06-01-2012, 20:34 | #1 |
Kürtaj Üzerine Bir Yazı
[email protected] http://www.haberturk.com/htyazar/elif-safak KÜRTAJ üzerine yazmak kolay değil. Öyle konular var ki kamusal alana taşıması zor Türkiye'de. Bilhassa biz kadınlar için. Oysa gene öyle meseleler var ki en çok bizim konuşmamız, meramımızı anlatmamız lazım. Biz susarsak olmaz. Öyleyse yüksek sesle, samimiyetle, sükûnetle, vicdanımızın sesini dinleyerek kanaatimizi paylaşmalıyız. Ben bu yazıyı, bu konuda kolay kolay konuşamayacak yüzlerce, binlerce, milyonlarca kadın olduğunu bilerek, bu bilinçle yazıyorum. Ve tek bir söz söylemek istiyorum: Kürtajı imkânsızlaştırmayın. Yasaklarsanız şayet, kadınlar bundan büyük zarar görür. Üstelik parası pulu olan yahut aileden korunaklı veya varlıklı kadınlar değil. Diğerleri... Yani zaten şu hayatta en çok zorlanan, en çetrefil engellere göğüs geren, nice zaman tek başına didinen ve hırpalanan kadınlar... Korunaksız kız kardeşlerimiz ve genç kızlarımız, en büyük karanlığı onlar yaşar. Kimselere anlatamazlar dertlerini. Kürtajı yasaklamayın. Çünkü... * Erkek, kürtaj konusunda bir kere düşünürse kadın beş kere düşünür, on kere düşünür zaten. Etrafına anlatmaz o ayrı, ama çok düşünür. Söz konusu olan canından âlâ bir candır. Kâinatın hediyesidir her bebek. Bir kadın, öyle durup dururken, sırf canı istedi ya da o gün hayatın rüzgârı öyle esti diye gidip kürtaj olmaya kalkmaz. Hiçbir kadın bu konuyu hafife almaz, alamaz. Bedeninden, ruhundan, geleceğinden ve en saklı hayallerinden bir parçadır verdiği, mümkün mü bu süreci küçümsemesi? Kürtaj konusu kadınlar için bir kamusal polemik değil, bir münakaşa nesnesi değil, alabildiğine özel ve derin ve son derece yaşamsal bir husustur. Hayat memat meselesidir. Velhasıl kadınlar zaten kürtaj olmayı kolay kolay akıllarına getirmez. Bütün bunlara rağmen bir kadın, elbette yasal sınırlar içinde, gene de kürtaj olmayı seçerse, MUHAKKAK ama muhakkak ağır ve ciddi ve altından kalkamadığı bir sebebi vardır. Ülkemizde maalesef ensest, tecavüz, kadına karşı şiddet ve evlilik içi zorbalıklar kaygı verici boyutlarda yaşanmaktadır. Bunlar kanayan yaralarımız. Türkiye'nin hâlâ nice yerinde, dedikoduya sebep veren erkek elini yıkar, yürür gider. En ufak bir lekede kadın dışlanır, damgalanır, sonunda ya intihar eder, ya ömür boyu acı çeker ya da namus cinayeti kisvesi altında en yakınındakiler tarafından öldürülür. Bütün bunların yaşandığı bir memlekette ve hep ama hep kadınların bedel ödediği bir kültürde kürtajı imkânsızlaştırmak demek, kürtaj olgusunu ortadan kaldırmak demek değildir. Tam tersine, kürtajı yeraltına itmek demektir. * O zaman maddi durumu iyi olan kadınlar yurtdışına çıkar, orada kürtaj olur, dönerler. Parasız ve desteksiz, her türlü ayrıcalıktan yoksun kadınlarımız ve gencecik kızlarımız ise ehil olmayan, hijyenik olmayan, yasadışı yerlere gitmeye başlarlar. Kadınlar canlarını ve sağlıklarını tehlikeye atar. Kürtajı imkânsızlaştırmak demek, kadınlarımızı doktorların erişiminden uzaklaştırıp kasapların ve et tacirlerinin ağına düşürmek demektir. Lütfen unutmayalım ki ülkemizde kürtajın sınırları yasalarca belirlenmiştir. Bu sınırlar dışına çıkılmaması için tıbbi denetimler artırılabilir. Ama zaten kısıtlı olarak ve ilk haftalarda uygulanan kürtajı toptan yasaklamak veya neredeyse imkânsızlaştırmak, bir başka uca gitmek demek; aşırılıklardansa yalnızca aşırılıklar çıkar. Elbette her canın yaşama hakkı var. Kâinatın her katresi kıymetli şüphesiz. Ama kürtaj hakkını ortadan kaldırmak, kadınları azar azar öldürmek demektir. Bir can kurtaralım derken başka canlara kıymayalım.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
06-02-2012, 10:23 | #2 |
İnsani olarak kürtaj konusunda herkes hemfikir fakat bunu bu kadar popülerize edip basına malzeme yapmak sanıyorum ki devletin görevi değil. Ateist bir anne, babaya dini yönden ruh üflenme hadisesini nasıl anlatabilirz? Örnel aldığımız devletlerde şu an bizdeki gibi kürtaj için yasal bi süre varken, kürtajı yasak etmek tamamen dini odaklı bi strateji değil midir?
|
|
06-02-2012, 10:41 | #3 |
Yalçın Karaca:
Bu tarz olayların basında kalmasını sürekli iktidar sağlıyor denilsede ben buna katılmıyorum. Ak parti bünyesinde gedik açmak isteyenlerin sistemli olarak bu konuları kamuoyunda canlı tutması bana manidar geliyor. İnsanı katletmenin sadece dini bakışdan ibaret olduğunu söylemek uygun olmaz. İnsani tarafını yitirmiş olanın böyle hakkı demokratik düzende olur denilirse mesele farklı boyut kazanır. Yasak noktasına değinmek gerekirse yasakların soruna çözüm kazandıracağı tartışılır etkili olur veya olmaz onu kestiremiyorum.. Mutlaka bu vakada bir çok bayan mağdur edilebilir. Temelde kürtaj hakkında bilinc oluşmadan yasaklar ile dizayn pompalamak sakat ortamlar oluşturabilir.Bir insanı öldürmek insanlığı öldürmektir meselesini içselleştirmiş toplumlar attıkları her adımını buna göre düzenler. Dediğim gibi, insani olarak kürtaj hususunda neredeyse herkes hemfikir. İnsani tarafını yitirmis olan antidemokratik biçimde kürtajı savunur dersek, nice anneler var ki o bebeği doğuruyor ve akabinde evladını sokaklara terkedebiliyor. Evladını sokaklara tk eden bi anne ve karsisinda ise günah fakat yasal hakkini kullanarak o cocugu ayni hallere sokmamak icin dunyaya getirmeyip kürtaj yaptiran anne.. Ve simdi devletim de diyor ki tecavüze ugrayip hamile kalan anne adayına: "Doğurun, biz çocuğunuza sahip çıkarız." Konu AKDemir tarafından (06-02-2012 Saat 10:44 ) değiştirilmiştir.. |
|
06-02-2012, 12:01 | #4 | |
Alıntı:
|
||
06-02-2012, 13:19 | #5 |
şimdi kürtaj olayını yasakladığımız takdirde bu sefer bu işin mafyası çıkacaktır. merdiven altı sağlıksız yerlerde çocuk aldırma olayları ve dolayısıyla ölümler başgösterecektir. pakistanda kürtaj yasak olmasına rağmen yılda 100.000 üzerinde sağlıksız kürtajlar oluyor ve birçok kadın ya kalıcı olarak hastalanıyor veya ölüyormuş. türkiyede de bu manzaraları çok yaşayabiliriz. o yüzden iki türlü de bize zarar verebilecek bir konu. bugün kürtaj yasak olsa illegal kürtajlarla birlikte gelen ölümler sözcü cumhuriyet gibi gazetelerde manşet olacak ve bunlar bize zarar verecektir. halkı kürtaja gerek kalmayacak yollara yönlendirmek gerek. yani olay eğitim ve bilinçlenmeden geçiyor.
|
|
06-02-2012, 13:37 | #6 |
az önce facebook ta gördüm bu resmi,gelde inanma bu işin cinayet olduğuna . |
|
06-02-2012, 16:51 | #7 |
Kürtaj'a gerek görülmeden bunun önlemi alınmalı.
Eğer maddi imkansızlıklar, ekonomik güçlükler bireyi bunaltmış ise, sonucu psikolojik bunalım, geceleri üzüntü içerisinde geçirmekte olsa kürtaj uygulanmalı. Bence asıl cinayet onu, yoklukların ve imkansızların, fikir çatışmalarının egemen olduğu, özgürlüklerin kısıtlı bulunduğu bir dünyaya gözlerini açmasına fırsat vermektir. Başbakan anne ve babasından kalan fikir mirasının izleri ile topluma seslenmektedir. Allah rızkını verir. Bu kafa yapısı ile hareket eden aile bireyleri, çocuklarını mutsuzlukların mutsuzluğu olan bir dünyada yaşamalarını istemektedir. Kürtaj yasasına belirli tetkiklerden sonra gerekli bir kaç düzenleme uygulanabilir. Ama tamamıyle yasaklanmasına karşıyım. Gerçi en az üç çocuk diyen bir başbakan'a bunu anlatması, tekamül ettirmesi çok güç ve zordur. Ki bu noktada karşıt fikirleri bireylerin çaresiz kaldıkları aşikar. |
|
06-03-2012, 10:57 | #8 | |
Alıntı:
|
||
06-03-2012, 12:14 | #9 | |
Alıntı:
Hayatı içtimaiyede ekserisinde, mutsuz olan, kendini mutlu adleledebilmek için, tiner, alkol vs.vs. gibi meşru olmayan içeceklerin müptelası olmuş çocukların genelde çok çocuklu ailelerden müteşekkil olduğunu, yalnızlığa itildiğini, kendilerini yalnız, çaresiz ve isyan etmekle zaman öldükleri aşikar. Siz değerli insanların ve büyüklerin, bir cana kıyılmasında ifrat derecesine ulaşan merhamet duygusu, bu tablo karşısında neden çaresiz kalır ve tabiri caizse(şahsınızı izale ederek belirtiyorum) bir tekme de vurarak merhametsizliğin de merhametsizliğine düçar olur. Allah rızkını verir mantığı elbette doğru ve haktır. Fakat gördüğüm ve fikrimde tahakkuk ettirdiğim kadarı ile, kader anne ve babanın çocukları yapmış oldukları fedakarlıklar ve yapamadıkları etrafında şekillenen bir olgu niteliğinde. Ve burada da bu dünyaya gelen çocuklar, gökyüzünde uçması en doğal hakkı olan bir kuşun, kanatlarını kırarak yeryüzünde yaşamak zorunda bırakılmasına sebep olmasından başka bir şey değildir. |
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|