AK Gençliğin Buluşma Noktası
Osmanlı Tarihi (AK Parti) Osmanlı Devleti ve Osmanlı kültürü.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-29-2017, 10:21   #1
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart Fetihler ve fatihler
II. SELîM -TUNUSUN FETHİ
enfal.de.com dan alıntıdır

İkinci Selim Han zamanında İspanya’nın Tunus’tan elini çekmemesi yıllarca süren harplere sebep oluyordu. Cezâyir beylerbeyi Kılıç Ali Paşa Tunusa* yürümüş ve 30.000 kişilik kuvvetle Hafsî Sultânı Mevlây Hamîd’i yenip, tunusu ikinci defâ fethetmişti. Kıbrıs Seferine katılma emri* aldığından, Tunus’a Ramazan Beyi bırakarak donanmasıyla Kıbrıs Seferine katılmıştı.

İspanya Kralı Don Juan büyük bir donanmayla Tunusa* yürüdü. İspanyolların sivil* katliâma girişeceklerini anlayan Ramazan Bey, Kayrevân’a çekildi Tunus İspanyolların eline geçti (Ekim 1573). Don Juan, Tunus hükümdârlığını Mevlây Muhammed’e verip* İspanya’ya döndü.

stratejik ehemmiyeti büyük olan Tunus’un, İspanyol hâkimiyetinde zulümkâr bir hükûmette* olması, Akdeniz hâkimi Türkler için tehlikeydi. Bu sebeple 2. Selim Han, Tunus işinin hâlledilmesi için Kapdân-ı deryâ Kılıç Ali Paşa, ve kara* serdârı Koca Sinan Paşayı Tunus’a gönderdi (15 Mayıs 1574). İki yüz ellinin üzerinde harp gemisi ve kırk-elli bin civârında askerden meydana gelen muhteşem Osmanlı donanması, Tunus önlerinde Halk-ul-Vâd Kalesine* çıkarma yaptı.*

İspanyolların zaptedilemez diye öğündükleri tunusun Halk-ul-Vad, kalesi fethedilip Mevlây Muhammed’le kale komutanı Don Pietro esir edilerek İstanbul’a gönderildi.Bastion Kalesinin fethiyle Tunus fethedildi Tunus, Cezâyir ve Trablusgarb gibi eyâlet hâline getirildi ve beylerbeyliğine Ramazan Paşa tâyin edildi. Ve Tunus’ta üç asırdan fazla sürecek olan Osmanlı idâresi başladı.

 

murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 11-29-2017, 10:21   #2
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
IV. MURÂD HAN enfal.de.com dan alıntıdır
REVAN SEFERİ

Murâd Han, Safevî saldırılarına karşılık ordunun başında* 18 Mart 1635’te Revan Seferine çıktı* zorbaları cezâlandırarak 27 Temmuz 1635’te Revana ulaştı. kuvvet, heybet ve dehşetinden ürkülen Sultan Murâd Hana ordu içinde büyük bir hürmet hissi uyandı. 28 Temmuz 1635 Revan kuşatmasında bütün muhârebe plânları tatbik edildi. Sultan Murâd Han* ilk gece yaralanan askerleri ateş hattından geriye çektirerek hastahâne çadırlarında, tedâvi ettirdi top atışları askerleri coşturdu. Revanda Safevîler teslim olmak istediler.

8 Ağustos 1635’te Revan kalesi teslim alındı tâmir edilip, içine on iki bin asker ve cephâne konularak muhâfızlığına Vezir Murtaza Paşa bırakıldı. 11 Eylül 1635’te Tebriz zaptedildi. Safevî ordusu, Osmanlılarla muhârebeye cesâret edemedi Aras Nehri taraflarındaki Zeynelli aşîreti Pasin-Erzurum, Tercan-Erzincan* arâzilerine iskân edildi* Sultan Murâd Han, Revan Seferine çıkışından on ay sonra 27 Aralık 1635’te İstanbul’a döndü. Osmanlı ordusunun ayrılmasıyla; Safevîler, 1 Nisan 1636’da Revan’ı işgâl etti
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-29-2017, 10:23   #3
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
IV. MURÂD HAN enfal.de.com dan alıntıdır
Bağdat seferi

Revan kalesinin fethinden sonra Murâd Hanın Revandan ayrılmasıyla; Safevîler, 1 Nisan 1636’da Revan’ı işgâl etti Murâd Han sefer* hazırlıklarına başladı 8 Mayıs 1637’de Bağdat Seferine çıktı. kuşatmanın başladığı sırada Pâdişâhtan, İmâm-ı A’zam türbesini ziyâreti istendi. Sultan; "Bağdat, sapıkların pis ayaklarıyla kirlenirken, gidip o yüce İmâmı ziyâretten hayâ ederim." cevâbını verdi. muhâsaraya başladı. Şehirde Bektaş Han Türkmen’in kumandasında 40.000 kişilik Safevî garnizonu bulunuyordu. Şâh Sâfî Osmanlı muhâsarasına* müdâhaleye cesâret edemiyordu. Murâd Han, 12.000 sipâhiyi İran içlerine soktuğu* hâlde, Şâh savaş meydanına çıkamadı. Şâh, Bağdat’taki kuvvetine güveniyor, Pâdişâhın muhâsaradan çekilip gideceğini zannediyordu.

Pâdişâhın ve seksen altı yaşındaki şeyhülislâmın ön safta olduğu kuşatmada dehşetli vuruşmalar oldu. Muhâsaranın otuz yedinci gününde ön safda kahramanca çarpışarak askeri coşturan Sadrâzam Tayyar Mehmed Paşa, birkaç kuleyi ele geçirerek şehit oldu. Kemankeş Mustafa Paşa, birkaç kuleyi ele geçirdi. muhâsaranın otuz dokuzuncu günü taarruza karar verildi. şiddetli hücum karşısında kale teslim oldu.Böylece on dört sene önce ihânetlen Safevîlerin eline düşen Bağdat artık kesin olarak Osmanlı idâresine geçti.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-29-2017, 10:23   #4
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
III. SELİM ve dönemi akka kuşatması
enfal.de.com dan alıntıdır

Bonapart ve ordusu Osmanlı ülkesinde mahsur kaldı .Selim Han, Sayda Vâlisi Cezzâr Ahmed Paşayı Mısır Seraskerliğine tâyin etti Tırhala Mutasarrıfı Köse Mustafa Paşa deniz yoluyla Mısır’a gönderildi. Bonapart, Mısır’dan çıkmak için, Akka’yı kuşattı. Akka Kalesi,Mısır Seraskeri Cezzar Ahmed Paşa nın Nizâm-ı Cedid askerince, kahramanca müdâfaa edildi. Bonapart’ın taarruzu, Fransızların hîleleri Akka’da neticesiz kaldı. Cezzar Paşa ve Nizam-ı Cedidin karşısında Bonapart; "Akka olmasaydı, Doğu İmparatoru olurdum." kendisine bağlanan Fransız ordusunu vebâ salgını, sefâlet ve mağlubiyetle Kahireye çekip, yüzüstü bırakarak, 1799 da Fransa’ya kaçtı.*

Mısır’da kalan Fransızlar, Osmanlılara karşı yenildiler 27 Haziran 1801 de Fransızlar Mısır’ı boşalttı. 25 Haziran 1802 de Osmanlı-Fransız anlaşması, Fransız harbine son verdi. Mısır Vâliliğine, 1805’te Kavalalı Paşa tâyin edildi. Bonapart’ın Çanakkale ve Boğazları almak istemesiyle 24 Eylül 1805’te Osmanlı-Rus ittifâkı yenilendi.Bonapart tehlikesine karşı İngiltere ve Avrupa devletleri Osmanlılara yardım talebinde bulundular. Fakat,ittifak uzun sürmedi.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-29-2017, 10:23   #5
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
III. SELİM ve dönemi*
enfal.de.com dan alıntıdır

Arabistan Yarımadasındaki Vehhâbiler, Avrupanın yardımlarıyla, 18 Şubat 1803’te Tâif’i kuşattı Mısır Vâlisi Kavalalı Paşa, Vehhâbi isyanını bastırıp, Arabistan ve Mısır’da huzuru sağladı
Selim Han zamânında İngiltere Ortadoğu’da; Rusya ve Avusturya Balkanlarda Osmanlı Devletinin iç işlerine karışıp, müdâhale etmeleri, osmanlıyı Fransa’ya yakınlaştırdı sebep oldu. Eflâk Beyi Konstantin İpsilanti ile Boğdan beyi Aleksandr Moruzzi, Rus yanlısı olduklarından azledilince, Rusya, General Michelson komutasındaki Rus Ordusuyla, Eflâk veBoğdan’ı işgâle başladı. Vezir-i âzam İbrâhim Hilmi Paşa, sefere Serdar-ı ekrem tâyin edildi.

Rusya’nın Balkanlara girmesiyle, İngiltere on altı gemilik filosunu İstanbula gönderdi. İngiliz donanması, Fransa ile münâsebetlerin kesilmesini, Osmanlı-İngiliz ittifakının yenilenmesini teklif ettiler. teklifi ağırlaştırarak Eflâk ve Boğdan’ın Rusya’ya, Çanakkale Boğazının İngiltere’ye teslimini teklif ettiler. İngiltere’nin teklifleri akıl ve hayâle sığmayacak bir masal olduğundan, İngilizler oyalanılarak, boğazlar tahkim edildi. Boğazlara 1200 den fazla top yerleştirildi. İngiliz kuvveti geri çekildi.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-29-2017, 10:24   #6
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
BESLAN BASKINI*
vadetamam.com dan alıntıdır

Meşhur Beslan Baskını…Tüm dünyada Çeçen Mücahid Lider Şamil Basayeve, “terörist” damgasının vurulmasına sebeb olan olay…
ne olmuştu Beslan’da?..

Takvim yaprakları 21 Haziran 2004’ü gösteriyordu.Şamil Basayev ve 80 Çeçen mücahid kamyonlarla İnguşetya’nın Başkenti Nazran’a ilerliyordu.ilk silah sesleri duyuldu üç gün süren Nazran Şehir Operasyonları başladı
Basayev’in bizzat katıldığı saldırılarda Nazran*
Polis ,Güvenlik ve İstihbarat binaları imha edildi 180’den fazla Rus askeri öldürüldü araçlar hurdaya döndü Basayev Nazran’daki FSB üssünü ve İnguş ordusunun cephanelerini ele geçirdi yaptığı konuşma Rusya Devleti tarafından internetten kaldırıldı.Şamil Basayev konuşmasında; ‘Putine silahları bizim için özenle koruduklarından dolayı teşekkür ediyor borcumuzu Çeçenistan’da fazlasıyla ödeyeceğiz Ya zafer ya ölüm Allahu Akbar! Demişti
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-02-2018, 09:02   #7
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak türk tarihim.com

Bursa'nın Fethi

*Bursa'nın fethi 1326 yılında Orhan Gazi marifetiyle gerçekleşmiş, fetihten sonra Bursa bey sancağı ve başkent olmuştur Osmanlı beyliği ilk zamanlarda komşuları ile iyi ilişkiler gütmüş, Bizans ile barış ve menfaat ilişkilerinde sulh geliştirmiştir. Osmanlı beyliğinin devletleşmesi ve güçlenmesi ile gaza ve fütuhat düşüncesi Tekfurlar ile Osmanlı Devletini karşı karşıya getirdi.*Osman Gazi Bizans’ın en kuvvetli tekfuru İznik’e taarruz etti şehri onlarca yıl kuşatma altına aldı. İznik’i kuşatmadan kurtarmak isteyen Bizans, Bursa tekfurlarıyla Osman Gazi’ye karşı koymaya çalıştı tarihe Koyunhisar Muharebesi olarak geçen mücadele ile bölgedeki Bizans tekfurları büyük bir mağlubiyete uğratıldı devletin sınırları İznik ve Bursa Ulubat hattına kadar genişledi*İznik kuşatma altına alındı hem de Bursa tekfurluğunun Bizans bağlantısı kesildi ikmal ve yardım imkânları ortadan kaldırıldı. hem İznik hem Bursa hisarları aşılması güç bir engeldi hisarın çevresi kuşatılarak dışarıdan yardım engellendi tekfur ve teslim olmaya zorlandı Bursa’nın kuşatılması Dimbos savaşından sonradır (1303). Bursa’yı fethetmek isteyen Osman Gazi, hisarın giriş kapısına hisar yaparak kalenin ana kapısından giriş çıkışları engellemiş, hisarın dağ sırtlarına da ayrı bir hisar yaparak dışarıdan gelecek taarruza karşı önlem almıştı.kuşatma yalnızca hisarlarla değil tebaanın hisar çevresine yerleştirilmesiyle de devam ettirildi.*

*Bursa kuşatması 23 yıl sürdü. Bursa Tekfuru zaruret içerisine girdi. Tebaa yarı aç yarı toktu Osmanlı, kendi rızasıyla hisarın dışına kaçan gayrimüslimleri teslim oldukları için ödüllendirerek hisarın dışında müreffeh bir yaşam sunuyor, hisarın dışındaki Bizanslılar bağırarak onları teslime çağırıyorlardı.*Kuşatma amacına ulaşmış, Bursa Tekfuru dayanamayarak Bursa’yı teslime razı olmuştu. Orhan Gazi, tekfurun teslimini istedi. Tekfur, kendisi ve ailesinin canının bağışlanması, servetine el konulmaması, şehrin yağmalanmaması ve isteyenlerin hisardan çıkmasına şartlarıyla hisarı teslim etti. Orhan Gazi’ye 30 Bin altınla Osmanlı kuvvetlerinin nezaretinde hisardan ayrılarak Gemlikden gemiyle İstanbula gitti.**Bursa ahalisinin bir kısmı hisardan ayrıldı önemli bir kısmı Osmanlı himayesini seçti ve Müslümanlığı kabul ederek Osmanlı tebaası haline geldi. Hisarın teslimiyle şehir Orhan Gazi tekfurluğun hazinesini gazilere bağışladı. ganimet her bir gaziyi zengin etti Tekfurun teslimi için arabuluculuk yapan tekfurun veziri Saroz, Osmanlı himayesini tercih etti. hazinesini de Orhan Gazi’ye sundu. Orhan Gazi ganimeti Gazilerine bağışladı.*
Orhan Gazi, Saroz’a hisarı niçin teslim ettin diye sorduğunda Saroz; “ pek çok sebep var. Birincisi sizin devletiniz büyüdü ve güçlendi bizim uğursuz devletimiz bahtsızlaştı., Baban köylerimizi zaptettiğinde köylülerimiz size itaat ettiler ve bizden yüz çevirdiler, bizi anmadılar. Niçin ansınlar, sayenizde rahata kavuştular. Onları görüp rahatlığa heves ettik.

*tekfurumuzun çok malı vardı alacak bir şey yoktu. Altınlarımız fayda etmiyordu. imparatorumuz düşkün ve acizdi. kötüye uyduk, Kite tekfuruna uyduğumuz için düştük. dünya hep değişir. Şimdi bizimde değişmemiz gerekiyor” demiştir.*Orhan Gazi, hisarı sulh yoluyla aldı saraya gelirken ölmüş Bizans askerleriyle karşılaşmıştı. Onlar açlıktan ölmüşdü Bizans’ın surları aşılınca surlara sancağı diken Ulubatlı Hasan İstanbul’un fethinin sembolü olmuştur. Bursa’nın fethinde de hisarın fethedildiğini ilan etmek gayesiyle Osmanlı sancağını diken kişinin adı Ahi Hasan’dır. İlginç bir tevafuktur ki; Osmanlı’nın iki değerli başkentinin fetih sancakları “Hasan” isimli sancaktarlar tarafından çekilmiştir.**Orhan Gazi, Bursa’ya büyük önem vermiş, bölgeyi Türkleştirerek Osmanlı tebaası olmak isteyen Müslüman kitleleri Bursa’da ikame ettirmiştir. Bursa tekfurluğunun gayrimüslim köylüleri İslam’ı kabul ederek bölgenin yerli halkına girmiş, kalabalık bir yerleşim yeri haline gelmiş fethinden 9 yıl sonra Osmanlı Devletinin başkenti olmuştur (1335).*
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-02-2018, 09:02   #8
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ensonhaber.com

Ulubatlı Hasan

İstanbul fethedilirken surlara ilk önce çıkan ve Türk bayrağını surların üzerine ilk diken askerdir.
Bizans anlatımına göre, Türkler 29 Mayıs Salı sabaha karşı Edirnekapı ile Topkapı arasında hücüm başlattılar savunmanın temel direği Venedikli General Giustiniani'nin yaralanıp cepheyi terketti Türk askerlerin heyecana gelip Fâtih handan Topkapı Surlarına tırmanılması emriyle Uluabatlı Hasan isimli küçük rütbeli ve genç asker 30 askeriyle Osmanlı bayrağını surlara dikmişdir.
Türk kaynaklarındaki yorum şöyledir: Uluabatlı Hasan, İstanbul fethedilirken surlara ilk çıkan ve Türk bayrağını sura ilk diken askerdir. Otuz arkadaşıyla beraber Topkapı surlarına tırmanmış. On sekiz arkadaşı çıkmaya çalışırken öldürülmüş, en yüksek yere çıktığı zaman takımında yalnız o kalmıştır.

Bayrağı dikmeyi başarmış ancak ilk önce bacağının dizden aşağısını vücudundan ayıran kılıç darbeleri, Bizans askerlerinin taş ve ok yağmuru onu şehit etmiştir.Fetihten 2 gece önce, Otağ-ı Hümayün da padişah çok güzel bir dua etmiştir. Dışarıdan Amin"*sesi gelmiştir. II. Mehmed* "Amin"*diyen kişinin bulunmasını istemiştir. Bulunan kişi Uluabatlı Hasan'dır. Neden Otağ-ı Hümayün'e yakın olduğu sorulunca istanbula, ilk saldıranlardan olmak istediğini ama kumandanının izin vermediğini söylemiş. Padişahın izni ile en ön safa geçmiş ve en ön safda yer alıp kahramanca savaşmıştır.

Kaynak vikipedi

Ulubatlı Hasan*(Ulubat,*Karacabey,*Bursa; d. 1428 - ö.*29 Mayıs*1453;*İstanbul),*İstanbul'un fethinde*Doğu Roma surlarına ilk sancağı diktiği iddia edilen*Osmanlı*askeridir Sipahi*veya* Yeniçeri*şeklinde kurgulanmıştır. dönemin kaynaklarında ve Bizans tarihinde ismi geçmiyorken sonraki tarih kitaplarında yer almaktadır.*İstanbul surlarına ilk Türk bayrağını diken Ulubatlı Hasan'dır. tarihçiler Ulubatlı Hasan'ın aslında hayali olduğu kanaatindedir. şehrin fethedilişinde o kargaşada surlara bayrağı ilk diken kişinin isminin sağlıklı bir şekilde zikredilmesinin mümkün olmayacağıdır. Osmanlı kaynaklarında, ve İstanbul'un fethini anlatan yabancı tarihçiler Ulubatlı Hasan'dan bahsedmemektedir. Ulubatlı Hasan, İstanbul'un Türkler tarafından fethedilişinin simgesi ve Türk mitolojisinin parçasıdır pek çok roman çizgi film dergi ve sinemada yer almıştır.*Fetih 1453'te Ulubatlı Hasan'ı*İbrahim Çelikkol*canlandırmıştır.

Kaynak a haber.com

Ulubatlı Hasan'ın mezarı bulundu

*İstanbul'un fethinde, vücuduna 27 ok saplanıp bayrağı Topkapı surlarına diken Ulubatlı Hasan Osmanlı tarihinde büyük önemi vardır*Ulubatlı Hasan'ın bugüne kadar yeri bilinmeyen mezarı bulundu. Ulubatlı Hasan'ın mezarının, Fatih'in en eski semtlerinden olan Silivrikapı sur dışında bulunduğu öne sürüldü.Ulubatlı Hasan'ın mezarının neden sur dibine gömüldüğünü şöyle anlattı:*
"Ulubatlı Hasan fetih ve Sultan Mehmet'in önüne geçmemesi için, Fatih'in hocası Akşemsettin, "Hasan'ın cesedini alın, sur dibine gömün. Mezarı belli olmasın' diye emir veriyor. yeniçeriler Ulubatlı Hasanın mezarını Silivrikapı sur dışına gömerler. Burası yıllarca 'Elekli Baba' mezarı olarak bilinir.
*Ulubatlı Hasan şehit olmadan önce Sultan Mehmet kendisine, 'İstanbul sana değermiydi?' sorusu üzerine, "Elek elek oldum Sultan'ım, ancak yine de sancağımı bırakmadım. Peygamber efendimiz bizimle beraberdi" demiştir UluabatlIı zengin bir ailenin çocuğu olan Hasan, Sultan Mehmet ile kılıç talimi yapmıştı. Ulubatlı Hasan, Sultan'ın izni ile İstanbul'un fethinde en ön safda yer almış kahramanca savaşmıştı. Osmanlı sancağını surlara diken Ulubatlı şehit düşmüştü. Hasan'ın mezarı bilinmiyordu.1428 yılında Bursa Karacabey doğumlu Ulubatlı Hasan, İstanbul'un fethinde 1453'te şehit düştü.Hasan, İstanbul'un fethedilişinin simgesi Türk mitolojisinin parçasıdır Birçok filmde canlandırılmaktadır.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-02-2018, 09:03   #9
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak türk tarihim.com

İznik'in Fethi

*İznik'in Fethi, 1331 de Orhan Gazi eliyle gerçekleşmiş, İzmit fethinin hazırlıklarına başlanmıştır Osman Gazi’nin döneminde İznik, kuşatılmış ancak surları aşılmaz olan kadim Bizans şehri fethedilememişti. Fetih için Bizans bağlantısı kopartılmalı ve İznik’e destek gönderilmesi engellenmeliydi İznik’in kuşatmasına Karatigin kalesinin fethedilmesi ile başlanmıştır. kalenin fethi ile çevreye yerleştirilen Türk göçerleri İznik tekfurunun hisardan dışarı başlarını çıkartamaması anlamına geliyordu. Karatigin kalesinin fethinden sonra geçen 25 yılda İznik Bursa tekfurluğu gibi zarurete düşerek zayıflamış ve yılgın düşmüştü. Orhan Gazi, İznik’i kuşatmaya aldı. *Bizans İmparatorunun torunu ve İmparatorluğun varisi 3. Andronikos, kuşatmayı bertaraf etmek için yola çıkınca Orhan Gazi, İznik’i kontrol için az sayıda gazi bırakarak kuşatmayı geçici olarak durdurdu 3. Andronikos ile giriştiği savaşta galip gelerek Bizans’ı bozguna uğrattı.*İznik’in fethi için tüm koşullar yerine gelmişti Orhan Gazi, İznik’i kuşatma altına aldı (1331). Aslında bu kuşatma İznik için bir kurtuluş oldu İznik halkı hisardan kaçıp gönül rızasıyla Osmanlıya katıldı. hisardan kaçamayan köylüler gazilere haber gönderip heba olduklarını dile getiriyor, şehirin fethedilmesi için çağrıda bulunuyordu. Orhan Gazi İznik surlarına geldiğinde tekfur, yağma yapılmaması ve can güvenliği temin edilirse hisarı teslim edecekleri haberini ulaştırdı.

*Orhan Gazi, sulh ile iznik hisarını teslim alarak köylülerin can güvenliğini sağladı, gayrimüslimleri muhafaza etti. Orhan Gazi’nin lütufkâr ve merhametli tavrı gayrimüslimleri etkiledi. İznik’teki köylüler ve tekfur askerleriyle osmanlıyı terk etmedi İznik ahalisi Bizansın aşağılamasından kurtulmuş, Müslümanlığı gönül rızasıyla kabul etmişlerdi. İznik ahalisi Orhan Gazi’yi işgalci bir komutan gibi değil yeni hükümdarları gibi karşılamıştı. Orhan Gazi’nin İznik’e girmesi bir şölen havasıydı Orhan Gazi izniki tetkik etti kocaları açlıktan ve savaşlarda ölen pek çok kadını gayrimüslim dul ahaliyi gazileriyle nikâhlayarak İznik ahalisini bağrına bastı. İznik Bursa ve Yalova’da olduğundan daha hızlı ve samimi şekilde Müslümanlaştı ve şehir muazzam bir İslam kenti haline geldi.**Orhan Gazinin, İznik ahalisine gösterdiği yakın ilgi bu kadarla kalmadı. Bizzat kendi emriyle büyük kiliseyi Cuma mescidi haline getirdi ve manastırı medreseye çevirdi. İmaret kapıları açıldı açlık ve sefalet içerisinde yaşayan İznik ahalisine aş verdi İznik’te kendisine gösterilen teveccühten o denli memnun oldu beyliğini İznik’e taşıdı ve burada yıllarca aradığı huzur ve sefahati tattı.*Orhan Gazi, İznik’in fethi ile bir zamanlar Anadolu Selçuklu hükümdarı Süleyman Paşa’nın başkent yaptığı şehri ele geçirmiş, onun oturduğu makamın sahibi olmuştur.*İznik’in fethi Osmanlı uç beyliklerinde değişiklikler meydana getirdi. Büyük oğlu Süleyman Paşa’yı İznik’e çağırdı ve bölgeyi güvence altına aldı. Murat Hana Bursa’yı emanet etti. Amcasının oğlu Gündüz Bey’i ise Karacahisar’a tayin ederek sancakların görev taksimini tamamladı.*
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-02-2018, 09:03   #10
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak kutulamare.gen.tr

Unutulan Zafer Kut’ül Amare

*Ku’ül Amare; Birinci Dünya Savaş’ının en kanlı savaşlarındandır. Osmanlı Devleti birden fazla cephede savaşdı. Bu cephelerden biri de Irak cephesiydi. Irak cephesi, İngilizlerin petrolü ele geçirmek amacıyla 15 Ekim 1914’te Bahreyn’i ve 23 Kasım 1914’te Basra’yı işgaliyle açılmıştır.
İngilizler için yeraltı zenginliklerinin olduğu, Hindistan sömürgeleri önemliydi. Osmanlı Sultanı Abdülhamit Han’ın hayata geçirdiği Hicaz demir yolu da İngilizleri rahatsız ediyordu.*İngilizler, Irak’a sömürgedeki Müslüman Hintlilerden oluşan birlikle sefer düzenlemişti.İngilizler, Irak Seferi’nin başında Osmanlı’ya üstünlük sağlayarak Bağdat’a ilerledi Çok geçmeden ilerleyiş durdurulmuştur. Başkomutan Enver Paşa, Irak cephesinin başına Süleyman Askeri Bey’i getirmişti. *Süleyman Askeri Bey, yerel güçleri örgütleyerek İngilizleri durdurmayı planlıyordu. İngiliz ilerleyişine rağmen İttihat ve Terakki kuvvetleri bölgedeki güçlerini kolordu seviyesine çıkardı Süleyman Askeri Nasırıye’yi ele geçirip, Şuayibede ingilizlere saldırdı. imkansızlıklar neticesinde Osmanlı askerleri zayıf düşüp Büyük kayıplarla geri çekildi. Durumu gururuna yediremeyen Süleyman Askeri Bey hayatına son verdi.İngilizlerin Irak’taki kuvvetlerine General Townshand getirildi. Osmanlı kuvvetlerinde Nurettin Bey bulunuyordu. Irak savunmasına hazırlanıyordu Osmanlı imkanları sınırlıydı. İngilizler 3 Haziran’da Amara’yı, 25 Temmuz’da Nasırıye’yi ele geçirdi. İngiliz casusları Araplar arasında propaganda yapıyordu

*İngilizler Arapları, Osmanlı zulmünden kurtaracaklarını iddia ediyordu kazandıkları başarılarla Bağdat’a ilerlediler General Townshandın. Beklediği emir 23 Ağustos 1915’te geldi. Osmanlı birliklerinin imhası, Kut’ül Amare’nin işgali isteniyordu.İngilizler Osmanlıya ağır kayıplar verdirdi. Birliklerimiz geri çekildi . Meydanı boş bulan İngilizler 29 Eylül’de Kut’ül Amare’ye girdi. Basra bölgesi ve suyollarını ellerine geçirdi Nurettin Bey birliklerini geri çekiyor ve savaş düzeni alıyordu.Kut’ül Amarede Osmanlı Askerlerini gören İngilizlerin kanı donmuştu ancak Bağdat alınmalıydı. General Townshand 14 Kasım’da Bağdat’a harekat başlattı.
*Osmanlı Irak, Musul ve İran birliklerini birleştirerek altıncı kolorduyu oluşturdu. Ordunun başına Alman Mareşali von der Goltz atanmıştı. Osmanlı ordusu omuz omuza topraklarını savunuyordu.
25 Kasım’da İngilizler geri çekilmek zorunda kalmıdı.İngilizlerin kaybı 4.567’ye ulaşmıştı. kayıplar toplam savaş gücünün üçte biriydi İngilizler Kut’ül Amarede beklemeye başladılar. Kut’ül Amare üç tarafı Dicle Nehri ile çevrili olduğu için avantajlıydı. Osmanlı birlikleri 3 Kasım’da Kut’ül Amare’ye ulaşdı.Kut’ül Amare Kalesi’ne top atışları başladı. Kale duvarlarını aşıp tel örgülere takılan Osmanlı askerleri kayıplar veriyor, ve durmadan saldırıyordu. İngilizler kuşatmanın bir ay süreceğini sanıyor ve ellerindeki yiyeceklere güveniyordu

*Osmanlı saldırısına karşı. General Townshand İran’a saldırı düzenleyen Ruslardan yardım isteyecek ancak işe yaramayacaktı. Çünkü Osmanlı askerleri Rus birliklerini dağıttı Osmanlı ajanları ile İngiliz ajanları arasında büyük mücadele yaşandı. Teşkilat-ı Mahsusa’nın ajanları pusulalar dağıtıyordu. pusulalarda ise Hintli Müslüman askerlerin İngiliz birliklerini terk etmeleri, İslam Halifesine karşı savaşmamaları isteniyordu. pusulalar oldukça etkiliydi. Parmağı tetikte kendini vuran, nöbette uyuyan, firar eden Müslüman Hintli asker artmıştı. Hintli Müslüman askerler din kardeşleriyle savaşmak istemiyordu Kut kuşatması tüm şiddetiyle devam ediyordu, İngilizlerin 27 günlük yiyeceği kalmıştı. *Osmanlı ordusu kıt kanaat besleniyor canla başla saldırarak yardım birliklerini yok etti. Kuşatmayı uzaktan izleyen Townshand umutlarını yitirdi Halil Paşa İngilizlere teslim çağrısında bulundu İngilizlerin hali içler acısıydı atları yemeye başladı, Müslüman askerler yemiyorlar ve aç kalıyordu Günde ölen asker sayısı 20’ye ulaşmıştı.İngilizler ajan Lawrence’ı Halil Paşa’ya göndermişti. İki milyon sterlin teklif edildi Halil Paşa şanlı zaferi hiçbir şeye değişmek istemiyordu. 29 Nisan günü teslim olunmazsa saldırıyı kuvvetlendireceklerini iletti. İngiliz cephaneliği yok ediliyordu.29 Nisan günü general Townshand koşulsuz teslim olduğunu bildirdi. 29 Nisan 1916’da Binbaşı Nazmi Bey Komutanı’nın piyade alayı Kut’ül Amare’ye giren ilk Türk birliğiydi.

*Hükumet Binasına Türk Bayrağı çekildi. Halil Paşa kılıcını uzatan General Towshand’a “Bunlar şimdiye kadar sizindi, bundan sonra da böyle olacak” dedi. beş general on üçü üst düzey subay, dört yüz seksen bir subay ve üç bin üç yüz dokuz İngiliz askeri esir alındı. Bu zafer İngilizlerin gördüğü en korkunç yenilgiydi.Halil Paşa askerlerine yaptığı konuşmada “Bugünü Kut Bayramı ilan ediyorum” demiştir. İstanbul bayram havası vardı Halil Paşa birinci derece Osmanlı nişanı ile 43. Alay Sancağı’da altın ve gümüş madalyayla ödüllendirilmiştir. Kut Zaferi Osmanlı’nın en büyük destansı zaferlerinden biriydi. Ancak ne yazık ki büyük zafer tarih kitaplarında yer almadı bayramı kutlanmadı *iddialara göre kut zaferi 1930 da İngilizler tarafından yasaklatıldı. Diğer iddia ise 1950 de Türkiye’nin NATO üyesi olmasıyla Kut Zaferi yasaklanmıştır. ne sebepten olursa olsun, Osmanlı Devleti’nin bu son şanlı zaferi unutulmamaya ve kutlanmaya değerdir. Kut zaferiİngilizlerin unutmadığı ama bize yüz yıldır unutturulmaya çalışılan şanlı Türk zaferdir. Büyük Türk komutanı Halil Paşa zafere izafeten Kut soyadını almıştır. Halil Paşa’yı rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi