![]() |
#1 |
![]() Hizmet Hareketi karmaşası
Kısa ve net yazıyorum. Ordu, Emniyet, MİT, vesaire gibi kurumlardaki Hizmet Hareketi sızmalarının daha yeni farkındaymış gibi şaşıran ya da farkında olan ama bu kadar devletteki derin yani geniş ve güçlü sızmaları tahmin etmeyen hükumet eleştirilirken "Cemaati devlete yerleştiren zaten hükumettir" gibi yanlış bir zanda bulunuluyor. Hayır. Cemaat AK Parti dönemi öncesinde de devletin içine sızmış bir halde vardı, şimdi de var. Ama fark şu: taraflar cuntacıları bertaraf edene kadar ittifak yaptı. Cuntacılar bertaraf oldu, ittifak bozuldu. Bu kadar. Şahsen ben hükumetin hiçbir şeyden haberi olmadığına inanmıyorum. Ayrıca herkes için sonradan lazım olur diye hazırlanan şantaj malzemelerinin de bazı şeyleri değiştirmeyeceğini düşünüyorum çünkü rüşvet, yolsuzluk, şantaj, vesaire gibi uygulamalar Türkiye'nin her kurumunun paçalarından akmakta ve herkesin de birbirinden haberi var. Açığa çıkanlar elbette yakalanmalı ve cezasını çekmelidir fakat bu gibi şeyler istismar edilip de hükumetin başarılı politikalarını ve hükumetçe kullanılan Hizmet Hareketinin artık yok edilmesi gerektiğinin önemini yok saymamalıdır. Nitekim milletin sandık tercihleri de yok sayılamadığını göstermektedir. Üniversite, hava-limanı, köprü, hastane, yol, hızlı tren, Marmaray, vesaire gibi daha sayamadığım pek çok projeyi hayata geçiren ve ayrıca Güneydoğu sorununu çözmek için Cumhuriyet tarihinde kimsenin cesaret edemediği adımları atan bir iktidar karşısında hiçbir projesi olmayan muhalefet millet tarafından göz ucuyla bile bakılmaya bile değer görülmüyor... Şimdi bu projesiz muhalefet Hizmet Hareketi ile el ele. Baykal'ı şantaj ile deviren Hizmet şimdi de Cumhuriyet Gazetesi'ne yazarlarını dolduruyor... Bozulan ittifaka gelirsek. İttifak cuntacılara muhalefet ile ayakta duruyordu. Cuntacılar bittiğine göre ittifaka da gerek kalmadı. Şimdi, sorulan soru şu: Erdoğan neyine güveniyor? 10 sene öncesine gidersek: Amerika, Cemaat ve millet, vesaire. Şimdi ise geriye sadece millet kaldı çünkü yeri milletin güvencesi ile sağlamlaştı. Ayrıca orduya güvenip darbe yiyen Menderes döneminden farklı olarak rejim de "belki" sağlamlaştı. "Belki"? 5 + 5 olmak üzere 2024'e kadar muhtemelen cumhurbaşkanı ya da başkan olacak Erdoğan Hizmet Hareketini tamamen devletin içinden temizlerken ve ordu, emniyet, vs. gibi kurumları modernleştirerek illegal yapılanmalardan artık emin olurken bir tehlike ile karşılaşabilir. Aslında devlet bir tehlike ile karşılaşabilir çünkü artık bir nevi Devlet = Erdoğan. "Belki" dedik, "tehlike" dedik!?! Açıklayalım. Arınma sürecinde Hizmet Hareketi gibi ordu, emniyet, vs. içindeki illegal yapılanma temizlenecek. Bu devlet için faydalı çünkü devlet içinde devlet olmaz. Bir kurumda 100 kişi var ise ve 20'si Hizmet Hareketinden ise, o 20 kişi üst amirlerini değil, gizli hiyerarşilerindeki abilerini ve imamlarını dinliyor. Haftalık toplantılar yaparak edindikleri bilgileri topluyor ve abilerine, imamlarına aktarıyorlar. Onlar da bizzat Amerika'daki Fethullah Gülen'i arayarak bilgilendiriyor ve Fethullah'tan gerekli talimatları, emirleri alıyorlar. Yavaş yavaş da devleti ele geçiriyorlar. 2000'ler değil, 1990'larda da vardı bu yapılanma ve bu yapılanma tek bir kurum bitirebilirdi o da devlet. İşte devlet ile zıtlaşmaları kendilerini bitirme noktasına ve devletin de temizlenme noktasına getirdi. İşte bu kurumlara sızan elemanlar orduda darbe planları yapanların toplantılarına bile giriyor ve her şeyden haberdar oluyorlardı. Ve haliyle Fethullah da haberdar oluyordu. 2007'lerde Erdoğan Fethullah tarafından uyarılmasaydı Erdoğan'ın darbe planlarından haberi bile olmayacaktı. Cuntacı paşaları tutuklayanlar da bu işleri yürüten Hizmet Hareketi emniyet mensupları idiler. Bunun faydası şu oldu suçlular, vatan hainleri yakalandı, zararı ise şu oldu ki birçok masum asker maalesef suçsuz yere tutuklandı. Darbe toplantıları dosyalarının arasına Savaş Oyunları toplantıları da eklendi. Şimdi Cemaat'ten arınmış bir şekilde devlet tekrar cuntacıları yargılayacaklar. Artık Hizmet Hareketi bozulan ittifak sonucunda muhalefetin saflarına geçmiştir. Ortada gözüken kirli bir ittifaktır. ABD'nin CIA'i ve İsrail'in MOSSAD'ı ile anlaşmalı olan F. Gülen ve hareketi ve kirli cumhuriyet tarihiyle yüzleşememiş cuntacıların siyasi uzantıları... Yani sonuç itibariyle devleti ele geçirmek için devlete her koldan sızmış olan Hizmet Hareketi haberdar olduğu cuntacı planları değil ifşa etmek belki destek bile olabilir. Kendisi bir teşebbüste bulundu, olmadı. Ama şimdi gece gündüz küfür ettikleri Atatürk'ün ihtilalci askerlerine kapıları açabilirler. İşte tehlike bu. 30.07.2014
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() 28 Şubat döneminde yine benzer ifadeler vardı. Cemaat devleti ele geçirdi
Cemaat şeriat devleti kuracak Cemaat devlete sızdı falan filan Sızma dediğiniz şey dışarıdan olur Bu memleketin evladı Anadolunun neresinde yetişirse yetişsin her vatandaşın sahip olduğu hakka sahiptir Devlet memurluğunda memur olacak kişinin siyasi fikrine mezhebine felsefi görüşüne bakacaksak bu tür yönetim ve rejimler ırkçı faşizan rejimlerdir. Modern devlet liyakati esas alır herkesi kanun hukuk ve vatandaşlık hakkı olarak EŞİT görür Gülen cemaati on yıllardır talebe yetiştiriyor, bunlar içinde polis hakim savcı düz memur bürokrat teknokrat her şey olabilir. BİR KİMSE BİR CEMAATE MENSUP DİYEREK DEVLET MEMURLUĞUNDAN ATILACAK veya MEMURLUĞU ENGELLENECEK ise bunu tersi uygulamalara da hazır olmak gerek. Bu rejimler dikta ve tek adam rejimleridir. İktidar partisi 2002 de yola çıkarken "kavgalardan bıktık" uzlaşı istiyoruz diyerek yola çıktı. Refah partisi MİLLİ GÖRÜŞ geleneğinin asker ve rejim ile olan kavgası milleti bezdirmişti. Erdoğan yola çıkarken alevi- solcu- liberal- muhafazakar herkese kucak açtı herkesi kadrosuna dahil etti. Ancak devlet içinde kendini güçlü hissetmeye başladığı andan itibaren önce alevilerden kurtuldu Alevi vekil REHA ÇAMUROĞLU buna misaldir. Sonra Liberaller ile yolunu ayırdı. Avrupa Birliği çağdaş medeniyetler seviyesi Batı standartlarında demokrasi ve özgürlükler bütün bunlar terk edildi. Yerine ORTADOĞU bataklığında kendisini bir şey zanneden kadrolar ile çamurun içine batırıldık. Erdoğan meşhur tabir ile USTALIK döneminde kendisine devlet içinde yeni müttefikler buldu. Ergenekoncular Pkk'lılar KCK'lılar derin devletin eski yeni kadrolarını çıkar merkesli ittifaka davet etti. Dün Darbecilere karşı zoraki ittifak yaptığı cemaati işi bitince ortadan kaldırmak için harekete geçti. Zannediyorlar ki devlet içinde ki cemaati bitirmeye çalışıyor Devlet içinde ki Paralel yapı ile mücadele ediliyor. Devleti arındırmak esas alınsaydı taa FAS'da açılan TÜRK okulunu kapatmak için BAKÜ'de ki Türk okulunu kapatmak için ülke içinde ki okul dershane yurtları kapatmak için çalışma yapılmazdı. MİT zaten Erdoğan'ın kapı köpeği. Hangi memur cemaatten zaten fişlemişlerdi onları pasif görevlere çeker veya memuriyetten atar devleti paralelden arındırmış olurdu. Ancak amaç bu değil amaç camiayı tamamen ortadan kaldırarak kendisi gibi düşünen kendisi gibi inanan cemaat ve tarikatler ile İslamı radikalize etmek ve siyasal islam ile kendi yolsuzluk ve rüşvet iddialarını gölgelemek. Bu süre zarfından KADİR MISIROĞLU ,, Ahmet Akgündüz gibi isimleri de bolca kullandı. Öyle ki KADİR MISIROĞLU "Erdoğan'a oy vermeyen kafirdir" diyecek kadar imanı ek****** diyecek kadar meseleyi ileri götürdü. Bu uzun bir süreç 2018 yılına kadar uzanacak bir süreç ama sürecin sonunda nelerle karşılaşacağız hep beraber göreceğiz? |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Cemaatle ilgili konuda merhum Erbakan hoca Tayyip'i uyarmış ama,Tayyip ise onu kaalaya almamış.. Mesele korkunç bir hal alınca "cemaat bizi arkadan vurdu,meğer biz ne kadar safmışız!" diye serzenişte bulunmuştu.Dikkat edin, Erbakan hoca onu taa 2004'te uyarmış. Erbakan yine haklı çıktı..
http://www.youtube.com/watch?v=3k-clPEHoYs |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|