|
02-03-2014, 12:26 | #1 |
Cem Küçük - Darbe Girişimi Başarısız Olursa Başa Geleceklerden Kaçamazsın!
Cem Küçük
Darbe girişimi başarısız olursa başa geleceklerden kaçamazsın! 27 Mayıs darbesinin başarıya ulaşmadığını düşünen Albay Talat Aydemir, arkadaşlarıyla beraber yeni bir cunta hazırlığına başlar. Aydemir ve arkadaşları yeni bir ihtilal yapıp Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Başbakan İsmet İnönü'yü devirmenin hesaplarını yaparlar. 22 Şubat 1962'de Binbaşı Fethi Gürcan'ın gayretleriyle Cumhurbaşkanlığı Köşkü kuşatılır. O gece Gürsel, İnönü ve bazı bakanlar Çankaya'da ablukaya alınır. İnönü, Gürcan'a haber gönderir. Köşk'ten çıkmalarına müsaade edilip edilmeyeceğini sorar. Gürcan, 'İhtilal gerçekleşti, koruma altındasınız.' dese her şey Talat Aydemir ve arkadaşları başarıya ulaşacaktır. Gürcan, Aydemir'e, 'Ne yapalım?' diye sorar. Aydemir, 'Bırak gitsinler.' cevabını verir. Her şey bu tarihten itibaren devletin lehine döner. İsmet İnönü'nün Çankaya Köşkü'nden çıkarken Fethi Gürcan'a, 'Talat'a söyle, şimdi kaybetti.' dediği kulaktan kulağa yayılır. Eskiden darbeler tankla tüfekle yapılırdı. Zamanla darbeler de dönüşüme uğradı. Post modernden dost moderne yepyeni kavramlar hayatımıza girdi. Kelimeler bile anlamlarını kaybettiler. 17 ve 25 Aralık darbe girişimleri başarılı olsaydı muhtemelen şu anda başka şeyler konuşuyor olacaktık. Emniyet-yargı cuntası istediğini alamadı. Nisan ayından itibaren bakanları atayacaklarını düşünenler, anahtar teslim devleti ele geçireceklerinin hesabını yapan paralel yapı, şu anda hayal kırıklığına uğramış durumda. İmamlar toplantı üstüne toplantı yapıyorlar. Artık bu cunta için sonun başlangıcına gelmiş durumdayız. Emirlerindeki polis, yargı mensupları ya da kamuda çalışan üyelerine 'Sakin olun, yine gücü ele geçireceğiz.' telkinleri yapılıyor; ama iş işten geçti. Öte yandan 15 Şubat'ta yeni bir tezgâhın içinde olduklarını sosyal medyadaki sahte hesaplarla dile getiriyorlar. Artık bu saatten sonra bir şey elde edecekleri yok. Sadece akıllarınca korku yayıyorlar. Devletin elindeki enstrümanlar her zaman daha çoktur. Yakın zamanda başlayacak casusluk soruşturmasıyla bu illegal yapının bütün kirli işleri birer birer deşifre olacak. Başbakanlık Teftiş Kurulu (BTK) nihai raporunu Erdoğan'a sundu ve savcılığa iletti. Raporu inceleyen savcılar, casusluk üzerinde soruşturmalarını devam ettiriyorlar. Şubat 2012'de Başbakan Erdoğan'ın evinde ve dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in ofisinde dinleme cihazları bulunmuştu. Kalemden bile küçük cihazları devletin en tepesindeki isimlerin odalarına koyanlar uluslararası bazı istihbarat teşkilatlarıyla da bağlantı içindeler. Yani açıkça vatana ihanet suçu işliyorlar. Bu cihazları yerleştirenin ismi ve hangi abisinden emir aldığı bile belli. Bu cihazların ne kadar süreyle odalarda kaldığı TÜBİTAK'tan alınan raporla teyit edildi. Sadece elde edilen dinleme verilerinin nereye ya da kimlere aktarıldığı bilinmiyor. Savcılık yakın bir zamanda böceği koyduğu BTK'da yazılı olan kişinin ifadesini alacak. Sonra soruşturmanın genişleyip genişleyemeyeceği belli olacak. Şahsi fikrim genişleyeceği yönünde. 7 Şubat'ta Hakan Fidan'ı devirip polis içinden kendi adamını MİT'in başına getirmek isteyen cunta zaten dinlemenin baş faili durumunda. Bu cuntaya kimlerden talimat gittiği biliniyor. İhbar mektupları da bu bilgileri doğruluyor. Burada bir nokta daha var: MİT'in Türkmenlere yardım götüren tırlarını jandarmaya ihbar ederek durdurtanlar istihbaratın içindeki paralel yapının bir kliği. Bunlar elbette emniyet ve yargıdaki cuntayla beraber çalışıyorlar. Bu süreçleri yöneten de bazı imamlar. Medyadaki adamlarını da kullanan ve imal edilmiş haberler yaptıran cuntanın diğer bütün illegal işleri BTK raporunda var. Casusluk işini kotaranlarla 17 ve 25 Aralık darbesini örgütleyenler de aynı yapı. Hükümeti düşüreceklerinden çok emindiler ama yanıldılar. İşler istedikleri gibi gitmedi. Şimdi cunta faaliyetlerinin hesabı yargı önünde kendilerine sorulacak. Bir ülkede darbe girişiminde bulunup başaramadığınızda bunun sonuçlarının ne olacağı herkesin malûmu. Darbe başarılsaydı Humeyni gibi yurda dönmenin hesaplarını yapanlar herhalde hesaplarının tutmadığını görünce derin bir hayal kırıklığı yaşadılar. Ankara'da, Bursa'da kendilerine Beyaz Saray gibi devasa malikanelerden yaptıranlar Türkiye'ye nizam verip devleti idare edeceklerini sandılar. Onlara geçmiş olsun diyorum. Talat Aydemir ve Fethi Gürcan başaramadıkları darbenin bedelini ödediler. Aydemir, kıyamadığı İnönü tarafından tereddüt dahi edilmeden darağacına gönderildi. Aynı İnönü, Gürcan'a da acımadı. Başbakan Erdoğan, kendisini devirmek isteyen ve bir ucu uluslararası bir şebekeye dayanan paralel yapıya acımayacağını ilan etmişti. Şu anda bütün kontrol devletin elinde. Bu saatten sonra paralel yapının elindeki kasetler, şantaj dosyaları artık bir işe yaramayacaktır. 15 Şubat hayalleri ya da korkutma taktiklerinin etkisi olmayacaktır. Meşruiyet yaratma çabaları ya da AK Parti'yi kapatma hayalleri de boşa düştü. Kabak gibi ortadasınız. Tarih ders alınırsa tekerrür etmiyor. Alınmazsa neler olduğu mevcut. Hele hele darbe gibi bir girişim başarısız olunca başa gelen çekilir. Kaynak Yeni Şafak 02.02.2014
Konu Cihannur tarafından (02-04-2014 Saat 06:28 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|