AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Gönülden]

Kocaeli Garnizon Komutanı Galip Mendi’nin, terör örgütü tutuklusu iki orgenerali cezaevinde ziyaretini, medya organları “ahde vefa” olarak yorumluyorlar!
Ben de merak ediyorum, bu bahsi geçen “ahde vefa”daki “vefa” yı anladık da, “ahd” ne acaba?
Daha doğrusu o “ahd” hangi “ahd”?
O “ahd”; “bu ülkenin anayasal sistemi içinde, kanunlara sadık kalınarak görev ifa etmek” ise..
Bu iki tutuklu orgeneral için, mahkemenin “ahde ihanet ettikleri” kararı olduğu ve bu sebeble cezaevinde oldukları açık olduğuna göre..
TSK niye onlara ahde vefa gösterisinde bulunsun ki?
Orgeneraller ahde vefa etmemiş ise, TSK’nın da ahde vefa etmemesinden daha doğal ne olabilir?
Yok o ahd; “bu ülkenin anayasasına, kanunlarına sadık kalarak görev ifa etmek” değil de, “sandıktan çıkan hükümetlerin içinde seçim yapıp, işine gelmeyeni devirme” ise, o zaman TSK böyle bir illegal faaliyetin içinde nasıl olabilir ki, o “ahd”e vefa gösteriyor olsun?
İki orgeneralin “ahd”i illegal eylemler ise, TSK niye bu illegal eylemlerle birlikte anılsın!?
Olaya bir başka açıdan bakalım; ahde vefadan kasıt şuydu buydu, haydi kabul edelim. İyi de, niçin sadece iki orgeneral için “ahde vefa” gösteriliyor?
Veli Küçük paşaya niye ahde vefa gösterilmiyor?
Veli Küçük paşa da, HurşitTolon kadar, Şener Eruygur kadar TSK’ye hizmet etmedi mi? O hizmetin karşılığı, böyle ziyaret edilmeme, cezaevinde unutulma mı olacaktı?
Eğer cezaevine düşen birisine, kurumlarının yetkililerinin yapacakları ziyaret “ahde vefa” olarak yorumlanacak idiyse, suçuna ve konumuna bakmadan herkese aynı ziyaret gerçekleştirilmeli değil miydi?
Sadece Veli Küçük için ahde vefa istemiyorum, tabii ki..
İki de gazi var cezaevinde.. Ümraniye bombalarının sahibi Oktay Yıldırım.. Nasıl olduğu pek belli değil ama, sonuçta askeriyeden ayrılırken, gazi unvanını almış.. Şimdi ise cezaevinde..
Ve Batman’da teröristlerle giriştiği çatışmada yaralanan binbaşı Fikret Emek..
Hatta bir de Kıbrıs gazisi var; Muzaffer Tekin..
Bunlar niçin ziyaret edilmiyor?
Birisinde 27 tane el bombası, diğerinde Kanas suikast silahından tutun C3 patlayıcıya kadar her çeşit patlayıcı çıkmıştı.. Ama olsun, konu “ahde vefa” ise, bunların da ziyaret edilmesi gerekmez miydi?
Ama ziyaret edilmediler işte!
Demek ki, “ahde vefa”, işin sulandırılmış görüntüsü..
Başka numaralar var işin içinde..
Bunun ipuçlarını da, ben hep bir gazeteden temin ederim.
Bu gazete; yeri gelir, terör örgütü yöneticiliğinden tutuklanan adamların mektuplarını yayınlar.. Kimi zaman onların “söz hakkına saygı” ayağı ile.. Kimi zaman “insanî gerekçeler” ayağı ile..
Sonra, o terör örgütü yöneticilerine ziyaretler olur.. Ona da kılıf hazırlanır, “ahde vefa”, “insanî gerekçe”, “üstün hizmetlerin karşılığı”..
Peki Veli Küçük’te bu ilkeler niçin gündeme gelmiyor?
Tam aksine, Veli Küçük’e bir de “infaz” uygulanıyor..
Ne infazı diyeceksiniz? Alın işte, derin yapının mesajlarını kamuoyuna ulaştırma konumundaki gazetenin dünkü sürmanşetinde yer alan ziyaretle ilgili haber: “Bir ziyaret, 5 mesaj”!..
Sanki kendileri bu mesajları çıkartmışlar gibi yazmışlar ama, eminim daha öncekiler gibi, bir rütbeli dikte etmiştir bu mesajları kendilerine: “Yaz kızım, yarınki manşetiniz şöyle olacak: ‘Şemdin Sakık dedi ki’..”
1997’de ne olmuşsa, bugün de aynısı oluyor..
“Bir ziyaret, 5 mesaj” diyerek, derin yapının ulaklığına soyunuyorlar.. Mesajlardan en önemlisi de şu: “Daha önce tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ü ziyaret etmeyen TSK, çeteleşmeye karışan eski mensuplarına destek olmayacağı mesajı verdi.”
Haaa şimdi anladık: “Veli Küçük’ü gözden çıkardık, Tolon ve Eruygur’u bırakın!”
Denilmek istenen bu..
Bir de şu denilmek isteniyor: “Kimin çeteleştiğini, kimin vazife yaptığını TSKtesbit eder!”
Onun içindir ki, Veli Küçük çeteleşti, ziyaret edilmiyor. Tolon ve Eruygur çeteleşmedi, onlar ziyaret ediliyor!
Affedersiniz ama, o zaman, bu adamları İstanbul 13. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi niye yargılayacak ki? TSKtesbit etti, Hürriyet de suçluları ve masumları ilan etti zaten!