|
01-14-2014, 01:56 | #1 |
Hayrettin Karaman - Oyunu Bozmak İçin El Ele
Hayrettin Karaman
Oyunu bozmak için el ele Doğru bakan ve gerçeği görenler şu hükümde/tespitte ittifak ediyorlar: Çevre, yolsuzluk, diktatörlük kavramları ve her zaman olan bazı münferit vakalar kullanılarak başlatılan kalkışmalar, operasyonlar, medya savaşları içeriden ve dışarıdan Türkiye'yi çökertmek/engellemek içindir. Türkiye niçin çökertilecek ve engellenecek? Çünkü Türkiye; çarpık, zalim, sömürücü ve sömürgeci dünya düzenine/sistemine hayır demeye başlamış, mazlum milletlerin yanında yer alarak daha adil, insani ve adalet dairesinde barışçı bir dünyanın oluşması için yola koyulmuştur. Yalnız gayri Müslim ülkeler değil, bazı zalim İslam ülkeleri de bu savaşta Türkiye'nin karşısında, emperyalistlerin safında yer almaktadırlar. Emperyalist Batı, ümmetin varlık ve birlik garantisi olan Osmanlı'yı, savaşarak değil, unsurları birbirine düşürerek ve Müslümanları kendi aralarında savaştırarak yıktılar. Parçalanıp zayıf düşen bir devleti savaşta yenmek, biçilmiş buğday saplarını toplamak gibidir. Müslümanların niyeti/maksadı ne olursa olsun, 'ümmete savaş açmış, zalim düzenin devamından yana' olan sömürgeci/sömürücü devletlerle iş birliği yapamaz, onlara destek veremez ve onlardan medet umamazlar. Birlik ve beraberlik içinde hareket ettikleri sürece ümmet kendine yeter; 'ötekinden imdat isteyenler zaferden ümidi kesmelidirler'. Yeni Türk dış politikasını tenkit etmek, iyi niyetle tavsiyelerde bulunmak her vatandaşın hakkıdır. Ama halkın büyük çoğunluğunun oyunu alarak iktidara gelmiş ve halkına hesap verme durumunda olan iktidarın da 'bir dış politika' belirleyip uygulama hakkı vardır. Daha iyiyi ve doğruyu bulmak için tartışmak, fikir alış verişinde bulunmak makûl ve makbûl, 'beğenmiyorum diye düşmanlarla iş birliği yapmak' gayr-i meşru ve zararlıdır. Çare: Derin ideolojik ihtilaf sebebiyle iktidara karşı olanlar bir yana aynı kıbleye yönelen bütün insanımızın, bu yıkıcı savaş karşısında el ele vermeleri gerekiyor. Ağaç, çevre, yolsuzluk gibi bahanelere (oltalara) takılmadan asıl maksadı görmek ve bu suikastı önlemeyi öncelemek gerekiyor. Unutmayalım ki, en büyük yolsuzluk 'vesayetin avdetidir'. 'Biz barış istiyoruz, meşru olmayan yapı içinde yokuz, devlet içinde devlet olmak gibi bir hedefimiz de yok…' diyenler bir dakika gecikmeden dillerini ve davranışlarını değiştirmelidirler. Türkiye'ye karşı açılmış savaşta, bilerek bilmeyerek, isteyerek istemeden düşmanın işine yarayacak dil ve davranış içinde olmak iç (kardeşler arası) barışın en büyük engelidir. Dün (Cumartesi günü) gazetelerde yer alan 'çok geniş sivil toplum dayanışması ve iktidar desteği' ümitlerimizi yeşertiyor. Bütün Türkiye'yi kaplayan bu 'el ele duruş'un dışında hiçbir 'kardeş' kalmamalıdır. Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Kaynak Yeni Şafak 12.01.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|