![]() |
#1 |
![]() ![]() ANKARA (A.A) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 29 Mart yerel seçimlerine ilişkin, “Halkımızın hür iradesiyle emniyet içinde, huzur içinde oy vermeleri için ne gerekiyorsa onu yapmalıyız” dedi. Başbakan Erdoğan, İçişleri Bakanlığında düzenlenen Valiler Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 29 Martta yerel seçimlere gidileceğini hatırlattı. Erdoğan, yeni bir demokrasi sınavının başarıyla geçilmesini temenni ederek, Türkiye'nin bu konuda çok ciddi mesafeler alan bir ülke olduğunu söyledi. Erdoğan, “Yani çok demokratım diyen ülkelerden evvelallah çok öndeyiz. Özellikle seçimler noktasında çok öndeyiz. İstiyoruz ki daha ileri bir konuma gelelim” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, seçimlerle ilgili çalışmaların Yüksek Seçim Kurulu tarafından yürütüldüğünü anımsatarak, şunları kaydetti: “Ağırlıklı olarak Yüksek Seçim Kurulu'nda ancak mülki ve idari amirlerin öncelikli görevi seçim güvenliğini sağlamaktır. Sıkıntısız bir seçim süreci yaşanmasını sağlamaktır. Ülke genelinde seçimlerin huzur ve sükunet içerisinde yapılması için her türlü tedbiri ilgili makamlarımız alıyor. Bu noktada valilerimizin ve emniyet müdürlerimizin de tam bir hassasiyet içerisinde olmalarını önemle rica ediyorum. Halkımızın hür iradesiyle emniyet içinde, huzur içinde oy vermeleri için ne gerekiyorsa onu yapmalıyız. Yani tehdit altında bir seçim atmosferine asla müsaade etmemeliyiz. Zira bu ülkenin, bu devletin bir istihbarat teşkilatı var. Bu istihbarat teşkilatıyla sizin uyumunuz çok çok önemli. Sizler burada iradenizi iyi kullanacak ve istihbarat örgütünden gerekli bilgileri bu noktada alacaksınız ve ona göre de gerekli müdahaleleri yeri geldiği zaman yapacaksınız. Çünkü bu, geçtiğimiz seçimlerde hep yaşanan olaylar. Tehdit altında olan bölgelerimiz oldu, illerimiz oldu, ilçelerimiz oldu, köylerimiz oldu. Bu tehdit yaşandığı takdirde tabii ki insanlar normal olarak, sağlıklı bir irade, demokratik bir irade ortaya koyamıyorlar. Demokratik iradesini rahatlıkla ortaya koyduğu zaman çok daha net, çok daha şeffaf, çok daha berrak bir seçimi yaşama fırsatını bulacağız. Seçim sürecinin, propaganda sürecinin barış içinde, karşılıklı hoşgörü ve nezaket içinde geçmesi için tedbirlerimizi almalıyız. Sorunsuz, demokratik bir anlayış, demokratik bir şölen havasında seçimlerin yapılması için valilerimiz başta olmak üzere ilgili tüm arkadaşlarımız inanıyorum ki canla başla çalışacaklardır.” Erdoğan, Türkiye'de 10 yıllar boyunca bir çok alanın ihmaline zemin hazırlayan en önemli sebeplerden birinin “halkla temasın siyasetçiye bırakılması ve bürokrasinin ise halkla iletişimi koparması” olduğunu bildirdi. Erdoğan,”Yıllar boyunca bürokrasi ile halk arasındaki makas açılmış ve bürokrasi kendisini halkın çok çok üzerinde görmeye başlamış, halk da bürokrasiyi ulaşılamaz bir makam olarak algılamaya başlamıştır” dedi. “81 ilin en yüksek mülki idare amirleri olarak omuzlarınızda ağır sorumluluk taşıyorsunuz” diyen Başbakan Erdoğan, valilere şöyle seslendi: “Şehirlerimizin her türlü sorunuyla baş etmek, şehirlerimizi mamur hale getirmek için büyük özveriyle çalışıyorsunuz. Özellikle son yıllarda şehirlerimizin geçmişte ziyadesiyle ihmal edilmiş meselelerini telafi etmek için yoğun mesai içinde olduğunuzu da biliyoruz. Son dönemde şehirlerimiz çok hızlı bir şekilde gelişiyor ve değişiyor. Şehirlerimizin kalkınması, temel sorunlarını aşması, yaşam standartlarını yükseltmesi için her alanda önemli gelişmelere şahit oluyoruz. Şehirlerimiz arasındaki gelişmişlik farkı giderek azalıyor. Marka şehirlerimizin sayısı giderek artıyor, şehirlerimizin imkan ve potansiyeli harekete geçiriliyor.” “ŞEFKAT DOLU YÜREĞİ...” Erdoğan, bu hızlı gelişimden memnuniyet duyduklarını belirterek, şunları söyledi: “Bu gelişim ve değişimin en büyük aracısı olarak valilerimizle ve kaymakamlarımızla elbette gurur duyuyoruz. 6 yıl boyunca sizlerle yaptığımız toplantılarda her fırsatta dile getiriyorum. Biz illerimizde, şehirle bütünleşmiş, halkla iletişim kurmuş, kaynaşmış her an halkın içinde olan, her an yatırımları, projeleri yakından takip eden, sorunlara çözüm üretmenin gayreti içerisinde olan valiler, idareciler görmek istiyoruz. Biz valilerimizi şehirlerimizde devletin tebessüm eden yüzü, şefkat dolu yüreği, kucaklayıcı, sahiplenici, koruyucu eli olarak görmek istiyoruz. Valilerimizi ulaşılamaz makamlarında değil mezrada, köyde ilçede görmek, şehrin içinde halkla muhabbet ederken sorunlarını dinlerken görmek istiyoruz. Bu şekilde çalışan valilerimizi gördükçe halkımızın memnuniyetini gördükçe bizler de memnun oluyoruz. Bu ülkenin Başbakanı, Bakanı hiçbir kompleks hissetmeden hiçbir çekincesi tereddütü olmadan ülkemizin karış karış geziyorsa her bir şehrimizin valisi de ilini karış karış gezecektir. Eğer yönetimden anladığımız halkımızın derdine derman olmaksa halkımızla mutlak suretle kaynaşmak zorundayız. Biz, yöneticiliği makam mevki, millete efendilik etme yeri olarak görmüyoruz. Tam aksine millete hizmet etme ve milletin gönlünde yer edinme uğraşı olarak görüyoruz. Türkiye'de 10 yıllar boyunca bir çok alanın ihmaline zemin hazırlayan en önemli sebeplerden biri halkla temasın siyasetçiye bırakılması, bürokrasinin ise halkla iletişimini koparmasıdır. Yıllar boyunca bürokrasi ile halk arasındaki makas açılmış ve bürokrasi kendisini halkın çok çok üzerinde kendini görmeye başlamış, halk da bürokrasiyi ulaşılamaz bir makam olarak algılamaya başlamıştır. Önceki dönemlerde siyasetçiler de halkı seçimden seçime hatırlamaya başlayınca adeta milletimiz bir yalnızlığa itilmiştir. “ Başbakan Erdoğan, Şeyh Edebali'nin, Osman Gazi'ye yapmış olduğu 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' nasihatını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet bizatihi milletin ta kendisidir ve millete aittir. Devlet millete hizmet için vardır. Yük olmak için değil. Devlet, milletten, millet, devletten gayri değerlendirilirse o zaman mesafe açılır ve yeni yeni sorunlar doğar. Son dönemde tüm yönetim kademelerinin halkımıza yaklaştığı, halkımızla kaynaştığı bir dönem yaşıyoruz. Artık masa başından yönetim devri sona ermiştir. Her kademedeki yönetici arkadaşımız arazideki durumu hissederek, yaşayarak süreci götürmeye çalışmalıdır. Ancak bu yolda katedeceğimiz çok mesafe olduğunu da belirtmek durumundayım. Katılımcı demokrasi işi sadece siyasetçilerin işi değildir, sizlerin de işi.”
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
ak partİ, erdoğan, yerel seÇİmler |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|