|
11-04-2011, 17:44 | #1 |
"Türkiye'nin en büyük sorunu yargıdır"
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 13 yaşındaki bir kız çocuğuna yönelik tecavüz davasında Yargıtay'ın aldığı kararı eleştirerek, "Türkiye'nin en büyük sorunu yargıdır" dedi. Bakan Bağış, Kanal a televizyonunda yayınlanan "Hadi Konuşalım" programında, 13 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz edenlerin aldığı cezalar ve Yargıtay'ın son olarak bu davada aldığı kararı eleştirdi. "Türkiye'nin en büyük sorunu yargıdır" diyen Bağış, bu kararla hiç kimsenin vicdanının rahat olmadığını belirterek, "Buradaki mesele yargının, maalesef statükonun son kalesi olarak kendini görmesi ve değişime direnmesidir" diye konuştu. Bağış, "Yargının maalesef hak ettiği reforma kavuşamamasından ya da reformun gecikmesinden dolayı içine düştüğümüz durum; işte bu son tecavüz davasında 13 yaşındaki bir kardeşimize tecavüz eden sapıkların çok az cezalarla kurtulmasına vesile olmuştur" ifadelerini kullandı. 9 yıllık AK Parti iktidarının ilk 8 yılında hakim veya savcı alamadıklarını, her hakim ve savcı imtihanı açıldığında yargı kararlarıyla bu imtihanların iptal edildiğini söyleyen Bağış, "Türkiye'deki asıl sorun tutukluluk süreleri değildir. Asıl sorun iktidar muhalefet sorunu değildir. Türkiye'deki asıl sorun yargının kendini yenilememesidir. Günün, çağın koşullarına uyamamasıdır" diye konuştu. Bağış, geçen yıl 12 Eylül'de yapılan referandumun daha fazla hakim ve savcı alınması yönünde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda daha fazla temsiliyet anlamında, Anayasa Mahkemesinin daha hızlı çalışması yönünde kazanımlar elde ettirdiğini belirtti. Türkiye'de yaklaşık 12 bin hakim ve savcı bulunduğunu bildiren Bağış, 74 milyonluk nüfus için bunun çok az olduğunu belirterek, iş yükünün mahkemelerin kilitlenmesine neden olduğunu kaydetti ve "Bunu rahatlatmamız lazım, bunu hızlandırmamız lazım onun için yargı reformu çok önemli" ifadesini kullandı. -"Süklüm püklüm bir lidere sahip değiliz" Bugün uluslararası ve Türkiye'deki bazı gazetelerde yer alan Yunanistan Başbakanı Yorgos Papendreau'nun Almanya Başbakanı Angela Merkel ile çekilmiş fotoğraflarına değinen Bağış, "Biz artık öyle süklüm püklüm duran bir lidere sahip değiliz çok şükür. Kendi ülkesinde başarmış, başarılarının neticelerini almış ve halkının ona verdiği yetkiyi de sonuna kadar kullanabilen bir lider görüntüsü veriyoruz" dedi. Bağış, Papandreau'nun Merkel ile fotoğraflarının eski başbakanlardan Bülent Ecevit ile ABD'nin eski Başkanı Bill Clinton'un fotoğraflarını hatırlattığını söyledi. Avrupa Birliği içinde vizyoner lider sorunu bulunduğuna vurgu yapan Bağış, vizyoner lider olması durumunda Türkiye'nin AB'ye hemen üye yapılması gerektiğini belirtti. "Avrupa'nın sorunlarını aşabilmesi için çözümler Türkiye'nin elinde" diyen Bakan Bağış, şunları kaydetti: "Enerji krizinin anahtarı bizde, yaşlanan iş gücünün çözümü Türkiye'de, yeni pazarlara ulaşma ihtiyacı, ekonomiyi canlandırma ihtiyacı Türkiye'nin katkılarıyla gerçekleşebilecek birşey, Türkiye'deki bitki örtüsü bile AB üyesi 27 ülkenin toplamından daha fazla ama bunu göremeyen bir Avrupa var." -Siyaset daveti gece 3'te geldi- 2002 seçimleri yaklaşırken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan davet aldığını, Erdoğan'ın kendisini siyasete çağırdığını ve hemen milletvekili adayı olduğunu anlatan Bağış, "hemen 'evet' dediniz mi?" sorusuna "Tabi, önce eşimle istişare ettim. Bana ilk telefon geldiğinde bir gece yarısı saat 3'tü. O saatte eşim de tatil için Türkiye'deydi ve onu aradım" dedi. Eşine durumu izah ettiğini ve "Tayyip bey sanırım beni siyasete davet edecek, sen ne dersin?" diye sorduğunu anlatan Bağış, eşinin de onay vermesiyle siyasete girdiğini bildirdi. Bakanlığının ardından ne yapmak istediğiyle ilgili bir soruya, yapmak istediği bir çok şey olduğunu belirten Bağış, bunları; "daha düzenli spor yapmak, uykumu almak, çocuklarımla daha çok vakit geçirmek, oynamak, daha çok kitap okuyabilmek, yazmak, ara sıra üniversitelere gidip gençlerle sohbet etmek" olarak sıraladı. "Siyasetten tamamen de kopabilir miyim onu da bilmiyorum" diyen bağış, AK Parti'nin tüzüğü gereği son dönem milletvekili olduğunu ve 2015 yılındaki seçimlerde aday olmayacağını belirterek, "Ama siyaset yapmak için milletvekilliği yapmak da şart değil. Partimin teşkilatlarında, sivil toplum kuruluşlarında, medyada siyasete yön verme imkanları var" dedi. Star
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|