05-12-2008, 11:02 | #1 |
..::.. Kayıp Kitap Barnabas'ın Sırrı ..::..
Aydoğan Vatandaş "Kayıp Kitap Barnabas'ın Sırrı" isimli bir gerilim ve macera kitabı yazdı... 1980'lerin sonunda Barnaba İncili ile ilgili bazı bilgilere sahip olduk ama geniş ve gerçek malumata ulaşamadık. Vatandaş'ın bu kitabında, Barnaba İncili dışında daha başka konular hakkında bilgiler de ediniyoruz:
"Hakkari'nin Kelo Memo Dağı'nın yakınındaki Uludere Mağarası'nda köylüler, avlanmak için yazın yaylaya çıktıkları bir vakit, zeminden epey aşağıda, geniş bir oda büyüklüğündeki loş mağarada bir taş lahit buldular. Lahdin kapağını açtıklarında mumyalanmış bir ceset gördüler ve bir tomar papirüs tabakası ve bazı eşyalar... Mumyayla birlikte, çok iyi korunmuş vaziyette duran papirüslerin üzerinde gayet iyi bir şekilde yazılmış Aramice yazılar vardı. Köylüler buldukları İncil papirüslerinin ne olduğunu anlamamış elbette. Sobada bir şeyler bulmanın sevinciyle yaşlı papaz Marcellius ile karşılaşmışlar. Köylüler papaza buldukları papirüsleri göstermiş. Papaz tomarlara bakar bakmaz yere düşüp bayılmış. Papazı güçlükle kendine getirmişler. Sonra da hep birlikte kiliseye doğru gitmişler. Marcellius, elleri titreyerek ve büyük bir heyecanla kitabın sayfalarına göz gezdirmiş ve kendinden geçerek şu sözleri söylemiştir: 'Bu çok eski Aramice yazılmış... Yüce Tanrım... Bu İsa'nın diliyle yazılmış!..' Kitabın kapağını çevirince Marcellius 'Ben Kıbrıslı Barnabas' ifadesini görmüştü. (Şu ibareler de vardı) 'Tesbihe lâyık âlemlerin Rabbinden bütün olarak, Ruhül Kudüs ile Mesih'e vahyolunan İsa'dan duyduğum... Sadakatle 48 yıl sonunda.... Dördüncü nüsha olarak..." "Lahidde bulunan ceset büyük ihtimalle Matta'ya ait idi. Barnaba'nın cesedi İmparator Zene zamanında Kıbrıslı keşiş Anthemios'un gördüğü bir rüya sonucu bulunmuştu. Bir mağarada, göğsünün üzerinde, ellerinin arasında Matta İncili'ni tutarak..." "Bunlardan yıllarca önce Baron Rudolf Von Sebbottendorf, Hitler'i iktidara taşıyan Thule örgütünü kurmuştu. (...) Baron, Hitler'den kaçtıktan sonra Türkiye'ye geldi. Son nefesini verdiği ana kadar Türkiye'de yaşadı. Baron Hitler'den mi kaçtı, yoksa Türkiye'ye benzeri bir örgüt kurmak için mi geldi, bunu tam olarak bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey varsa, o da bu örgütü kuran kişinin o olduğudur. Bugün de Ergenekon'un başında baron lakabını kullanan bir kişi var. Yani Hitler'i iktidara taşıyan Baron Rudolf Von Sebottendorff ile Ergenekon örgütünü kuran aynı kişidir. (...) Bu Baron... Berlin'de çekilmiş fotoğrafı... Ünlü Reicchtag Yangını'ndan hemen önce. Tarih 1933 Berlin... Bu da aynı baron: İstanbul 1944, Beyoğlu Çiçek Pasajı." Bunun dışında kitapta Cabiriler, yılana ve Azâzil'e (şeytana) tapanların günümüzdeki temsilcilerine ait bilgi ve ipuçları da veriliyor... Ayrıca istihbarat örgütlerinin soluk soluğa kovalamacaları hususunda düşündürücü bilgiler de var... Ama kitabın anlatmak istediği esas mesele şu: "Savaş Aslan: 'Son zamanlarda Gnostik İncil'lerle ilgili hikâyeler çok yaygınlaştı. Ama ben daha çok İsa'nın çarmıha gerilip gerilmediği hikâyesiyle ilgilenmek istiyorum.' dedi. Profesör çantasından bir kitap çıkardı. 'El Kayravanî, MESİH GERÇEKTEN ÇARMIHA GERİLDİ Mİ? adlı kitabında bu konuda şöyle yazar: "Hıristiyanlığı kabul etmiş olan THEBES rahiplerinin soyundan olan bir mezhep 185 yılında Mesih İsa'nın çarmıha gerilmesini reddederek O, rahatça göklere yükseltilmiştir, diye iddia etmişlerdir. 370 yılında da bir Gnostik mezhep Mesih'in çarmıha gerilmediğini, ancak O'nu çarmıha germek isteyenlere ve seyircilere böyle göründüğünü düşünerek çarmıha gerilmeyi reddetmişlerdir. Yeniden 520 yılında, Suriye Piskoposu Severus, kaçtığı İskenderiye'de, İsa Mesih'in çarmıha gerilmediğini; ancak onu çarmıha germeye çalışan insanlara böyle göründüğünü öğreten bir filozof grubuna rastlamıştır. Yaklaşık 610 yıllarında Kıbrıs valisinin oğlu Psikopos John, Mesih'in çarmıha gerilmediğini fakat yalnızca onu çarmıha germeye çalışanlara öyle göründüğünü ilan etmeye başlamıştır." Artık gerisini kitaptan takiple enteresan iddialara ulaşabilirsiniz. Abdullah Aymaz
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
05-12-2008, 11:03 | #2 |
..::.. Kayıp Kitap Barnabas'ın Sırrı ..::..
İznik konsili,Roma İmparatorluğunun zorlamasıyla kurulmuştur.
Roma İmparatorluğu Pragmatik(putperest) bir inanca sahipti.Her tarafta çoğalmaybaşlayan Hristiyanlık akımı,yani Tek Tanrılı din Roma'yı rahatsız etti.Tıpkı İslamiyetin bugün ABD'yi rahatsız etmesi gibi... Bir medeniyet erozyonundan korktular..Böyle bir akım Roma'nın sonu demekti.Roma askeri,ve siyasi gücü çok fazlaydı.O zamanlar Dünyayı onlar yönetmekteydi.Ve din adamlarını bir araya topladılar.Yalnız bir tek kitap ve takipçileri alınmadı.Ariusçular ve Barnabas İncili.. Ariusçular,Allah'ın tek olduğuna ve Hz.İsa'nın O'nun kulu ve elçisi olduğuna inanıyorlardı.Bu Roma için tehlikenin ta kendisiydi.(Hatta Saray Bosna Prensliğide Ariusçulardandı.Katolik Roma'dan çok çekmişlerdir.Osmanlı burayı fethettiğinde İslamiyeti tanıdılar ve hemen müslüman oldular.).Tüm Ariusçular teker teker öldürüldüler. Her ne kadar,bozulmamış ayetlerde olsa,Barnabas İncilindede gerçek olmayan Ayetler vardı.Cenab-ı Allah son kitap KUR'AN-I KERİM'İ indirdikten sonra hükmü kalkmıştır.Tek bir hak sesi vardır.Oda Kur'an-ı kerim'dir. Allah kur'an-ı Kerim için Hicr Suresi 9.ncu ayette: "9. Kur an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız." buyurmuşlardır.Kur'an kıyamete kadar Allah cc koruması altındadır. Pragmatizm: Düşüncelerin, politikaların ve önerilerin değerlerinin yararlılıkları, işlerlikleri ve uygulanabilirlikleri ile belirlenmesi ilkesine dayanan görüş.20. yüzyılın ilk çeyreğinde özellikle ABD’de etkili olmuştur. Eylemin öğretiden, deneyimin sabit ilkelerden önce geldiğini, düşüncelerin anlamlarının sonuçlarından, doğruluklarının da doğrulanabilirliklerinden elde edildiğini savunur. Pragmatistlere göre bir düşünce, yaşamımız için elverişli olduğu sürece “doğrudur”.İyidir yerine doğrudur diyebiliriz; çünkü bu iki kavram birbirinin aynıdır. Doğru sözcüğü inanç alanında iyi olduğunu ispat eden her şeyin adıdır. Doğru olan, belirli sebepler ölçüsünde aynı zaman da iyidir. “Bizim için neye inanmak doğru olurdu?” desek bu söz şu anlama gelir: Neye inanmak zorundayız? Bu sorunun karşılığı şudur: İnanılması bizim için daha iyi olan şeye inanmak zorundayız. Şu halde, bizim için daha iyi olan ile bizim için daha doğru olan arasında hiçbir başkalık yoktur.Pragmatizm doğruyla iyiyi birleştirmektedir. Yani Erdem yaşayışımız için elverişli olduğu sürece, pratik fayda sağladığı hallerde doğrudur. Her şey pratik fayda ölçüsüne vurulmalıdır. Her şey pratik faydaya göre değerlendirilmelidir. Onlara göre doğru düşünce pratikte doğrulanabilen düşüncedir. Bir düşüncenin gerçeği, ona yapışık hareketsiz bir özellik değildir. Gerçek düşüncenin başına gelen bir şeydir. Bir düşünce kafamızda dururken doğru olamaz. Ancak doğru hale gelebilir, olaylar yüzünden doğrulaşır. Onun gerçekliği geçer hale girmesiyle olur. Benim için bir şeyin herhangi bir zaman için faydası olabilir, ama başka bir zaman o şey faydama değildir. Pragmatistler dünyanın nesnel gerçekliğine gözlerini kapamışlardır. Gerçek, kendi yararımıza belirlenmekle özneldir. İşte kıymetli kardeşlerim; Hep sorulur bu kadar zalim olmayı nasılbaşarıyorlar diye...Yukarıdaki pragmatizmi okuyduktan sonra eminim pek çok soru işareti kafanızdan silinmiştir bu konuda... Cenab-ı Allah Enfal Suresi 48.ci ayette belirttiği gibi; 48 - Şeytan, onlara amellerini güzel gösterdiği zaman, "Bu gün insanlardan size galip gelecek yoktur, ben de size yardımcıyım." demişti. Fakat iki tarafın karşı karşıya geldiği görününce arkasını dönüp kaçtı ve şöyle dedi: "Ben sizden kesinlikle uzağım. Ben sizin göremeyeceğiniz şeyler görüyorum ve ben Allah'dan korkarım. Ayrıca Allah'ın azabı çok çetindir." Şeytan onalara yaptıklarını güzel gösteriyordu.Kendilerini çok iyi kandırıyorlar.. |
|
05-12-2008, 11:03 | #3 |
..::.. Kayıp Kitap Barnabas'ın Sırrı ..::..
`Hıristiyan dünyasının taassub bulutlarıyla gölgelendiği kara günlerde, her gücün üstünde kabul edilen ruhban sınıfı, mukaddes kitab İncil`i tahrif etmek için, âdeta, büyük yarışa girmişlerdir. Her önüne gelen, ayrı bir İncil yazmakta ve bu mukaddes kitab şahsî fikirlere göre değiştirilmektedir. Sayısı yüzleri bulan ve birbirinden farklı olan İncillere, her geçen gün bir yenisi katılır. Fakat yazarının adı ile zikredilen bu İncillerin sayısı o kadar çoğalır ki, tedbir almak kaçınılmaz hâle gelir. Ve İznik`te toplanan bir hey`et, uzun süren bir çalışma sonucunda, o âna kadar yazılmış bulunan İncillerden 396`sının okunmasını yasaklar. Ancak bu İncillerden bir tanesi üzerinde özellikle durulur ve bunu okuyanların şiddetle cezalandırılacağı ilân edilir. M.S. 492 yılında Papa olan I. Celasyüs tarafından da yasaklanan bu İncil, Havârîlerin en eski talebelerinden biri olan Barnaba`ya aittir ve diğer İncillerde bulunmayan bir özelliğe sâhip olduğu için yasaklar listesine alınmıştır. Yasaklanan İnciller büyük bir hızla toplatılır. Bir kısmı ise, çok ağır olan cezalardan korkan halk tarafından imha edilir. Ancak bu arada dindar bir papaz, her şey`i göze alarak Barnaba İncillerinden bir tanesini kaçırmaya muvaffak olur. Bu İncil, daha sonra Viyana`daki İmparatorluk Kütübhanesine ulaştırılarak İngilizceye çevrilir. Fakat Kilise, Barnaba İncilinin izini tekrar bulmuştur. Bir hafta içinde bu İncilin bütün nüshaları imha edilmek üzere toplatılır. Ancak Kilisenin bütün gayretleri boşa gidecektir. Çünkü, İnciller imha edilirken iki tanesi tekrar kaçırılır. Bunlardan biri Biritanya Müzesine, diğeri ise Amerikan Kongresi Kütübhanesine gönderilir. İnciller, gönderildikleri yerlerde her nedense askerî sır gibi büyük bir titizlikle saklanarak halka kapalı tutulur. Bu sırrın ortaya çıkarılması ise, bir Müslüman General`e nasib olacaktır. Amerika Birleşik Devletlerinde askerî ateşe olarak görev yapan Pakistanlı General Abdurrahim, bu İncil`in mikrofilmlerini gizlice çekerek Pakistan`a kaçırmaya muvaffak olur. Mikrofilmler daha sonra Pakistan`daki Beşum Aısha Baıany Vakfı tarafından kitab hâline getirilerek İslâm dünyasına kazandırılır. Mikrofilmler banyo edilince, Barnaba İncili`nin geçirmiş olduğu bu büyük maceranın hikmeti anlaşılır. Çünkü bu İncil, Peygamber Efendimizin geleceğini çok öncesinden müjdelemekte ve kâinatın onun için yaratıldığını, bizzat mübarek ismiyle zikrederek ilân etmektedir. Batı dünyasının Asr-ı Saâdet münafıklarına has olan bir inad ve gayretle bu İncil`i yok etmeye çalışması, gerçekten son derece ibret vericidir. Barnaba İncil`i de tahrif edilmiş olmasına rağmen, içinde İlâhî hakikatlerden bir kısmını muhafaza etmektedir. Eserin 44. sayfasında Hz. İsâ (as), kendisinden sonra gelecek olan peygamberi, Havârîlerine şöyle tarif etmektedir: "Size söylüyorum, Allah`ın Resûlü bütün mahlûkata rahmettir. O, anlayışlı ve tesellici, hikmetli ve kudretli, Allah aşkı ve korkusuyla dolu, dakik ve yumuşak ruhludur. Rahmet ve yardımseverlik ruhu ile, adalet ve acıma hissi ile, nezaket ve sabır ruhu ile hareket eder. Cenâb-ı Hak, bütün yaratıklarına verdiğinin üç katını ona vermiştir. O, bu dünyaya geldiğinde saadet devridir. Bana inanınız. Bütün peygamberlerin Allah`ın onlara verdiği nübüvvet gözü ile gördüğü gibi, ben onu gördüm. Ben onu görünce ruhum teselli ile doldu ve "Ey Muhammed, Allah seninle beraber olsun ve beni senin ayakkabının bağı olmak şerefi ile şereflendirsin. Eğer ben bu muradıma erersem Allah`ın mübarek bir kulu ve büyük bir peygamberi olacağım. Ve Hz. İsâ (as) bunu söyledikten sonra Allah`a şükr etti." Hz. Peygamberden çok önceleri ona "Ey Muhammed" diye hitab ederek peygamberliğini tasdik ile haber veren Hz. İsâ (as) ve Barnaba İncili, O`nun en büyük peygamber olduğunun inkâr edilemez bir delilidir. Yine aynı eserde Hz. İsâ (as), bir kadının, "Beklenen Mesih sen değil misin?" sorusuna şu cevabı vermektedir: - "Ben yalnız İsrail oğullarına gönderilmiş kurtarıcı bir peygamberim. Lâkin benden sonra Allah tarafından âleme Muhammed adında bir Resûl gönderilecektir. Esasen Allah, bu kâinatı onun için yaratmıştır" demiştir (Barnaba İncili, Fasıl 96, Cümle Barnaba İncil`inde Hz. İsâ`nın ne ilâhlığından söz edilmekte, ne de çarmıha gerildiğine yer verilmektedir. Yine Barnaba İncil`inde Hz. İsâ (as): "Ben bütün yeryüzündeki kabilelerin beklediği Mesih değilim." (Barnaba İncili, Fasıl 96; Cümle, 12) demektedir. Hz. Muhammed`in (asm) bizzat ismini söyleyerek "Muhammed, Arab yarımadasında zuhur edecek, putları ve putlara tapanları te`dib edecektir." (Fasıl, 163; Cümle, 7) demektedir. Barnaba incili'nin Arapca nüshasindan yaptigimiz bu nakilleri daha'da cogaltmak ayni mana etrafinda dolasan yeni fasil ve cümleler bulmak mümkündür.Peygamber(A.S.M geleceg) Efendimizin gelecegine dair Hz.isa'nin (A.S.) tebsiratindan bazilari ,bugünkü muharref incillerde'de vardir.Kendisinden << tesellici>> olarak bahsedilen Hz.Muhammed (A.S.M)gelecegi hakkinda Hz.isa (A.S) söyle diyor :-Bununla beraber ben size hakikati söylüyorum . Benim gitmem sizin icin hayirlidir . Cünkü gitmezsem << tesellici >>size gelmez.(yuhanna incili,XVI.13)
Tahrif edilmis , yani , kasitli olarak degistirilmis olan incillerden alinan yukaridaki ifadeler , bu mukaddes kitabin tahrif edilmeden önce Peygamber Efendimize ait delillerle dolu oldugunu isbat etmektedir .Evet , Peygamberimizin (A.S.M) hakkaniyetine bazan ay , bazan günes sehadet etmis ,bazan ise taslar ve agaclar delil olmustur . Elbette Kur'an'in haricindeki mukaddes kitaplar'da O Zat'tan(A.S.M) bahsederek ve bu gercegi göstermek istemeyen münafiklar ne kadar tahrif ederlerse etsinler , hakikatleri gizleyemeyeceklerdir. |
|
05-12-2008, 20:55 | #4 |
..::.. Kayıp Kitap Barnabas'ın Sırrı ..::..
barnabas incili hakkında kendi çapımda araştırm yapıyordum bu yazıyı okumak da çok faydalı oldu.. kitabı en kısa zamanda edinmeye çalışacağım..+
|
|
05-12-2008, 22:35 | #5 |
..::.. Kayıp Kitap Barnabas'ın Sırrı ..::..
bizim evde var ama nedense hic ilgimi cekmiyor :p
tskler + pardon arti vermedi |
|
05-13-2008, 09:45 | #6 | |
..::.. Kayıp Kitap Barnabas'ın Sırrı ..::..
Alıntı:
|
||
05-13-2008, 09:46 | #7 | |
..::.. Kayıp Kitap Barnabas'ın Sırrı ..::..
Alıntı:
|
||
05-13-2008, 15:24 | #8 | ||
..::.. Kayıp Kitap Barnabas'ın Sırrı ..::..
Alıntı:
|
|||
05-13-2008, 15:29 | #9 |
..::.. Kayıp Kitap Barnabas'ın Sırrı ..::..
evet o yüzden sormuştum zaten
aslını bulmak çok zor değil çooooooooooooooooooooooooook zor.. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|