12-13-2007, 15:34 | #1 |
Sarkozy... Boyundan büyük zıplıyor!
Sarkozy... Boyundan büyük zıplıyor!
Hayır, maksadım Nicolas Sarkozy’nin 1.64’lük kısa boyuna işaret etmek değil. Bu konuyu zaten, Sarkozy’nin hiç de hoşlanmadığı Fransız magazin basını yeterince işliyor. Olaylı bir biçimde boşandığı 1.78’lik eski eşi Cecilia ile ilgili yayınları, devlet başkanı yetkilerini de zaman zaman kullanmasına rağmen, bir türlü engelleyemedi! Neyse... Burada dikkat çekmek istediğim husus; amiyane tabiri ile, boyundan büyük zıplamaya çalışan Sarkozy’nin güttüğü politikaların; Fransa’da uzun boylu hüküm sürüp süremeyeceğidir. Soru şu: Sarkozy, Fransa’da Jacques Chirac gibi, hatta Mitterrand kadar izler bırakabilir mi? Çok zor... Evet, son başkanlık seçimlerinde, yaşı hayli ilerlemiş Chirac’ın yeniden aday olmaması ve başka da ciddi bir rakip bulunmaması sebebiyle, Sarkozy kolayca ipi göğüslemiştir. Ama unutmayalım, hâlâ daha “Fransız olup olmadığı” noktasında bile sorgulanan Sarkozy’nin, popülaritesi kısa zamanda aşağılara düşmeye başladı bile!.. Fransa’daki göçmenlerin şehir varoşlarında devam ettirdiği nümayişler, bakalım nasıl bir istikamet alacak? Fransız ekonomisi uzun zamandan beri sıkıntıda... Sarkozy, ırki özelliklerinden de yararlanarak, eski sömürgeler olan Mağrip ülkeleri ile kârlı bir takım anlaşmalar imzaladı. Tartışmalı Cezayir gezisinden elleri hayli dolu döndü. Bu ülke ile, nükleer araştırma ve teknoloji transferi anlaşması yaptı. Cezayir, halkı çok fakir ama; devlet olarak petrol kaynakları sebebiyle çok zengin bir ülke... Benzer bir anlaşma Fas ile de gerçekleştirildi. Şu günlerde, Paris’e Bedevi çadırını kurmuş olan Libya Lideri Kaddafi ile aynı alışverişler yapılıyor. Macar Yahudisi bir ailenin çocuğu olan Sarkozy, bu kârlı ticareti Tunus ve Mısır ile de devam ettirme niyetinde. Buraya kadar işler yolunda görünüyor. Fakat seleflerinin aksine; çoğu Fransız’ı rahatsız edecek derecede, Amerika ile sıkı fıkı olması; “Sarko” için orta ve uzun vadede sıkıntılar getirebilir. Şimdilik Angela Merkel’in de kendisi ile aynı paralelde olması işini kolaylaştırıyor. Ama Avrupa Birliği dinamiklerinin, bu “Amerikan hayranlığı”nı çok fazla tolere edeceğini de beklememek gerekir. Unutmayalım ki, bir dönem De Gaulle (Onun boyu aksine çok uzundu.), Amerika’ya da kafa tutarak Fransa’yı NATO’dan çıkarmıştı. Bu, bir yerde Avrupa’nın ABD’den bağımsız bir şahsiyet kazanması politikası idi. Şimdi Sarkozy tam tersi bir çizgide... Sarko’nun Amerikan hayranlığı, mağrur Fransızları rahatsız ediyor. De Gaulle, İngiltere’nin AB’ye üyeliğini tam iki defa veto etmişti. Sarkozy de Angela Merkel ile birlikte Türkiye’nin tam üyelik sürecini dinamitlemeye çalışıyor. Ama unutmayalım, ne Sarkozy De Gaulle’un rolünü oynayabilir, ne de Merkel Helmut Kohl’unkini!.. İkisi de gelip geçici politikacılardır. Hele Sarkozy’nin “Akdeniz Birliği” gibi projeleri Türkiye’ye dayatmaya kalkışması, tam anlamıyla boyundan büyük işlere kalkışmaktır. Fazla yüksekten uçanların sonu bellidir. Danışmanları bu ufak tefek muhteris politikacıyı herhalde zamanla makul çizgiye çekecektir. Fransa’nın uzun zamandan beri yeni bir şey üretemediği ve hep hazırdan yediğini, aklı başında Fransızlar itiraf ediyor. Sarkozy Türkiye’yi de Kuzey Afrika ülkeleri gibi düşünüyorsa, büyük hata yapıyor demektir. Avrupa Birliği herhalde geleceğini, Sarkozy’nin boyu gibi kısa aklına teslim edecek değildir. Nitekim onun “Akil Adamlar” teklifini reddetti. AB Dışişleri Bakanlarının son toplantısında, Türkiye’nin müzakere süreci ile ilgili olarak “Katılım” ifadesinin kullanılmamış olması, Sarkozy’ye bir elma şekeridir. O kadar! Sonuç olarak Sarkozy Yönetimi, Avrupa Birliği’nin burnuna halka takarak peşinden sürükleyemez. Buna asla gücü yetmez. Eğer yeterse, Avrupa Birliği şimdiden çökmüş demektir... AB Dışişleri Bakanları toplantısında yayınlanan sonuç bildirgesindeki tutum şüphesiz rahatsız edici. Ancak böyle bir şey ilk defa olmuyor. Türkiye’ye karşı daha önce de çok densizlikler yapıldı. 1997’deki Kopenhag zirvesinde; “Türkiye tam üyeliğe aday olamaz...” kararını alan aynı AB, iki yıl sonra Helsinki’de, tam üyelik adaylığımızı ilan etti!.. Şu halde fazla heyecana veya hayal kırıklığına gerek yok. Bu arada Sarkozy de, fazla uzak olmayan bir gelecekte tavır değiştirirse kimse şaşırmasın. Ne de olsa, onun genlerinde çok ince kâr-zarar hesabı yapma özelliği var! Noktalar İsmail Kapan
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|