AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Dogrusöz]

AKP'den Aydın Doğan'a Büyük Kıyak:



Maliye Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Merkezi Uzlaşma Komisyonu'nda, Doğan Grubu'na ait Petrol Ofisi'ne kesilen 2002-2006 yılları arasını kapsayan 1.2 milyar YTL'lik vergi cezasının yüzde 60'ının silinmesi kararı alındı. Petrol Ofisi, faiz hariç 1 milyar YTL'yi aşan vergi borcu ve cezasında Maliye ile uzlaştı. Vergi borcunun yarısı sıfırlanırken, POAŞ'ın ödeyeceği toplam tutar 275 milyon YTL'ye düşürüldü. Şirket bunu 30 günde ödeyecek. Uzlaşma Komisyonu, 625 milyon YTL'lik vergi cezasının tamamının, yaklaşık 359 milyon YTL'lik vergi aslının da yüzde 50'sinin silinmesini kabul etti. Böylece, 1.2 milyar YTL'lik vergi aslı ve cezası, kuşa döndü ve sadece 275 milyon YTL'ye düşmüş oldu.

Petrol Ofisi yüzde 35 pazar payı ile Tüpraş'tan sonra ikinci büyük şirket ,bu yıl ki hedeflenen cirosu yaklaşık 6 milyar dolar, ilk üç aydaki 109 trilyon lira net karı var.
Daha önce de halka açık bir şirket olan POAŞ'ın yüzde 25 hissesine karşılık ödeyemediği 271.3 trilyon liralık borcunu öteleten Aydın Doğan, bu operasyon açığa çıkancada tam 40 gün kamuoyundan ve İMKB yatırımcısından neden gizlendiğini, 'Böyle bir sorumluluğumuz yok' gerekçesiyle açıklamıştı. Bununla da yetinmeyen Aydın Doğan ve ekibi, özelleştirmeden aldığı ve sonra blok satış yöntemiyle hisselerinin ezici çoğunluğunu eline geçirdiği POAŞ'ın 'defolu mal' olduğunu iddi etti. POAŞ'ın defosunu 3 yılda anlamışlardı her nedense.

Doğan'a yöneltilen borç ötelemesi ile ilgili sorularda POAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Vural Akışık lafa atlayarak Özelleştirme İdaresi'nin kendilerine defolu mal sattığını, bu nedenle bu olayı pazarlık konusu yaptıklarını iddia ederek, 'ÖİB bize defolu mal sattı, biz de dedik ki istersen ihtilafa gidelim konuyu mahkemeye taşıyalım, istersen bu borcun vadesini uzatalım. ÖİB de Kabul etti vadeyi uzattı' dedi.

Akışık, POAŞ'ı alırken 90 günlük inceleme süresinde bunları görüp görmediğini söylemedi. POAŞ'ın defosunu neden üç yıl sonra borç öteleme gündeme geldiğinde gördüğünü de açıklamadı.

Bilindiği gibi 4046 sayılı yasada Borç Öteleme koşulları içinde böyle 'komik' bir gerekçe bulunmuyor. Yasada, 'Borç öteleme yalnızca kriz durumlarında, olağaüstü şartlarda gerçekleştirilebilir' deniliyor. Daha önce borcu ertelenen şirketler 2001 krizi döneminde bu haktan yararlanmışlardı. Oysa şu anki borç öteleme tamamen keyfi olarak yapılıyor.


8 Mayıs'ta, Hesap Uzmanları Kurulu üyelerinin oluşturduğu Hesap Uzmanları Derneği, “uzlaşmalarla” ilgili bir açıklama yayınlayarak, Gelir İdaresi Başkanlığı'nı adeta topa tuttu. Hesap Uzmanları Derneği tarafından açıklanan üç sayfalık metinde, Gelir İdaresi'nin kanunların üzerine çıkarak, uzlaşma kararları ve tebliğlerle vergiler üzerinde oynadığı belirtilerek, “Kanun namına size durun diyoruz” denildi. Açıklamada doğrudan bir firma ismi yer almadı ancak açıklamanın arkasında bu gelişmenin yattığı netti. Bu gelişmeler üzerine POAŞ da, dün İMKB'ye bir açıklama göndererek, vergi cezası konusunda Maliye Bakanlığı ile uzlaşma görüşmelerinin devam ettiğini bildirdi.

NEDEN CEZA KESİLMİŞTİ?

Ancak bugün 275.3 milyon YTL ceza için maliye ile uzlaşan PO'nun asıl cezasını 1,2 milyar YTL olduğu faiziyle birlikte bu rakamın 2 milyar YTL'ye kadar çıkabileceği konuşuluyordu. Bu ceza 2000 yılında özelleştirildikten sonra devlete olan borcunu ödemek için bankalardan kredi çeken POAŞ'ın yeni sahipleri, develüasyonlar nedeniyle oluşan 300 trilyon liralık kur farkını gider olarak deftere kaydedip, şirket birleşmesinden sonra bilançolarına 1,2 milyar YTL'lik zarar olarak aktarmasından kaynaklanıyordu. Bu zarar 2003, 2004 ve 2005 yılı bilançolarında da büyüyerek yansıtılmış ve Gelirler Kontrolörleri'nin 2006 yılında şirket defterlerinde yaptıkları incelemeler sonucunda sözkonusu yasa dışı işlem tespit edilmişti. İşlemi, Vergi Kanunu'na aykırı bulan kontrolörler devletin sadece ilk yıl için 1,2 milyar YTL'lik zarara uğradığını raporlarına yansıtmış, zaman aşımı riskine karşın vergi kaçağını cezasıyla birlikte tahsil etmek için düğmeye basmıştı. Maliye yetkilileri, ilgili vergi dairesine cezanın tahsil edilmesi için gerekli emri verdiler. Maliye'nin kestiği cezanın haksız olduğu ve Gelirler Kontrolü'nün yazdığı raporun hukuka aykırı olduğunu iddia eden POAŞ yönetimi ise cezayı ödemek yerine uzlaşma için bakanlığa başvurmuştu. Konu, 30 Nisan'da toplanan Merkezi Uzlaşma Komisyonu'nda ele alındığında komisyon, POAŞ'a borcun yüzde 60 oranında silinmesini önermiş ama POAŞ yetkilileri bu teklifi reddederek, cezanın daha da aşağıya çekilmesinde ısrar etmişti. Bu süreç sonrasında ise normalde bir kez yapılması gereken sonrasında mahkemeye götürümesi gereken uzlaşma görüşmeleri genel teamüllerin aksine bir kez daha yapıldı. Sonuç olarak maliye ve POAŞ faizleri ile birlikte 2 milyar YTL'yi bulması beklenen bir ceza yerine vergiye esasın yarısı olan 275,3 milyar YTL'de uzlaştı.

Anlaşılacağı gibi aslında temelde patronları kollamak için çıkarılan onca yasaya rağmen, kendi kanunlarını bile hiçe sayıp hukuksuz hiçbir dayanağı olmayan bir borç iptaliyle vatandaşa karşı şahin olan devletin kimlere hizmet ettiği net anlaşılıyor. Bizim cebimizden bundan önce çalınan yüzlerce milyar dolara Aydın Doğan'a yapılan kıyakla 1 milyar YTL daha eklendi. Aydın Doğan bizden 1 milyar YTL daha gasp etti. Kendi kredi borçu yüzünden vergi kaçıran, evrakta yanlış bilgi veren ve ödemediği 300 trilyonu bizim üstümüze yıkmaya çalışırken yakalan ve bunun bedeli olan 1.2 milyon YTl'yi de 275 milyara düşürerek bizden 1 YTL daha çaldı.


Tüm bunların nedeni gayet açık hükümetin POAŞ kozuna karşı zor günler geçiren Doğan Grubu, bu dönemi atlatma adına Erdoğan ve Maliye aleyhinde yazmama uyarısında bulundu. Liberal Özkök tüm yazarlarını uyararak Akp'yi eleştiren yazıların yazılmaması talimatı verdi.Yani Özkök yazarlara kulağını çekti. “ Dünyanın her yerinde gazetelerin, yazarlarına müdahale etme hakkı da vardır. Ama emin olunuz ki, Hürriyet bunu en alt düzeyde yapan gazetedir " diyerek Patronuna yapılan kıyağın sonuna kadar hakkını vereceğini,sadakatini bir kez daha gösterdi.

Kanunsuzca borçları ötelenen, kanunsuzca vergi borçları iptal edilen, kanunsuzca kamu kurumları peşkeş çekilen, kanunsuzca ucuz arsa , düşük teşvik kredileri veriler patronlardan biri daha bizi biraz daha soydu.


Aydın Doğan'ın Demirbank'ı satın almasıyla ilgili konuşmada geçen pişkin diyalog ;

Aydın Doğan, 'Borçlu olduğunuz bankayı satın aldınız mı' sorusunu, 'Evet iyi ettim onlar sattı ben de aldım' diye cevapladı

- Siz Demirhalkbank'ı satın alırken, bankaya kredi borcunuz var mıydı?

Doğan: Yoktu... (sonra İmre Barmenbek'e dönerek var mıydı diye soruyor)

İmre Barmenbek: Kredi kullandık, ama kapattık.

Doğan: Yanlış bir şey söylemeyelim, bakmadan ama ne olmuş, kredi borcum olan bir bankayı alamaz mıyım.

- Yolsuzluk Komisyonu raporunda yer alıyor detaylarıyla, gelmiştir size...(diye devam ediyor soruyu soran.)

Doğan: Bana gelmedi.

- Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu raporunda var kullanılan krediler.

İmre Barmenbek: Hatırlamıyorum tam, (krediler) once mi kapandı sonra mı?

- Borçlu olduğunuz bankayı satın aldınız mı?

Doğan: Evet iyi ettim onlar sattı ben de aldım.

Hiçbir borçunu ödemeyen Aydın Doğan alabildiğine bir yerleri satın almaya devam ediyor, hatta satın aldığı her şeyin parasını da sonradan ödemeyeceği ya da uzun yıllarda zar zor ödeyeceği kredilerle alıyor. Kan emiciliğe devam ediyor.


Haberler.com