![]() |
#1 | |||
![]()
Bu fotoğraf, 1994 yılında Kevin Carter isimli “Amerikalı bir fotoğrafçı” tarafından çekilmiştir. Fotoğrafta da görüldüğü gibi; Açlıktan “bir deri, bir kemik” kalan Afrikalı kız çocuğu, “ölümün eşiğinde”dir... Belki birkaç dakika sonra, belki birkaç saat veya birkaç gün sonra ölecektir. Az ilerideki “akbaba” da, çocuğun ölmesini, iştahla beklemektedir. Bu manzarayı gören Kevin Carter, basar deklanşöre ve daha sonra kendisine “Pulitzer Ödülü” kazandıracak olan bu fotoğrafı çeker. Evet, “fotoğraf”ı çeker ve ayrılır oradan!.. Ne “akbaba”yı kovmak gelir aklına, ne de çocuğu kurtarmak!.. “Çocuk” ile “akbaba”yı baş başa bırakıp, oradan ayrılır. İNTİHARA GÖTÜREN FOTOĞRAF! İşte o fotoğraf bütün dünyayı ağlatır... Evet, sadece ağlatır ama hiç kimse Somali’ye yardım göndermez. Sonra aklı başına gelir Kevin Carter’in... “Gazetecilik şehveti”yle çektiği o fotoğraftan sonra, “vicdan azabı” duymaya başlar... Tamam; fotoğrafı çekmiş ve “Pulitzer Ödülü” almıştır ama, “o çocuk” nerededir?.. Ölmüş müdür, yoksa yaşıyor mu?.. Somali’ye gider, “çocuğun akıbeti”ni araştırmaya başlar ama bir türlü bulamaz... Kimbilir, o yıllarda açlıktan ölen onbinlerce insan gibi, çocuk da ölmüş ve belki de “akbaba” tarafından yenilmiştir!.. Çocuğu bulamayan Kevin Carter, Somali’de gördüğü “insanlık dramı”ndan sonra, yani fotoğrafı çektikten “3 ay” sonra “depresyon”a girer, bir türlü kendine gelemez! En sonunda da; 27 Temmuz 1994’te, Johannesburg’un bir banliyösünde park ettiği “kamyonet”inin içine “egzos” basarak “intihar” eder!.. Sizin anlayacağınız; Çektiği “vicdan azabı”, yaşadığı “gazetecilik şehveti”ne galip gelir ve onu “intihar”a sürükler!.. AÇLIĞIN SEBEBİ EMPERYALİZM! Bu fotoğraf, o yıllarda çok tartışılmış ve Kevin Carter, yoğun eleştirilere maruz kalmıştı... Carter, “Ben profesyonel bir fotoğrafçıyım, yardım görevlisi değil!” diyerek kendini savunmuştu da; kendisine, “Ama önce insansın” cevabı verilmişti! Ama Kevin Carter; Bu fotoğrafla; “önce gazetci, sonra insan” olduğunu göstermişti... Aslında, Kevin Carter, içinde yaşadığı “Amerikan toplumu”nun ruh halini yansıtıyordu!.. Öyle ya; Amerika ve Batı için, Somali’deki açlık ve ölümler, sadece “fotoğraflar”dan ibaretti. Onlar için, “Afrikalı insan”ın hiçbir önemi yoktu!.. Açlıktan kıvranıyorlarmış, susuzluktan kırılıyorlarmış, kimin umurunda!?!.. Emperyalist ABD ve Batı için önemli olan, “Afrika’nın yeraltı ve yerüstü zenginlikleri”ydi ki, onu da zaten “iştahla sömürüyorlar”dı!.. Somali’yi bu hâle getiren de, “kendileri”nden başkası değildi!.. Dünyada ve özellikle Afrika’da, öyle bir “sömürü düzeni” kurmuşlardı ki, “iliklerine kadar emiyorlar”dı bu toprakları!.. “Yardım” mı?.. Ne yardımı?!?.. ABD ve Avrupa’nın lügatinde “vermek” yoktu ki!.. Onlar, hep almaya, hep emmeye, hep sömürmeye alışmışlardı!.. “Kan ve gözyaşı” üzerinde “saltanat” kurmuşlardı!.. “Afrika ölmeli”ydi ki, “Batılı yaşasın!” Yaşasın ki; Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yesin!.. Sonra kussun, yine yesin!..
![]() |
||||
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|