|
![]() |
#1 |
![]() Mim Kemal Öke, Türkiye'nin yakın tarihinin bilinmeyenlerini anlattı: Özal “Vizeyi aldım Musul’a giriyoruz” dedi ÖZAL GECE 02:00'DA ARADI![]() Sıradışı bir ailenin sıradışı çocuğu Prof. Dr. Mim Kemal Öke. Birleşmiş Milletler raportörlüğünden cumhurbaşkanlığı danışmanlığına, siyah kuşak karatecilikten televizyon sunuculuğuna uzanan renkli bir akademisyen. Öke, Türkiye'nin yakın tarihinin bilinmeyenlerini anlattı. Star gazetesinden Selim Efe Erdem'e konuşan, Hüseyin Çelik ve Ahmet Davutoğlu gibi isimlerin hocası olan Öke, Cumhurbaşkanlığı danışmanlığı döneminde Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit ile çalışmıştı. Özal ile anılarıysa, Türkiye'nin karanlıkta kalmış bir dönemini aydınlatıyordu: "Özal krizlerden hemen bir nema oluşturacak zekaya sahipti. Mesela bir olayda 'Hemen Musul'a girelim' dedi. 1991'de Körfez krizi sırasında bir gece yarısı ev telefonum çaldı: 'Ben Turgut Özal.' Gece saat iki. 'Ben de Fatih Sultan Mehmet' diyerek kapattım. Telefon yine çaldı: 'Mim Kemal sakın ha kapatma, ben Turgut Özal' dedi. 'Özür dilerim sayın Cumhurbaşkanım' diyebildim. MUSUL'A GİRECEĞİZ ARGUMAN HAZIRLA ANKARA'YA GEL'Yarın sabah Musul'a girsek ne gibi argümanlarımız olur? Tarihi ve hukuki olarak' Pardon, dur, aman... 'Sayın Cumhurbaşkanım, ben bu konuda bir kitap yazdım ama..." diyecek oldum. 'Kitap önümde, vaktim yok. Dört sayfada, kullanabileceğimiz tüm argümanları sırala hemen' dedi. Böyle bir olayın vebalinden kaçmak istedim ama mümkün değil. Bir swot analizi yapıp 'Haftaya hazırlarım' dedim. 'Ne haftası, iki saatte hazırla. Özel faksıma gönder, sonra da hemen Ankara'ya gel' dedi. VİZEYİ ALDIMTürkiye'nin ertesi gün Musul'a girmesiyle karşılaşacağı lehte ve aleyhte noktaları sıralayıp fakslamış, Ankara'da gitmiş ve Turgut Özal'la karşılıklı konuşmaya başlamışlardı: 'Musul'a girmek kararında mısınız?' diye sordum. 'Evet' dedi. 'Peki bunun için vize aldınız mı?' diye sordum, yani Amerika'yı kastediyorum. 'Evet, aldım' dedi. 'Peki oraya girişimiz geçici mi?' Yanıt "Kalıcı". Allah Allah... 'Peki, kalıcı olduğunuzda Türkiye'nin demografik yapısında Kürtler lehine bir artma gösterecek ve önlemler almak gerekecek!' dedim."Evet" yanıtını verdi. DÖRTLÜ FEDERASYONBu önleme Türkiye'nin federatif bir yönetime geçmesi ve rejimin değişerek başkanlık sistemine dönüşmesiydi: "Federasyon... Ama federasyon iki bacaklı olursa pek sıkıntılı olur. Araziye ve nüfus yoğunluğuna dayalı federe devletler sıkıntılı olur, dedim. 'İkiden fazla düşünüyorum. Sen bul' dedi. 'KKTC'mi?' diye sordum. 'Böylece Kıbrıs meselesini de hallederim. Federe devlet değil mi? Al işte sana' Şaşkınım. 'Bir tane daha var' dedi. Ben hemen çalıştırdım bilgisayarı: 'Nahçıvan mı?' Kürt nüfusunun Türkiye'de artması ve federasyon verilmesi karşılığı Türkiye'deki milliyetçilerin tepkisinin bastırılması açısından böyle bir federasyonu uygun görüyordu. Nahçıvan'ı da içimize alacak şekilde, dörtlü bir federasyon. Ama federasyon bir rejim değişikliğini de getirir, dedim. 'Evet, başkanlık rejimi' yanıtı verdi... Ama gerçekleştiremedi. Sorsanız bana şimdi keşke yapsa mıydı, onun cevabı yok. Yani Turgut Bey böyle bir adamdı. Onun vizesini de almıştı o zaman." GENELKURMAY BAŞKANI İSTİFA ETMİŞTİTurgut Özal'ın isteğiyle Genelkurmay Başkanlığı'na atanan Necip Torumtay ise 3 Aralık 1990'da Körfez Savaşı'na girilmesi kararına karşı çıkarak "İnandığım prensiplerle ve devlet anlayışımla hizmete devamı mümkün görmediğim için istifa ediyorum" diyerek istifasını sunmuştu. Ensobhaber
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|