|
03-17-2014, 15:55 | #1 |
Vedat Bilgin - Politikada Şiddet Arayışı
Vedat Bilgin
Politikada şiddet arayışı Gezi'de eylemler başladığından günümüze bazı çevrelerde politikada şiddet arayışlarının ön plâna çıktığı görülmektedir. Doğrudan doğruya şiddetin büyüsüne kapılan, sözde “şiddeti kınayarak” şiddet eylemcilerinin yol açacağı istikrarsızlıktan politik bir netice elde etmeyi ümit eden bu yaklaşım, aslında kendi içinde “politikayı imkânsızlaştıran” bir çelişkiyi barındırmaktadır. Demokratik siyaset, şiddetin her türlüsünü reddederek barış içinde sürdürülen bir mücadele biçimidir. Eğer meşru politik aktörler, partiler, siyasal görüşler ve siyasetçiler demokratik mücadeleden ümidini kesip anti demokratik unsurların yaratacağı “kaostan medet umacak” bir eğilime girerlerse, o zaman bu anlayıştaki siyasi hareketlerin bir meşruiyet kriziyle karşılaştığı söylenebilir. Güven duyulan lider Demokrasi, çoğulcu bir siyasal rejim olduğu kadar, çoğunluğun iktidar olduğu bir rejimdir. Bu çerçevede demokrasiyi, çoğulculuk içinde idarenin çoğunluğa dayandığı yönetim biçimi olarak da tanımlamak mümkündür. Bugün karşılaşılan sorun, tam da bu meseleyle ilgilidir. Halka giden programı-görüşleri-pratiği halk tarafından desteklenen bir siyasi hareketin çoğunluğu yanına alması, çoğulun içinde yer alan unsurların ise bu süreç içerisinde yalnızlaşması, yetersizleşmesi ve geleceğe dair “iktidar ümitlerini kaybetmiş” olmalarıdır. On yılı aşan bir süre iktidarda bulunan AK Parti hükümetinin, tabii olarak yaşayacağı bir iktidar yorgunluğuna rağmen hâlâ muhalefetin karşısında diri bir politik tavır sergilemesi, toplumla kurduğu bağları “sürekli yenileyebilmesine” bağlıdır. Bilhassa Başbakan Erdoğan'ın toplumla ilişkilerinde (karşı ittifakın krizi yaratma çabalarına rağmen) bütün sorunları aşarak “güven duyulan” bir lider olarak algılanması, Max Weber'in “karizmatik liderlik” tanımıyla açıklanabilir. Karizmanın oluşması, elbette ki toplumla kurduğu bağlarla ilişkili olduğu kadar, liderin karşılaştığı sorunlara verdiği cevaplarla, bu cevapların toplumda yankı bulmasıyla da ilgilidir. Karizmatik liderin diğer bir özelliği ise “politik meydan okuma” tavrına sahip olmasıdır. Yani sorunlara cevap verip, çözüm üretmekle yetinmeyip, yeni politik gündem yaratacak meydan okumalarla yeni siyasi gündem belirleme ve hedefler yaratmak. Çözüm siyasette Bugün Burak Can ve Berkin'in ölümleri üzerinden ortaya çıkarılmak istenen sokaktaki şiddet havası ne üzüntü vericidir ki Türkiye'nin medyasındaki adları, unvanları olan birtakım yazar-çizer yorumcunun beklentilerini, marjinal unsurların arzularıyla aynı noktada buluşturmuş görünmektedir. Medyada kalabalıklara gösterilen tutku, şiddet çağrısı içeren sloganlara gösterilen paralel tavır, bütünüyle demokrasi korkusunun dışa vurumu gibidir. "Yüz binler toplandı" manşetini atan gazeteler, milyonlarca oy alan, her gittiği şehirde milyonları toplayan iktidar partisine karşı garip bir destek ve ittifak arayışı peşindedirler. Muhalefetin siyaset yoluyla değişim yaratma, siyaset üretme yetersizliği ve çaresizliğinin sonucu, bazı çevrelerde ancak sokaktan gelecek istikrarsızlığa ve olaylara ümit bağlanmasına yol açmıştır. Bugün Türkiye, çıkarılmak istenen bütün krizleri, sokağa yöneltilen şiddet çağrılarını, yeni bir anlayışla aşmak durumundadır. Bu anlayışın “tek kaynağı millet iradesidir” ve 30 Mart seçimleri bu bakımdan yeni bir başlangıç olacaktır. Kaynak Akşam 16.03.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|