AK Gençliğin Buluşma Noktası
Makale & Deneme Makale ve deneme içerikleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-16-2008, 03:34   #1
Kullanıcı Adı
Beritan
Standart Güzellik ama neye göre...
Güzellik ama neye göre...

Kelime karşılığı, hoşa giderek hayranlık uyandıran... O, herkesin sevdiği,
herkesin kendisinde varolmasını istediği bir özellik. O, kiminin şeytanca
oyunlarla insanları avlamada kullandığı, kimininse saf bir gönülle beraber,
şerefle taşıdığı bir kimlik: Güzellik...


Güzel huya kırk yılda doyulmaz, güzel yüze kırk günde doyulur demiş
atalarımız ve kibarca uyarmışlar: Güzellik, başa beladır!


Onlar böyle demişti ama, her dönemde insanlar, maddi güzelliğe kavuşmayı,
manevi güzellikler için uğraşmaya tercih ettiler. Bazen o kadar ileri gitti
ki bu çaba, bir hastalık halini aldı. Kimi burnunu kazıttı, kimi derisini
gerdirdi, kimi de çenesini kaldırttı...


Güzellik, palyaçolukla karıştı bazen. Renk renk boyalarla boyandı yüzler. Bu
iş, öylesine tuhaf bir revaçla karşılandı ki, en ücra köylerde yaşayan saf
ve duru bakışlı genç kız bile kendini alamadı. Halbuki onun yanakları, allık
sür-meden önce de pespembeydi.


Gün geldi, her inançtan ve inançsızlıktan kadınlar ve kızlar, güzellikte
birinci olmak arzusuyla, yarışmalara katıldılar. Jüri, büyük bir zevkle,
yüzlerce yarışmacı arasından, sözüm ona en güzelini seçti. Birinci seçilen,
pek sevindi tabii. Ya seçilemeyenler? Onlar da üzülmüşlerdir illa ki
...

Güzellik adına, bütün temizlik kuralları unutulup, tırnaklar uzatıldı. Bu
yetmedi, biraz boya da, tırnaklara sürüldü. Vakit var mıydı bunca işe? Evet!
İnsanlar, hasta ziyaretine, sıla-i rahme, çocuk büyütmeye, misafir kabul
etmeye vakit bulamadı ama, bu işlere, severek vakit ayırdı.


Sanki, gönüldeki tüm duygular, fıtrattaki eşsiz güzellikler, haince
katledilmişti de, ruhsuz ve mutsuz süs bebekleri üretilmişti gizli eller
tarafından...


Kaşlar neredeyse yok olmuştu. İnanmak istemiyordum ama görüyordum işte! Göz
bebekleri bile, neredeyse her ay, farklı bir renk alıyordu. Bir ay mavi, bir
ay yeşil... Bu kadar yapay olmak, hiç rahatsız etmiyor muydu bu insanları?


Güzellik adına yok edilen, mahvedilen yaratılış, o ilk ve en duru hal...
İnsanlığın, hiç farkında olmadan arayıp durduğu mutluluk ve güzellik, o
durulukta gizliydi halbuki.


Ticari furyaların etkisiyle, hayatının tek amacını bedenini ve yüzünü
güzelleştirmek olarak belirleyenlerin, esas güzellikten uzaklaşıp, yapay
olmaya yaklaştıklarını fark edecek halleri de kalmamış mıydı? Bütün hayatını
yüz ve vücut güzelliğine ve böylece mutlu olmak fikrine adayan insanlar,
mutlu olabili-yorlar mıydı?


Sanmam!

Zira çoğu zaman, sırtında küfesiyle tütün toplamaya giden, bu ve diğer tüm
sorumlulukları yüzünden, kendine vakit bile ayıramayan bir köylü kadın,
televizyon kanallarında her gün boy göstermeyi adet haline getirmiş bulunan,
yapaylaşmış bir kadından, çok daha güzel ve çok daha mutluydu.


Güzellik, güzel şeydi aslında. Ama acaba güzellik, herkesin tanımladığı,
herkesin anladığı şey miydi?


Güzellik sevilmez miydi hiç? İstenmez miydi? Güzel olmak huzur vermez miydi?
Mutlu etmez miydi
?

Oysa, nice güzeller vardı ki, mutsuzdular...

Nice güzeller vardı, sevemiyordum.


Bu insanlar, emin miydi acaba, güzelliğin onların sandığı şey olduğun-dan?
Güzel olmak adına yaptıkları bütün masrafların, güzellik uğruna onca
uğraşmalarının, emin miydiler doğruluğundan?


***

Halbuki benim sözlüğümde güzellik tanımı, ne kadar da farklıydı. Ve ben, ne
kadar da çirkindim...


"Bir savaş... Ve o savaşta, yüzüne miğferinin halkaları geçmiş bir Rasul! O
Rasulun haline dayanamayan, sırf O'nun acısını dindirebilmek arzusuyla yanan
bir Ubeyde...


O Ubeyde ki, Habibullah'ın canı daha fazla yanmasın diye, ellerini değil,
dişlerini kullanacak. Dişleriyle kavrayıp halkayı, var gücüyle çekecek. Öyle
zorlanacak ki bunu yaparken, ön dişlerinden biri düşecek. Fakat O, kendi
acısını hissetmekten uzak, tekrar davranacak halkayı çıkarmak için...Ve bir
dişi daha düşecek bu uğraşma esnasında. Ama Ubeyde, kendi acısına değil,
Peygamberinin ıstırabına yanacak.


Fark ettiği zaman ön dişlerinin ikisinin de düştüğünü, utanıp, eliyle ağzını
kapatacak. O haliyle başkalarına görünmek istemeyecek
.

Onun bu halini gören Ebubekir Sıddık buyuracak ki:

"Ön dişleri sökülmüş, eliyle ağzını kapatırken, Ubeyde, insanların en
güzeliydi. O haliyle Ubeyde, insanların en güzeliydi!"


Muhammed Talha

 

Beritan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi