|
![]() |
#1 |
![]() 14 Temmuz size bir şey hatırlatıyor mu?
Bugün olduğu gibi 53 yıl önce Kerkükte Irak Türklerini yok etmek için eli kanlı caniler katliam yaparlar. 14 Temmuz 1959 günü Cumhuriyetin ilk yıl dönümüydü, Kerkük yüze yakın zafer takısı ile süslenmişti. ![]() O gün yapılacak şenlik ve törenler için şehir adeta büyük bir bayram hazırlığı yapmıştı. Çoluk–çocuk, küçük–büyük, kadın–erkek Kerkük halkı milli kıyafetler içinde kutlama töreninin başlamasını bekliyordu. Akşam saat 18-den itibaren halk cadde ve sokakları doldurmaya başladı. Giyilen milli kıyafetlerle halk, bayram sevinci içerisinde türküler söylüyor, milli oyunlar oynuyordu. Saat 19-da ise resmi geçit başladı. Bu arada, belirli bir plana göre hazırlanmış olan KDP peşmergeleri ve çoğunluğu Kürt olan Halk Direniş Örgütü militanları Türkler aleyhine çeşitli sloganlar atıyorlardı. Resmi geçit korteji Atlas caddesinde 14 Temmuz kahvesinin önüne gelmişti ki, bir el ateş edildi. Arkasından hemen otomatik silahların ateş kustuğu duyuldu. Bu gözü dönmüş Kürt caniler, otomatik silahlarını çıkararak ateş etmeye başladılar. İlk beş dakika içinde kahvenin sahibi Türkmen olan Osman Hıdır hunharca katledildi. Bu katiller, Osman Hıdırın ayaklarına ipler takarak, bir motorlu araca bağlayıp sürüklemeye başladılar. Silahsız ve sadece Cumhuriyetin ilanının birinci yıl dönümünü kutlamaya çıkmış bulunan Türkmenler, otomatik silahların taraması ile dağılmaya başladılar. Kadınlar, çocuklar panik içinde koşuşmaya ve şaşkınlık içinde sığınacak yer aramaya koyuldular. Böylece 3 gün 3 gece süren ve tarihe “Kerkük Katliamı” olarak geçen soykırım başlamış oldu. Felaketler karşısında hayat dolu olmak kadar büyük bir fazilet daha vardır ki, o da yaslı bulunmaktadır. O halde niçin senenin belli bir günü veya haftasında kaybettiğimiz topraklarımızı ve ayrı düştüğümüz soydaşlarımızı acılarını hissederek anmayalım, yaslarını tutmayalım… İşte bu yazı Irak Türklerinin uğradıkları, acısı nesiller boyunca unutulmayacak 14 Temmuz Kerkük Katliamı münasebetiyle aziz şehitlerimizin hatırası için kaleme alınmıştır. Irak Türklerinin Yakın Tarihi Osmanlı İmparatorluğu döneminde idari yönden Kerkük, Erbil, Süleymaniye gibi belli başlı Türk bölgelerini içine alan bir eyalet olan Musul, Mondros Mütarekesi sırasında ordularımızın hakim olduğu bir hatta bulunmaktaydı. Ancak, Kuveyt üzerinden Osmanlı topraklarına girerek işgale başlayan ve kısa bir zaman içinde Musul'a kadar gelen İngilizler bölgede idareyi ele aldılar ve artık Türkler için de karanlık ve zulüm dolu günler başlamış oldu. ![]() Önce meşhur politikaları gereği bölge halkı arasında etnik ayrılıklar çıkarıp Türk, Kürt, Arap diye böldükleri müslümanları bir birlerine düşman ettiler. Gayeleri, devamlı iç karışıklıklar yaşayan zaafa düşmüş bir devlet kurdurarak ülkenin bol olan petrolünü kolayca sömürmekti. Bir taraftan da bölge halkının Türkiye'ye ve Osmanlı'ya olan sevgi ve bağlılığını zayıflatıp kopartmak için propaganda çalışmaları yaptılar. Lozan Barış Konferansı'nda bir türlü bize bağlanması mümkün olmayan Musul, 1926 da İngiliz mandası olarak kurulan Irak Krallığı'na kaldı. Daha kuruluşundan itibaren siyasetini Türklüğü inkar ve imha etmek olarak tesbit eden Krallık, her an kendisini yutmaya hazır bekleyen bir Türkiye korkusuyla ülkedeki Türk tesir ve nüfuzunu kırmak ve Türkiye'nin muhtemel bir işgal niyetine bahane teşkil edecek Iraklı Türkleri ortadan kaldırmak için can hıraş bir gayret gösterdi. Bu dönemde etnik ayrılıkların kesin çizgilerle ayrılmasını, toplumlar arası düşmanlık tohumlarının yeşermesini sağlamak için bazı azınlıklara kısmi özerklik veren Arap yönetimi böylelikle ülke içinde Türklere karşı kullanabileceği bir kaç piyon da elde etmiş oldu. Bütün haklardan mahrum bırakılan ve uzun yıllar sürecek korkunç bir istibdat altında inleyen Türkler 14 temmuz 1958 de General Abdulkerim Kasım tarafından yapılan askeri darbeyi büyük bir ümitle karşılamışlardı. Fakat boş yere ümitlendiklerini anlamaları pek uzun sürmedi. Çünkü, General devrinde hayatı yaşanmaz hale getiren eza ve cefalar artmakla kalmayıp buna bir de katliam eklendi. Tarihe “14 Temmuz Kerkük Katliamı” olarak geçen insanlık dışı cinayetlerin işlendiği vahşetin her türlüsünün sergilendiği bu olaylardan söz etmek istiyoruz. 14 Temmuz Kerkük Katliamı İngilizlerin baştan beri Irak'ta bir devlet kurmak vaadiyle kışkırtıp iç karışıklıklar çıkarttırdığı Kürtlerin, darbeyle başa geçen General Kasım tarafından Türklerin imhası için kullanmaları neticesi meydana gelen katliamın habercisi olan olaylar, darbenin birinci yıldönümü kutlamaları sırasında 14 Temmuz 1959'da başladı. Böyle bir eylemde görev almak Kürtlerin işine geliyordu. Çünkü, onlara göre darbecilerin Türklerle işbirliği yapma ihtimali vardı. Ayrıca, devlet kursalar bile Türklerin ellerindeki verimli ve petrol çıkan bölgeleri almadıkça devletin yaşaması için gerekli ekonomik kaynaklardan mahrum kalacaklardı. Katliama katıldıkları takdirde hem boşalan Kerkük'ü doldurabilirler ve Türk nüfus yoğunluğunu azaltabilirler, hem de güçlerini iktidara göstermiş olurlardı. Kürtlerin ve General Cuntasının, katliam öncesi yapılması zaruri bazı işler vardır: Önce, tarafsız ve Türkleri koruyacak nitelikteki idarecileri tayin vs. yollarla tesirsiz hale getirdiler. Kerkük Belediye Başkanlığı'na azılı bir komünist olan Maruf Berezenci, Halk Mukavemet Teşkilatı Başkanlığı'na ise Oji adlı katliamın elebaşısı getirildi. Ayrıca, bölge savunmasına bakan 2.Tümen'in subay kadrosu Baasçılarla dolduruldu. Arkasından muhtemel bir Türk direnişini örgütleyecek kapasiteye sahip Türk aydınlarından 4000 kadarı “Turancılık yaptıkları” iddiasıyla tutuklandı ve Tecrit Kamplarına gönderildi. Artık katliam için maddi bir engel de kalmamıştı. 15 Temmuz 1959 günü katliam başlatıldı. Önce Aslan Yuvası gazinosunun sahibi Osman Beğ'i şehit ettiler. 2. Tümen komutanı hemen bu olayı bahane ederek sokağa çıkma yasağı ilan etti ama, yasak sadece Türklereydi. Türk düşmanları ise sokak ve meydanlarda Türk avına çıkmışlardı. Önceden tesbit edilen Türklerin evleri basıldı. Askeri kuvvetler de olayların sorumluları (!) adı altında Türk liderlerini toplayıp kışlalarına götürdüler ve orada dipçik, süngü darbeleriyle şehit ettiler. Üç gün üç gece süren bu katliamda şehitlerimizin cesetleri arabaların arkasına bağlanarak parçalanıp tanınmayacak hale gelinceye kadar sokaklar da sürüklendi. Bazılarını direk ve duvarlara çakarak işkence yaptılar. Sokak ve meydanlar “Kahrolsun Türkler”, “Kahrolsun Türkiye” avazeleriyle çınladı. Linç edilerek, bıçakla parçalanarak, diri diri uzuvları kesilerek, ters yönde hareket eden iki arabaya bağlanıp ikiye bölünerek, aileleri önünde arkalarından vurularak şehit edilen mazlum ve masum Türklerin cesetleri Kerkük sokaklarını kapladı. Türklere ait evler, dükkanlar ve işyerleri yağmalandı. ![]() Katliamdan sonra sağ kalanlar da hemen orada kurulan uydurma bir olağanüstü hal mahkemesinde idam ve bir çok ağır mahrumiyetlerle cezalandırıldılar. Türklerin oturdukları yerler yasak bölge ilan edildi, buralara herhangi bir kimsenin girmesi şiddetle önlendi. Hükümet, dünya kamuoyunu tatmin için göstermelik soruşturmalar açtı, hayali yargılamalar yaparak idam cezaları verdi, fakat bunların hiç birini infaz etmedi.. 1924 yılından bu yana bir çok katliama uğrayan Irak Türkleri, Türkiye ve Türklük hasretiyle yanan gönüllerinin bu susuzluğunu hep kanlarını dökerek dindirmişlerdir. 1924, 1932, 1938, 1944, 1946, 1959, 1980 ve daha sonra gerek İran ve gerekse Kuveyt Savaşları sırasında yaşadıkları katliamlar ise bunun şeref belgeleridir. Lozan Antlaşmasından sonra kendi kaderleriyle başbaşa kalan Irak Türkleri bugüne kadar her türlü baskıya göğüs gererek, varlıklarını sürdürme azim ve kararlılığını göstermişlerdir. İnsanca yaşamaları bile çok görülen, her türlü hakları ellerinden alınan, hiç bir hayat ve gelecek garantileri olmayan soydaşlarımız hala baski, kıyım, göçe zorlanma gibi gayri insani muamelelerin muhatabı olmaktadırlar. 2 milyona yaklaşan sayılarıyla Irak nüfüsunun % 10′luk bölümünü oluşturan soydaşlarımızdaki Türklük şuurunu bugüne kadar hiç bir metot yok edememiştir. Başta Kerkük olmak üzere bütün Türk bölgelerinde Türk kültürü, örf adet ve ananeleri yaşamaktadır. Türk olmak ve insanca bir hayat istemekten başka bir suçları olmayan bu insanlar her zaman kalbimizde yaşayacaklardır. Irak Türkleri, Türkiye'nin, gereksiz evhamlarından kaynaklanan “Dünyanın düşmanlığını” üzerine çekme korkusundan kurtularak bir an önce kendilerine sahip çıkmasını beklemektedirler. Türkiye'nin kayıtsızlığı Türklük düşmanlanna cesaret vererek daha rahat hareket etmelerine sebep olmakta, bu yüzden Türklük ağır kayıplara uğramaktadır. Irak Türklerinin durumu maalesef hergün biraz daha kötüleşmektedir.Türkiye bu duruma hassasiyet göstermeli, açıkça soydaşlarımızın yanında olduğunu bütün dünyaya ilan etmelidir. İnanıyoruz ki, Irak Türkleri öz vatanlarında yıllarca ümitle bekledikleri insanca yaşama hakkına elbet bir gün kavuşacaklar fakat, bugüne kadar çektikleri zorluk ve sıkıntıların karşılığını ancak Hür ve Müstakil Milli Türk Devletini kurdukları zaman alacaklardır. Habervaktim.com
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() biz Mazluma Din ve Irk sormayız çünkü bizler Müslüman ve ASİLİZ.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Siz sormazsiniz ama birileri din'i veya mesreb'i icin zulüm yapiyor.
Mazlumun hangi dinden olursa olsun...mazlum mazlumdur. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Türk değilim onun için bu olaylar pek umurumda değil
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Zaten umurunda olmayan icin degil,
umurunda olanlar icin paylasilmistir...siz böyle vahim hadiseleri kendinize dert edinmeyin. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() Komünist kürt militanlarının ve peşmerge itlerinin başını çektiği bu katliamı bir kenarda unutmak asla mümkün değildir.
Gözleri oyulanlardan ,diri diri toprağa gömülenlere kadar aklınıza gelebilecek her türlü işkence maruz kalarak, sade bir ölümün bile yanında bir lütuf olduğu bu yaşanan olayları hatırladığımız da her zaman içimiz burkulur. Allah bu olaylarda şehit olan yiğit Türkmen kardeşlerimizi nur için de yatırsın. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Mesaj bana yönelik gibi şimdiden söyleyim Kürt değilim.
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|