AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Necip Fazıl]

28 Şubat sürecinde darbecilerin ipliğini pazara çıkaran Akit hakkında verilen “Dava açın” talimatları, brifingli yargı tarafından anında uygulanmış... Davayı açan savcılar, talimatı veren Çevik Bir’e, “Dava açtım, arz olunur” diye bilgi bile vermiş...

28 Şubat sürecinde Çevik Bir'in, gazetemiz Akit hakkında verdiği “dava açın” talimatlarının dönemin savcıları tarafından anında uygulamaya konulduğu belirlendi. Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, “Onbaşı Kadir Sarmusak olayı/Köstebek Davası” ile ilgili önemli ayrıntılar yer aldı.


“AKİT, DARBECİLERİ KIZDIRDI!..”
Darbecilerin, dava açmaları için bütün mahkemelere talimat gönderdikleri belirtilen raporda, 28 Şubat darbesinin simge yapılanması Batı Çalışma Grubu'nu (BCG) deşifre eden ve Sarmusak davasına bakan Askeri Mahkemenin Başkanı Tuğamiral Mehmet Celayir'in davadan çekilmesi yönünde yapılan haber ve yorumlar yayınlayan gazetemiz Akit'in darbecileri kızdırdığı ifade ediliyor.

ÇEVİK BİR İMZALI SUÇ DUYURUSU
Raporda, haber ve yorumları takibe aldıran Çevik Bir'in, gazetemiz Akit hakkında dava açılması için yargıya talimatlar verdiği belirtiliyor. Buna göre Genelkurmay Adli Müşavirliği, Çevik Bir imzalı, 27 Ekim 1997 tarih ve 7501-1106-97 sayılı yazı ile Bağcılar Cumhuriyet Başsavcılığı'na Akit Gazetesi'nin 2 Ekim 1997 tarihli nüshası hakkında suç duyurusunda bulunuyor.


“AKİT VE YAZARLARINA 
DÂVÂ AÇIN” TALİMATI
Söz konusu dilekçede, şu ifadeler yer alıyor: “‘Onbaşı davasında skandal' başlığı altında yayınlanan haberde özellikle ‘Türkiye'de askeriyenin içerisinde komünist olduğunuz zaman en üst kademeye terfi edebilirsiniz, fakat vatanı ve milleti koruyan birisi olduğunuz zaman odacı bile olamazsınız' şeklindeki ifadelerden ‘Türk silahlı kuvvetlerinde yasadışı faaliyetlerin korunduğu, vatan ve millet sevgisini ifade eden tutum ve davranışların onaylanmadığı gibi yakışıksız ve saçma iddia ve benzetmelerle Türk Silahlı Kuvvetlerinin kamuoyundaki itibarını sarsmak istediğinden, haber ve yazanın devletin askeri kuvvetlerini alenen tahkir ve tezyif amacıyla yazıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, başta Necati Ceylan olmak üzere haber ve yazı sorumluları hakkında yasal işlem yapılmasını ve sonucundan Genelkurmay Başkanlığına bilgi verilmesini rica ederim.”




“RESMÎ RİCA, EMİRDİR”
Askeri kurumların, yargıya “rica etme” biçiminde bir istekte bulanamayacağı belirtilen raporda, resmi yazışmalarda ricanın emir anlamına geldiği belirtiliyor. Raporda şu ifadeler dikkat çekiyor: “Resmi kurumlar arasında, kurumlar arası ilişkilerde protokol ve hiyerarşik kurallara en çok önem veren kurum askeri kurumlardır. Dolayısıyla; İdare içerisinde yer alan askeri yapının, yargı kurumuna karşı yazışmalardaki üslubu, yürütme-yargı ilişkisi açısından dikkate alınmalıdır. Yürütmenin herhangi bir biriminin, özellikle yargı kurumuna ‘rica etme' biçiminde istekte bulunması düşünülemez. Zira bu sözcük, resmi yazışmalarda, emir anlamına gelmektedir. Nitekim Orgeneral Çevik Bir de bunu yapıyor ve Akit gazetesindeki haberle ilgili gerekli işlemin yapılmasını ‘rica ederek' emrediyor ve sonucunun da bildirilmesini istiyor.”

“AKİT'E DÂVÂ AÇTIM ARZ OLUNUR”
Cumhuriyet Savcılığı ise “emrin gereğini yerine getirmek” için 21.01.1998 tarihinde “1998/1289-799” sayılı iddianameyi hazırlayarak Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Akit gazetesi aleyhine dava açıyor. Ardından yetkili savcının, 19 Ocak 1998 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'na bir yazı yazarak ricanın gereğini yerine getirdiğini bildiriyor. Yazı aynen şöyle: “27 Ekim 1997 gün ve Ad. Müş. 7501-1106-97 sayılı yazınız ile gönderilen 02.10.1997 günlü Akit Gazetesi'nde... ‘Onbaşı davasında skandal' başlıklı yazı ve haber için Akit gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü Murat Balıbey ve Necati Ceylan hakkında devletin askeri kuvvetlerini neşren/tahkir ve tezyif etmek suçundan fezleke düzenlenip Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Fezlekenin bir sureti ilişikte gönderilmiş olup, durum bilginize arz olunur Y. A. yetkili Cumhuriyet savcısı.”


“TALİMATLAR BÜTÜN 
MAHKEMELERE GÖNDERİLMİŞTİR”
Talimat ile istenen davaların açıldığı ve davanın açıldığı da talimat verenlere arz edildiği belirtilen raporda, yargıya talimatların çok sık yaşandığı belirtiliyor. Raporda, “Savcılara gönderdikleri talimatla emir verenler, talimatın ve görevin yerine getirilip getirilmediğini de titizlikle takip etmektedirler. Talimatın sonucunu bildirmeyen savcılar, telefonla aranarak emrin gereğini yerine getirip getirmediği sorulmakta, emri yerine getirmeyenler veya biraz geciktirenler, bazen ima ile bazen açıkça tehdit edilmektedir. Yargıya emir ve talimat içeren ‘Kişiye Özel' yazılar, İdare Mahkemeleri, Adli Mahkemeler ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri olmak üzere, tüm yargı alanını kapsayacak şekilde her mahkemeye gönderilmiştir” ifadeleri yer alıyor.



DÂVÂ BOMBARDIMANI TALİMATI
28 Şubat sürecinde haksızlıklar karşısında dik duran tek gazete olan Akit'i susturmak amacıyla yargıya talimat üstüne talimat verildiği ortaya çıktı. Meclis Darbe Komisyonu'na ulaşan belgelere göre, dönemin komutanlarının, gazetemizi ve yazarlarını yakın takibe aldırdığı ve onlarca defa ‘dava açın' talebinde bulunduğu anlaşılıyor.


“KEMALİZMİ DİN YAPTILAR”
Bunlardan bir tanesi, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fikret Ö. Boztepe imzalı, 24 Mart 1998 tarihli Adalet Bakanlığı'na gönderilen suç duyurusu dilekçesi. Dilekçede, gazetemiz yazarı Yaşar Kaplan'ın Kayseri Gündem gazetesine verdiği “Peygamberin sistemi en güzel Cumhuriyettir. Bilim bugün bunu ortaya koyuyor. 1 Nisan 1923'de Cumhuriyet yok oldu. Kemalizmi din yaptılar, ilah oldu. Çankaya Kabe oldu. Ortaya amentüsü, Kabesi, peygamberi olan bir din çıkarıldı ve tek partiye geçildi… Türkiye'de demokrasi yok, memokrasi var” açıklaması için dava açılması isteniyor.

PERİNÇEK VE 
ÖCALAN İÇİN 
DÂVÂ AÇTIRDILAR!..
Dönemin Genelkurmay II. Başkanı Çevik Bir imzalı 25 Mart 1998 tarihli suç duyurusu dilekçesinde, Akit gazetesinin 16 Mart 1998 tarihli nüshasında yer alan “BÇG'nin Kılavuzu Perinçek” ve “Dün Apo ile, bugün cunta ile kol kola” başlıklı yazılarda yer alan ifadelerin suç unsuru taşıdığı belirtiliyor. Söz konusu haberlerdeki, “Ordunun, İşçi Partisi'nin programını benimsediğini belirten Perinçek, ‘Bakın nasıl dengeler değişti. Orduyu kazanmayan, Orduya hükmetmeyen bir devrim olur mu?' …Bugün ‘cunta sözcülüğü'ne soyunan Perinçek'in 1995 yıllında PKK'nın Mahsun Korkmaz Akademisi'ni ziyaret ederek, PKK'lıların elini tek tek sıkarak, onları teftiş etmesi de hala unutulmuş değil!... Dün Apo ile kol kola olan Perinçek'in, bugün cuntacılar ile omuz omuza olmasına anlam verilemiyor” ifadelerinin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiği ve bu nedenle yazı sahibi ve gazete hakkında dava açılması isteniyor.


“ABDURRAHMAN DİLİPAK'A DÂVÂ AÇIN”
Bir diğer belgede, yine Çevik Bir imzalı 1 Nisan 1998 tarihli suç duyurusu dilekçesi. Dilekçede gazetemiz yazarı Abdurrahman Dilipak'ın 13 Mart 1998 tarihli “TSK ve Kaplan” başlıklı köşesi için dava açılması isteniyor. Suç olarak görülen yazının ise suçla uzaktan yakından alakası yok. İşte o ifadeler: “Askeri mahkeme, bütün hukuk kurallarını çiğneyerek bir yazarı alıp götürüyor ve içeri tıkıyor. Bu olay hukuk açısından, mahkeme açısından, Türkiye açısından kabul edilebilecek bir olay değildir.” Bu ifadeleri suç olarak gören Bir, Dilipak hakkında dava açılmasını istiyor. Suç duyurusunu emir telakki eden yargı mensupları ise gazetemiz yazarlarını hakkında dava açıyorlar.

“HASAN KARAKAYA'YA DÂVÂ AÇIN!..”
Çevik Bir'in, gazetemiz yazarı Hasan Karakaya hakkında dava açılması için savcılığa talimat verdiği ortaya çıkmıştı. 20 Ağustos 1997 tarihli ve “Gizli” damgalı belgede, Karakaya hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 159'ncu maddesi uyarınca dava açılması ve 3 yıl hapis cezası verilmesi emrediliyordu. Karakaya'nın 1 Ağustos 1997 tarihli “Ben değil, “komutan” böööle diyo!” başlıklı köşe yazısının “Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıprattığı ve manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiği” ileri sürülüyor ve Karakaya ve gazetenin yazı işleri müdürü hakkında “yasal işlem yapılmasını” ve sonucu hakkında “bilgi verilmesi” isteniyordu. 28 Şubat süreci ve sonrasında yazılarından dolayı Karakaya hakkında yüzlerce dava açılmıştı.

YENİ AKİT