konuşmasına rağmen çağları aşan bir sesin ve duruşun sahibi olmayı başarmasına izin verilmişlerden. Hayat mücadelesine baktığımızda, bilimin adeta yeni bir “din” hâline geldiği, sömürgeciliğin “uygarlık götürmek” olarak adlandırıldığı bir dünyada, akıl ve kalb dengesini yeniden kurmuş insanlar yetiştirmeye adanmış bir destan-hayat ile karşılaşıyoruz. “Karşımda büyük bir yangın var, içinde evladım yanıyor; imanı tutuşmuş yanıyor” diyen bu müşfik baba sesini, kendine mahsus örtüsü ve kendine has esas duruşuyla, özün ihmâl edildiği her türlü şekilciliğe karşı zarif bir inat içerisinde görüyoruz.
Hayatının hangi safhasına baksak, madde ve ruhuyla “bütün insan” olma mücadelesini önce kendi benliğinde veren, tavizsiz, samimi ve dengeli bir istikamet adamı çıkıyor karşımıza. “Bu sarık bu başla beraber çıkar” diyen bu gür sesli büyük adamın, İngiltere “Sömürgeler Bakanı” Gladstone'un, Avam Kamarasında eline Kur'an'ı Kerim alarak geldiği kürsünden, “Bu, Müslümanların elinde bulunduğu müddetçe biz onlara hakim olamayız. Önce Kur'an'ı susturmalıyız” marazi feryadından, “Ben de Kur'an'ın sönmez ve söndürülmez ebedi bir güneş olduğunu dünyaya ilan edeceğim” diye gürleyen bir âvazla hayatına yeni bir gaye çıkarttığını görüyoruz. 1922'de çalışmalarına destek vermesi için çağırıldığı TBMM kürsüsünden kendisine “Biz sizi buraya yüksek fikirlerinizden istifade etmeye çağırdık; siz ise namaza dair şeyler yazarak aramıza ihtilaf verdiniz” diyen Meclisin Büyük Başkanı'na “Paşa! Paşa! Hayatta en yüksek hakikat imandır, imandan sonra namazdır. Namazı kılmayan haindir, hainin hükmü merduttur” nidasıyla sert bir kayaya çarptığını anlatarak, her şart ve mahalde “ “bükülemeyecek bir bilek” olduğunu içte ve dışta bütün bir dünyaya göstermiştir. Bediüzzaman'ın, dinî hassasiyetlerinin şekillendirdiği derin ilmini, modern bilgi ile telif etmiştir. Zira o, Batı ile mensubu olduğu medeniyet arasındaki tesviyesi kabil olmayan “pek geniş dere”nin farkındadır. “Her şey kendi kâtibinin bir mektubudur” diyen Bediüzzaman, kâinatı okuma biçiminde ve buna bağlı bilgi ve ahlâk sisteminde köklü bir değişimin ihtiyacını hissetmiş ve çözümü, ferdî yaraların tedavisinde değil, “vicdân-ı umumiye”nin tamirinde görmüştür. Bilginin çığ gibi büyüyüp irfanı yuttuğu bu çağ yangınını söndürebilmek için Bediüzzaman'ın eser-hayatı, bir müracaat kaynağı olarak değerini artarak sürdürmektedir. ÜSTADI KASTOMUNU YILLARINDAN TANIMAK Bediüzzaman Said Nursî'nin hayatından önemli bir kesiti mercek altına alan ve o günlerden kalma belge ve hatıraları günümüze taşıyan Kastamonu Yılları sergisi 22 Mart Pazar günü Cağaloğlun'daki Rüstempaşa Medresesi'nde açıldı. Açılış, Bediüzzaman'ın talebelerinden o günleri bizzat yaşayan Abdullah Yeğin ile Bediüzzaman'ın “Hayatım hayatınla devam edecek” dediği talebesi Mustafa Sungur ve İİKV Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Fırıncı tarafından gerçekleştirildi. Barla Platformu tarafından hazırlanan ve geçen yılki Barla Yılları sergisinin devamı niteliğinde olan serginin kapsadığı dönem, Bediüzzaman'ın Isparta hayatıyla başlıyor ve Eskişehir ile Denizli hapislerini ve Kastamonu'daki sürgün yıllarını içine alıyor. Sergide, o dönemin hikâyesiyle beraber, o günlerden kalma eser ve belgeler yer alıyor. Bu eserler arasında, koğuştan koğuşa kibrit kutuları içinde gizlice ulaştırılan mektup ve risalelerin orijinalleri de var. Sergideki en önemli eşyalardan biri de, Bediüzzaman'ın “bin kalemli kâtip” sözüyle tarif ettiği teksir makinesi. Bu makine, Ahmet Nazif Çelebi ile oğlu Salâhaddin Çelebi tarafından İnebolu'ya getirilen ve Risalelerin çoğaltılmasında bir çığır açan orijinal makinenin ta kendisi. Arkadaşımız Zehra Giray İstanbul İlim ve Kültür Vakfı İcra Kurulu Başkanı: Prof. Dr. Faris Kaya ile sergi hakkında konuştu: Serginin açılış amacından kısaca bahseder misiniz? Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri on dokuzuncu asrın sonundan yirminci asrın sonuna kadar damgasını vurmuş, yirmi birinci asırda da hem Türkiye'de hem dünyada çok konuşulan, tartışılan bir isim. Hayatı da bir o derece gizli. Özellikle başlatmış olduğu iman hizmeti pek bilinmiyor. 1926'da Barla'ya sürgüne gönderiliyor, 1960'da vefat ediyor sürgünde. O dönemde yazılmış altı bin sayfayı bulan eserleri var. Eserlerin tamamı elle yazılmış ve beş yüz bin defa çoğaltılmış eserler var. Çok büyük zorluklar yaşamış ve çok sıkı, şiddetli takibat altına alınmış, defalarca hapsedilmiş. Biz hem kendisi hem nur talebeleri bu sıkıntılı dönemlerde nasıl mücadele vermişler, bu eserleri nasıl kaleme almışlar, bu eserler elden ele, gönülden gönüle nasıl ulaşmış ve nihayet günümüze kadar nasıl gelmiş, bunun gün yüzüne çıkarılması için üç tane sergi düzenliyoruz. Birincisi geçen sene 1926-1934 yılları arasına alan Barla yılları sergisi, bu sene 1934-1944 yıllarını içine alan Isparta hayatı, Eskişehir hapsi, Kastamonu sürgünü ve Denizli hapsi ile sınırlı olacak. Üçüncüsü de Denizli hapsinden vefat ettiği güne kadar dönemi ele alacak. Bu eserler nasıl toplandı? Anadolu'da bir kısmı duvar kovuklarında saklanmış, bir kısmı toprağa gömülmüş halde, bir kısmı da talebelerinin çok gizli bir şekilde saklayarak günümüze kadar getirmiş olduğu bu eserler, bay bayan öğrencileriyle irtibata geçerek toplandı. Tamamına ulaştığımızı söyleyemeyiz ama eserlerin büyük bir kısmı toplanmış durumda. Biz sergiyi ödünç alarak kurduk, emanetleri geri vereceğiz. Hatta bazılarıyla çok ciddi anlaşmalar yapıyoruz. Sergi ne zamana kadar sürecek? Bu sergi 22 Martta açıldı. 5 Nisan akşamına kadar devam edecek. Her gün saat 10.00 ile akşam 20.00 arası seyircilerin gezmesi için açık kalacak. Kendilerine rehberler yardımcı olacak. Hizmetlerinizden dolayı teşekkür ederiz İlginiz için ben teşekkür ederim Zehra Giray - Mahmut Bıyıklı yazdı
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
08-13-2011, 21:14 | #2 |
|
|
08-13-2011, 21:14 | #3 |
|
|
08-13-2011, 21:14 | #4 |
|
|
08-13-2011, 21:14 | #5 |
|
|
08-13-2011, 21:14 | #6 |
|
|
08-13-2011, 21:15 | #7 |
|
|
08-13-2011, 21:15 | #8 |
|
|
08-13-2011, 21:15 | #9 |
|
|
08-13-2011, 21:15 | #10 |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|