|
03-15-2020, 21:30 | #1 |
Yusuf Kaplan: Geliyorum Diyen Tehlike: Darbe!
Yusuf Kaplan
Geliyorum diyen tehlike: Darbe! 28 Şubat darbesinde de, 15 Temmuz darbe ve işgal girişimimizde de perde arkasından gözardı edilemeyecek roller oynayan ABD’deki sözümona “düşünce” kuruluşu Rand Şirketi Türkiye hakkında bir rapor yayınladı. Darbeci Rand Şirketi’nin Türkiye Raporu’nda açık açık darbe çığırtkanlığı yapılıyor! Darbeci Rand Şirketi Yine Devrede! Raporda, Türkiye’nin parlamenter rejimi terkedip kısmen de olsa başkanlık sistemine geçmesiyle birlikte yaşanan yapısal değişikliklerin yol açtığı sonuçlar eleştiriliyor ve “demokratik muhalefet” hatırlatması yapılması dikkat çekiyor! 15 Temmuz’un en önemli sonuçlarından biri, askerî gücün yapısının silbaştan değiştirilmesi ve askeriyenin baştan sona yeniden yapılandırılması olmuştu. İşte Millî Savunma Üniversitesi bu çerçevede faaliyete geçirilmişti. Raporda Millî Savunma Üniversitesi de eleştiri oklarının yöneltildiği kurumlardan biri Rand Şirketi’nin! Türkiye’de ne olup bittiği, nelerin nasıl gittiği, Rand Şirketi gibi sicili bozuk, demokratik olmayan operasyonların hazırlandığı, pişirildiği, servis edildiği bir şer-şirret şebekeyi ilgilendirmez! Aşağılık bunlar! Dünyayı babalarının çiftliği gibi yöneten, cehenneme çeviren şımarık Yahudi gücünün şımarık çocukları bunlar! Rand Şirketinin Raporları ve Uşakları! Dünyaya masa başından nizam vermeye çalışıyorlar! Kelimenin tam anlamıyla haydut bunlar! Bunlara, yayınladıkları raporlara itibar edenler, ses çıkarmayanlar bunların dünya ölçeğinde rol üstlendikleri cinayetlerin, yıkımların suç ortaklarıdır! Bu pespaye adamlar, “demokratik muhalefet”in gücüne dikkat çekerek ülkemizin güvenliğini, sosyal barışını tehdit eden darbe çığırtkanlığı yapan, provokatif raporlar yayınlayan bu aşağılık adamları deşifre edip mahkûm etmek yerine bunların sözcüsü ve gözcüsü gibi hareket eden ülkemizdeki sözümona aydınları, aydın bozuntularının şiddetle kınıyorum. Bu ülkede ne kadar çok satılık türedi türedi öyle! Dikkatli bir göz, ülkemizi karıştıran, ülkede darbe yapılmasına yol açan kişilerin içimizdeki bu pespaye satılık adamları kullanarak bu darbeleri yaptıklarını görmekte zorlanmayacaktır. Başından itibaren bu ülkede darbeler hep sözümona sivil güçlerin desteğiyle gerçekleştirilmiştir! Bütün darbelerin pazarlamacılığını medya yaptı, gazeteler çarşaf çarşaf yalan, sahte “irtica” haberleri üretti masa başında! Sosyal Medyadaki Bindirilmiş Kıtalara Dikkat! Darbeleri hazırlayan, provokasyon yapan Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet manşetlerini unutmadık! Darbeleri alkışlayan Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet manşetlerini de unutmadık! Şimdi bu darbeci medyanın beli biraz kırıldı gibi ama sosyal medyada “bindirilmiş kıtalar” gibi provokasyon üstüne provokasyon yapan şer-şirret türediler türedi! Türkiye’de laik-dindar gerilimi oluşturarak darbelere zemin hazırlayacak türden sosyal medya provokasyonlarının takibe alınması, sosyal barışı tehdit edecek, dinamitleyecek provokatif girişimlerin derhal durdurulması için gerekli ve hızlı adımların atılması gerekiyor. Bu kez ülkeyi sosyal medyada üretilen yalan ve sahte görüntülerle, yalan haberlerle kaosa sürüklemeye çalışacaklar! Kamusal mekânları, kitlesel mekânları, stadyumları, sokakları ısındırmaya, insanları sokağa dökmeye çalışacaklar “sosyal medyanın bindirilmiş kıtaları”! Daha fazla uzatmak istemiyorum yazıyı... Felâket tellallığı yapmıyorum. Sorumluluğumu, uyarı yükümlülüğümü yerine getiriyorum. Yeni bir darbenin ayak sesleri her yerden işitiliyor! Hükümeti her bakımdan hazırlıklı olmaya, halkımızı ise dikkatli ve müteyakkız olmaya, basireti elden bırakmamaya davet ediyorum. Kaynak Yeni Şafak 14.02.2020
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
03-15-2020, 21:54 | #2 |
Yusuf Kaplan
Darbe söylentilerini gözardı etmeyelim; önlem almaya bakalım! Bu kez, darbe söylentilerini ciddiye alalım, diyorum. Duman tütüyorsa bir yerde, orada bir şeyler oluyor, meşum bir hazırlık yapılıyor demektir, şer şirret güçler ve uşakları tarafından... 28 Şubat darbesinde ve 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminde apaşikâr bir şekilde parmağı olan Rand Corporation adlı görünüşte “düşünce kuruluşu”, gerçekte ABD’deki Yahudi gücünün entelektüel istihbarat şebekesi gibi çalışan “örgüt”, hazırladığı Türkiye Raporu’nda darbe çığırtkanlığı yapıyor! Bu raporu ve içeriğini cuma günkü yazımda yazmıştım. Önce Darbenin Şartlarını Hazırlayacaklar... Şöyle bir söylem geliştiriliyor medyada, sosyal medyada vesaire: “Gelsinler! Gelecekleri varsa, görecekleri de vardır! Bu kez millet, boğazına çökecektir hainlerin!” 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminde tankların altına yatarak darbeyi püskürten bu çilekeş halk, elbette, yeni bir darbe girişimi olması durumunda, yine direnecektir, yine tankların altına yatacaktır, yine darbecilere gereken cevabı verecektir. Bundan şüphem yok. Ama başka bir durum var yüzleşmemiz gereken: Bu kez, pat diye darbe yapmaya kalkmayacaklar. Önce darbenin ortamını oluşturacaklar; yazılı, görsel medyalarla sosyal medyalar üzerinden! Bu kez, önce, medyada algı operasyonları yapacaklar... Sonra, sosyal medyada bindirilmiş kıtalarla infial oluşturacak provokatif haberler yayacaklar... Sonra da, kitleleri sokaklara dökecekler! 15 Temmuz Darbesi'nden Önce de Uyarmıştım Tekrar ediyorum: Felâket tellallığı yapmıyorum. Bu kadar kritik bir meselede felâket tellallığı yapmak, milleti tedirgin etmek ahlâksızlıktır. Böyle bir şey yapamam. Ama ortada apaşikâr göstergeler varsa, bu durumda susmak, vurdumduymazlık yapmak, üstüne yatmak tam anlamıyla sorumsuzluktur, ruhsuzluktur. Asıl ahlâksızlık budur! 15 Temmuz darbesini sadece Amerikan, Avrupa ve İsrail medyasında yazılıp çizilenlere bakarak yaklaşık altı ay önce Ülke Tv’de Mustafa Yıldız kardeşimin “Odak Noktası” programında söylediğimde de, felâket tellallığı yapmakla itham edildim. Tek kaynağım vardı: Bizzat Batılıların kendi medyalarında yazıp söyledikleri! Darbe geliyorum, diyordu âdeta. O zaman Kemalistlerle Gülenistlerin ortaklaşa hareket edebileceğini tahmin ediyordum. Sonuçta darbe oldu ama Erdoğan’ın dirayetli liderliği ve dik duruşuyla, özellikle de bazı cemaatlerin, tarikatların ve ülkücülerin hemen sokağa çıkarak darbeyi püskürtmeleriyle darbe destansı bir direnişle başarısızlıkla sonuçlanmış oldu. Darbeye karşı direnç noktalarımız niçin kırıldı? Eğer yeni bir darbe girişimi daha gerçekleştirilecek olursa, pattadanak darbe yapmayacaklar! Ortamı darbeye hazır hâle getirecekler! Bunun için planlanan ilk stratejiyi yüzde yüz başardıklarını üzülerek söylemek zorundayım: 15 Temmuz’da Erdoğan’ın çağrısından önce sokaklara dökülen cemaatler, tarikatlar, sivil toplum kuruluşları büyük algı operasyonlarıyla 'şeytanlaştırıldılar'; saygınlıkları da, toplumdaki sosyolojik karşılıkları da büyük yara aldı, kelimenin tam anlamıyla büyük darbe yedi; plânlanan darbenin başarıya ulaşmasının önündeki en büyük engel büyük ölçüde ortadan kaldırıldı; bu ülkede bu toplumun Müslüman omurgasını oluşturan ve koruyan yegâne ve sarsılmaz kaynaklar olan cemaatler, tarikatlar aşağılanacağı kadar aşağılandı; toplumun özellikle cemaatler ve tarikatlar üzerinden tam bir inanmışlık ve adanmışlıkla hainlere, darbecilere direnme güçleri kırıldı! Burada çok hayatî bir noktaya parmak basmış oluyorum. Darbe; laikçi, Kemalist şebekelerden gelecek... PKK, FETÖ darbede kendilerine verilecek uşaklık rollerini oynayacaklar seve seve, elbette! Devleti de, halkımızı da dikkatli ve teyakkuz hâlinde olmaya davet ediyorum. Allah, ülkemizi şer şirret güçlerin oyunlarından korusun, bize de basiret versin. Vesselâm. Kaynak Yeni Şafak 17.02.2020 Konu Cihannur tarafından (03-15-2020 Saat 21:57 ) değiştirilmiştir.. |
|
04-23-2020, 21:49 | #3 |
Akim kalmış olan 15 Temmuz 2016 askerî darbesini FETÖ'cü subaylarla Kemalist subaylar ittifak hâlinde birlikte gerçekleştirdiler. O melûn darbe girişiminden sonra darbeden dolayı sadece FETÖ'nün sorumlu tutulması ve sadece bunlara yönelik bir tasfiyeye gidilmesi doğru olmamıştır; FETÖ'nün yanı sıra Kemalizm'in de darbe suçundan sorumlu tutulup Kemalist subayların da ordumuzdan tasfiye edilmesi gerekiyordu.
Kahraman Türk ordumuzdan Kemalist subayları behemehâl tasfiye edip onlardan kurtulmamız gerekiyor. Ordumuz, Kemalizm belasından ve Kemalist subaylardan kurtulmadıkça ülkemizde darbe tehlikesi asla bitmeyecektir! Çünkü Kemalizm darbecidir ve İslam ülkesi Türkiye'nin ve Müslüman Türk milletinin bütün değerlerine düşman bir idelolojidir. Muhtemel bir askerî darbe tehlikesi nedeniyle ülkemiz ve milletimiz adına endişe ediyorum. Fakat şunu biliyorum ki artık İslam'ın baharı geliyor, küfrün ve küffarın saldırıları bu gidişatı durduramayacaktır inşaallah. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|