|
05-22-2014, 20:29 | #1 |
İbrahim Karagül - Kahramanlar Çağı
İbrahim Karagül
Kahramanlar çağı... Buhran dönemleri kahramanlar üretir. Tarihsel dönüşümlerin yaşandığı dönemlerde liderler yetişir, kadrolar oluşur. Bazen mütevazı kadrolar ülkelerin tarihinde destansı ya da acıklı roller üslenir. Dünya tarihinin seyri ülkelerin tarihinde dramatik dönüşümlere yol açar. Küresel statüko dediğimiz güç dengesindeki her değişiklik özellikle küçük ve orta ölçekli ülkelerde derin çatışmalara yol açabildiği gibi bazı uluslara da tarih yapıcı güç ve fırsatlar sunar. Biraz tarih okuduğumuzda, ülkelerin, milletlerin kaderinin aslında zamanında pek de önemsenmeyen, hafife alınan kararlarla nasıl da değiştiğini görürüz. Bu yüzden, günübirlik gibi görünen eğilimleri hiçbir zaman yabana atmamak, hafife almamak gerekir. Türkiye'nin bugünlerinin yarının tarihçileri tarafından nasıl yazılacağını öngörebilen kaç kişi vardır? Yeni Türkiye eğiliminin, coşkusunun nasıl bir seyir izleyeceğini, on yıl sonra, otuz ya da elli yıl sonra nasıl bir ülke olacağını kestirebilenler ancak bugünü okuyanlar, algılayabilenler ve bir gelecek senaryosu olanlar olacaktır. Bunları düşünürken aklıma Anadolu'nun son bin yıllık tarihi gelir. Üç büyük şok dalgası gelir. Haçlı Savaşları, Moğol istilası ve Birinci Dünya Savaşı gibi coğrafyayı paramparça eden, şehirleri harabeye çeviren, millet olma umudunu yok eden, derin bir bitkinliği bu topraklara taşıyan büyük felaketler gelir. Ardından her büyük felaketten, yıkımdan ve derin karamsarlıktan sonra yeni bir yükselişin, aydınlanmanın, toparlanmanın ve çevresine ışık saçmanın heyecanı gelir. Bizim coğrafyada bu hep böyle olmuştur. Son şok dalgası yaşandığında, sadece Anadolu'nun değil, Pasifik'e kadar uzanan orta kuşağın tamamının savruluşuna tanık olduk. Bu savruluştan sonra, küresel statükonun da sarsılmasıyla tarihin o aydınlanma, yükselme döneminin yeni bir aşamasının başladığına inanırım hep. Son yirmi yıl, küresel konjonktürün bu ülkeye zorlaya zorlaya harekete geçirmesinin, yeni bir yükselişe zorlamasının tarihidir. Yarınki kuşaklar, bizim yaşadığımız yılları büyük ihtimalle bu şekilde anacaklardır. Küçük gruplar, yapılar ülkelerin tarihini değiştirir, demiştim. İttihat ve Terakki, Askerî Tıbbiye'nin bahçesinde toplanan dört kafadar tarafından kuruldu. Şartlar bu küçük oluşuma büyük fırsatlar sundu. Ama acı bir kaderin tarihini yazdılar. Bir imparatorluğu kurtarmak isterken o imparatorluğu tarihe gömdüler. Ancak aynı kadrolar Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Bir tarih bitti, yeni bir tarih başladı. 20. Yüzyıl Türkiye'si bu kadroların eseridir. Çöken imparatorluktan sonra varolanı koruma, kurtarma telaşıydı bu. Cumhuriyet rejiminin kimliği bu dönemin eseridir. Türkiye'deki rejimin kimliği ile Ortadoğu'daki Baas kimliği, Endonezya'daki Pançasila kimliği arasındaki müthiş benzerlik bu yüzdendir. Bütün bunlar 20. Yüzyıl'da bizim bölgeye özgü ideolojilerdir. Ama artık tarih yeni bir dönüşüm evresine girdi. Yeni bir kırılma, yeni bir anlayış, yeni bir uyanış dönemi başladı. Bu, 20. Yüzyıl'ın sona erdiğinin göstergesidir. 20. Yüzyıl anlayışının, kurumlarının dönüşeceğinin ilanıdır. Yeni bir başlangıç, yeni bir yükseliş döneminin başlangıcıdır. Tarih, Türkiye'nin önüne işte bu yeni başlangıcın fırsatlarını sunmuştur. Bizim için, bu ülkede yaşayanlar için, hatta yakın coğrafyamızdaki milletler için son büyük şok dalgasından arınma vaktidir. Hayatta olanlar on yıl sonra, otuz ya da elli yıl sonra bu kaderin nasıl değiştiğini, Türkiye'nin nasıl güçlendiğini, etrafını nasıl coşturduğunu görecek. İşte bu yüzden, bugünün Türkiye'sinde böyle bir geleceğinde emeği olanlar kahramanlar listesine eklenecek. Bu büyük yürüyüşe öncülük edenler, cesur adımlar atanlar, süreci tersine çevirmeye direnenler tarih kitaplarında yerini alacaktır. Siyasi önderler, entelektüeller, kanaat önderleri, kitleleri peşinden koşturanlar yüz yıl önceki kötü talihi tersine çevirenler olarak anılacak. Bu yüzden, bugünler o büyük değişimlerin tarihidir. Dolayısıyla, iyi yönde olsa da bir buhran tarihidir. Bu dönem bir kahramanlar çağı, kahramanlar zamanıdır. Bu ülkenin büyük yürüyüşüne öncülük edenleri, onlarla birlikte yürüyen kadroları, onlara destek veren vatanseverleri hain ilan edenler, yok etmek isteyenler değil, onlara direnenler tarihe geçecektir. Biz şimdiden o kahramanları not ettik. Tarih de edecektir. Kaynak Yeni Şafak 14.05.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|